Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/2135 E. 2019/1622 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2135 Esas
KARAR NO : 2019/1622
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2017
NUMARASI : 2016/270 Esas, 2017/231 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/09//2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … arasında Tüketici Kredisi ve Rehin Sözleşmesi imzalandığını ve … plaka nolu aracın kaydına müvekkili lehine rehin şerhi işlendiğini, sözleşmenin tarafı …’ün borcunu ödemediğini, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattıklarını, işlemler devam ederken aracın 15/03/2015 tarihinde hasara uğradığını, kasko sigortasını tanzim eden davalı … şirketi tarafından hasar dosyası açıldığını, hasar bedeli olan 30.750,00 TL lik kısmının rehin alacaklısı olan müvekkilinden muvafakat almadan sigortalı …’e ödendiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla 10.000,00 TL’nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının araç üzerinde dain mürtein sıfatına haiz olduğuna ilişkin iddiası ve taleplerinin doğru olmadığını, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde kasko sigortalı olduğunu, söz konusu poliçeden de anlaşılacağı üzerine sigortalı araç üzerine davacı şirketin rehinli alacaklı olduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığını, davacı şirketin talep ve iddiasını 15.03.2015 tarihinde oluşan hasar için 2016 yılında başlattığı rehin takibine dayandırdığını, hukuki dayanağının olmadığını, müvekkili şirketin sonradan konan araç üzerindeki rehnin ve buna ilişkin borcu bilmesinin zaten mümkün de olmadığını, 15.03.2015 tarihinde meydana gelen kazadan doğan hasara ilişkin davacı şirketin müvekkili şirkete herhangi bir başvurusu ya da bildirimi olmadığını, ayrıca zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili kurumun araç üzerinde rehin hakkı bulunduğunu, Tüketici Kredi ve Rehin Sözleşmesinde ve Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarında işli olduğunu, ödemede müvekkili şirketin muvafakatının alınmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, Kasko Sigorta Poliçesini düzenleyen davalı … şirketinin, davacının muvafakatini almadan dava dışı kredi borçlusuna ödediği hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Yerel mahkeme gerekçesinde, davacının istemine dayanak yaptığı poliçede dain-i mürtehin olduğu konusunda kayıt bulunmadığını, kredi sözleşmesiyle tüketici kredisi kullandırdığını, tüketici kredisi sebebiyle aracın trafik kaydına rehin konulduğunu, buradaki rehin hakkının davacıya aracın malikinin değişmesi halinde yeni malik olacak 3.kişiye başvurma hakkı sağlamaya yönelik olduğunu, davacının Kasko Sigortası Sözleşmesinin tarafı da olmadığını, davalının sözleşmeden kaynaklı yükümlülüğünü yerine getirdiğini belirterek davanın reddine karar vermiştir.Davacı ile dava dışı … arasında imzalanan 31/05/2014 tarihli Tüketici Kredisi Sözleşmesi incelendiğinde, davacının dain ve mürtehin sıfatının sözleşmede bulunmadığı görülmüştür. Aracın ruhsat bilgilerine göre davalı … nezdinde kaskolu … plaka sayılı araç üzerinde 31/05/2014 tarihinde davalı lehine rehin hakkı tesis edildiği anlaşılmıştır. Dava dışı … ile davalı … şirketi arasında tanzim edilen 23/05/2014 başlangıç 23/05/2015 bitiş tarihli Kasko Sigorta Poliçesinde rehin alacaklısı davacı şirkete ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı görülmüştür.6102 sayılı TTK’nın 1453/1.maddesi gereğince (eski 1260. Maddesi), malı rehin alan kimse, bu sıfatla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı yasanın 1406 ve 1454.maddeleri (eski 1270.maddesi) gereğince bir başkasının da rehin konusu malı, rehin alan hesabına ve onun lehine de sigorta ettirebilir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi uyarınca da sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatının alınması gereklidir. Böyle bir durumda, sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğundan sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigorta ettiren, ancak sigortalı malın dain ve mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatını almak suretiyle sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat istemek hakkına sahip olur. Öncelikle talep hakkının rehin hakkı sahibinde olması, yani sigorta bedelinin rehin hakkı sahibine ödenmesi gerektiği durumda, rehin hakkı sahibinin muvafakatinin bulunması halinde sigortalıya sigorta bedeli ödenebilir (Bkz:Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/16525 Esas, 2014/2694 Karar sayılı ilamı).Somut uyuşmazlıkta, 3.kişi … ile davalı … şirketi arasında düzenlenen Kasko Sigorta Poliçesinin tarihi 23/05/2014 tarihi olup, ….davacı ile imzaladığı kredi sözleşmesinin tarihi kaskodan sonra 31/05/2014 tarihidir. Rehin de trafik kaydına 31/05/2014 tarihinde işlenmiştir. Davalı … şirketinin kredi sözleşmesinden önce düzenlenen Kasko Sigorta Poliçesi doğrultusunda yükümlüğünü yerine getirdiği, Kredi Sözleşmesinde, Kasko Poliçesinde dain ve mürtehin olduğu konusunda kaydın bulunmadığı, davacı şirket tarafından Kasko Poliçesini tanzim eden davalı şirkete aracın rehinli olduğu konusunda herhangi bir bildirimin de bulunmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK m.353/1.b.1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince davacıdan alınması gereken 68,20 TL istinaf karar harcı ve 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan peşin yatırılan 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 72,40 TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Yargıtay’a Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/09/2019