Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1987 E. 2018/1156 K. 27.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1987 Esas
KARAR NO : 2018/1156
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2017
NUMARASI : 2016/1161 Esas 2017/671 Karar
DAVA : İflas (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ : 28/06/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından, davalı şirkete mal verildiğini; ancak davalının mal bedellerini ödemediğini; bunun üzerine hakkında İstanbul Anadolu .. İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını; davalı şirketin iflas yoluyla başlatılan bu takibe itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini; davalı şirketin borcunu halen de ödemediğini belirterek; İİK 155. madde gereği davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunu; davacı şirketin müvekkiline mal gönderdiğini; ancak malların bozuk/ ayıplı çıktığını; mal bedellerini ödememekte bu sebeple haklı olduklarını; müvekkili aleyhine yapılan adi iflas yoluyla takipte, şirkette tebligat anında yetkili kimse bulunmadığı için; tebligatın muhtara bırakıldığını; ancak kapıya yapıştırılması gereken ihbarın yapıştırılmamış olması sebebiyle takibe itiraz edemediklerini; usulsüz tebligatla takibin kesinleştiğini; bu sebeple depo kararı verilmemesini; ayrıca davacının verdiği mallar üzerinde Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/18 D.İş dosyasıyla delil tespiti yaptırdıklarını; malların ayıplı olduğu bilirkişi raporuyla da tespit edildiğini; ürünlerin bir kısmı için de … tarafından iade faturası kesildiğini; bu nedenlerle davacı aleyhine İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/544 esas sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açtıklarını; bu davanın sonucunun bekletici mesele kabul edilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2016/1161 Esas, 2017/671 Karar nolu kararında özetle; Davanin Kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde 884506/0 sicil nosu ile kayıtlı olan …’nin İİK’nun 158/2 maddesi uyarınca İFLASINA, İflasın 06/07/2017 günü saat 17:21 itibariyle AÇILMASINA, İflas kararının derhal yazı işleri müdürünce Anadolu Adliyesi 3. İcra ve İflas Müdürlüğüne bildirilmesine ve tasfiye işlemlerinin yapılması içinde iflas avansınında aktarılmasına, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 28.08.2017 harç tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-İİK 128/1 kapsamında iflas davasına itirazda bulunan dava dışı 3.şahıs taleplerinin usül ve yasaya aykırı olarak reddolunmuş olduğu bu nedenle yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılması gerektiğini,
2-Gerekçeye mesnet kılınan ve karara geçirilen bilirkişi rapor özetinin davanın tarafları ile hiçbir alakasının bulunmadığı, hüküm kapsamının HMK 297 maddesine aykırı olduğu,
3- Aynı alacak ile ilgili İst. Anadolu 4. ATM’ nin 2017/544 E. Sayılı dosyasında ikame ettikleri menfi tespit davasının bekletici mesele yapılmaması ya da birleştirme kararı alınarak, iflasın açılmasını isteyen mahkemece, borcun aslının araştırılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava İİK 155 ve devamı maddelerine göre açılan takipli iflas davasıdır,
Davacı tarafça davalı aleyhine İst. Anadolu.. icra müdürlüğünün… E. Sayılı icra dosyasında 643.880 TL alacak için iflas yoluyla takipte bulunduğu, ödeme emrinin davalı adresine TK 35.’ e göre yapıldığı, iflas takibinin iflas olmadan kesinleştiği, bu nedenle davacı vekilince İİK 155 madde hükümlerine göre iflas taleplerinin kabulüne yönelik iş bu davayı açtığı, davalı vekilinin davalı firmadan satın alınan ürünlerin bir kısmının ayıplı olduğu, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinde bu yönde delil tespiti yaptıkları ve ayrıca kendilerince ikame edilecek menfi tespit davasının bekletici mesele yapılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece iflas takibi itirazsız olarak kesinleştiğinden davanın esasına girilemeyeceği sadece şekli yönden inceleme yapabileceği gerekçesi ile depo emri düzenleyerek davalıya gönderilmesine rağmen ödeme yapılmaması nedeni ile davanın kabulüne karar verdiği görülmüştür.
