Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2190 E. 2019/502 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2190 Esas
KARAR NO : 2019/502
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2017
NUMARASI : 2014/1008 2017/444
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında MR, BT, DSA, Periferik, anjio, röntgen, mamografi,kemik yoğunluğu, USD ve doppler tetkikleri hizmetlerinin satın alınması için 01/10/2012 tarihli hizmet sözleşmesi akdedildiğini, davalıya verilen hizmet karşılığı kesilen faturaların bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takibe geçtiklerini, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; davacının, tetkiklerin hangi hastalara yapıldığını ve faturada belirtilen hizmetleri verdiğini ispat etmesi gerektiğini, davacının henüz muaccel olmayan bir alacak için takibe geçtiğini, icra inkar tazminatı da talep edilemeyeceğini, davacının takip öncesi döneme ilişkin faiz taleplerinin de yerinde olmadığını beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının davasının kısmen kabulüne, davalının … İcra Müdürlüğnünün … sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin 12.968,38 TL üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren %11,75 oranı geçmeyecek şekilde değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, bakiye isteminin reddine, alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan alacak miktarı üzerinden %20 İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Aş. vekili istinaf taleplerinde;
1-Müvekkili şirket ticari defter ve kayıtlarında yer almayan, hizmetin eslimi ve faturaların tebliği olgusu ispat edilememiş olan faturalar ile toplamda 6.384,20-TL tutarlı 4 adet fatura yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 12.05.2016 tarihli, 2016/1227 E. ve 2016/8824 K. sayılı kararının da bu yönde olduğunu, huzurdaki itirazın iptali davasınında, faturaların kayda alınmalarının, hizmetin sunulduğu anlamına gelmeyeceğini Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 11.04.2016 tarih ve 2015/17110 E., 2016/6247 K. numaralı içtihadının da bu şekilde olduğunu, hizmetin teslim edildiği hususunun ispat külfetinin de davacıda olduğunu,
2-Davacı tarafın 10 adet fatura yönünden ne faturanın tebliği ne de mal teslim olgusunun ispatlanamadığını, SGK tarafından gönderilen yazı cevabı ile davacının her bir fatura yönünden ayrı ayrı hastaların ismini bildirdiği liste karşılaştırıldığında çoğunun isminin SGK. listesinde, müvekkili hastanede tedavi gören kişiler arasında yer almadığını, davacı tarafından alacak talebinde bulunulan faturalara konu hizmetlerin toplamda 114 hastaya sunulduğu iddia edilerek hasta isimleri liste halinde sunulmuş olup, SGK. yazı cevabında sadece 76 adet hastanın müvekkili hastanede tedavi gördüğünün belirtildiğini,
3-31/10/2012 tarihli, 854380 numaralı, 1 adet hizmet bedeli konulu fatura içeriğinden ne hizmeti sunulduğunun anlaşılamadığını, davacı tarafından… ve … isimli hastalara MR, DR ve KMD hizmeti sunulduğu iddia edilmekte ise de, SGK. tarafından gönderilen yazı cevabında müvekkili hastanede tedavi gören hastaların içerisinde işbu hastalar yer almadığından davacı tarafından bu faturaya yönelik hizmetin sunulduğunun ispat edilemediğini, bu fatura yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini,
4-30/11/2012 tarihli, 854541 numaralı, 58 adet MR, 2 adet BT, 12 adet MR kontrast madde ve 1 adet BT kontrast madde bedeli konulu fatura içeriğinden hangi hastalara hizmet sunulduğunun anlaşılamadığını, davacı tarafından 52 adet farklı hastaya hizmeti sunulduğunun iddia edildiğini, SGK. tarafından gönderilen yazı cevabında müvekkili hastanede tedavi gören hastaların içerisinde çoğunun isminin yer almadığını, ismi yer alsa dahi dosyanın içerisine girildiğinde “kayıt bulunamadı” şeklinde uyarı bulunduğunu,
