Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2148 E. 2019/50 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2148 Esas
KARAR NO : 2019/50
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2014
NUMARASI : 2014/1007 Esas 2014/514 Karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 17/01/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … kooperatifine 20/06/1999 tarihli müracaatı sonucu 25/06/1999 tarih ve 42 sayılı kararı ile ortak olduğunu ve Pendik İlçesi … parselde A-2 Blokta 6 nolu daire ile A-4 blokta 7 nolu daire 25/06/1999 tarihli ve 42 sayılı kararı ile üyeliğe kabul edildiğini ve yapılacak 2 daire kendisine tahsis edildiğini, EK1, EK2 tahsis belgesi verildiğini, müvekkilinin bu tarihten itibaren sonra tahsis edilen bu 2 dairenin ayrı ayrı ve tamamını ödediğini, ayrıca vaad edilen süre içinde ve bütün aidatlarını tamamını ödediğini, buna rağmen kooperatif meskenleri taahhüt ettiği 3 yıllık süre içinde ve hatta bu zamana kadar halen yapıp teslim etmediğini, müvekkilinin ihtar ve ikazları sonuçsuz kaldığını, müvekkilinin yaptığı araştırmada kooperatifin asli gayesinin dışında işler ile uğraştığını, devamlı faizle borç para aldığını ve tefecilere para yetiştiremediğini öğrenmiş bulunduğunu, meskenin teslim edileceğinden de ümidi kalmayan müvekkilinin davalı kooperatif ile mesul yöneticileri arasında zararının tazmini için Pendik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/288 E. sayılı dosyası ile tazminat davası açtığını, bunun yanında son genel kurulda kooperatif ve yöneticilerini ibra etmediğini, haklarını arayan diğer üyelerinde genel kurul kararı ile ortaklıktan çıkardığını, bu hareketin tamamen kötüniyetli bir hareket olduğunu, kararın usule ve kanunan ve yüce yargı kararlarına aykırı olduğunu belirterek davalarının kabulü ile son genel kurulun çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, genel kurulun yasal mevzuata uygun olarak yapıldığını ve bakanlık komiserinin de takip ettiğini, toplantı ve karar yeter sayısının çok üzerinde bir katılımın mevcut olduğunu, genel kurul toplantısında ek yükümlülük veya borç getirilmediğini, davacının kooperatif aidatı borcu olmadığına beyanını anlamakta zorlandıklarını, kooperatifin aidatının 28/06/2009 tarihli genel kurulda tespit edildiğini ve halen de aynı bedeller üzerinde devam etmekte olduğunu, bunun aksini iddia eden davacıların iddiasını ispatlaması gerektiğini, yönetimce 40 TL ve 20 TL dışında hiçbir aidat bedeli istenmediğini, ihraç işleminin yasaya uygun olarak yapıldığını, 18/03/2012 tarihinde yapılan genel kurulda davacı vekili ve davacıların dahi bulunduğu genel kurulda süren dava harçlarının ödenmesi kararı alındığını, ancak davacıların bunu dahi ödemediklerini, genel kurullarda üyelere yalan bilgi verilmediğini, bir önceki genel kurulda 4 ihraç kararlarının alındığı genel kurulda 3 avukatın katılmış olduğu ortamda en ince ayrıntısına kadar bilgilendirme yapıldığını ve 4 avukatın huzurunda yapılan tartışmalar neticesinde genel kurul kararlarının alındığını, üyelerin asla kandırılmadığını, davacılar, haksız ithamlarda bulunsa da, kooperatifçe 57 adet konutun inşaatının tamamlanarak dağıtıldığını, İhsan Karadirek dışındaki 10 davacının tamamının 10 yıla yakın bir süredir kooperatif dairesinde ikamet ettiğini, buna rağmen hiçbir mali yükümlülüğe katılmadıklarını ve 40 TL aidat bedelini dahi ödememekte olduklarını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince, davacıdan borcundan fazla talepte bulunulmasına ilişkin ihtarlara dayanılarak verilen kooperatif üyeliğinden ihraç kararı yasal olmadığı gibi, Yargıtayın bu konuda yerleşmiş içtihatlarına da aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 10.06.2017 harç tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Yerel mahkemece yapılan incelemede, bilirkişinin hatalı hesap yaptığı, hiçbir geçerli sebep göstermeksizin davacının 2007 yılında olan borçları ve faizinin borç hesabından hariç tuttuğunu alenen beyan ettiğini, oysa 2007 yılı borcuda hesaba katıldığından ihtarname niteliğindeki borçların doğru olduğunu,
2-İki üyelik için ayrı borçların ihtarnamede belirtildiği, karara dayanak yapılan iki ayrı ihtar yapılması gerektiği hususunun davacı tarafça dahi ileri sürülmediği, oysa davacının her bir üyeliğinden kaynaklanan borç durumunu bilebilecek durumda olduğunu,
3-Davacının bu davayı kötü niyetli olarak açtığını ve hiçbir ödeme yapmadan bedelsiz bir şekilde daireye sahip olmak istediğini bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu ve kaldırılması gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava, davacının ihracına ilişkin genel kurul kararının iptaline ilişkindir.
