Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1985 E. 2019/289 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1985 Esas
KARAR NO : 2019/289
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2017
NUMARASI : 2014/1506 2017/405
DAVA : ALACAK
KARAR TARİHİ: 21/02/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili firmanın reklam sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı firma ile aralarında davalının ihtiyaç duyduğu tanıtım ve reklam hizmetlerine yönelik danışmanlık hizmetleri verilmesine dair bir sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 22.02.2010 tarihinden başlamak üzere 6 ay süreli olduğunu, sözleşmede, danışmanlık ücreti olarak aylık 4.500 TL + KDV belirlendiğini, müvekkilinin sözleşme kapsamında edimlerini ifa ettiğini, davalı tarafından üç aylık hizmet bedelinin ödenmediğini, davalı 26.05.2010 tarihinde gönderdiği ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini bildirdiğini, davalının ihtarnamesinde belirttiği hususların doğru olmadığını, davalı tarafın siparişi üzerine ve sözleşmenin feshinden önce müvekkili firma tarafından hazırlanıp 03.05.2010 tarihinde davalıya teslim edilen bir kısım katalog, çanta, dosya, kartvizit vb. ürünlerin bedellerinin de ödenmediğini, işbu davanın esas konusunu teşkil eden 31.12.2010 tarih ve 39783 numaralı faturanın düzenlenerek davalı firmaya gönderildiğini, davalı tarafından, faturanın hizmetin ayıplı olduğu gerekçesi ile iade edildiğini, ürünlerin ayıplı olduğuna dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını, öncelikle söz konusu faturaya konu ürünlerin miktarının, bedelinin ve teslim edildiği hususlarında taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığını, davalı tarafın sözleşmenin feshiyle ilgili açılan davadaki beyanlarında, “ürünlerin teslim alındığını ve fuar süresince davalı tarafça kullanıldığını” açıkça ifade ettiğini, gerek teslim edilen ürünlerin miktarı, gerekse tutarı konusunda da herhangi bir itirazda bulunmadığını, müvekkili şirkete süresinde yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığını, bu iddianın doğru olmadığını, sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi sebebiyle açtıkları davada İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davalı firmanın bu şekilde taraflar arasındaki sözleşmeyi haksız ve tek taraflı olarak feshetmesi sebebiyle, 1 aylık danışmanlık hizmet bedeli ile iki aylık ücret tutarındaki 9.000 TL tutarındaki cezai şartın ödenmesine karar verildiğini, İstanbul, 48. Asliye Ticaret Mahkemesinin hükmüne esas alınan bilirkişi incelemesinde ise işbu davaya konu ürünlerin ayıplı olmadıklarının tespitine yer verildiğini, söz konusu mahkeme kararının Yargıtay incelemesinden geçerek onandığını, davalı tarafın fatura bedelini ödemekten kaçınması sebebiyle işbu davayı açtıklarını belirterek 14.042 TL tutarındaki taraflar arasındaki sözleşmeye ve faturaya dayanan alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; Davacı tarafın dava konusu alacak iddiasını taraflar arasındaki sözleşme kapsamında göstermeye çalıştığını, faturanın haksız ve dayanaksız, yasaya aykırı düzenlendiğini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, taraflar arasında feshedilmiş olan 22.02.2010 tarihli sözleşme kapsamında, dava konusu yapılan faturaya konu ürünlerin imal ve satışını içeren bir madde olmadığını, davacının iddia ettiği gibi dava konusu 31.12.2010 tarihli, …… nolu, 14.042 TL’lik faturanın sözleşme kapsamını işleri içermediğini, davacının da fatura dayanağı ürünlerin imalat ve satıcısı olmadığını, yani dava konusu fatura ve fatura içeriğinin davacının iddia ettiği 22.02.2010 tarihli sözleşme ile ilgisi olmadığı gibi bir sözleşmeye de dayanmadığını, davacı tarafın dilekçelerinde iddia ettiği katalog, çanta, dosya, kartvizit vb. ürünlerin davacı tarafından 03.05.2010 tarihinde vs. tarihte de müvekkiline teslim edilmediğini, faturada ürün sevk tarihinin 03.05.2010 tarihi belirtilmesine rağmen faturanın düzenlenme tarihinin 31.12.2010 olduğunu, işbu faturanın irsaliyeli fatura olarak sevk tarihi olarak belirtilen tarihten 8 ay sonra düzenlendiğini, faturanın düzenlendiği tarihten yaklaşık 7,5 ay önce sözleşmenin müvekkili tarafından haklı ve dayanaklı olarak feshedildiğini, VUK.nuna aykırı olarak süresinde düzenlenmeyen bu faturanın, fatura niteliği taşımadığını, davacının 2010 yılı Mayıs ayına ilişkin alacak iddiasını beş yıl sonra ileri sürdüğünü, alacağını dayanak yaptığı sözleşmenin feshedildiği tarihte istemediğini, 2012 yılında sözleşmeye dayalı olarak açtığı alacak davasında da ileri sürmediğini, müvekkili tarafından dava dayanağı faturaya, fatura