Dava dışı …Ltd. Şti. tarafından dosyaya 05 Ocak 2017 tarihli iflas talebine itiraz dilekçesi sunduğu ve bu dilekçede davacının alacağının gerçeği yansıtmadığı, icra takip alacağına mesnet ürünlerin ayıplı olduğu ve davalının iflasını gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı, hususları ileri sürülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının aynı alacak nedeni ile İstanbul Anadolu 4. ATM’ da açmış olduğu menfi tespit davasının bekletici mesele yapılıp yapılamayacağı, bekletici mesele yapılmadan verilen ilk derece mahkemesi kararının yasaya ve hukuka uygun olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Mahkemece aleyhine yapılan icra iflas takibine borcunun itiraz etmeyerek kesinleşmesi halinde iflas davasında artık borcun bulunup bulunmadığının inceleme konusu yapılamayacağı ancak icra iflas takibinin kesinleşmesi davalının tacir olması, mahkemenin görevli ve yetkili olup olmadığı hususlarında şekli inceleme yapılacağı bu yönden ise dava şartlarının mevcut olduğu öte yandan icra iflas takibinin kesinleş- mesinden sonra davalı tarafça açılan menfi tespit davasının da bekletici mesele yapılama- yacağı yönündeki tespitlerinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte, karar gerekçesinin bir kısmının, davanın tarafları ile ilgisi bulunmayan … Şti. ile … şirketlerine ilişkin olduğu görülmektedir.
HMK 297/1-c maddesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin mahkeme hükmünde bulunması gerektiğinin belirtildiği, oysa yukarıda açıklandığı üzere, somut olayda, ilk derece mahkemesi kararı gerekçesinde irdelenen çekişmeli vakaların, toplanan deliller ile delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin dosya tarafları ile ilgisi bulunmayan, muhtemelen farklı bir dosyada taraf olan … arasında görülmekte olan bir uyuşmazlığa ilişkin olduğu bu nedenle karar gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbiri ile çelişkili olduğu görülmektedir.
Öte yandan mahkemece usulune uygun bir şekilde,03.03.2017 tarihli bilirkişi raporu vasıtasıyla depo kararına konu olacak depo miktarı tespit ettirilmiş, depo kararına göre, davalı tarafın toplamda 773.607,10 TL ödemesi gerektiğ, mahkemece bu bedelin ödenmesine ilişkin usulünce davalıya tebligat yapılmış, davalı tarafın verilen kesin süre içerisinde ve daha sonrasında depo kararında belirtilen borcu ödememiş, ayrıca iflas talebine itiraz eden 3.kişinin itirazına ilişkinde mahkemece yapılan araştırma sonunda iflas talebinin muvazalı olduğuna dair bir sonuç çıkmadığı, kaldı ki bu hususunda iddia edilme- diği, sadece iflasa itiraz edildiği belirtilerek, iflasa yapılan itiraz kabul edilmemiş ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında her ne kadar ilk derece mahkemesi kararının gerekçe kısmında maddi hata sonucu farklı bir dava konusu uyuşmazlığa ilişkin açıklamalar yapılmış ise de, yargılama boyunca tüm delillerin usulüne uygun olarak toplandığı yasal çerçevede delillerin tartışmasının yapıldığı ve yargılama süre- cinin bu şekilde tamamlandığı kararda tarafların dayandığı delillerin de tartışıldığı bu nedenle gerekçenin bir kısmındaki maddi hata mevcut olsa da bu durumun yeniden yargılamayı ve dosya iadesine gerektirmediği, yukarıda, gerekçenin, HMK 353.1.b.2 maddesi uyarınca, dosya kapsamına uygun şekilde değiştirilmek suretiyle açıklandığı üzere, mahkeme kararının sonuç itibariyle dosya kapsamına, usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince reddine, karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1161 Esas, 2017/671 Karar sayılı 06/07/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.1 bendi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nun 353 /1.b.1 bendi ile İİK’nun 164 maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/06/2018