Davacı taraf, üyelik aidatlarını ödemediği gerekçesiyle genel kurulda alınan kooperatif üyeliğinden ihrac kararın kötü niyetli olduğunu, bütün aidatların tamamını ödediğini, buna rağmen kooperatifin meskenleri taahhüt ettiği 3 yıllık süre içinde ve hatta bu zamana kadar halen yapıp teslim etmediğini, haksız yere alınan üyelikten ihraç kararının iptalini talep etmiş, davalı taraf, davacılar, haksız ithamlarda bulunsa da, kooperatifçe 57 adet konutun inşaatının tamamlanarak dağıtıldığını, … dışındaki 10 davacının tamamının 10 yıla yakın bir süredir kooperatif dairesinde ikamet ettiğini, buna rağmen hiçbir mali yükümlülüğe katılmadıklarını ve 40 TL aidat bedelini dahi ödemediklerini,,davacının kooperatif aidatı borcu olmadığına dair beyanını anlamakta zorlandıklarını, ihraç işleminin yasaya uygun olarak yapıldığını savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece bilirkişi raporu alınmış, aynı heyetçe düzenlenen asıl ve ek raporlara göre, davacının kooperatifte iki üyeliğinin bulunduğunu, 2 üyelik için davacıdan talep edilmesi gereken tutarın 6.740,00 TL X2 =13.480,00 TL olması gerekirken, davalı kooperatifin davacıdan 1.450,00 TL fazla talep ettiğini, ayrıca davacıya keşide edilen 1. ihtarnamede, aylık faiz oranının %10 üzerinden 5.117,00 TL faiz borcu olduğu, 2. ihtarnamede aylık %5 üzerinden yine 5.117,00 TL faiz borcu olduğunun ihtar edildiği, oysa genel kurul toplantılarında aylık %10 veya %5 faiz kararı hiç alınmadığını, davalının bu suretle davacıdan 2 üyelik için talep edebileceği aidat ve faiz tutarının 6.740,00 TL + 6.740,00 TL +5.117,00 TL = 18.597,00 TL olduğu, fakat toplamda 20.047,00 TL talep edildiği tespitleri yapılmış, bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun görülmüştür.
Bu durumda, davacıya gönderilen ihtarnamelerin yasanın öngördüğü süreye uygun tebliğ edildiği görülmekteyse de, bu ihtarnamelerde, davacıdan ödenmesi istenen aidat bedellerinin aidat borcundan fazla olduğu anlaşılmaktadır. Davalı kooperatifin davacıya gönderdiği ihtarnamelerin, gerçek borcu yansıtmaması ve yasal faizin üstünde faiz istenmesi sebebiyle geçerli olmadığı, bu itibarla verilen ihraç kararının da usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince verilen karar esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,80 TL ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,60 TL olmak üzere toplam 72,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı yasanın 361 maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/01/2019