Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2183 E. 2019/45 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2183 Esas
KARAR NO : 2019/45
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/05/2017
NUMARASI : 2016/623 Esas 2017/380 Karar
DAVA : İflas (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 17/01/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan, Romanya, Endonezya ve Malezya’da 60’ın üzerinde spor kulübü bulunan “…&Spa” organizasyonunun bir parçası olarak 16/05/2011 tarihinde Türkiye’de faaliyete geçtiğini, faaliyete geçtiği tarihten itibaren sürekli zarar ettiğini, Türkiye’de elde ettiği kazancın giderlerini hiçbir zaman karşılayamadığını, yurtdışı organizasyonunun finansal desteği ile ayakta kaldığını, bu durumun büyük maddi külfet oluşturduğunu, yurt dışı yapılanmanın maddi desteğini almadan ticari faaliyetini sürdüremeyeceğini, borca batık olduğunu, zararın her sene katlanarak arttığını, ekonomik krizi aşabilmek adına kendi içersinde bazı düzenlemeler yaptığını, aldığı işletmesel kararlarla yeniden yapılanma sürecine girdiğini, bünyesinde birçok pozisyonun kapatılmasına, kapatılmayan pozisyonlarda ise istihdam edilen işçi sayısını minimuma indirilmesine ve kilit personel ile ticari faaliyetin sürdürülmesine, masraf kalemlerinin azaltılması için faaliyet gösterdiği spor kulüplerinin içersinde bulunduğu AVM yönetimi ile iletişime geçerek kira bedellerinin düşürülmesine ve yeni sistemler oluşturarak müşteri memnuyitenin arttırılmasına, farklı tasarruf yöntemi ile giderlerini azaltarak gelirlerini artırmaya çalışmasına rağmen, gelirleri artsa da, giderlerini karşılayamadığını, 25/05/2016 tarihinde toplanan ortaklar kurulu “şirketin 30 Nisan 2016 tarihli ana bilançosundan şirketin aktiflerinin şirket borçlarını karşılamaya yetmediğinin anlaşıldığını, dosyaya sunulan belgeler kapsamında davacı şirketin varlıklarının borcunu karşılamadığı, sürekli zarar ettiği, sermayenin 2/3’nün karşılıksız kaldığı anlaşıldığından 25/05/2016 tarihli ortaklar kurulu kararı gereğince davacı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MÜDAHİL BEYANLARI:
Bir kısım müdahiller tarafından davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2016/623 E., 2017/380 K. sayılı kararında özetle; İİk 178 maddesinde öngörülen şartların gerçekleşmesi nedeniyle, davanın kabulü davacı …İşletmeciliği Limited Şirketi’nin iflasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Müdahil … A.Ş vekilinin yasal süresi içinde sunduğu 10.07.2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-İlk derece mahkemesi tarafından verilen iflas kararının gerekçesiz olduğu, anayasal bir ilke olan mahkeme kararlarının gerekçeli olması kuralının ihlal edildiği, bu durumun dahi açıkça ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu gösterdiği,
2-İlk derece mahkemesi tarafından “borca batıklık” ve “iflas” hallerinin şeklen incelendiği, somut olay ve tarafların iddiaları değerlendirilmeksizin karar verildiği, “hileli iflas” ihtimalinin göz ardı edildiği, verilen iflas kararının açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu, ilk derece mahkemesince verilen karar İcra ve İflas Kanunu’nda yer verilen usule uygun gözükse de mahkemenin, tek bir bilirkişi raporu dışında hiçbir inceleme yapmaksızın karar verdiği, bu durum esaslı bir eksiklik olup bu eksiklik tamamlanmadan verilen hükmün kanuna aykırılık teşkil ettiği,
4-İlk derece mahkemesinin, eksik incelemeye dayanan bilirkişi raporuna dayanarak iflas kararı verdiği, oysa ki, davacı … Fitness’in malvarlığının, aktifini kaçırmak suretiyle ve basiretsiz davranışları nedeniyle, şirket kayıtlarında borca batık gözüktüğü,
