Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2155 E. 2019/1725 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2155 Esas
KARAR NO : 2019/1725
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/04/2017
NUMARASI : 2016/199 Esas, 2017/378 Karar
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat
KARAR TARİHİ: 03/10/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete Yangın Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan işyerinde, yoğun yağış sırasında sigortalı şirkete ait hastane binalarının … ait bina dışındaki hatların tıkanması sonucu geri tepen sular nedeniyle sigortalıya ait taşınmazda ve de eşyalarda hasar meydana geldiğini, 240.872,00 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini belirterek, ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; yargı yolunun idari yargı olduğunu, yağmur sularının uzaklaştırılmasında görevli belediyelerin ilgili belediyeler olduğunu, sigortalıya ait binanın inşaat tekniğine aykırı yapıldığını, İSKİ Atık Suları Kanalizasyon Deşarj Yönetmeliğinin 14/12 ve 14/9.maddesi gereğince sorumluluklarının bulunmadığını, hasar bedelinin fahiş olduğunu, ticari faizin yerinde olmadığını, sigorta primleri düşüldükten sonra zararın ödenmesi gerektiğini, sigortalının bakiye zararı için İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/508 Esas sayılı dosyasında dava açtığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince “…Davanın kabulüne, 240.872,00 TL’nin ödeme tarihi olan 04/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” yönünde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi incelemesinin yetersiz olduğunu, bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinin değerlendirilmediğini, kusurun yasal ve yönetmeliğe aykırı olarak atık su bağlantısını, yağmur suyu hattına bağlantı kuran sigortalıda olduğunu, İSKİ Atık Suları Kanalizasyon Deşarj Yönetmeliğinin 5/12.maddesi gereğince sorumluluklarının bulunmadığını, 5393 sayılı Belediye Kanunu 15/E maddesi gereğince, yağmur sularının uzaklaştırılmasının sağlamak görevinin ilgili belediyelere ait olduğunu, sigortalının İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/508 Esas sayılı davada, davacı şirketten 205.000,00 TL aldığını ifade ettiğini, hesap yönteminin doğru olmadığını, haksız eylemden kaynaklı olayda ancak yasal faiz istenebileceğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, davacının sigortalısına ödediği hasar bedelinin haksız fiil hükümleri gereğince rücuen tahsili istemine ilişkindir.Davacı taraf ibranameleri sunmuş, ancak dosya kapsamında davacının sigortalısına yaptığı ödemelerle ilgili dekontlar dosya kapsamında bulunamamış, istinaf incelemesi sırasında bu eksiklik Dairemizce giderilmiştir.Davacı şirkete 30/11/2014/30/11/2015 tarihleri arasında 90310308 nolu Yangın Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … AŞ’ye ait işyerinde 28-29/09/2015 tarihinde meydana gelen yağış sebebiyle hastane binasının su ile dolduğu, bina ve eşyaların hasarlandığı, sigortalı şirketin Küçükçekmece 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/85 D.İş sayılı tespit dosyası üzerinden tespit yaptırdığı, davacı sigorta şirketi tarafından hazırlanan ekspertiz raporu doğrultusunda sigortalıya 04/11/2015 tarihinde ayrı ayrı 205.000,00 TL ve 35.872,00 TL olmak üzere toplam 240.842,00 TL havale yolu ile ödeme yaptığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.Yerel mahkemece konusunda uzman bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde keşif yapılmış, kusur ve zarar konusunda rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 10/03/2017 tarihli raporlarında; su basan mahallin kat seviyesi (kot) kanal seviyesi altında olduğunu, bina sularının pompa yardımıyla ana kanal seviyesine ulaştırıldığını, atık suyu ve yağmur suyu giderlerine ait unsurların kullanıldığı, bina dışında tretuvar üzerinde bulunan rögarla kanal bağlantısının sağlanıp, kullanılan pompa vasıtasıyla toplanan suyun üst kata pompalanarak, yol güzergahında bulunan İSKİ kanallarına desarj edildiğini, binanın yapı kullanma izin belgesinin alındığını, yapının kullanım biçiminin kanal bağlantı sistemiyle alakalı bulunmadığını, kanal bağlantı projelerinin İSKİ tarafından onaylandığını, yapıya iskan verilmeden önce İSKİ’den belge alındığını, alt yapı hizmetlerinden yararlandırıldığını, sağlık tesisi olarak hizmet veren 4 katlı betonarme binanın 2.bodrum kat dahilinde şiddetli yağan yağmur neticesinde rögardan gelen suyun dolması sonucu yaklaşık 130 cm yüksekliğinde su baskınına maruz kaldığı, atık su ve yağmur suyunun aynı hatta mansaplandığı, aynı hatta ve gider mekanizmasının birleşik sistemde çalıştığını, su baskınında kusurun davalıya ait olduğunu, sigortalının zararının 470.209,81 TL olduğunu bildirmişlerdir.Tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davaya konu hasarın davalıların, TBK’nın 69.(BK 58) maddesi gereğince binanın fena yapılması yada muhafaza edilmesindeki kusurundan kaynaklanmadığı, hasarın İSKİ ana kanalının tıkanması sonucu binanın ana rögarından taşan sular nedeni ile meydana geldiği, bölgede yağmur suyu ve atık suyunun aynı boru hattında taşınması ve ayrık sistem olması halinde taşkın olmayacağı, zararın gerçekleştiği yerin bodrum katında olması, şebeke kanalında en yüksek su seviyesinin altında kalması gibi durumlarda tahliyenin, İSKİ tarafından onaylı pompaj sistemi ile parsel çıkış bacasının yükselttirilerek diğer katların atık suları ile bağlantı kanalı vasıtası ile kanalizasyon şebekesine verilmesi yoluyla çözüme kavuşturulacağı, sigortalıya yüklenecek kullanıma ilişkin kusur yada bina maliki sorumluluğunu gösterir bir durum mevcut olmadığı (Bkz: Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2013/37 Esas, 2013/18223 Kara sayılı ilamı), kusur ve zarar konusunda alınan bilirkişi raporunun bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli olduğu, sigortalı davalının tacir olup, davacının ödeme tarihinden itibaren avans faiz talep edebileceği anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK m.353/1.b.1 gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492. Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 16.453,97 TL istinaf karar harcı ile 121,30 TL İstinaf kanun yolu başvuru harcı olmak üzere toplam 16.575,27 TL harçtan, davalının peşin olarak yatırdığı 4.499,19 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.076,08 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3 -Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Yargıtay’a Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/10/2019