Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1978 E. 2019/636 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1978 Esas
KARAR NO : 2019/636
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/08/2017
NUMARASI : 2017/4077 ESAS – 2017/4077 KARAR
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİH: 04/04/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekili, 06.01.2017 tarihli başvuru dilekçelerinde, müteveffa … ile … A.Ş Yenibosna Şubesi arasında 70.000,00 TL bedelli konut kredisi sözleşmesi imzalandığını, bu kredinin güvence altına alınması için davalı sigorta şirketi ile 31.05.2013 başlangıç, 31.05.2018 bitiş tarihi hayat sigorta sözleşmesi imzalandığını, müteveffanın 09.10.2016 tarihinde vefat ettiğini, mirasçıları olarak eş ve çocuklarının kaldığını, sigorta şirketine müracaat ile teminat bedelinin ödenmesinin talep edildiğini ancak sigorta şirketinin müteveffanın kredi kullanım tarihinden önce hastalığının bulunduğu iş bu hastalığının bildirilmediği gerekçesi ile teminatın ödenmesini reddettiğini, geçerli bir hayat sigorta sözleşmesi olduğunu, sigorta prim borcunun peşinen ödendiğini, müteveffanın asla kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an olsun beyan yükümlülüğünü yerine getirmediği kabul olunsa dahi doğacak sonuçlar hakkında müteveffanın bilgilendirilmesi gerektiğini, poliçe kapsamında ödemenin yapılması için muhatap şirkete başvurulmasına karşın, muhatap şirket cevabında, müteveffanın diabetes mellitus, hipertansiyon ve hiperlidemi hastalıklarının bulunduğu, iş bu hastalıkların başvuru esnasında beyan edilmediği gerekçesiyle red cevabı verildiğini, müteveffanın, akut miyokard enfarktüsü, kardiyak arrest ( kalp krizi ) nedeniyle hayatını kaybettiğini, daha önceden mevcut bir hastalığı olmadığı gibi bu yönde yapılmış teşhis ve tedavide olmadığını, ölüm tarihinde henüz 40 yaşında olması gibi durumlarda göz önüne alındığında, kalp krizi geçireceğini bilmesi veya bu durumu öngörebileceğini düşünmesinin müteveffadan beklenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu iddia ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, müteveffanın poliçe tanzim tarihinin 3. yılında vefat etmesi nedeniyle 47,626,00 TL ‘nin kredi kullandıran banka … A.Ş’nin lehdar olması nedeniyle ödenmeyen kredi bedel ve ferilerinin … A.Ş ödenmesi taleplerinin kabulüne, müvekkilinin müteveffa adına ödemek durumunda kaldığı kredi bedel ve ferilerinin, kredi bedellerinin ödenmesi sonrasında bakiye teminat miktarının mevcut olması halinde müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müteveffanın 31.05.2013 tarihli başvuru formunu imzaladığını, tamamen sağlıklı olduğunu beyan ettiğini, hayır yanıtı verdiğini, 31.05.2018 bitiş tarihli, uzun süreli kredi hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini, talebin incelenmesi neticesinde, murisin poliçe tanzim tarihlerinden önce diyabet, hipertansiyon ve hiperlipidemi hastası olduğu, bu hastalıklar nedeniyle takip ve tedavi kayıtlarının olduğu ve bu hastalıkların risk oluşturduğu kalp krizi nedeniyle vefat ettiğinin tespit edildiğini, beyan yükümlülüğünün ihlal edildiğini, ayrıca talep konusu sigorta poliçesinin dain- i mürtehinin banka olduğunu onun muvafakatı olmadan iş bu başvurunun yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak talebin reddine karar verilmesini istemiştir.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM KARARI;29.03.2017 tarihli, K-2017/12121 karar sayılı kararı ile, poliçe üzerinde … T.A.