Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1932 E. 2019/475 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1932 Esas
KARAR NO : 2019/475
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMES: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2016
NUMARASI : 2014/890 ESAS – 2016/1007 KARAR
DAVA : İSTİRDAT
KARAR TARİHİ: 14/03/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:Davacı vekili, 03.05.2013 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili yüklenici şirket ile davalı arasında 20.10.2011 tarihinde, 390 gün süre ile “ Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi “ imzalandığını, toplam 18 adet personel ile özel güvenlik hizmet işinin müvekkili şirket tarafından gerçekleştirildiğini, davalıya sözleşmenin 11. maddesi gereğince … Bankası A.Ş Bursa/Fomara Şubesinin 33.000,00 TL tutarlı 15.03.2013 tarihine kadar geçerli olan uzatılan kesin teminat mektubunun teslim edildiğini, 01.11.2011 tarihinde başlanıp 390 gün sonunda 25.11.2012 tarihinde mevcut işin, müvekkili şirket tarafından eksiksiz olarak sözleşmeye ve Kamu İhale Kanununa uygun biçimde bitirildiğini, davalının, işin bitiminden çok kısa bir süre önce 20.11.2012 tarihli yazı ile,25.11.2012 tarihinde işin biteceği, Kamu İhale Genel Tebliğinin 79.1 maddesi hükmü gereği , sözleşme kapsamında çalışan 18 adet personelin kıdem tazminatlarının toplam bedeli olan 27.241,06 TL ‘nin 30.11.2012 tarihine kadar ödenmesi, ödenmediği takdirde kesin teminat mektubundan söz konusu kıdem tazminatlarının tahsil edilip ilgili personele ödeme yapılacağının belirtildiğini, müvekkili şirketin 29.11.2012 tarihinde cevap verdiğini, verilen cevapta, kesinti yapılması halinin Kamu İhale Kanunu ve Kamu İhale Tebliğine aykırı olduğunu, kaldı ki sözleşmede de, iş bitiminde işçilere kıdem tazminatı ödeneceğine dair bir hüküm bulunmadığı, sözleşme kapsamında teslim edilen teminat mektubunun kıdem tazminatları gerekçe gösterilerek paraya çevrilmesi halinde hukuki başvuru yollarına başvurulacağının belirtildiğini, davalı idare tarafından, teslim edilen teminat mektubunun nakte çevirilerek teminat mektubundan 27.241,06 TL ‘nin tahsil edildiğini, davalı idarenin teminat mektubunu tazmin etmesine sebep olarak gösterdiği, kıdem tazminatlarının müvekkili şirketçe iş bittiğinde ödeneceğine dair, gerek taraflar arasındaki sözleşmede gerekse idari ve teknik şartnamede bir hüküm bulunmadığını, dayanak gösterilen Kamu İhale Genel Tebliğinin 79. maddesinin 1. fıkrasının, aşırı düşük tekliflerin sorgulanmasına ilişkin olup kıdem tazminatlarının yüklenici tarafından ödenmesine ilişkin bir husus olmadığını, müvekkili şirketin teminat mektubunun kıdem tazminatlarının ödenmesi adına davalı tarafından tazmin edilmesinin Kamu İhale Kanunu ile emsal mahkeme kararlarına açıkça aykırı olduğunu, sözleşmede, kesin teminat ve / veya ek kesin teminatların iade şartlarının sıralandığını, koşulların yazılı ve sınırlı olup genişletilemeyeceğini, Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunun 13. maddesinin de sözleşme ile aynı düzenlemeyi havi olduğunu, kıdem tazminatı İle ilgili hükümlerin 1475 sayılı eski İş Kanunun 14. maddesinde belirtilen hususların ortaya çıkması halinde ödenen bir tazminat istemi olduğunu, müvekkili şirkete iş bitirme belgesi verildiğini, kesin teminat mektubunun da iade etmek zorunda olduğunu, davalı idarenin teminat mektubunu tazmin etmesine sebep olarak gösterdiği kıdem tazminatlarının ödenmesi koşullarının oluşmadığını, mevzuatta hangi hallerde yüklenicinin hakedişinden / teminatından kesinti yapılacağının düzenlendiğini, iddia olunan kıdem