5-Hükme esas alınan bilirkişi raporunu tanzim eden bilirkişilerin, fitness ekipmanlarının değerinin tespiti için gerekli uzmanlığı haiz olmadıkları,
6-Borca batıklık halinin, gerekçeli kararda yer verildiği üzere Türk Ticaret Kanunu’nun 376/3. maddesinde yer verilen varlıkların rayiç değerine ve İcra İflas Kanunu’nun 178/1. maddesinde belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmesi gerektiği, oysaki Mahkeme tarafından gerekli inceleme ve değerlendirmenin yapılmadığı, eksik bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verildiği, kendilerinin ve diğer feri müdahillerin ek rapor tanzimi yönündeki taleplerinin de yine gerekçe gösterilmeksizin reddedildiği, yurtdışından gelen paranın (fonun) aktarılma sıklığı ve meblağı, bu fonun, üyelik gelirlerinin ve aktiflerinin öncelikli olarak hangi masraf ya da yatırımlara kullanıldığı ya da doğru kullanılıp kullanılmadığı ve şirketi iflasa sürüklemek için özellikle de yurtdışındaki şirkete bir para akışı sağlanıp sağlanmadığı hususlarına ne raporda ne de Mahkemenin gerekçeli kararında değinilmediği,
7-Davacı, şirket gelirlerini şirket hesaplarına aktarmak yerine, doğrudan ya da dolaylı olarak yurt dışına kaçırarak ve hakkındaki takipleri ertelemek ve borçlarını ödemeyi geciktirmek için şirketi kasten ve kötü niyetle iflas noktasına getirdiği, yabancı ortaklı davacı … Fitnessin, müvekkili Şirket ile 10 yıllık süreyle imzalanan kira ve işletme devri sözleşmeleri kapsamında ödemekle yükümlü olduğu aylık kira bedellerini ve enerji giderlerini ödemediği gibi, işbu davanın müdahili olan müvekkilini ve alacaklı konumunda olan tüm diğer müdahil tarafları telafisi imkansız surette zarara uğrattığı,
8- Spor salonlarının kapatıldığı güne kadar … & Spa’nın Türkiye’deki tüm faaliyetlerinin sonlandırılacağını bile bile, doğru fiyat ya da maliyet gözetmeksizin sürekli yeni kayıt alan ve üye ödemelerine ilişkin promosyonlar sunan … Fitness’in, bir anda 31.05.2016 tarihi itibariyle, İstanbul’daki tüm şubelerindeki bütün çalışanlarına kısacık bir bilgilendirme mesajı yolladıktan hemen sonra iflas ettiğini duyurduğu, son dakikalarda dahi aldığı yıllık üyelik ücretlerini de tahsil ederek şirket gelirlerini yurtdışına kaçırdığı ve Türkiye’de çeşitli AVM’lerde bulunan tüm şubelerinin kapısına 1 (bir) saat içerisinde kilit vurduğu,
9-İlk derece mahkemesi tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, spor salonu malzemelerinin rayiç bedelleri hesaplanırken emsallerine bakılmaksızın yapılan hatalı ve eksik hesaplamanın mahkemeyi yanılgıya düşürerek iflas kararı vermesine sebep olduğu, hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava, davacı şirketin İİK 178 maddesi gereğince doğrudan doğruya iflası istemine yöneliktir.
Davacı taraf, şirketin 30 Nisan 2016 tarihli ana bilançosuna göre aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediği, davacı şirketin varlıklarının borcunu karşılamadığı, sürekli zarar ettiği, sermayenin 2/3’nün karşılıksız kaldığı gerekçesiyle, 25/05/2016 tarihli ortaklar kurulu kararı gereğince davacı şirketin iflasına karar verilmesini talep ettiği, müdahillerin, şirketin mal kaçırmak suretiyle, aktiflerini eksiltip pasiflerini çoğalttığı ve kendini müflis duruma sokmaya çalıştığını, hileli şekilde iflas şartlarını oluşturup iflas kararı verilmesine çabaladığını belirtip davanın reddini talep ettikleri, mahkemece, İcra İflas Kanunu’nun 178.maddesinin yasal şartları somut olayda gerçekleştiğinden davacı şirketin doğrudan doğruya iflas talebinin kabulüne ve şirketin iflasına karar verdiği anlaşılmıştır.