Ş Yenibosna İstanbul Şubesinin dain- i mürtehin alacaklısı olduğu, poliçe ve katılım sertifikalarında yer alan dain- i mürtehin kaydının amacının dain- i mürtehin alacaklısının alacağını garanti altına alınması olduğu, bu bakımdan dain- i mürtehin alacaklısının mutlak ve öncelikli bir talep hakkının olduğu, Yargıtay’ın bu konudaki yerleşik kararlarının herhangi bir tereddüde yer bırakmayacak şekilde açık olduğunu, bu kararlarda dain- i mürtehin alacaklısından açılan davaya kayıtsız şartsız muvafakat edildiğine dair muvafakat getirilmediği takdirde esasa girilemeyeceğinin öngörüldüğü, … T.A.Ş Yenibosna İstanbul Şubesinin 23.03.2017 tarihli yazısı ile dava konusu görüşünü komisyona bildirdiği, dain- i mürtehin hakkı sahibi bankanın, sigorta tazminatının davacıya ödenmesine açıkça muvafakatı sağlanamadığından başvuru sahiplerinin açmış olduğu hakem davasının aktif husumet ehliyeti yokluğundan usul yönünden reddine karar verilmiştir.Karara karşı başvuran tarafça itiraz edilmiştir.İtiraz dilekçesinde, …’ın açık muvafakatı olmadığından bahisle başvurunun reddine karar verilmesinin başvuru talepleri nazara alındığında hatalı olduğunu, yazı cevabında, dava konusu poliçe üzerinde bankanın dain- i mürtehin hakkının bulunmakta olup , alacaklarının devam ettiği, dain- i mürtehin hakları saklı kalmak kaydı ile açılan davaya muvafakat ediyoruz dendiğini, müvekkilinin banka kredi borcunu kabul ettiğini, iş bu başvuru ile vefata ilişkin poliçe kapsamında yazılı olan sigorta teminatından, bankaya olan kredi borcunun mahsuben karşılanmasının talep edildiğini, müvekkilinin zaten vefat teminatının alacaklı bulunan bankaya doğrudan ödenmesini talep ettiğini, arta kalan kısmın sigorta ettiren müvekkiline ödenmesi gerektiğine işaret edildiğini, bankanın muvafakatını bildirmiş olmasına rağmen zarar gören müvekkilinin menfaati gözetilerek yorum yapılması gerekirken işbu hususun göz ardı edilerek karar verilmesinin hukuki mesnetten yoksun olduğunu belirtilerek itirazlarının kabulünü istemiştir.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ KARARI:10.07.2017 tarihli, 2017/İHK -2482 sayılı kararla, katılım sertifikasında ki daini mürtehin kaydının amacının daini mürtehin alacaklısının alacağını garanti altına alınmasını sağlamak olduğu, bu bakımdan daini mürtehin hakkının öncelikli ve mutlak olduğu , Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25.04.2013 tarih ve 2012/9071 Esas, 2013/8293 Karar, 17. Hukuk Dairesinin 14.11.2011 tarih ve 2011/9490 Esas, 2011/10490 Karar vb .bu konudaki kararlarının herhangi bir tereddüte yer bırakmayacak şekilde açık olduğu, bu kararlarda, daini mürtehin alacaklısınından kayıtsız ve şartsız muvafakat getirilmediği takdirde esasa girilemeyeceğinin öngörüldüğü, davanın usul yönünden reddine dair hakem kararının yerinde olduğu gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, başvuru sahibi vekili tarafından yasal sürede istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, iddialarını ve taleplerini tekrar ettikten sonra, bankanın daini mürtehin hakları saklı kalmak kaydı İle açılan davaya muvafakat ediyoruz dediklerini, müvekkilinin zaten vefat teminatının alacaklı bulunan bankaya doğrudan ödenmesini talep ettiğini, kaldı ki bankanın kredi teminatının ödenmesi için sigortaya başvuru yaptığını, husumet nedeniyle başvurunun reddine dair itiraz hakem heyeti kararının bozulmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE; Talep, “ Uzun Süreli Kredi Hayat Sigorta Poliçesi “ kapsamında, sigorta teminatının kredi kullandıran bankanın lehdar olması nedeniyle kredi bedel ve ferilerinin bankaya ödenmesi, ödenmek zorunda kalınan ve bakiye teminat miktarının olması halinde ise tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasında, talep edenlerin murisi tarafından, … T.A.