ve ihbar tazminatının yüklenici tarafından işçilere ödenmemesi halinin bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, emsal kararlarda, Kamu İhale Kurumunun da, ihale yapan idarelerin yüklenicilerden, iş bittiğinde kıdem tazminatı ödenmesinin istenmesini kıdem tazminatının iş kanunu anlamında ücret sayılmadığından, yüklenicilerin kıdem tazminatı ödemesi yapmasının zorunlu olmadığını belirttiğini, emsal mahkeme kararında da, ilerde açılacağı düşünülen iş davalarında da teminat mektubunun iade edilmeme sebebine dayanak teşkil etmediğini gösterdiğini, davalı idarenin müvekkili şirketin teminat mektubunu nakte çevirerek işçilere kıdem tazminatı ödemesi adına tahsilinin kanuna aykırı olduğunu iddia ederek, …Bankası Bursa/Fomara Şubesi 793169 sayı ve 33.000,00 TL ‘lik teminat mektubunun kıdem tazminatı ödemesi altında nakte çevrilmesi neticesinde müvekkili şirketten tahsil edilen 27.241,06 TL ‘nin söz konusu teminat mektubunun paraya çevrildiği tarihten itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, söz konusu kıdem tazminatlarından davacı şirketin sorumlu olduğunun kanunun emredici hükmü olduğunu, müvekkili şirketin Kocaeli Büyükşehir Belediyesine bağlı olarak faaliyet gösteren ve %99 belediye iştirakı olan bir şirket olduğunu, İş Kanunun kıdem tazminatını düzenleyen maddesinde, çalışmış olduğu işyerinde 1 yıl ve 1 yıldan fazla olarak çalışan işçinin kıdem tazminatına hak kazanacağının hüküm altına alındığını, davacı şirketin 12 işçinin kıdem tazminatından sorumlu olduğunu, söz konusu işçilerin 13 ay süre ile davacı şirket bünyesinde çalıştığını, davacı şirketin her ne kadar ihtirazı kayıtla ödeme yaptığını iddia etmiş olsa bile kanunen ödemekle yükümlü olduğu meblağı ödediğini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin mevcut olduğunu, işçilerin kıdem tazminatlarından öncelikle söz konusu işçilerin işvereni davacının sorumlu olduğunu, ihaleye verilen teklifle ilgili çıkarılan Kamu İhale Genel Tebliği 79.1 ( değişik ;9/2/2011-27841 RG /4.md), personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihalelerinde, tekliflerin değerlendirilmesinde, ihale ve sözleşmeye İlişkin damga vergileri, …kıdem tazminatı vb birim fiyatlar ile işçi sayısı üzerinden teklif alınması idarece uygun görülmeyen iş kalemi / kalemleri kapsamında çalıştırılacak olan her bir personelin işçilik maliyeti üzerinden işçilik modülü kullanılarak %3 oranında sözleşme giderleri ve genel giderlerin hesaplanacağını, davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;Mahkemece, ihale makamı olan davalı asıl işverenin, iş akitleri sözleşme uyarınca 18 adet personelin kıdem tazminatlarını davacıya yaptıkları bildirime rağmen ödememeleri nedeniyle nezdinde davacıya ait teminatı aralarındaki sözleşme uyarınca davacı sorumluluğunda olan işçilerin özlük haklarından olan kıdem tazminatının ödenmesi için paraya çevirerek işçilerin kıdem tazminatlarını ödemesinin, taraflar arasında yapılan sözleşmenin teknik şartnamedeki 9.6. maddesinin açık hükmü uyarınca davacının sorumluluğunda olan ödemeye ilişkin olmakla açılan davanın yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aleyhe rapor olmaksızın davanın reddine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu, iş kanununda hangi hallerde kıdem tazminatının ödeneceğinin belli olduğunu, işe devam eden işçiye kıdem tazminatı ödenmesinin kanun tarafından düzenlenmediğini, anılan yasal hükümlerde, hizmet akdinin kıdem tazminatının ödenmesini gerektiren sebeplerle sona ermesi durumunda her geçen tam yıl için işverence işçiye kıdem tazminatı ödenmesinin söz konusu olacağı, işyerinin