içeriğine ve bedeline haklı vs dayanaklı olarak itiraz edilerek, faturanın davacıya iade edildiğini, davacının dilekçesine eklemiş olduğu İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/342 E. sayılı dosyasındaki davanın konusu ile işbu davanın konusunun farklı olduğunu, mezkur davada davacı tarafın danışmanlık ücretlerini haksız da olsa dava konusu yaptığını, mahkemenizdeki işbu davada talep konusu fatura içeriği alacağın, ürün bedellerine ilişkin olduğunu, müvekkili ile aralarında danışmanlık tanıtım dışında bir sözleşme ilişkisi kurulmadığını, davacının İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/342 E. sayılı dosyasındaki bilirkişi raporuna dayanmasına itiraz ettiklerini, bahse konu bilirkişi raporunda incelenen davacının kanuni defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmamış olduğunun belirlenmiş olması nedeniyle, davacının bu defterlerinin lehine delil teşkil edemeyeceğinin kanun gereği olduğunu, hizmet akdinin ağır kusur değerlendirmesinde hukuki hatalar içeren denetime elverişli olmayan raporuna işbu davada delil olarak dayanılmasının yasa ve usule aykırı olduğunu belirterek öncelikle, davanın zamanaşımı nedeni ile ve davanın esastan karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi; Davacının, davalının katılacağı fuar ile ilgili bir kısım dökümanları hazırlattığı ve fuara 1 gün kala davalıya teslim ettiği, faturaya konu edilen ürünlerin davalı tarafından teslim alındığı, ayıp iddiasının ispata muhtaç kaldığı, fuardan önce teslim alındığı anlaşılan ürünlerle ilgili 20 gün sonra 26.05.2010 tarihli ihtarın dışında daha önce davacıya ayıp ihbarı bildiriminde bulunulduğuna ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 14.042,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … Vekili İstinaf Taleplerinde; 1-İlk derece Mahkemesinin 48. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/342 E. sayılı dosyasını temel alarak kurduğunu, oysa mezkur dosya ile somut dava arasında bağlantı bulunmadığını, her iki davanın konusunun farklı olduğunu, mezkur davada davacı tarafın danışmanlık ücretlerini dava konusu yaptığını, ilgili dosyada feshin haklı olup olmadığı yönünde araştırma yapıldığını, tek tek fatura içeriklerinin incelenmediğini, oysa istinafa konu huzurdaki davada talep konusunun bir fatura içeriği ile bir kısım ürün bedellerine ilişkin olduğunu, 2-Davacının fatura içeriği ürünleri imal etmediğinin tartışmasız olduğunu, bu durumda fatura içeriği malların kendisine girişini kanıtlaması gerektiğini, aksi halde davacının kendi üretmediği malları içeren başkaca faturalar ortaya çıkarıp davalı müvekkilinden talep edebileceğini, 3-Karara dayanak yapılan bilirkişi raporu yeterli inceleme yapılmadan tanzim edilen denetime elverişli olmayan bir rapor olduğunu, Zira 48.As.Tic.Mah.dosyasında ki rapora dayanılmışsa da mezkur raporda işlem hataları bulunduğunu, sonuç olarak 48.Tic.Mah.dosyasına ve bilirkişi raporuna dayanılıyorsa ilgili dosya raporunda belirtilen 1.000 TL. Davacı borcunun, tespit edilen alacaktan düşülmesi gerektiğini, 4-Dava konusu 31.12.2010 tarihli, ….. nolu, 14.042 TL’lik fatura içeriğinin taraflar arasında akdedilen hiçbir sözleşmeye konu olmadığını, davacı tarafça atıf yapılan 22.02.2010 tarihli sözleşme kapsamında, dava konusu yapılan faturaya konu ürünlerin imal ve satışını içeren bir madde bulunmadığını, kaldı ki davacının fatura dayanağı ürünlerin imalatçısı ve satıcısı da olmadığını, 5-Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmemesinin hukuka, yasa ve usule aykırı olduğunu, 6-Davacı tarafça dava konusu yapılan ve ilk derece mahkemesince kabul edilen iş bu faturaya konu katalog, çanta, dosya, kartvizit vb. Ürünlerin müvekkiline hiçbir zaman teslim edilmediğini, bu hususta hiç bir araştırma ve inceleme yapılmadığını, faturada ürün sevk tarihi tahrifatlı olarak 03.05.2010 tarihi olarak belirtilmiş, ancak fatura, irsaliyeli fatura olarak sevk tarihi olarak belirtilen tarihten 8 ay sonra düzenlendiğini, sözleşmenin ise faturanın düzenlendiği tarihten yaklaşık 7,5 ay önce müvekkili tarafından haklı ve dayanaklı olarak feshedildiğini, faturanın VUK.nuna aykırı olarak süresinde düzenlenmediğini, fatura niteliğini taşımadığını, alacak iddiasının beş yılı aşkın süre sonra ileri sürülmesi, alacağına dayanak yaptığı sözleşmenin feshedildiği tarihte istememesi, daha sonraki tarihte düzenlediği faturaları talep etmiş olmasına rağmen, tahrifatlı bu faturayı 7-8 ay sonra düzenlemesi ve 2012 yılında sözleşmeye dayalı olarak açtığı alacak davasında da ileri sürmemesi hayatın olağan akışına ters olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş; İstinaf Dilekçesi Davacı … Vekiline 14/08/2017 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf dilekçesine cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davalı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla; Uyuşmazlık, faturaya dayalı alacağın tahsili talebine ilişkin alacak davasıdır. Davacı tarafın, taraflar arasında imzalanan 22.02.2010 başlangıç tarihli ve 6 ay süreli reklam hizmet ve danışmanlık hizmeti içerikli sözleşmeye dayalı olarak davalı tarafa vermiş olduğu ürünler nedeniyle düzenlendiği 31.12.2010 tarih ve …. nolu, 14.042,00.