Ş Yenibosna Şubesinden konut kredisi kullanıldığı, kredinin teminatı olarak, sigorta başlangıç tarihi , 31.05.2013, sigorta bitiş tarihi, 31.05.2018 tarihli “ Uzun Süreli Kredi Hayat Sigorta Poliçesi “ düzenlendiği, sigorta poliçesinde lehdarın, … Yenibosna Şubesi olduğu, sigorta teminatının, değişken vefat tazminatı olduğu, sigortalının 09.10.2016 tarihinde vefat ettiği, başvuranın tazminat talebinin sigorta şirketinin savunmasında iddia ettiği şekilde, beyan yükümlülüğüne aykırılık iddiası ile 07.12.2016 tarihli cevabı yazı ile reddedildiği, başvuranın hakem heyetine başvurduğu anlaşılmıştır.Uyuşmazlık, sigorta poliçesinde dain- i mürtehin olan banka lehine ,öncelikle ödeme yapılması için yapılan başvuruda, bankanın muvafakatının ne şekilde yorumlanması gerektiğidir.4721 sayılı TMK nun 879 uncu maddesine göre, muaccel olan sigorta bedelinin ödenebilmesi için bütün rehinli alacaklıların rızasının bulunması gerekmektedir. HGK nun 14.04.2002 gün ve 2002/284-324 sayılı ilamında da açıkça vurgulandığı üzere, TTK nun 1273 üncü maddesi uyarınca rehinli bir malın maliki tarafından kendi adına yaptırılan sigorta alacaklı lehine yapılmış bir sigorta değilse de, sigorta tazminatı ancak o mal üzerinde rehin hakkına haiz olan alacaklının muvafakatı alınmak sureti ile sigorta ettiren malike ödenir. Başka bir anlatımla sigorta süresi içinde riziko meydana geldiği takdirde, hasar bedeli, bankaya rehinli kredi borcununda bir güvencesidir. Bu anlamda sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikle rehin hakkı sahibine ait olduğundan, hasar ödemesinin sigortalıya yapılamayacağı, yapılan bu ödemenin sigorta şirketini borçtan kurtarmayacağı kuşkusuzdur. Bu durumda, dain- i mürtehin olan bankanın muvafakatının alınması ve bu muvafakatın kayıtsız şartsız olması halinde işin esasının incelenmesi aksi takdirde istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiği yasal düzenleme ve Yargıtay kararları doğrultusunda kabul edilen bir uygulamadır. Somut olayda, yasal düzenleme kapsamında dava dışı banka şubesine müzekkere yazılmış, … T.A.Ş Yenibosna Şubesi 23.03.2017 tarihli cevabı yazısında, dava konusu poliçede bankanın daini mürtehin hakkı bulunduğunu, alacaklarının devam ettiğini, daini mürtehin hakları saklı kalmak kaydı ile dava açılmasına muvafakat ettiklerini, borç bakiyesinin 23.923,07 TL olduğunu, ödenmemiş kredi borcu tutarını aşan tazminat kısmına ilişkin çıkabilecek tazminat bedelinin başvuru sahiplerine kayıtsız ve şartsız ödenmesine muvafakatlarının olduğunu belirtmişlerdir. Muvafakatın, daini mürtehin hakkı saklı tutulmuş olması nedeniyle kayıtsız ve şartsız olduğunun kabulü mümkün değildir. Yani, başvuran haricinde banka hakkında karar verilmesi mümkün olmamakla birlikte, biran için bunun mümkün olduğunun kabulü de sonucu değiştirmeyecektir. Çünkü, muvafakat kayıtsız ve şartsız olmadığından işin esasına girilemeyecek ve kiminle ilgili olursa olsun esasla ilgili bir hüküm kurulamayacaktır. Bu durumda, başvuru sahibinin, sigorta teminatının kredi kullandıran bankaya ödenmesi talebinin sonuca etkisi olmayacaktır.Açıklanan nedenlerle, dava dışı dain- i mürtehin banka şubesinin dava açılmasına muvafakatına dair beyanının kayıtsız ve şartsız olmaması nedeniyle, başvurunun husumet yokluğundan reddine dair kararda ve iş bu karara karşı yapılan itiraz üzerine verilen itiraz hakem heyetinin ret kararında bir isabetsizlik görülmediğinden başvuran vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/4077 D.İş Esas , 2027/4077 D.İş Karar ve 23.08.2017 tarihli kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem heyetinin 10.07.2017 tarihli, 2017/İHK -2482 Karar sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan başvuran vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan peşin olarak yatırılan 185,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 3,80 TL harcın başvuran taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4- Başvuran tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/04/2019