devri veya herhangi bir surette el değiştirmesi halinde işlemiş kıdem tazminatlarından her iki işvereninde sorumlu olduğunu, mevzuatta hangi hallerde yüklenicinin hak edişinden teminattan kesinti yapılacağının düzenlendiğini, iddia konusu, kıdem ve ihbar tazminatının yüklenici tarafından işçilere ödenmemesi halinin bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, sözleşmede ya da teknik şartnamede herhangi bir düzenleme bulunmadığını, hizmet sözleşmesinin 11.4.1. maddesinde, yüklenicinin idareye bu işten dolayı herhangi bir borcunun tespit edildikten sonra Sosyal Sigortalar Kurumundan alınan ilişiksiz belgesinin idareye verilmesinin ardından kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tamamının yükleniciye iade edileceğini, sözleşmede teminatın iade şartlarının sıralandığını, müvekkilinin kurumlara herhangi bir borcunun bulunmadığının anlaşıldığını, müvekkilinin işini kanuna ve sözleşme hükümlerine göre işi bitirdiğine dair iş bitirme belgesinin verildiğini, davalının, sözleşme hükümleri ile uyarlı olarak işin bitirilip kabul edildiğini gösteren iş bitirme belgesi vermişse, anılan kesin teminat mektubunu da iade etmesi gerektiğini, sözleşme ve ihale dökümünde işçilere kıdem tazminatı ödeneceğine dair bir düzenleme olmadığını, emsal kararlarda davalarının haklılığının ortaya çıktığını, tüm bilirkişi raporlarına rağmen davanın reddi kararının kaldırılması gerektiğini iddia ederek, davanın kabulüne esastan karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektubu bedelinin paraya çevrilen kısmının istirdatı istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davacı şirketin yüklenici, davalının idare olarak yer aldığı, 20.10.2011 tarihli “ Özel Güvenlik Hizmeti İşi Sözleşmesi “ imzalandığı, sözleşmenin konusunun, “5” ci maddede işin tanımı olarak, … Köyü Hafriyat Sahasının Silahsız 4 personel ile, …. Köyü Mevkii…Tesis ve Depolama Alanlarının silahlı 14 personel ile olmak üzere toplam 18 adet personel ile özel güvenlik işi olarak belirtildiği, 9. maddede işin süresinin 390 takvim günü olarak belirlendiği, 8. maddede, sözleşmenin ekleri üst başlığı İle, ihale dökümanının bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olduğu, 8.2. maddede, ihale dökümanını oluşturan belgeler olarak, hizmet işleri genel şartnamesi, idari şartname, teknik şartname vb olarak yer verildiği, 11. Maddede, teminata İlişkin hükümler üst başlığı ile, 11.1. bentte kesin teminat, 11.1.1. bentte, dava konusu kesin teminatın düzenlendiği, maddede, yüklenicinin bu işe ilişkin olarak 33.000,00 TL kesin teminat verdiğinin belirtildiği, 11.4. maddede kesin teminat ve ek teminatın geri verilmesinin, 11.4.1. bentte, taahhüdün, sözleşme ve ihale dökümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra, Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan ilişkisiz belgesinin idareye verilmesinin ardından kesin teminat ve varsa ek teminatın tamamının yükleniciye iade edileceği, 11.4.2. bentte, yüklenicinin bu iş nedeniyle idareye ve Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan kanuni vergi kesintilerinin hizmetin kabul tarihine kadar ödenmemesi durumunda protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin ve ek kesin teminatın paraya çevrilerek borçlarına karşı mahsup edileceği, varsa kalanının yükleniciye verileceğinin belirtildiği, 22. maddede, yüklenicinin sözleşme konusu işle ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları üst başlığı ile, 22.1. bentte, yüklenicinin sözleşme konusu işle ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarının ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin altıncı bölümünde belirlenmiş olduğu, yüklenicinin bunlara aynen uymakla yükümlü olduğunun düzenlendiği, ihale dökümanlarından teknik şartnamenin “9”. maddesinde yüklenicinin yükümlülükleri düzenlendiği, 9.6. bentte, yüklenicinin çalıştırdığı elemanların her türlü özlük haklarını karşılamak ve ödemek zorunda olduğu, bu konularda İzaydaş’ın hiçbir sorumluluğu olmadığı, 9.8. bentte, çalıştırılacak personelin Sosyal Güvenlik ve diğer ilgili mevzuattan doğan bütün borç ve yükümlülüklerden yüklenicinin sorumlu olduğunun belirtildiği, 9.12. bentte, yüklenicinin 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine dair kanun çerçevesinde çalıştıracağı personele ait tüm yasal hükümleri yerine getirmek zorunda olduğunun belirtildiği, dava dışı …Bankası A.Ş Fatih Sultan Mehmet Bulvar Şubesi’nden yazılan cevabı yazıda, davacı tarafça ,davalıya hitaben düzenlenen dava konusu 18.10.2011 tarihli teminat mektubunun 24.12.2012 tarihinde muhatabın talebi üzerine tazmin edildiğinin belirtildiği, davacı şirket tarafından yapılan ihale ve sözleşme kapsamında, … Bankası A.Ş Fomara Şubesi tarafından düzenlenmiş olan 18.10.2011 tarihli, 15.03.2013 tarihine kadar geçerli 33.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun davalıya verildiği, davalının, davacı şirkete karşı 20.11.2012 tarihli yazdığı yazıda, sözleşmenin 25.11.2012 tarihinde sona ereceği, puantajlar üzerinden yapılan hesaplamada kıdem tazminatı hak ettiği tespit edilen personelin listesinin gönderildiği, Kamu İhale Genel Tebliği’nin 79.1 madde hükmü gereğince 18 adet işçinin kıdem tazminatının 30.11.2012 tarihine kadar ödenmesi ve ödendiğine dair banka dekontunun idareye ibraz edilmesi gerektiği, bunun yerine getirilmediği takdirde, kesin teminat mektubu ve varsa hak edişlerden tahsil edilmek suretiyle ödemenin personele idareleri tarafından yapılacağının belirtildiği, 04.12.2012 tarihli yazıda, işlemler yerine getirilmediği için kesin teminat mektubu ve varsa hak edişlerden tahsil edilmek üzere ödemenin idareleri tarafından yapılacağının belirtildiği ve ödemenin dava konusu kesin teminat bedelinden yapıldığı, davalı tarafça, davacı yüklenici şirkete 02.01.2013 tarihli iş bitirme belgesinin düzenlendiği, dava dışı yüklenici güvenlik şirketinin, davalı şirkete, sözleşmenin 11. maddesi uyarınca yatırdıkları teminatı alabilmek için 10 personelin kıdem tazminatını ödediklerini belirterek söz konusu bedelin tahsili amacı ile açmış oldukları alacak davasının, Kocaeli 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/56 Esas, 2013/279 Karar ve 22.11.2013 tarihli kararı ile,taraflar arasında yapılan sözleşmenin teknik şartnamedeki 9.6.maddesinin açık hükmü karşısında davacının sorumluluğunda olan ödemeye ilişkin açılan davanın yerinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, ret kararının, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 21.12.2015 tarihli, 2015/5233 Esas, 2015/8306 Karar sayılı onama ilamı ve karar düzeltme istenmediğinden 19.02.2015 tarihinde kesinleştiği, davacı şirketin iş bu davada, idarenin, teminat mektubundan tahsil etmiş olduğu bedelin istirdatını talep ettiği anlaşılmıştır.Taraflar arasında, gerçekleştirilen sözleşme, sözleşme içeriği, ihale ve dökümanları, davacı yüklenicinin davalıya vermiş olduğu kesin teminat mektubu, davalının, davacı işinde çalışan işçilerin kıdem tazminatı için, davacının teminat mektubunundan yapmış olduğu tahsilat konularında bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, sözleşme ve ihale dökümanları ile yasal düzenlemeler kapsamında, çalışan işçilerin kıdem tazminatından, işveren ve yüklenicinin birbirlerine karşı sorumluluğudur.06.