5-30/11/2012 tarihli, 854542 numaralı, 2 adet MR Çekim bedeli konulu fatura içeriğinden hangi hastalara hizmet sunulduğunun anlaşılamadığını, davacı tarafından … isimli hastalara MR hizmeti sunulduğu iddia edilmekte ise de, SGK. tarafından gönderilen yazı cevabında müvekkili hastanede tedavi gören hastaların içerisinde işbu hastalar yer almadığını,
6-31.01.2013 tarihli, 854922 numaralı, 7 adet USG Çekim ve 2 adet D. Röntgen bedeli konulu fatura içeriğinden hangi hastalara hizmet sunulduğunun anlaşılamadığını, davacı tarafından .. . .. isimli hastalara USG ve DR hizmeti sunulduğu iddia edilmekte ise de, SGK. tarafından gönderilen yazı cevabında müvekkili hastanede tedavi gören hastaların içerisinde işbu hastaların yer almadığını,
7-Taraflar arasındaki sözleşmeye göre SGK. tarafından her bir fatura yönünden müvekkili şirkete ödeme yapıldığı tarih belirlenmeden davacı tarafın alacaklı sıfatına haiz olmasının mümkün olmadığını, SGK’nın gönderdiği CD içerisinde ödeme tarihi ve bilgileri yer almamasına karşın hükme esas alınan raporda dava konusu faturaların ödendiğine ilişkin tespite ulaşılmasının hatalı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca ilk derece mahkemesince SGK’ya müzekkere yazılarak tetkik ücretlerinin hangi tarihlerde müvekkili şirketin işlettiği hastaneye ödendiğinin sorulması ve davacı tarafın takip tarihi itibari ile takip başlatmakta hukuki yararının bulunup bulunmadğının tespiti gerektiğini, zira sözleşmede ödemelerin, SGK tarafından ödeme yapılmasından sonra 3 gün içinde yapılacağının kararlaştırıldığını,
8-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda vade tarihinin takip tarihinden daha sonraki bir tarih olarak belirlendiğini, temerrüt oluşmadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 23.03.2004 tarih, 2003/14321E. 2004/3857 K., Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18.12.2006 tarih, 2005/12062 E., 2006/13461 K., Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 24.09.2013 tarih, 2013/12715 E., 2013/14595 K. Sayılı kararlarının da bu yönde olduğunu,
9-Alacak iddiasının likit olmaması ve itirazımızın haklılığı nedeniyle davacının yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup, kararın bu açıdan da ortadan kaldırılarak icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesini talep ederiz.
10-Davacının icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar verilmesi gerektiğini, alacağın likit ve itirazın haksız olması gerektiğini, yukarıda açıklandığı üzere ödeme emrine itirazlarının haklı olduğunu, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 06.02.2008 tarih 2007/5757 E. ve 2008 / 668 K., Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 04.05.2016 tarihli, 2015/30617 E. ve 2016/12229 K., Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.06.2002 tarih, 2002/9-498 Esas, 2002/488 K. sayılı kararlarının da bu yönde olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesi davacı vekiline 17/08/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 25/08/2017 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek,Dava konusu alacaklarına dayanak faturaların davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer almamasının önemli olmadığını, zira davalı şirketin usulüne uygun olarak defter tutmaması sonucu müvekkilinin hakedişini alamaması gibi bir durumun kabul edilemeyeceğini, verilen hizmet sonrası kesilen tüm faturaların davalı şirkete gönderildiğini, herhangi bir itirazda da bulunulmadığını, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesinin 5. Maddesindeki ödeme şekli düzenlemesine göre; … yapılan tetkiklerin ücretlerini SGK’dan tahsil ettikten sonra …ye en geç üç iş günü içerisinde