Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2184 E. 2018/2186 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2184 Esas
KARAR NO : 2018/2186
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2017
NUMARASI : 2015/405 2017/116
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde : Müvekkili şirketin davalıya güvenlik hizmeti verdiğini, bu işe ilişkin düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşmeye göre, davacının 7 gün boyunca 20.00 – 08.00 saatleri arasında Pazar günleri gece gündüz olacak şekilde güvenlik hizmeti vermesi gerektiğini, 07/10/2014 tarihinde işyerinden kablo çalındığını, davacının görevini yerine getirmediğini, sözleşmenin bu sebeple feshedildiğini, talep edilen faturanın müvekkili şirkete gönderilmediğini, icra takibinin haksız olduğunu, davalıya usulüne uygun şekilde gönderilen faturaların ödendiğini beyanla davanın reddi ile kablo hırsızlığından dolayı uğradığı 7.500 TL zararın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde : Fesih sebebinin hırsızlık sebebi olmadığını, fesih tutanağında gerekçe belirtilmediğini, faturanın davalıya tebliğ edildiğini, karşı dava yönünden ise hırsızlık olayına ilişkin bir emare bulunmadığını, karşı davacının iddiasını ve davacının kusur ve ihmalinin buna sebep olduğunu ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2015/405 Esas, 2017/116 Karar nolu 27/02/2017 tarihli kararında özetle;
1-Kocaeli … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile ; Takibin 5.557,64 TL asıl alacak ve 57,56 TL işlemiş faiz bakımından devamına,
2-5.557,64 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Asıl alacak likit olduğundan asıl alacak olan 5.557,64 TL üzerinden hesap edilecek % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davalı lehine reddedilen kısım için kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Karşı dava bakımından 7.500,00 TL alacak talebinin bilirkişi raporundaki % 80 kusura göre 6.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …Hizm. Tic. Ltd. Şti’nden tahsiline, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı karşı davalı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 28/04/2017 harç tarihli havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
Karşı dava yönünden verilen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, hırsızlığın gerçekleştiği konusundaki sonraki raporlara dayanak gösterilen 21/03/2016 tarihli polis memuru tarafından düzenlenen raporun tamamen ihtimale dayalı bir takım tespitler içerdiğini, bahsedilen görüntülerden bir hırsızlık vakasının tespit edilemeyeceği, rapora karşı bu yöndeki itirazlarını da bildirdiği, buna rağmen bu rapor baz alınarak karşı davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
Davalı karşı davacı vekilinin yasal süresinde sunduğu 02/05/2017 harç tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
Mali yönden yapılan incelemenin eksik olduğu, çünkü sadece davacı karşı davalının defterlerinin incelendiği, kendi ticari defterlerinin incelenmediği,
2-Bilirkişi ek raporunda yapılan faiz hesaplamasının da hatalı olduğu, faturanın kendilerine tebliğ edilmediği, buna rağmen ihtarname tarihinden itibaren faiz hesaplamasının hatalı olduğu,
3-Faturanın tebliğine ilişkin dosyaya gelen tebligat parçasını da kabul etmedikleri, çünkü gönderildiği iddia edilen postanın içinde fatura olup olmadığının belli olmadığı,
4-Bilirkişi tarafından hırsızlığın gerçekleştirildiğinin kabul edildiği bu durumda hırsızlığın tespit edildiği ve fatura tebliğinin de geçersiz olması karşısında mahkemece asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği,
5-Karşı dava bakımından ise müvekkili şirkete hırsızlığın meydana gelmesinde % 20 kusur atfedildiği oysa tüm önlemleri gerektiği gibi aldığı bu nedenle müvekkili firmaya kusur atfedilemeyeceği, davacı karşı davalının yüzde yüz kusurlu olduğu ve alacaklarının tamamına hükmedilmesi gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Asıl dava hizmet bedelinden kaynaklanan fatura alacağı nedeni ile İİK 67 maddesi gereğince başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası, karşı dava ise sözleşmenin haklı feshi nedeni ile tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı ile aralarındaki güvenlik hizmet sözleş- mesi gereğince edimlerini yerine getirmesine rağmen düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini, bu nedenle hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını, fakat davalının bu takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğundan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı vekili ise cevap ve karşı dava dilekçesinde, taraflar arasındaki güvenlik sözleşmesi edimlerinin davacı tarafça yerine getirilmediği, iş yerinden kablo çalındığını, bunda davacının ihmalinin bulunduğunu, sözleşmenin bu nedenle kendileri tarafından feshedildiğini, öte yandan talep edilen faturanın davalı şirkete gönderilmediğini, icra takibinin haksız olduğunu belirterek asıl davanın reddi ile, hırsızlık olayından dolayı uğradıkları 7.500,00 TL zararın faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece her iki davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Taraflar arasında güvenlik sözleşmesinin kurulduğunun uyuşmazlık konusu olmadığı, uyuşmazlığın davacı şirketin hizmetini tam olarak ifa edip etmediği, takibe konu faturanın davalıya tebliğ edilip edilmediği, davalının iddia ettiği hırsızlık olayının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise tarafların kusuru ile davalının uğradığı zarar miktarında toplandığı görülmektedir.