Müdahil tarafından ilk derece mahkemesinin kararı istinaf edilmiş, diğer istinaf sebepleri yanında ilk derece mahkemesi kararının yeterli gerekçe içermediği hususu da istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür. Mahkeme kararında gerekçe, kamu düzenine ilişkindir. Dosya kapsamına göre mahkemece verilen 04.05.2017 tarihli karar incelendiğinde dava ve cevap dilekçelerinin özetlendiği, dosyanın bilirkişiye verildiğinin belirtildiği,akabinde gelen bilirkişi raporu özetlendikten sonra raporun yeterli olduğundan bahsedilerek başka bir gerekçede gösterilmeyerek davanın reddine karar verildiği ve hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Gerekçe, hakimin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü işlevi görmekle birlikte, kararın, denetimi açısından önemlidir.
Öte yandan, HMK 27.maddesinde açıklanan hukuki dinlenilme hakkı, mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesini ve kararlaraın somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini de içerir.(Bknz. Baki Kuru; İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Usul Hukuku; s.460)
Yine, Yargıtay 15.HD /3986E-2015/1430K. Ve 20.03.2015 tarihli kararında belirtiği üzere, Anayasanın 2709 sayılı T.C Anayasasının 141 ve 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi uyarınca mahkeme kararının gerekçeli olması zorunludur. Mahkeme kararının gerekçeli olması kuralı, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin kararda yazılması ile yetinilmeyerek delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, bu kapsam- da hangi delile neden üstünlük tanındığının belirlenmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin de kararda mutlaka yazılı olmasını zorunlu kılar. Gerekçe sayesinde kararların doğru olup olmadığı denetlenebilir.
Kabule göre de, İİK’nın 178. maddesi uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir. Borca batıklık, borçlunun malvarlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur.Borca batıklığın tespiti için borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. İflas talebi üzerine mahkeme bilirkişi incelemesi yaparak iflas talebinin yerinde olup olmadığını belirler. Bunun içinde öncelikle, şirketin borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir. Mahallinde keşif yapılarak, uzman bilirkişi aracılığıyla tespit edilebilen niteliklerine göre kayıtlardaki malvarlığının (örn; araçlar, model ve yaş gibi diğer özelliklerine göre) rayiç değerlerinin tespitinin yapılması mümkündür. Rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. (Bknz. Yargıtay 23. HD. 2015/5758 E., 2016/4864 K. 03.11.2016 t.)
Açıklanan durum karşısında davacı şirketin mevcut kayıtları; mahkemece ulaşılabilecek tapu, trafik, sanayi ve ticaret odaları, ticaret sicil kayıtları gibi hak- kında bilgi alınabilecek belgeler, varlık kalemlerinin rayiç değerlerine ilişkin uzman (teknik) bilirkişi görüşleri ve somut olay bakımından özellik arz edebilecek diğer verilerin toplanma- sından sonra, yukarıda rapora karşı bir kısım müdahiller tarafından yapılan itirazları da karşılar mahiyette teknik, detaylı ve denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre borca batıklığın yukarıda gösterilen ilkeler çerçevesinde tespiti ile varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Sonuç olarak, yukarıda açıklandığı üzere, mahkeme kararında, delillerin tartışılarak değerlendirilmediği, hangi delilin diğerine üstün tutulduğunun belli olmadığı, bu hali ile kararın gerekçeli olarak nitelendirilemeyeceği, gerekçesiz bir kararın denetimininde mümkün olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen eksiklikler de giderildikten sonra karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 2016/623 Esas, 2017/380 Karar sayılı 04/05/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 36.80 TL ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85.70 TL harcın mahsubu ile bakiye 35.60 TL olmak üzere toplam 72.40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- İstinaf eden müdahil tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/01/2019