Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1920 E. 2018/2144 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1920 Esas
KARAR NO : 2018/2144
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2017
NUMARASI : 2015/914 2017/589
DAVA : ALACAK
KARAR TARİHİ: 06/12/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin babası …nın 21/06/2010 tarihinde … Bankası A.O. Cumhuriyet Şubesinden 11.000,00 TL tüketici kredisi kullandığını, murisin ölümü halinde kredi borcunun ödenmesini garanti altına almak amacıyla ”…Emeklilik Grup Sigorta Sertifikası” adı altında sigorta yapıldığını, murisin vefat ettiği 08/02/2012 tarihine kadar ödemelerin düzenli olarak yapıldığını, dava dışı …Bankasının müvekkillerinden kalan kredi borcunu ödemesini istediğini, müvekkillerinin ise sigorta sözleşmesi nedeniyle kalan alacağın buradan mahsup edilmesi ve artan miktarın kendilerine verilmesi konusunda … Bankası A.O.’ya 02/04/2012 tarihinde ihtarname gönderdiğini, bankanın talebi kabul etmeyerek Bursa …İcra Müdürlüğünün …sayılı icra takibi başlattığını, müvekkillerinin icra takibine itiraz etmeleri neticesinde Bursa 4.Tüketici Mahkemesinin 2013/879 E. Sayılı dosyasında itirazın iptali davasının açıldığını, müvekkillerinin de bunun üzerine Bursa 6.Tüketici Mahkemesinin 2014/959 E. sayılı dava dosyasında davalı bankaya karşı borçlu bulunmadıklarının tespiti davasını açtıklarını ve her iki davanın da derdest olduğunu, banka kredi borcu olarak hesaplanan 6.069,96 TL’nin 11.000,00 TL sigorta teminat bedelinden düşülerek netice 4.930,96 TL sigorta teminat alacağının davalı sigorta şirketinden 02/04/2012 ihtarname tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte alınarak müvekkillerine miras payı oranında verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, Bursa 4.Tüketici mahkemesi, 20/05/2014 tarih ve 2014/1092 E. 2014/645 K.sayılı kararı ile davaya bakmaya ticaret mahkemelerinin görevli olduğu düşüncesiyle görevsizlik kararı verdiği, hükmün temyizi üzerine kararın Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 26/02/2015 tarih ve 2015/1191 E. 2015/3538 K.sayılı kararı ile onanarak kesinleşmesi üzerine davaya Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıdaki esasında devam edildiği anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; başvuruya konu sigorta poliçesi üzerinde … Bankası A.O.’nun daini mürtehin kaydı bulunduğundan daini mürtehin alacaklısı bankanın davadan haberdar edilmesi ve davanın açılmasına muvafakat verip vermediğinin sorulmasının gerekli bulunduğunu, aksi halde davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, TTK’nun 1401 maddesi uyarınca sözleşmedeki rizikonun sigortalı olması nedeniyle murisinin ölümü nedeniyle tazminat davası açma hakkının davacılara değil, sigorta ettiren bankaya ait bulunduğunu, yine hayat sigortası nedeniyle açılacak taleplere ilişkin davaların 6762 sayılı TTK.nun 1268 (6102 sayılı TTK.nun 1420) maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini istediklerini, davanın esasına ilişkin olarak ise; grup sigorta sözleşmesi ile sözleşme kapsamına alınacak sigortalıların yaşı, sigorta ettiren banka ile karşılıklı olarak 18-70 yaş aralığındaki gerçek kişilere Kredi Hayat Sigortası yapılabileceğinin kararlaştırıldığını, davacılar murisi …ı’nın bankadan kredi kullandığı tarihte 70 yaşın üzerinde olduğu, zuhulen düzenlenen poliçenin iptal edilip sigorta priminin sigorta ettiren bankaya iade edildiğini, 6102 Sayılı TTK ‘nun 1497/3.maddesi uyarınca; ”Sigortacı yanlış yaş bildirimi sebebiyle sadece gerçek yaşın sözleşmenin yapıldığı sırada teknik esaslara göre belirlenen sınırlar dışında kalması halinde sözleşmeden cayabilir.” hükmünü getirdiğini, sözleşmenin bu şekilde fesih ve iptal edildiğini, feshin kanuna ve sözleşmeye uygun bulunduğunu, davacıların bu nedenlerle müvekkili şirketten tazminat talebinde bulunmayacağından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; davanın kabulü ile; 4.930,96 TL sigorta tazminat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınıp davacılara verilmesine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …Emeklilik A.Ş. Vekili İstinaf Taleplerinde;
1-Grup Sigorta sözleşmesi ile sözleşme kapsamına alınacak sigortalıların yaşı Sigorta Ettiren Banka ile karşılıklı olarak 18-70 yaş olarak belirlendiğini, davacıların murisi …I’nın bankadan kredi kullandığı tarihte 70 yaşın üzerinde olduğunu ve bu nedenle sigorta kapsamında olamayacağının tespit edilmesi üzerine zuhulen düzenlenmiş poliçenin iptal edilerek sigorta priminin sigorta ettiren bankaya iade edildiğini, sigorta sözleşmesinin doğmadığını, baştan geçersiz olduğunu davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay 11. HD. 2004/611 E. 2004/10288 K. sayılı içtihadının da bu yönde olduğunu, 6102 sayılı TTK.nun 1497/3.maddesi gereğince sözleşmeden cayabileceklerini,
