Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1967 E. 2018/1134 K. 27.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1967 Esas
KARAR NO : 2018/1134
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2017
NUMARASI : 2016/1258 2017/545
DAVA : Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ : 27/06/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Müvekkili …A.Ş., … Grubu şirketi olduğunu, … ile … arasında yapılan 01.09.1998 tarihli Protokol çerçevesinde, … bir kısım taşınmazlarını müvekkilinin … adına devrettiğini ve müvekkil tarafından, … borçları ödenmeye başlandığnı ,…’in T…. Bankası A.Ş.’ye olan borcuna da bu çerçevede kefil olunduğunu ve sonrasında, kefil sıfatıyla bu borcun ödendiğini, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1999/213 E. Sayılı dosyasından verilen 13.12.2000 tarihli kararla …’in iflas etmesi sonrası, müflis ve iflas idaresi tarafından açılan davalar sonucunda, müvekkillerden … aleyhine verilen tapu iptal kararları doğrultusunda yapılan bu ödemelerden kaynaklı müvekkil alacaklarının tahsili amacıyla ve İflas İdaresi vekilinin bu davalardaki beyanlarına uygun olarak, müvekkiller alacağının dayanağını teşkil eden belgeler İstanbul Anadolu .. İcra ve İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasına ibrazla, 70 Kayıt numarası ile müvekkiller alacağının iflas alacağı olarak masaya kaydı talep edilmiş ve İİK 223. maddesi gereğince tebliğ avansı yatırıldığını, o dönemde görevde olan ve fakat sonradan müflis ile işbirliği yapılmak suretiyle iflas alacaklılarının mağduriyetlerine sebebiyet verildiği, İflas Hukuku’na aykırı davranıldığı gerekçesiyle, İstanbul Anadolu 13. İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan dava sonucunda, 16.02.2012 tarih ve 2011/1191 E 2012/228 K. Sayılı ilamla GÖREVDEN AZİLLERİNE karar verilen iflas idare memurlarınca kasten müvekkiller alacağının kayıt-kabul talebi hakkında olumlu/olumsuz bir karar verilmediği için, yapılacak Konkordato müzakeresine katılmakta müvekkillerin korunmaya değer hukuki yararları bulunduğundan, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/924 E. Sayılı dosyasından Kayıt Kabul Davası açılmak zorunda kalındığını, bu davanın yargılaması devam ederken, iflas idaresi tarafından gecikmeli olarak, alacak kayıt talebimizin reddedilmesi üzerine, hak kaybına sebebiyet vermemek amacıyla, alacağın reddine ilişkin iflas idaresi kararının tarafımıza tebliğini müteakip tekrar aynı alacak için dava açılmak zorunda kalınmış ve açılan 2012/493 E. Sayılı davanın, İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/924 E. sayılı derdest dava dosyasıyla birleştirilmesi talebimiz kabul edilerek, bu dosya üzerinden yargılamaya devam edildiğini, 04.09.2013 tarihinde müflis …, “İflas İçi Konkordato Teklifi”nde bulunduğunu, müflisin bu teklifi, (yargı kararları ve bilirkişi raporları ile sabit olduğu üzere) birçoğu muvazaalı alacaklılardan oluşan/oluşturulan 15.01.2014 tarihli Alacaklılar Toplantısında şeklen kabul edildiğini, toplantıdan sonraki 10 günlük iltihak süresi içerisinde, müvekkiller tarafından İİK’nın 297-298 ve 309. Maddelerindeki şartları taşımayan konkordato teklifinin reddi yönünde beyanda bulunulduğunu , iflas İdare Memurları tarafından, söz konusu “konkordato teklifinin tasdiki” için İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/58 E. Sayılı dosyasından dava açılmıştır. Konkordatonun tasdiki davasına, müvekkiller adına müdahale talebinde bulunulduğunu, , mahkemesince Asli Müdahilliğine karar verilerek yargılamanın sürdüğünü, hileli iflas suçundan yargılaması devam Müflisin Konkordato Teklifi, İİK’da aranan şartları taşımadığı halde, eksik inceleme, yetersiz araştırma ve kasten gerçeğe aykırı olarak hazırlanan raporlara itibar eden, adil ve tarafsız bir yargılama yürütülmeyeceğine güvenimiz sarsıldığı için hakkında HSYK nezdinde şikayetçi olduğumuz ve bu nedenle çekilmeye davet ettiğimiz İst. Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi Heyeti tarafından, 09.11.2016 tarihli duruşmada tasdik edilmiş, davanın kabulü ile birlikte, İİK’nın 302 maddesi gereği itiraza uğrayan alacaklılara dava açmak için hazır olanlara tefhimden, hazır olmayanlara tebliğden itibaren 10 günlük süre verilmesine hükmedildiğini, söz konusu konkordatonun tasdikine dair karara karşı tarafımızdan istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla birlikte, karar duruşmasında İİK’nın 302 maddesine göre dava açma hakkı tanınan alacaklılar ismen zikredilmeksizin karar tefhim edildiği için, İİK.’nın 302 maddesi son cümlesinde saklı tutulan, takiple kesinleşen ya da ilama bağlı alacaklar dışındaki alacağı itiraza uğramış alacaklıların, konkordatonun tasdiki kararının tefhiminden/tebliğinden itibaren 10 günlük sürede dava açmamaları halinde, teminattan yararlanma ve konkordatoyu feshettirme hakları düşer düzenlemesi gereğince, müvekkillerin hak kaybına sebebiyet vermemek için, derdest kayıt kabul dava dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir .
SAVUNMA
Davalılardan müflis şirket vekili cevap dilekçesinde ; İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/58 £. no ile açılan dava bir “iflas içi konkordatonun tasdiki” davası olduğunu, bu davanın talep edeni ve tarafı yasa gereği Müflis …’tir. … alacaklılarıyla sulh olmak ve borçlarını ödemek için bir sulh projesi olan konkordato projesini Masaya teklif ve ibraz ettiğini, bu projede yasanın kendisine verdiği yetkiyi kullanarak sıra cetveli takdim edilmiş olup, sıra cetvelinde alacaklılarını ve gerçek alacağı olanları takdim etmiş, belirtmiş ve İflas İdaresine sunduğunu, bu sıra cetvelinde en önemli husus, sıra cetveline kaydedilmeyen alacaklıların iflas İdaresi tarafından gereken incelemesi yapılarak, sıra cetveline dahil edileceği (ilave edileceği) gibi, Müflisin sıra cetvelindeki alacaklıları da çıkarması ve bu suretle yeni bir sıra cetveli tanzim etme hakkı Masaca yerine getirilmesi olayı olduğunu. Alacaklı olduğunu iddia eden bu kişilerin icra tetkik mercii mahkemesinden kendilerinin alacaklı olduklarına dair bir karar getirmeleri gerektiğini, yada ellerinde alacakları olduklarına dair kesin hüküm bulunan alacaklının iflas idaresine müracaat ile tetkik sonucu sıra cetveline dahil edilmeleri gerektiğini, davacıların dava hakları ve alacaklarının olmadığını, borcun olmadığı hususunda Anadolu 4. İcra Hukuk Mahkemesi 2014/12 E. – 2014/1 K. no.lıı kesin red kararı ile Anadolu 4. İcra Hukuk Mahkemesi 2014/32 E. – 2014/4 K. nolu kesinleşmiş mahkeme kararlarının olduğunu, iflas masasında toplantıya katılan ve oy kullanan bütün alacaklıların alacağı kesinleşmişken , huzurdaki davada kayıt kabul isteyen davacıların kesinleşmiş net bir kararlarının olmadığını, yani alacaklı olduklarını gösteren hiçbir karar ve belge olmadığını, aksine kesinleşmiş ve alacaklı olmadıklarına dair çok sayıda karar olduğunu ve alacaklarının varlığına dair hiç bir belge ve kanıtlarının olmadığını, kayıt kabul ve birleştirme taleplerinin reddini talep etmiştir.
Davalılardan … cevap dilekçesinde : Davanın İstanbul Anadolu 2 Asliye Ticaret mahkemesinde açılan iflas içi konkordatonun tasdiki davasında verilen kararda , alacağı itiraza uğrayan alacaklıların İİK 302 maddesi gereği 10 gün içine açılan kayıt kabul davası olduğunu, söz konusu kararın Bölge Adli Mahkemesi 17 Hukuk dairesi tarafından kesin hükümle kaldırılmasına karar verildiğini , kaldırılan kararın kesinleştiğini, verilen bu karara istinaden İİK 302 maddesine göre bu davanın açılamayacağını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir .
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2016/1258 Esas, 2017/545 Karar nolu kararında özetle; davacı yanın dava dilekçesinin içeriği, tarafları neticeyi talebi ve dayandığı maddi olgular mahkemenin 2011/924 Esas sayılı dosyası ile birlikte değerlendirilerek aynı davanın dayanak dosyamızda halen derdest olduğu görülmekle HMK.114/ı maddesi gözetilerek HMK.115/1.maddesi gereği davanın usulden REDDİNE , şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 17/07/2017 uyap havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-İİK 302 maddesi gereğince kararı veren mahkemenin görevsiz olduğu İİK 302.maddeye göre açılacak davanın tasdik kararı vermiş olan İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi olması gerektiği,
2-Davanın aynı zamanda alacak davası niteliği gereği diğer davalı … aleyhinde açılmış derdest bir dava bulunmamasına rağmen bu davalı yönünden de derdestlik yönünden de red kararının verilmesinin hatalı olduğu,
3-Kayıt kabul davasının varlığı ve konkordatonun tasdikine dair kararın ortadan kaldırılmış olması sebebiyle davanın reddine dair hukuki değerlendirmenin de yanlış olduğu,
4-Yargılama giderleri yönünden de yerel mahkeme kararının hatalı olduğu, davanın İstanbul Anadolu 2. ATM’ nin vermiş olduğu karar doğrultusunda açılmak zorunda kaldığı yani bir mahkeme hükmünün icrasına yönelik olarak açıldığı bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Davacı vekilince İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/58 Esas sayılı dosyasında verilen konkordatonun tasdikine dair 09/11/2016 tarihli kararında İİK 302 maddeye göre dava açmak için yetki verilen alacaklılar, ismen zikredilmediğinden hak kaybına uğramamak adına 10 günlük süre içinde açılmak zorunda kalınan bu davadax fazlaya ilişkin talep saklı kalmak kaydıyla iflas tarihi itibariyle 2.311.862,76 TL lik olan alacağının iflas tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte, İİK 302 maddesi kapsamında hüküm altına alınmasına, tahsiline, Kadıköy İflas Müdürlüğünün 2000/35 iflas sayılı dosyası ile, tasfiyesi devam etmekte olan … iflas masasına kayıt ve kabulü ile davanın daha önce açılmış olan İstanbul Anadolu 5. ATM’ nin 2011/924 E. Sayılı derdest davası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiş, davalı iflas idaresi memurlarının dosyaya sundukları tarihsiz cevap dilekçesinde, Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/58 Esas nolu davasının “iflas için konkordatonun tasdiki” davası olduğu somut olayda ise bu davayı açan davacıların önceki tarihlerde konusu, tarafı, hukuki sebebi aynı olan kayıt kabul davası açtıklarını ve mahkemece red kararı verildiğini bu nedenle açılan bu davanın derdestlik nedeni ile reddi gerektiğini, ayrıca istinaf ilgili hükümleri gereğince, dava dosyalarının da birleştirilmesinin mümkün olmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kaldı ki davacıların, dava konusu alacaklarının da söz konusu olmadığı, aynı alacak nedeni ile davacıların daha önce değişik mahkemelerde açtıkları davalarda taleplerinin reddedildiğini ve kesinleştiğini, bu nedenle bu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuş, mahkemece, davanın kayıt kabul davası olarak nitelendirilerek, aynı mahkemenin 2011/924 sayılı dosyasında taraflarının dava konusunun ve dayanılan maddi olguların aynı olduğu ve davanın halen derdest olduğu, bu nedenle HMK 114/ı maddesi gereğince derdestlik nedeni ile aynı yasanın 115/1 maddesi gereği dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili istinaf dilekçesinde davanın sadece kayıt kabul davası olmadığı ayrıca alacak davası olduğu, bu yönden de inceleme yapılması gerektiği belirtilmiş ise de, sonuç itibariyle davacının daha önce İstanbul Anadolu 5. ATM’ nin 2011/924-2015/927 sayılı dosyasında, aynı davalıya karşı aynı miktar alacakla ilgili kayıt kabul davası açtığı, bu davada da aynı maddi vakaılara dayanıldığı ve mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmüş olup, davacı vekilinin dava dilekçesinde aynı alacak nedeni ile, hem alacağın tahsili, hem İİK 302 maddesi uyarınca alacağın hüküm altına alınmasına, hem de alacaklarının iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiş olmasının davanın hukuki niteliğine ilişkin tespitte bir değişiklik yaratmayacağı gibi, farklı yargılama usullerine tabi davaların konusu olabilecek taleplerin aynı davada ileri sürülmesi de mümkün değildir.