ödeneceğinin kabul edildiğini, SGK.dan gelen yazı ekindeki CD’de ayrıntılı bilgi verildiğini, bilirkişi raporuyla haklılıklarının tespit edildiğini, TBK.nun 117/2. ve sözleşmenin 5. Maddesin gereğince avalının temerrüde düştüğünü, alacağın likit ve itirazın haksız olduğunu, bilirkişi raporuna HMK.nun 281. Maddesine aykırı olarak süresinden sonra itiraz edildiğini belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davalı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Davacı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 24/02/2014 tarihinde işlemiş faizleriyle birlikte 18.793,38.-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattıktan sonra ödeme emrinin borçlu/davalıya 27/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 06/03/2014 tarihinde hiçbir borcu olmadığını belirtilerek, borcun tamamına ve faize itiraz ederek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 26/03/2014 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.Dava, sözleşmeye dayalı ticari ilişki kapsamında verilen hizmet karşılığı düzenlenen ve ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.Taraflar arasında imzalanan ve dosyaya ibraz edilen sözleşmeyle ilgili olarak bir itiraz bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sözleşmeye dayalı hizmetin verilip verilmediği, verilmiş ise faturada belirtilen miktarların doğru olup olmadığı veya faturaların tebliğinin yapılıp yapılmadığı noktalarında toplanmaktadır.Taraflar arasındaki sözleşme 01/10/2012 tarihli olup, sözleşme ile davacı, davalıya ait hastanede MR, BT, DSA, Periferik, anjio, röntgen, mamografi, kemik yoğunluğu, USD ve doppler görüntüleme hizmeti verilmesi işini üstlenmiştir. Sözleşmenin 5. Maddesinde, davacı tarafından sunulan hizmetin bedeli, davalı tarafından SGK dan tahsil edildikten sonra en geç üç iş günü içinde ödeneceği kararlaştırılmıştır. Mahkemece, SGK.dan davacının, davalı kurum aracılığı ile hangi hastalara ne hizmeti verdiğine ilişkin bilgi ve belgeler getirtilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları ile birlikte bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişice, tarafların defter ve kayıtların usul ve yasa hükümlerine uygun tutulup tasdiklerinin yapılmış olduğu, böylece tarafı lehine delil vasfı taşıdığı bildirilmiştir.
Davacının icra takibine konu ettiği faturaların ticari defter ve kayıtlarında kaydedilmiş olduğu ve davalıdan; 16.349,38.-TL alacaklı olduğu, 3.381,00.-TL ödeme yapıldığı, toplamda 12.968,38 TL alacaklı olduğu görülmüştür.
Davalının ticari defter ve kayıtlarında, davacının takibe konu ettiği faturalardan 31/10/2012 tarih ve 854400 nolu 2.534,40 TL bedelli, 31/12/2012 tarih ve 854774 nolu, 2.613,60 TL bedelli, 31/12/2012 tarih ve 854773 nolu 773,12 TL bedelli, 31/12/2012 tarih ve 854725 nolu 2.500,01 TL bedelli, 07/01/2013 tarih ve 854805 nolu 881,02 TL bedelli ve 31/01/2013 tarih ve 854923 nolu 663,03 TL bedelli toplam altı adet faturanın kayıtlı olduğu ve davacıya 9.965,18.-TL borçlu olduğu, 3.381,00.-TL ödeme yapıldığı, davalının defterlerine göre davacıya 6.584,36 TL borçlu olduğu ancak 01/04/2013 tarih ve 854923 nolu 663,03.-TL bedelli fatura borç kayıtlarına işlenirken maddi hata yapıldığı, borç tutarının 6.854,36.-TL olarak göründüğü anlaşılmıştır.
Buna göre;
31/10/2012 Tarih ve 854380 nolu 459,00.-TL bedelli
30/11/2012 Tarih ve 854541 nolu 5.390,60.-TL bedelli
30/11/2012 Tarih ve 854542 nolu 324,00.-TL bedelli
31/01/2013 Tarih ve 854922 nolu 210,60.-TL bedelli
Toplamda 6.384,20.-TL tutarındaki 4 adet faturanın uyuşmazlığın temelini teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Zira davalının defterlerinde kayıtlı olan ve itiraza uğramayan faturalara ilişkin hizmetin teslim edilmediği veya verilmediği ileri sürülemez.