Mahkemece ticari defterler üzerinde ve fatura alacağına ilişkin bilirkişi incelemesi ile hırsızlık olayının varlığına ve bundan dolayı da tarafların kusur tespitine yönelik bilirkişi incelemeleri yaptırmış ve bu konudaki raporlar dosyaya sunulmuştur.
Elektrik mühendisi, iş güvenliği uzmanı ve mali müşavir tarafından düzenlenen 01/02/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacı firmanın 2014 yılı ticari defterlerinin yasaya uygun ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, bu defterlere göre davacının, davalıdan 5.557,70 TL alacaklı olduğu, hırsızlık olayının tespitine yönelik cd çözümü yapılamadığından görüş bildirilemediği, fakat çalındığı iddia edilen kablonun olay tarihi itibariyle 6.475,00 TL + KDV (%18) değerinde olduğu tespitleri yapılmış, mahkemece bu rapor ışığında hırsızlık vakasının tespitine yönelik cd çözümü konusunda 21/03/2016 tarihinde bilirkişi raporu alınmış ve bu raporda özetle; kabloların çalınmasına yönelik faaliyetlerinin bulunduğu, olay yerinde araç ve şüpheli kişilerin faaliyetlerinin mevcut olduğu, fakat direk olarak araca kabloların yüklenip yüklenmediğinin görülemediği, bunun nedeninin ise kamera açısının şüpheli şahıslara ait siyah renkli … marka araç tarafından kesilmesi olduğu tespitleri yapılmış, mahkemece son olarak ilk bilirkişi heyetinden 23/01/2017 tarihli ek rapor alınmış, bu raporda da, hırsızlık olayının meydana gelmesinde davacının % 80 , davalının ise % 20 oranında kusurlu oldukları tespitleri yapılmış ve mahkemece bu bilirkişi raporu baz alınarak davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Öte yandan mahkemece dinlenen davalı-karşı davacı tanığı, hırsızlık olayının meydana geldiğini, makarada 800 m kablo olduğu fakat daha önce kullanıldığı için hırsızlık esnasında 188 m kablo kaldığını tespit ettiklerini beyan etmiştir.
Dosya kapsamına göre taraflar arasında 24 Ocak 2014 tarihli güvenlik sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 27/10/2014 tarihli her iki tarafın yetkilisinin imzası ile düzenlenen sözleşme fesih tutanağı ile feshedildiği, 27/10/2014 tarihine kadar davacı şirketin sözleşme kapsamında davalıya hizmet verdiği, davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 5.557,70 TL alacaklı gözüktüğü, ve bu miktar üzerinden davacı tarafça 31/10/2014 tarihli fatura düzenlendiği, fatura alacağı için davacı tarafça davalı aleyhine Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında 5.557,70 TL asıl alacak, 76.74 TL işlemiş faiz toplamı 5. 634,44 TL üzerinden icra takibinde bulunulduğu, davalının bu takibe itiraz ettiği görülmektedir.
Her ne kadar faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği iddia edilmiş ise de, sadece dosyaya sunulan posta gönderisinden bu faturanın tebliğ edildiği anlaşılamamaktadır.
Ayrıca, davacı tarafça, davacı karşı davalıya 24 Kasım 2014 tarihli ihtarname ile 5.557,70 TL’nin ödenmesi ihtarında bulunulmuş, davalı-karşı davacı, bu ihtarnameye karşılık 4 Aralık 2014 tarihinde cevap vermiştir.
Karşı dava yönünden ise, 07/10/2014 gecesi davalı-karşı davacı iş yerinde kablo hırsızlığı olayının meydana geldiği ve yaklaşık 185 m kablonun çalındığı, bilirkişi raporuna göre çalınan kablonun KDV dahil değerinin 7.640,50 TL olduğu, hırsızlığın meydana gelmesinde davacının %80 ve davalının % 20 oranında kusurlu oldukları, bu yöndeki tespitlere yönelik dosyada mevcut bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun yeterli ve hüküm kurmaya elverişli oldukları, buna göre davacı firmanın, davalıdan 5.557,64 asıl alacak ve 57,76 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu, alacağın da likit olduğu, davalı karşı davacının ise, hırsızlıktan dolayı 7.500,00 TL’lik zararının meydana geldiği, yüzde yirmi oranındaki kusuru dikkate alındığında, davacı karşı davalıdan 6.000,00 TL talep edebileceği, bu verilere göre ilk derece mahkemesince her iki dava yönünden verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, her iki taraf vekilinin istinaf başvurularının bu nedenlerle reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı esas ve usul yönünden hukuka uygun bulunduğundan her iki tarafın istinaf başvurusunun, HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2- Davalı-karşı davacı … Sistemleri… AŞ yönünden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 98,10 TL olmak üzere 153,30 TL harcın, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 352,66 TL harçtan mahsubuna 199,36 TL harcın hüküm kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davacı-karşı davalı….ŞTİ yönünden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 98,10 TL olmak üzere 153,30 TL harcın, davalı tarafından peşin olarak yatırılan (85,70 TL +103,00 TL =) 188.70 TL harçtan mahsubuna 35.40 TL harcın hüküm kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/12/2018