Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/2057 Esas
KARAR NO : 2019/256
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2017
NUMARASI : 2015/986 Esas 2017/613 Karar
Dava : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 14/02/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ihraç kararının tebliğ edilmediğini, usule uygun bir ihtar bulunmaması nedeniyle alınmış olan kararın hatalı ve geçersiz olduğunu, ihraç kararının Bursa .. Noterliği’nin 06/05/2015 tarih, …yevmiye sayısı ile öğrenildiklerini, ihtarın müvekkil tarafından kabul edilmediğini, müvekkiline tahakkuk eden bir aidat borcunun bulunmadığını, müvekkilinin ihracına yönelik kararın kooperatif ortaklık sözleşmesine aykırı olduğunu, tebliğin varlığı kabul edilse dahi, ihtarlar arasında 1 ay süre bulunması gerekirken ilk ihtar ile ikinci ihtar arasında sadece 22 gün bulunduğunu, her iki ihtarnamede de ihraç kararının sonuçlarının açıkça yazılmadığını, 05/05/2015 tarihli, Kotiyak S.S. Yetmişbeşinci Yıl Kobi Sanayi Toplu İşyerleri Yapı Kooperatifi Genel Kurulu tarafından verilen ihraç kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, 05/05/2015 tarih ve 11 sayılı kooperatif ortaklığından çıkarma kararının iptali ile müvekkilinin kooperatife üye olduğunun kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı adına çıkartılan meşruhatlı davetiyeye rağmen süresinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmışıtr.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/986 Esas 2017/613 Karar sayılı 08/05/2017 tarihli kararında özetle; davalı kooperatifçe verilen ihraç kararı yasa ve ana sözleşmeye uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 01/08/2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Mahkemece hükme esas alınan 29/07/2016 tarihli bilirkişi raporu ile 07/12/2016 tarihli ek raporun birbiri ile farklı değerlendirme içerdiği ve mahke- menin raporlardaki bu çelişkiye rağmen karar verdiği,
2-Müvekkilinin kooperatifler kanununda üyelerin ortaklıktan çı- karılma esasları ve yapılacak itirazlara dair ayrıntılı düzenlemelere aykırı olarak ihraç edil- diği, düzenlenen her iki ihtarında usulüne uygun olmadığı,
3-Kaldı ki davalı kooperatifin uzunca bir süreden beri kuruluş amacına uygun olarak faaliyette bulunmadığından müvekkiline tahakkuk ettirebileceği bir aidat borcunun da yasal ve haklı bir dayanağının bulunmadığı,
4-İhtarnamelerin müvekkiline hukuken geçerli şekilde tebliğ edilmediği bu nedenle hukuka aykırı olarak verilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.Davacı, ihraç kararının tebliğ edilmediğini, usulüne uygun bir ihtar bulunmaması nedeni ile alınmış olan kararın hatalı ve geçersiz olduğunu, tahakkuk eden bir aidat borcunun bulunmadığını belirterek ihraç kararının iptalini talep etmiş, ilk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiştir.Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda hükme esas bilirkişi raporunun yeterli olmadığı gerekçesi ile İstinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına karar verilmiş ve Dairemizce yapılan 01/11/2018 tarihli tensip tutanağında özetle, dosyanın bilirkişiye tevdiine, bilirkişi için 1.000,00 TL ücret ile 100 TL dosya gider avansının başvuran davacı tarafça mahkeme veznesine yatırılması için iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş, tensip zaptı davacıya ve davalıya tebliğ edilmiş, davacı, kendisine tanınan sürede inceleme için takdir edilen bilirkişi ücretini yatırmadığı görülmüştür. HMK 358 maddesi; “(1) Duruşmalı olarak incelenen işlerde taraflara çıkartılan davetiyelerde, duruşmada hazır bulunmadıkları takdirde tahkikatın yokluklarında yapılarak karar verileceği hususu ile başvuran tarafa çıkartılacak davetiyede, ayrıca, yapılacak tahkikatla ilgili olarak bölge adliye mahkemesince belirlenen gideri duruşma gününe kadar avans olarak yatırması gerektiği açıkça belirtilir.(2) Başvuran, kabul edilebilir bir mazerete dayanarak duruşmaya gelemediğini bildirdiği takdirde, yeni bir duruşma günü tayin edilerek taraflara bildirilir.