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda, taraflar arasında, 4857 sayılı İş Kanunun 2. maddesinin 6. maddesi anlamında asıl işveren – alt işveren ilişkisinin varlığının kabul edilmesi gerektiği, belirtilen hükme uygun olarak, alt işveren işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak iş kanunu ve hizmet sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerinden asıl işveren konumundaki davalı idarenin de sorumlu olacağının değerlendirildiği, İş Kanunun geçici 6. hükmüne göre kıdem tazminatı için kıdem tazminatı fonu kuruluncaya kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanunun 14. madde hükümlerine göre kıdem tazminatı haklarının saklı olduğu, 1475 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre işçinin kıdem tazminatı alabilmesi için en az bir sene çalışmış olması ve hizmet sözleşmelerinin kanunda sayılan belirli sebeplerle sona ermesi gerektiği, davacı yanın 13 aylık taahhüdünün sona ermesiyle birlikte 18 adet işçinin de hizmet sözleşmesinin feshedildiği, bu durumda söz konusu işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesi gerektiği, İş Kanunun 2/6. maddesi hükümleri çerçevesinde kıdem tazminatı alacaklarından hem asıl işveren, hem de alt işverenin müştereken sorumlu olduğunu, davacı ve davalı yanın, doğan kıdem tazminatlarını işçilere ödemek zorunda olduklarını, dolayısı ile alt işveren konumundaki davacı yanın kıdem tazminatını ödememesi durumunda davalı idarenin de aynı miktarla ve eşit şartlarda sorumlu olacağını, davalı idarenin sorumluluktan kurtulmasının, davacı şirketin öncelikle kendi işçilerine kıdem tazminatı tutarlarını ödemesine bağlı olduğunu, davalı idarenin teminat mektubunu paraya çevirmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, olayın ağırlıklı olarak iş hukuku kuralları ile yakından bağlantılı olduğunu, Kamu İhale Genel Tebliğinin 79. maddesinin teminat mektubunun nakte çevrilmesi İle ilgili olmayıp hizmet alımı ihalelerinde aşırı düşük tekliflerin değerlendirilmesine yönelik meseleleri düzenlediği, dolayısıyla olayın bu tebliğ ile doğrudan bir ilgisi bulunmadığını, teminat mektubunun nakte çevrilmesinde hukuka aykırı davranıldığından bahsedilmesine olanak bulunmadığı belirtilmiştir.15.09.2014 tarihli talimat ile alınan İkinci bilirkişi heyet raporunda, davacı tarafından hali hazırda taraflar arasındaki sözleşmeye konu işçilerin çalıştığının ispatlanması durumunda, 1475 sayılı İş Kanunun 14. madde anlamında kıdem tazminatı alacağının doğmadığının kabulü ile teminat mektubunun nakte çevrilmesinde isabet bulunmadığından davalı tarafça davacıya iade edilmesi gerektiği belirtilmiştir.22.12.2014 tarihli bilirkişi heyet raporunda, herhangi bir işçilik alacağı davasının açılmadığının dosya kapsamı ile anlaşıldığı, davalının iki yıl süre ile teminat mektubunu elinde tutup nakte çevirmemesi gerektiği, davalının sorumlu bulunduğu, davacının davalı idarece nakte çevrilerek tahsil edilen bedeli tahsil talebinde haklı olduğu belirtilmiştir.Davalı vekili, emsal Yargıtay ilamını dosyaya ibraz ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece emsal dosya, dosya içerisine celbedilir ve emsal dosya gerekçesi gibi davanın reddine karar verilir.Emsal olarak dosyaya celbedilen, Kocaeli 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/56 Esas sayılı dosyasında ibraz edilen 14.06.2013 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise, taraflar arasında, asıl işveren / İdare makamı sıfatı ile ihale konusu işyerlerinde güvenlik hizmetinin görülmesi için taşeron sıfatı ile