-TL bedelli faturaya ilişkin olarak huzurdaki alacak davasını açtığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, huzurdaki davaya dayanak faturanın sözleşme ilişkisi içinde mi düzenlendiği, fatura içeriğindeki ürünlerin davalıya teslim edilip edilmediği, teslim edilmiş ise ayıplı olup olmadığı, noktalarında toplanmaktadır. TBK.nun 146.maddesi gereğince; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Bu nedenle sözleşmenin ve fatura tarihlerinin 2010 yılına ait olması karşısında davalı vekilinin zamanaşımına yönelik itirazları yerinde görülmemiştir. Davaya konu sözleşmenin davalı tarafından haksız fesh edildiği kabul edilerek İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.12.2012 tarih ve 2011/342 E. 2012/330 K. sayılı davalının 5.782,00.-TL Danışmanlık Hizmet bedeli ve 9.000,00.-TL cezai şart olmak üzere 14.782,00.-TL ödemeye mahkum edildiği, hükmün Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 14/05/2014 tarih ve 2013/4276 E. 2014/3329 K.sayılı kararı ile sözleşmenin fesih tarihinin 11/08/2010 olarak düzeltilerek onanmasına karar verildiği, karar düzeltme talebi üzerine aynı dairenin 29/12/2014 tarih ve 2014/5127 E. 2014/7619 K.sayılı kararı ile önceki ilamın kaldırılarak, sözleşmenin fesih tarihinin 14/01/2011 olarak düzeltilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir.Taraflar arasında imzalanan 22.02.2010 başlangıç tarihli sözleşmenin incelenmesinde; davacının, davalı tarafa kurumsal marka ve reklam danışmanlığı, yaratıcı çözümler sunma, tasarım/uygulama (kurumsal kimlik ve iç/dış evrak, tanıtım kampanyaları, slogan ve metin yazımı, broşür ve katalog, basın ilanı ve muhtelif ilanlar, tanıtım, dosya, föy ve insertleri, el ilanı vb.ürünlerin hazınlanmasının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.Davalı tarafça, bu sözleşmenin (yukarıda açıklanan Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere) 14/01/2011 tarihinde haksız olarak fesh edildiği, davalının cezai şart ve danışmanlık ücreti alacağına mahkum edildiği, huzurdaki davanın ise bu sözleşme kapsamında, 31/12/2010 Tarih ve (Malların Sevk Tarihi: 03/05/2010) ve 39783 nolu 14.042,00.-TL bedelli faturaya konu malların (Katalog, 13 adet İnsert/Föy, Kağıt Çanta, Cepli Dosya, Kartvizitler) teslim edilmesine rağmen bedelinin ödenmediği iddiasına dayalı alacak davası olduğu anlaşılmıştır.Bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere, faturaya konu malların davacı tarafa teslim edildiği anlaşılmaktadır. Zira davalı tarafından keşide edilen Çerkezköy …..Noterliğinin 26/05/2010 tarih ve ….. yevmiye nolu ve 26/01/2011 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarname içeriklerinden faturaya konu ürünlerin teslim edildiği, davalı tarafından ayıp ihbarında bulunulduğu, ürünlerin 05-09/05/2010 tarihleri arasında yapılan ……….. öncesinde teslim edilmesine ve TTK.nun 23/1-c.maddesinde belirtilen 2-8 gün içinde ayıp ihbarında bulunması gerekirken, ayıp ihbarının yaklaşık 20/22 gün sonra yapıldığı, davacıya daha önce ayıp ihbarı bildiriminde bulunulduğuna ilişkin dosyada başkaca delil olmadığı gibi ayıp olgusunun da davalı tarafça ispatlanamamış olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, davalı tarafından bu fatura bedelinin sözleşme kapsamında olmadığı, malların teslim edilmediği, davacının imal etmediği ürünlerin kendisine girişini ispatlaması yönündeki istinaf sebepleri yerinde olmadığı gibi İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.12.2012 tarih ve 2011/342 E. 2012/330 K. sayılı dosyasındaki rapora dayanılmadığından ilgili dosya raporunda belirtilen 1.000 TL. Davacı borcunun, tespit edilen alacaktan düşülmesi gerektiği yönündeki itirazları da yerinde görülmemiştir. Bu sebeplerle, İlk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı + 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 189,50 TL harcın, Davacı/Davalı tarafından peşin yatırılan 325,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 136,00 TL harcın talep halinde kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.21/02/2019