Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1919 E. 2018/1208 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1919 Esas
KARAR NO : 2018/1208
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2017
NUMARASI : 2015/892 2017/249
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 04/07/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacılar vekili dilekçesinde özetle; müvekkillerinin müşterek murisi …nun, konut kredisi çektiğini, davalı şirkete vefata karşı sigortalandığını, murisin 27/02/2013 tarihinde vefat ettiğini, vefat tazminatı olan 43.051,99 TL’nin lehtar bankaya ödenmesi konusunda davalıya ihtar çektiklerini, davalının bedeli ödemediğini belirterek vefat tazminatının faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava hakkının lehtara ait olduğunu, murisin beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bakirköy Asliye 7. Ticaret Mahkemesi, 2015/892 Esas, 2017/249 Karar sayılı kararında özetle; davanın REDDİNE, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 04/05/2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda davaya konu poliçenin düzen- lendiği tarihte, …’nun vefat nedeni olan hastalığını bildiği değerlendirilmesinin hatalı olduğu, zira …’nun, sigorta poliçesinin düzenlendiği tarihte hasta değil, tedavi olduğu ve sağlıklı durumda bulunduğu, ayrıca bunun aksinin davalı tarafından kanıtla- namadığı, bilirkişi raporuna itiraz etmelerine rağmen mahkemece itirazlarının değerlendiril- mediği ve buna rağmen hatalı bilirkişi raporuna göre davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesinin kararının, hukuka aykırı olması nedeniyle kaldırılması gerektiği hususu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava, hayat sigorta poliçesine dayalı olarak açılan tazminat davasıdır.
Davacıların murisi … ile davalı sigorta şirketi arasında, murisin …bank A.Ş Güngören şubesinden çektiği 20.07.2011 tarihli konut kredisinin teminatı olarak, 20.07.2012 tarihli hayat sigorta poliçesi düzenlendiği, kredi borcu bitmeden sigortalı …’nun 27/02/2013 tarihinde kanser hastalığı nedeniyle vefat ettiği, davacıların kredi borcunu bankaya ödedikleri ve sigorta teminatı olan 43.051,99 TL tazminatın, davalı sigorta şirketinden tahsilini talep ettiği görülmüş, davalı sigorta şirketinin ise, müteveffanın sigorta sözleşmesinin yapılması sırasında hastalığını bilmesine rağmen bilinçli olarak sakladığını ve sözleşmeyi ihlal ettiğini, sigortalının rahatsızlığının sözleşmenin yapılmamasını gerektirir nitelikte olduğunu, beyan yükümlülüğünün kasten ihlal edilmesi nedeniyle de sözleşmeden cayıldığını, 10/04/2013 tarihinde cayma beyanının gönderildiğini, davanın haksız olduğunu savunmuş, mahkemece sigortalı müteveffanın beyan yükümlülüğünü yerine getirmediğinden davanın reddine karar vermiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu alınmış,25.01.2017 havale tarihli … tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre müteveffanın Mart 2006 yılından itibaren devam eden meme kanseri hastalığının bulunduğu, 01/08/2006 tarihinde sigortalının İstanbul Hizmet Hastanesinde ameliyat olduğunu, 27/07/2011 tarihli Istanbul Üni. Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Ana bilim Dalına ait Pozitron Emisyon Tomografi raporunda hastalığın izlerinin bulunduğu tespiti yapıldığı, sigortalının İstanbul Üni. Onkoloji Enstitüsünde tedavi gördüğü ve dosyasındaki 12/01/2012 tarihli kayıtta, hastalığın devam ettiği ve ilerleyerek kötüleştiğine dair kayıtların bulunduğu, 26/04/2012 – 11/05/2012 tarihleri arasında kalça ve bel bölgesine yönelik radyoterapi aldığı, 27/02/2013 tarihli ölüm belgesinde de ölüm sebebinin meme kanseri ve karaciğer metastazı olduğunun belirtildiği, bunlara göre müteveffanın sigorta sözleşme sırasında hastalığının bildiği tespiti yapılmış ve mahkemece bu rapor baz alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
TTK.nın 1435, 1439, 1441.maddeleri ile Hayat Sigortası Genel Şartlarının C.2.2 maddeleri gereğince, gerek sigortalı gerekse sigorta ettirenin sigorta sözleşmesinin yapılması sırasında kendisince bilinen ve sigortalının yapmaması veya daha ağır şartlarda yapmasını gerektirecek halleri bildirmek zorunda olduğu, bu yükümlülüğün ihlali halinde sigortalının sözleşmeden cayabileceği, bu yükümlülüğünün kasten ihlali halinde ise riziko gerçekleşmiş olsa bile sigortacının sözleşmeden cayabileceği ve prime hak kazanacağı açıktır. Müteveffa ile davalı sigorta şirketi arasında sigorta sözleşmesi düzenlenmesi esnasında müteveffaya hastalığıyla ilgili sorulan sorulara müteveffanın olumsuz cevap verdiği, bu soruların arasında “kalp, kanser veya AIDS tedavisi gördü mü?” sorusunun bulunduğu ve müteveffanın buna da hayır cevabı verdiği, oysa o esnada müteveffanın kanser tedavisi gördüğü dosyadaki belgelerden ve 20/07/2011 tarihli kredi hayat sigortası soru formundan anlaşılmaktadır.
Bu durumda, sigortalının beyan yükümlülüğünü kasten ihlal ettiği,buna bağlı olarak davalı sigorta şirketinin cayma hakkını kullanabileceği, davacıların sigorta poliçesine dayalı tazminat hakkının da doğmayacağının kabulü gerekmektedir. Mahkemece bu yönde verilen davanın reddine dair karar, yukarıda açıklandığı şekilde esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1/b/1 gereğince reddine, karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bakirköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2015/892 Esas, 2017/249 Karar ve 15/03/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.1 bendi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. bendi ile aynı kanunun 360/1 maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay Nezdinde Temyiz Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/07/2018