31/10/2012 Tarih ve 854380 nolu 459,00.-TL bedelli faturaya ilişkin hizmetin neye ilişkin olduğunun belli olmadığı, Tetkik adı kısmında “Hizmet Bedeli” yazılı olduğu, bu hizmetin (Davalı adına) kime (hangi hastaya), ne amaçla verildiğinin faturada açıklanmadığı, 30/11/2012 Tarih ve 854541 nolu 5.390,60.-TL bedelli faturaya ilişkin hizmetin MR ve BT çekimi ile bu çekimlere ilişkin kontrast madde kullanımı için olduğu, bu hizmetin (Davalı adına) kime (hangi hastaya) verildiğinin faturada açıklanmadığı, 30/11/2012 Tarih ve 854542 nolu 324,00.-TL bedelli faturaya ilişkin hizmetin MR çekimine ilişkin olduğu, bu hizmetin (Davalı adına) kime (hangi hastaya) verildiğinin faturada açıklanmadığı, 31/01/2013 Tarih ve 854922 nolu 210,60.-TL bedelli faturaya ilişkin hizmetin MR çekimine ilişkin olduğu, bu hizmetin (Davalı adına) kime (hangi hastaya) verildiğinin faturada açıklanmadığı, anlaşılmaktadır.Her ne kadar SGK’dan faturalarda yer alan hastaların davalı kurumdaki tedavilerine ilişkin ödemeler sorulmuş ise de yukarıda değinildiği gibi faturalarda hasta isimlerine ilişkin bilgi bulunmamaktadır. SGK’dan gönderilen CD’nin ve davacı vekilince dosyaya sunulan doktor raporlarının yukarıda belirtilen faturalarla ilişkilendirmek mümkün olmamaktadır. Bilirkişi raporunda da bu husus tartışılmadan davacının alacaklı olduğu belirtilerek rapor bağlanmıştır. Tartışmalı faturaların tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir belgeye dosyada rastlanmadığı gibi bu faturalara dayanak hizmetin verildiği açık ve kesin olarak olarak ortaya konulamamaktadır. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Alacağın faturaya bağlı olması nedeniyle belirlenebilir (likit) olduğu Yargıtay’ın yerleşik uygulaması ile de kabul edildiğinden, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf taleplerinin reddi ile alacağın esasına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf taleplerinin KISMEN KABULÜNE,
2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/05/2017 Tarih ve 2014/5090 E. 2017/444 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3a-Davanın KISMEN KABULÜNE,
3b-Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine başlattığı icra takibine yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ İLE takibin 6.384,90.-TL Asıl Alacak üzerinden takip tarihindeki koşullarla aynen DEVAMINA,
3c-Davalının icra takibine yaptıkları itiraz haksız olduğundan ve asıl alacağın 6.384,90.-TL’si kabul edildiğinden, bu miktar üzerinden % 20 hesabıyla hesaplanan 1,276,98.-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
3d-Fazlaya dair taleplerin REDDİNE,
3e-Harçlar kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 436,15 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken karşılanan 255,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 180,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3f-Davacı tarafından dava açılırken peşin yatırılan 255,85 TL peşin harç ve 25,20 Başvuru harcı ile davacı tarafından yapılan toplam 1.844,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 792,92 TL’si ile toplam 1.073,97 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, red oranına göre kalan bakiyenin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
3g-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3h-Davacı vekili için, AÜTT gereği Kabul edilen kısım üzerinden karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 2.725 TL ücreti vekaletin, davalıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren DAVACIYA VERİLMESİNE,
3ı-Davalı vekili için, AÜTT gereğince Red edilen kısım üzerinden karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 2.725 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı + 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 189,50 TL harcın, Davalı tarafından peşin yatırılan 338,56 TL harçtan mahsubu ile bakiye 149,06 TL harcın talep halinde kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE,
5-Davalı tarafından peşin yatırılan 189,50 TL istinaf harçlarının, davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderleri bulunmadığında bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
6100. Sayılı HMK’nın 353/1b,2 ve 362/1a Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/03/2019