Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1979 E. 2019/288 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1979 Esas
KARAR NO : 2019/288
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2016
NUMARASI : 2015/466 2016/689
DAVA: SÖZLEŞMENİN FESHİ NEDENİ İLE TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 21/02/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında kendilerine ait elemanlar ile ürün indirilmesi, araçlara yüklenmesi, istiflenmesi ve müşteriye teslim edilmesine ilişkin sözleşme yapıldığını, sözleşmeye bağlı olarak müvekkilinin işçi istihdam ettiğini, ancak davalı şirketin haklı bir neden olmaksızın sözleşmeyi fiilen sonlandırılarak müvekkilinin toplam 51.000,00 TL zarara uğramasına sebebiyet verdiğini belirterek, bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; taraflar arasında yapılan sözleşmenin feshedilmediğini, halen yürürlükte bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi; Davalı, sözleşmede öngörülen süreye riayet etmeksizin sözleşmeyi fiilen sonlandırdığı, bu hususun dosyada mevcut …. kayıtları ve davalı tarafından düzenlenen çalışma listeleri ile sabit olduğu gerekçesi ile davacının davasının kısmen kabulü ile 32.125,34 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı ….. Tic. A,Ş Vekili İstinaf Taleplerinde; 1-Sözleşmenin şifahi olarak ve eylemli şekilde sona erdirildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, zira taraflar arasında akdedilen 01.10.2013 tarihli Sözleşmenin 10.maddesinde fesih şeklinin açıkça düzenlendiğini, davacı tarafa, herhangi bir iş hacmi taahhüdünde bulunulmadığını,
2-Mahkemenin her iki şirket kayıtları üzerinde inceleme kararı olduğu halde bilirkişinin kendileriyle hiçbir şekilde iletişime geçmeden sadece davacı defterlerini inceleyerek rapor verdiğini, son oturum, bu durum mahkemeye izah edilerek müvekkili şirketin defterlerinin de incelenmesi gerektiği beyan ve talep edilmiş ise de kabul edilmediğini, bu nedenle mahkeme kararının hatalı ve eksik incelemeye dayandığını belirterek Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/466 E.-2016/689 K. Sayılı ilamının bozulmasını talep ve istinaf etmiş, İstinaf Dilekçesi Davacı Vekiline 24/02/2017 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Dilekçesine Cevap Verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davalı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla; Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız fesh edildiği iddiasına dayanan tazminat davasıdır. Taraflar arasında 01/10/2013 başlangıç, 01/10/2015 bitiş tarihli Lojistik Yüklenicilik Sözleşmesi imzalandığı hususunda bir tartışma bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sözleşmenin davalı tarafça fesh edilip edilmediği ve feshin haklı olup olmadığı, haklı ise tazminat miktarının uygun hesaplanıp hesaplanmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece 29/02/2016 tarihli celsede bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, taraflara defter kayıt ve belgelerini ibraz etmelerinin istendiği, inceleme tarih ve saati ile ibraz edilmemesinin sonuçlarının ara karara yazıldığı, inceleme günü davacı tarafından ticari defter ve belgelerin ibraz edildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafın ibraz ettiği belgelerin incelenmesinde; davacının, davacıya tedarik ettiği işçilerin bilgileri ve çalışma saatlerine ilişkin listenin verildiği, bu listenin altının davalı tarafça imzalandığı, davacının 30/10/2013 – 30/05/2014 tarihleri arasındaki dönem için toplamda 103.424,69.-TL bedelli 8 adet fatura düzenlediği bu faturalarla ilgili hukuki uyuşmazlık bulunmadığı, bu dönem dışında herhangi bir çalışma listesinin de olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı, davacının işçi hazır etmediği konusunda herhangi bir iddiası bulunmamaktadır. Sadece savunmasında, davacıya belli miktarda işçisini çalıştıracağına dair taahhütte bulunmadıklarını savunmuştur. Dosya kapsamı itibari ile, davalı, davacı tarafından gönderilen işçileri çalıştırmaktan imtina ederek sözleşmeyi eylemli olarak ve haksız şekilde fesh ettiği kabul edilmelidir. Dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporundaki hesaplamalar, taraflar arasındaki ticari ilişkinin hacmine uygun olduğundan ilk derece mahkemesinin kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu sebeple, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı + 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 189,50 TL harcın, Davalı tarafından peşin yatırılan 657,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 468,40 TL harcın talep halinde kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.21/02/2019