davacı şirket ile sözleşme akdettiği, taraflar arasındaki ilişkinin asıl işveren – taşeron ( alt işveren) ilişkisi olduğu, asıl işveren alt işveren ilişkisinin İş Kanunun 2. maddesinde düzenlendiği, davacının işveren sıfatı ile kıdem tazminatını ödeme yükümlülüğü bulunduğundan davalıya gerek yasaya gerekse de sözleşmeye dayanan bir rücu hakkının bulunmadığı belirtilmiştir.Taraflar arasında, işçi olmadığı gibi, doğrudan doğruya uygulanması gereken İş Kanunu veya ilgili mevzuat hükümleri de mevcut değildir. Taraflar arasında, davalının gerçekleştirmiş ihale sonucu kurulan sözleşme ve ekleri ile sözleşmede açıkça belirtildiği üzere, sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olan ve 8.1. maddede, İdare ve yükleniciyi bağlayacağı ifade edilen ihale dökümanları mevcuttur. Dokümanlar arasında yer verilen teknik şartnamenin, “9”. maddesinde yüklenicinin yüklümlülükleri düzenlenmiştir.Mahkeme ve emsal kararda, ilgili düzenlemenin 9.6. bendinde ki, yüklenicinin çalıştırdığı elemanların her türlü özlük haklarını karşılamak ve ödemek zorunda olduğu hükmü esas alınmıştır ki, bu kabul şekli sözleşme hukuku kapsamında yerindedir. Çünkü, tarafların, serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümleri, sözleşmenin taraflarını bağlayacaktır. İş bu davada tartışılması gereken asıl husus sözleşme ve ekleridir. Çünkü, davacı alacak iddiasını davalı ile yapmış oldukları sözleşmeye dayandırmıştır. Zaten davalı tarafta farklı neden belirtse de, aynı sebebe dayanarak kesinti yapmıştır. Nitekim, davacı, davalının kıdem tazminatları alacakları için kesinti yaptığı işçileri kendi işinde ve sözleşme kapsamında çalıştırmıştır. Taraflar arasında başka bir hukuki ilişki mevcut değildir.Ayrıca, 4857 sayılı İş Kanunun 2/6. maddesinde, asıl işveren – alt işveren açıklanmış ve bu ilişkide asıl işverenin ,alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işverenle birlikte sorumludur hükmüne yer verilmiştir. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül söz konusudur. Asıl ve alt iş verenler dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumludur. Bu düzenleme işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla alınmıştır.Sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt iş veren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, yukarıda ifade edildiği üzere, TBK ve sözleşme hükümleri esas alınacaktır. Bu sebeple taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu konudaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Bu durumda yukarıda ifade edildiği gibi serbest iradeleri ile yaptıkları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacaktır.Açıklanan nedenlerle, gerek iş kanunu ve gerekse de iş Kanununda değişiklik getiren 6552 sayılı yasanın ilgili maddeleri işçi alacağını korumaya yönelik olup, alt ve üst işveren arasındaki uyuşmazlıklarda taraflar arasında gerçekleştirilen sözleşme hükümleri esas olduğundan ve sözleşme şartlarına göre işçi alacaklarından işverene karşı davacı alt işveren sorumlu olduğundan davalı tarafın davacı sorumluluğu kapsamında tahsil ettiği teminat mektubu bedelini davacıya iade yükümlülüğü bulunmadığından davacı vekilinin tüm istinaf nedenlerinin reddine karar verilmesine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1- Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/890 Esas, 2016/1007 Karar ve 25.10.2016 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı İle istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 72,40 TL harcın davacıdan tahsili İle hazineye irat kaydına,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/03/2019