2-6102 Sayılı TTK.nun 1420.maddesi gereğince sigorta alacaklarında zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğunu, dava konusu alacak ile ıslah ile artırılan alacağın zamanaşımına uğraması nedeniyle davanın bu sebeple reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira murisin vefat tarihi olan 08/02/2012 tarihinden itibaren dava tarihi olan 25/04/2014 tarihi arasında 2 yıllık sürenin geçtiğini, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 30/03/2017 Tarih ve 2014/20721 E. 2017/3436 K.sayılı kararının da bu yönde olduğunu, daini mürtehin belgesinin davanın açıldığını sırada bulunmadığını, davanın daini mürtehin muvafakatı olmadan açıldığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf Dilekçesi Davacılar Vekiline 03/07/2017 Tarihinde Tebliğ Edilmiş, İstinaf Talebine 13/07/2017 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek; 6102 sayılı TTK’nun 1497/3.maddesinin, sigortalının yaşını yanlış beyan etmesi ile ilgili olup, müteveffanın yaşını yanlış bildirmediğini, esasen tacir olan davalının ilgili yasa hükümlerine göre sigorta sözleşmesini imzalatmadan önce yaş tespitini yapmamasının basiretli bir iş adamı gibi davranması konusundaki ticaret yasası ilkesine de aykırı olduğunu, zamanaşımı itirazının da yersiz olduğunu zira murisin 08.02.2012 tarihinde vefatından 2 ay sonra 02.04.2012 tarihinde müvekkillerinin sigorta acentesi bankaya ihtarname göndererek sigorta tazminatının taraflarına ödenmesini aksi takdirde dava açacaklarını ihtar ettiklerini, Bursa … İcra Müdürlüğü’nün …sayılı icra takibine itiraz etmeleri üzerine, banka Bursa 2. Tüketici Mahkemesinin 2012/3232 E. Sayılı dosyada açılan itirazın iptali davasında mahkemenin 17.04.2014 tarihli 3. celsesinde davalı Sigorta Şirketi aleyhine dava açmaları için süre vermesi nedeniyle huzurdaki davanın açıldığını, dain-i mürtehin bankanın muvafakatının alındığını belirterek davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararı davalı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, davacıların murisinin dava dışı bankadan kullandığı tüketici kredisi nedeniyle davalı ile aralarında düzenlenen hayat sigortası kapsamında 11.000,00 TL limitli vefat tazminatının ödenmesi talebine ilişkindir.
Dava dışı ve tüketici kredisinin kullanıldığı… Bankası A.O.’nın dosyada bulunan cevabı 06/04/2017 tarih ve 868 sayılı yazılarında, davaya muvafakat edildiğinin açıkça bildirildiği anlaşıldığından davalı vekilinin buna yönelik istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
TTK.nun Zamanaşımı başlıklı 1420.maddesi gereğince, sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemlerin, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Zamanaşımının başlangıcı muacceliyet tarihidir.
TTK.nun 1427.maddesi gereğince Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. Can sigortaları için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez.
Davacılar tarafından murisin vefat tarihi olan 08.02.2012 tarihinden 2 ay sonra 02.04.2012 tarihinde davalı sigortanın acentesi bankaya ihtarname gönderildiğine ve davanın da 25/04/2014 tarihinde açılmış olmasına göre zamanaşımı itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin Grup Sigorta sözleşmesi ile sözleşme kapsamına alınacak sigortalıların yaşının Sigorta Ettiren Banka ile karşılıklı olarak 18-70 yaş olarak belirlendiğini, davacıların murisi …’nın bankadan kredi kullandığı tarihte 70 yaşın üzerinde olduğunu ve bu nedenle sigorta kapsamında olamayacağının tespit edilmesi üzerine zuhulen düzenlenmiş poliçenin iptal edilerek sigorta priminin sigorta ettiren bankaya iade edildiğini, sigorta sözleşmesinin doğmadığını, baştan geçersiz olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de; müteveffanın poliçenin imzalanması sırasında kimliğine bakarak yaşının tespiti çok basit bir işlem olmasına rağmen bunun yapılmayarak basiretli bir tacir gibi davranılmadığı çok açıktır. Ayrıca Bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere kredinin kullandırıldığı ve söz konusu poliçenin yapıldığı 21/06/2010 tarihinden 4 ay sonra 26/10/2010 tarihinde poliçenin iptal edilerek primler müteveffaya ait hesaba yatırılmış ise de Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tarafından 28.10.2007 tarih ve 26684 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmeliğe uygun olarak hareket edilmediği ve müteveffa sigortalıya bu durumun bildirilmediği anlaşılmaktadır. Zira Bilirkişi raporundaki tespitlerin aksine bir beyan veya belge sunulmamıştır. O halde poliçenin ayakta olduğu ve tarafları bağlayarak hükümlerini doğurduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcı ve 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının, davalı tarafından peşin yatırılan harçtan mahsubuna, fazla alınan harcın talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.06/12/2018