(3) Başvuran mazeretsiz olarak duruşmalara katılmadığı veya tahkikatla ilgili giderler süresi içinde yatırılmadığı takdirde, dosyanın mevcut durumuna göre karar verilir. Şu kadar ki, öngörülen tahkikat yapılmaksızın karar verilmesine olanak bulunmayan hâllerde başvuru reddedilir.” şeklinde düzenlenmiştir.Somut olayda başvuran davacı tarafça, belirlenen ücret ve gider avansı yatırılmadığından dosyanın mevcut durumuna göre aşağıdaki gibi değerlendirme yapılmıştır.Mahkemece alınan, 29/07/2016 tarihli Bilirkişi Raporunda: “… Davacı …’nin davalı kooperatifin 64. Sayfasında, kooperatife 30/12/2003 tarihinde 230 üye numarası ile kayıtlı olduğu, davalı kooperatif tarafından davacıya çekilen 1. İhtarnamede 10 gün, ikinci ihtarnamede ise 1 ay ödenme süresi verilmiş olup ihtar sürelerinin 1163 sayılı kooperatifler kanunununa uygun olduğu, davalı kooperatif tarafından dava dosyasına sunulan ve kooperatif kaşe ve imzasının taşıyan davacıya ait C/H hareketleri listesi incelendiğinde, ihtarlarda belirtilen tarih olan Eylül/2014 dönemi itibariyle davacının davalı kooperatife gözüken iadat borcunun 221.400,00 TL olduğu, ancak davalı kooperatif tarafından çekilen ihtarlarda, Eylül/2014 dönemi itibariyle borcun 246.060,00 TL olarak belirtildiği, davalı kooperatif tarafından çekilen ihtarların aidat borcu yönünden usulüne uygun olmadığı….”nın belirtildiği, 07/12/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda: “… Bilirkişi kök raporunda irdeleme ve sonuç bölümünde, İhtarnamelerde belirtilen alacak miktarı yönünden irdeleme kısmında belirtilen bölümde, dosyaya sunulan davacıya ait C/H hareketleri listesinde Eylül/2014 dönemi itibariyle davacının davalı kooperatife gözüken borcunun 221.400,00 TL olduğu, ancak davalı kooperatif tarafından çekilen ihtarnamede Eylül/2014 dönemi itibariyle borcun 246.060,00 TL olarak belirtildiği, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan bonoların ödenmediğinin anlaşılması ve buna göre davacının, davalı kooperatife 221.400,00 TL +24.660,00 =246.060,00 TL borcu olduğu görülmüş, çıkartılan ihtarnamelerin usulüne uygun olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamına göre, davacının 05/05/2015 tarihli 11 sayılı genel kurulu kararı ile kooperatiften ihracına karar verildiği, Bursa … Noterliğince düzenlenen 26 Eylül 2014 tarihli ilk ihtarname ile aynı noterliğin 17 Ekim 2014 tarihli ikinci ihtarnamenin davacıya tebliğ edildiği, her iki ihtarname gereğince ihtarnamede belirlenen ödemelerin yapılmaması nedeni ile kooperatif genel kurulunca alınan 05/05/2015 tarihli ve 11 sayılı ihraç kararının, yine aynı noterliğin 6 Mayıs 2015 tarihli ihtarnamesi ile davacıya tebliğ edildiği, ortaklıktan çıkarılma kararının usulüne uygun olarak kooperatif defterine yazıldığı ve bu kararın davacıya tebliğ edildiği, yapılan incelemede, düzenlenen ihtarnamelerin içeriği ve tebliğlerinin kooperatif kanununun 16. ve 27. Maddelerine ve kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesine uygun olduğu anlaşılmaktadır.Her ne kadar davacı vekili, bilirkişi raporları arasında çelişki olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de, ek raporda, davalı kooperatifin davacıdan 246.060,00 TL alacaklı olduğu açıklanarak gerekçelendirildiğinden bu durum raporlar arasında çelişki olarak yorumlanması mümkün değildir. Dolayısı ile çekilen ihtarnamelerin ve ihtarnamelerde belirtilen miktarın usulüne uygun olduğu, ihtarnamelerde belirtilen alacağın kooperatif kayıtlarına uygun olduğu anlaşıldığından davacının bu konudaki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, ilk derece mahkemesince verilen karar esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından,
davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/05/2017 tarih 2015/986 Esas 2017/613 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,80 TL ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 121,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,60 TL olmak üzere toplam 72,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi ile aynı yasanın 361 maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/02/2019