Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2083 Esas
KARAR NO : 2019/1049
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 02/03/2017
NUMARASI : 2015/864 ESAS – 2017/168 KARAR
DAVA: TAZMİNAT (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/06/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:Davacı vekili, 15.09.2015 tarihli dava dilekçesinde, davalı kooperatifin 18.05.2012 tarihli, 2012/164 sayılı kararıyla müvekkilinin haksız ve mesnetsiz bir şekilde kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, açılan dava sonucunda Bakırköy 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.12.2013 tarihli kararı ile ihraç kararının iptal edildiğini, ayrıca müvekkilinin, kooperatifçe yapılan ve çekilen kura sonucu kendisine teslim edilmesi gerekirken teslim ve tescili yapılmayan taşınmazın teslim ve tescili için Büyükçekmece 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde tapu iptal ve tescil davası açtığını, dosyanın Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesine tevdi edildiğini, 2012/241 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda, 24.11.2014 tarihli kararla davanın kabulüne ve taşınmazın davacı adına tesciline karar verildiğini, dosyada alınan raporda, dairelerin teslim edilmesi gereken tarihin 26.06.2011 olarak belirtildiğini, raporda, müvekkilinin 26.06.2011 ile dava tarihi olan 09.08.2011 tarihleri arasındaki kira kaybı olarak 788,33 TL ödenmesine hükmedildiğini, 09.08.2011 tarihinden taşınmazın fiilen kullanılmaya başlanılan tarihi olan Temmuz 2013 tarihine kadar 23 aylık kira kaybına yönelik olarak tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL lik kira kaybının ödeme dönemlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili, 15.06.2016 tarihli dilekçesi ile tamamlama harcını ikmal ederek, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/241 Esas sayılı dosyasında aylık kira bedelinin 550,00 TL olduğu, talep edilen 23 aylık kira bedelinin 12.650,00 TL olduğu, alacağın belirli olduğu ve eksik harcın tamamlattırılmasına karar verildiğini, ara kararın eksik olduğunu, 2011 yılına ait aylık kira bedelinin 550,00 TL iken 2012 ve 2013 yıllarına ait kira bedellerinin ise TÜFE- ÜFE oranlarına göre belirlenmesi gerektiğini, ayrıca mahrum kalınan kira bedellerinin muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte kooperatif ana sözleşmesine göre uygulanacak faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili, 16.02.2017 tarihli dilekçe ile , 27.12.2016 tarihli bilirkişi raporunda ecrimisil bedelinin 13.971,00 TL olarak tespit edildiğini, HMK 107. maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak açtıkları davadaki taleplerinin 13.971,00 TL olarak kabulü ile bu bedelin ödeme dönemlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmediği için bağımsız bölümün teslimini isteme hakkına sahip olmadığını , bağımsız bölümün anahtarının 2011 yılının Haziran ayından beri kendisinde olduğunu, bu nedenle dairede yapılacak son işlerin kooperatif tarafından yapılmasının mümkün olmadığını, 2011 yılından itibaren dairesinden tasarruf ettiğini, kiracısının olduğunun bir maddi vakıa olduğunu, ecrimisilin ayrıca fahiş olduğunu, davacının 2011 yılından beri tasarruf ettiği daireyi kiraya vererek, elektrik ve suyu şantiyeden kullanarak 2013 yılında abone olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, davanın kabulüne, 09.08.2011-31.12.2011 tarih aralığına İlişkin 2.603,00 TL, 01.01.2012 – 31.12.2012 tarih aralığına İlişkin 7.332,00 TL ve 01.01.2013-09.07.2013 tarih aralığına İlişkin 4.036,00 TL olmak üzere toplam 13.971,00 TL ecrimisil bedelinin 1.000,00 TL ‘sinin tahakkuk ettiği dönem itibariyle bakiyesinin ise ıslah tarihi olan 16.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, 23 ay toplamı olarak 13.971,00 TL karar verildiğini, fakat dava dilekçelerinin talep sonucu kısmında talep ettikleri üzere, kira alacaklarının muaccel hale geldiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi gerekirken faiz konusunda eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığını, davanın haksız yere yapılan eylemlerin maddi karşılığı olduğunu, faiz başlangıcının dava konusu haksızlığın meydana geldiği tarih olduğunu, mahkemenin, müvekkilinin maliki olduğu taşınmazın, haksız yere kooperatif tarafından geç teslim edilmesinden kaynaklanan kira kaybını her bir kira alacağının muaccel hale geldiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar vermesi gerekirken ıslah tarihinden itibaren faizi karar vermesinin hukuka ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu, ayrıca