Dava dilekçesi bu yönden incelendiğinde, davanın müflis …’ den olan alacağının tahsiline ilişkin iflastan sonra gerçekleşen bir talebe ilişkin olduğu, oysa, iflas açıldıktan sonra, İİK 184 ve devam maddeleri gereğince icra takiplerinin ve hukuk davalarının ikinci alacaklılar toplantısına kadar kendiliğinden duracağı, tüm alacaklıların, alacakları için, iflas idaresince oluşturulacak iflas masasına başvuru yapması gerektiği ve bu başvurunun neticesine bağlı olarak, alacak davaları, kayıt kabul davasına dönüşeceği açıktır.
Bu yöndeki yasal düzenlemeler karşısında, tarafların yapacakları farklı hukuki nitelemenin hakimi bağlamayacağı, hakimin ancak tarafların kendisine bildirdikleri vakıalar ile bağlı olacağı, fakat bu vakıalara uygulanacak hukuk kurallarını bulup uygulamakla yükümlü olduğu, tarafların bildirdikleri hukuki sebeplerle bağlı olmadığı HMK 33 maddesi gereğidir.
Bu bağlamda istinaf incelemesi yapılan ilk derece mahkemesi kararına konu davanın davalı iflas idaresi yönünden kayıt kabul davası niteliğine sahip olduğu, bu davanın daha önce İstanbul Anadolu 5. ATM’ nin 2011/924- 2015/927 sayılı dava dosyasında, aynı davalıya karşı, aynı sebeplerle ve aynı miktarlarla açıldığı ve davanın mahkemece reddine karar verildiği, bu yönden HMK 114/ı maddesinde açıklanan dava şartlarından derdestlik durumunun doğduğu davanın derdest olmamasının, HMK 114 maddesine göre dava şartı olarak tespit edildiği, HMK 115/2 maddesi gereğince dava şartların aykırılık saptanması halinde, davanın usulden reddi gerektiği, diğer davalı … yönünden ise, her ne kadar dava alacak davası olarak nitelendirilmişse de, bu davalının açtığı konkordatonun tasdiki davasında, davanın kabulüne dair verilen ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda ortadan kaldırıldığı ve yeniden yargılama için ilk derece mahkemesine geri gönderildiği, böylece bu davalı yönünden de, dava şartının kalmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin usüle uygun olarak dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği görülmektedir.
Öte yandan davacı vekili davanın İstanbul 5. ATM’ nin 2011/924-2015/927 sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini de talep ettiği, oysa yukarıda açıklandığı şekilde, dosyasının birleştirilmesini talep ettiği 2011/924 sayılı dosyanın aynı mahiyette ve dertestlik itirazına konu dosya olduğu, derdestlik nedeni ile birleştirmenin de söz konusu olamayacağı açıktır.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, incelemesi yapılan bu dava konusu ile, tarafları ve sebeplerinin, İst. Anadolu 5. ATM’ nin 2011/924 E. 2015/927 E. Sayılı dosyası ile aynı olduğu, davalı iflas idaresi yönünden derdestlik dava şartı nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği, diğer davalı … yönünden de, dayanak gösterilen ve davalı …’in açtığı konkordatonun tasdiki davasında verilen davanın kabulü kararının istinaf mahkemesince ortadan kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine iadesi karşısında yine davanın bu davanın görülmesinde hukuki yarar şartı kalmadığından istinaf başvurusunun reddi gerektiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353.1.b.1. maddesi gereğince reddine, karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2016/1258 Esas, 2017/545 Karar 14/05/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/ 1.b.1 bendi ile İ.İ.K 164 Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay Temyiz Yolu Açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/06/2018