Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1939 E. 2018/1207 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1939 Esas
KARAR NO : 2018/1207
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2017
NUMARASI : 2017/77 2017/525
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04/07/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine Bursa .. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin icra dairesinin yetkisine itirazının yerinde olmadığını, itirazının reddini gerektirdiğini, müvekkil şirket ile davalı arasında davalı şirket ilanlarının müvekkil şirkete ait gazetede yayınlanması için anlaşma sağlanmış olduğunu, müvekkil şirketçe de ilanlar yayınlandığını, ilan karşılığında davalının müvekkil şirkete ödemesi gereken miktarın cari hesap ekstresi ile sabit olduğunu, davalı-borçlu tarafın müvekkil şirkete yayın ile ilgili herhangi bir ödeme yapmadığını, müvekkilinin alacaklı olduğu bedel kadar icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra takip dosyasındaki itiraz dilekçesinde müvekkile borçlu olmadığını iddia etmişse de herhangi bir belge sunmadığını, borçla ilgili düzenlenen faturayı da mahkememize sunduklarını, faturaların ayrıca davalı tarafa da gönderildiğini, icra dosyasındaki faizin başlangıç tarihi borçlunun itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz edildiğini, davalının Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına vaki yersiz ve yasal mesnetten yoksun yetkiye, takibe borca, faize ve borcun ferilerine ilişkin itirazlarını iptali ile icra takibini devamını, itirazlarında haksız olan davalının %20’den az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin adresinin Mudanya olup takipte Mudanya İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, mahkememizin yetkisine itiraz ettiklerini, davada asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduklarını, davacı yanın taleplerinin zaman aşımına uğramış olup davanın zaman aşımı nedeniyle reddini gerektirdiğini, davacı yanın ilanların müvekkil tarafından ödenmediğini ispat etmek zorunda olduğunu, davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını, davacı yanın icra inkar tazminatı taleplerinin yerinde olmadığını, borca itirazının ve diğer itirazlarını saklı kalmak kaydı ile davacının icra inkar tazminatı talep edebilmesinin yasal koşullarının oluşmadığını, müvekkile tebliğ edilmiş bir ihtarın söz konusu olmadığından davacı yanın iddia ettiği dava konusu alacağın likit olmadığını, alacağın taraflar arasında çekişmeli olduğunu, davacı yanın icra inkar tazminatı taleplerininde reddi gerektiğini, davacı yan aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/77 Esas, 2017/525 Karar sayılı kararında özetle; hukuki Yarar Yokluğundan Davanın Usulden Reddine, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu 19/06/2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından 30/09/2016 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin, hatalı olarak 09/09/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olarak değerlendirildiği, bu nedenlede süresinde yapılmayan itirazın iptali davasının açılmasından hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği, oysa icra dosyasındaki ödeme emrinin borçluya 30/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu tarafından 05/10/2016 tarihinde, süresinde, ödeme emrine itirazda bulunduğu, yanlış değerlendirme sonucu verilen mahkeme kararının kaldırılması gerektiği hususu istinaf sebebi olarak öne sürülmüş ve istinaf dilekçesi ekinde ödeme emrine ilişkin gönderi takip formu eklendiği görülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava, İİK.nun 67.maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça borçlu davalı aleyhine Bursa …İcra Müd. … sayılı dosyasında 2.243,98TL alacak için icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya, icra dosyasındaki tebliğ evrakına göre 09/09/2016 tarihinde tebliğ edilmiş gözüktüğü, borçlunun da bu ödeme emrine karşı 05/10/2016 tarihli dilekçesiyle itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince yedi günlük itiraz süresi geçtiğinden dolayı takibin kesinleştiği ve bu nedenle itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere icra dosyasında ödeme emrinin, davalı borçluya 09/09/2016 tarihinde tebliğ edilmiş gözükmesine rağmen, davacı alacaklının istinaf dilekçesi ekinde sunduğu gönderi takip formu ve resen alınan internet çıktısı incelendiğinde, ödeme emri takip formunun, borçlu davalıya 30/09/2016 tarihinde, konutta yakınına teslim şeklinde tebliğ edilmiş olduğu, bu durumda davalı borçlu tarafından ödeme emrine karşı 05/10/2016 tarihli itirazının süresinde yapıldığı ve davacının bu davaya açmakta hukuki yararının bulunduğu görülmektedir.
Görüleceği üzere, dosyaya sunulan gönderi takip formu tarihi ile icra dosyasında bulunan tebliğ evrakı tarihleri arasında çelişki bulunmakta ve dosya kapsamına göre davalı borçluya ödeme emrinin hangi tarihte tebliğ edildiği anlaşılamamaktadır. Davalı borçluya ödeme emrinin tebliği tarihi tam olarak tespit edilmeden, dava açılmasında davacının hukuki yararı bulunup bulunmadığı da saptanamaya- caktır. Bu nedenle mahkemece, öncelikli olarak dosyada mevcut ödeme emrine ilişkin tebliğ belgeleri incelenerek ve gerekirse PTT müdürlüğüne yazı yazılarak ödeme emri tebliğ tarihi tam olarak saptandıktan sonra, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, süresinde ödeme emrine itiraz edildiğinin anlaşılması halinde davaya devam edilip, usulüne uygun şekilde deliller toplandıktan sonra karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüyle, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yukarıdaki açıklamalar ışığında ödeme emrine itiraz tarihi tespit edildikten sonra sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/77 Esas, 2017/525 Karar sayılı 17/04/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,
4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine İstinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına ,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/07/2018