faiz oranının ana sözleşmede belirtildiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, kooperatif ortağına konutun geç teslimi nedeniyle kira alacağı istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davacının kooperatif üyeliğinden , yönetim kurulunun 18.05.2012 tarihli kararı ile ihracına karar verildiği, Bakırköy 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/3 Esas, 2013/189 Karar ve 26.12.2013 tarihli kararı ile, davanın kısmen kabulüne, yönetim kurulunun ihraç kararının iptaline, ancak davacının davalı kooperatife 14.997,25 TL.borçlu olduğu gerekçesiyle borçlu olmadığının tespitine dair talebinin reddine karar verildiği, davacının Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/241 Esas sayılı dosyasında, 27.04.2012 tarihinde davalı kooperatife karşı tapu iptal ve tescil davası açtığı, 24.11.2014 tarihli kararla, davanın kabulüne, … parsel, … blok 16 nolu bağımsız bölümün davacı adına tapuya tesciline, tazminat İsteminin kısmen kabulüne, eksik imalat ve kira kaybı zararı olarak 2.220,83 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği, davacının dava dilekçesinde, kooperatife üye olduğunu, üyelik bedeli olarak 90.000,00 TL nin tamamını ödediğini, çekilen kura sonucu 3 .normal kat 16 nolu dairenin kendisine çıktığını, kooperatif ile yaptığı sözleşme gereğince tüm borcunu davalının isteği üzerine bankadan kredi çekmek üzere peşin olarak yerine getirdiğini, dairesinin 30.03.2011 tarihinde kendisine teslimini beklediğini, ancak davalının çok yüksek miktarda ödeme talep ettiğini, suç duyurusunda bulunulduğunu, suç duyurusundan vazgeçmeyince tapunun intikalinin yapılmayacağı ve dairenin de fiili kullanımında verilmeyeceğinin belirtildiğini, dairesini teslim alamadığını, dairesinin eksik bırakıldığını, fiilen kullanmasına izin verilmeyerek mağdur edildiğini iddia ettiği anlaşılmıştır.Taraflar arasında, yaşanan süreç, açılan davalar ve kira alacakları konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, kabul edilen kira alacaklarına muaccel olduğu iddia edilen tarihten itibaren faiz işletilip işletilemeyeceğidir.27.12.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, ecrimisil hesabında taşınmazın 2011 yılı için 500 TL / aylık kira getireceği kanaatine varıldığı, 09.08.2011 – 09.07.2013 tarihleri arasında hesaplanan ecrimisil bedel toplamının 13.971,00 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece rapora göre davanın kabulüne karar verilmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 117. madddesinde, “ borçlunun temerrüdü “ üst başlığı ile, ilk fıkrada, muaccel bir borçlunun borçlusunun, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği düzenlenmiştir. Somut olayda, dava tarihinden önce davalı kooperatifin temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir ihtar dosyada mevcut olmadığı gibi akside iddia edilmemiştir. Davacı vekili, her nekadar, davalı tarafın haksız fiili sonucu kira alacağını alamadığını belirterek, 117/2. fıkrada belirtildiği gibi, haksız fiilde olduğu şekilde fiilin işlendiği tarihten itibaren faizin işletilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, iş bu davada söz konusu hükmün uygulanması mümkün değildir. Çünkü, davacı davasını, kooperatifin üyesi olduğu iddiasına dayanarak iş bu davayı açmıştır. Davacı davasını haksız fiil hükümlerine dayanarak açmış olsa idi, haksız fiil hükümlerine uygulanacak yasal hükümlerin tamamı farklı olacağı gibi, görevli mahkemede Asliye Ticaret Mahkemesi olmayacaktır. Diğer yandan, faiz oranının, kooperatif ana sözleşmesinde düzenlendiği iddiası da, faiz uygulanmasında haksız fiil düzenlemesinin esas alınması gerektiği iddiası ile uygunluk taşımamaktadır. 6098 sayılı TBK’nun 114/2. fıkrasında, haksız fiil sorumluluğuna İlişkin hükümlerin, kıyas yolu ile sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanacağı belirtilmiş olmakla birlikte İş bu uyuşmazlık da uygulama yeri mevcut değildir.Açıklanan nedenlerle, davacı tarafın, dava tarihinden önce, davalıyı usulüne uygun şekilde temerrüde düşürdüğüne İlişkin ihtarname olmadığından, faize ıslah tarihinden itibaren karar verilmesinde bir usulsüzlük görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/864 Esas, 2017/168 Karar ve 02.03.2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacının peşin olarak yatırdığı 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 72,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,3- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1- a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/06/2019