Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1885 E. 2019/276 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1885 Esas
KARAR NO : 2019/276
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2017
NUMARASI : 2015/1457 Esas, 2017/203 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 21/02/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 22.12.2015 tarihli dava dilekçesinde, … San.ve Tic.Ltd.Şti’ye ait İnegöl / Bursa adresinde bulunan fabrika binasında 25.10.2014 tarihinde yaşanan ani elektrik kesintileri nedeniyle HAT 5 işletme nolu makinanın PLC sisteminin programını tamamlayamadan durması nedeniyle oluşan frenleme ve kızak etkisi sonucu 2009 imal yılına ait enjeksiyon makinesinin 2 adet kızak ve 6 adet arabadan oluşan takımın hasar gördüğünü , sigortalıya ait enjeksiyon makinalarının, müvekkili nezdinde “ Makine Kırılması Kombine Sigorta Poliçesi “ ile hasar tarihlerini kapsayacak şekilde sigortalı olduğunu, 25.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda, pet preformu üretmek için kullanılan makinanın 25.10.2014 tarihinde olan elektrik kesintisi sonucunda kalıptan ürün alma işini yapan kızaklı sistemde kızak bilyelerinin dağılması sonucunda arıza meydana geldiğini, kızakların çalışmadığının bildirildiğini , sigortalı şirkete poliçe kapsamında muafiyet tenzili uygulandıktan sonra 4.681,00 Euro tazminat ödendiğini, temel hizmet olarak, iletim noktalarından aldığı elektriği abonelere perakende olarak dağıtmakla görevli olan davalının çalışma esaslarının EPDK tarafından belirlendiğini, kayıtlarda hasar tarihleri itibarı ile meydana gelen enerji kesintisinin görüldüğünü, sigortalı fabrika binasında yaşanan elektrik kesintisine karşı fabrikada bulunan cihazları korumanın mümkün olmadığını, elektrik dağıtım hizmetinin mevzuat ve sözleşme gereği olarak gerektiği gibi verilmediğini, bu haliyle cihazın çalışmasını ve hasar görmesine engel olmanın mümkün olamayacağını, tarafların tacir olması, hasarın ticari faaliyette kullanılan makine üzerinde meydana gelmesi nedeniyle ticari faiz talep ettiklerini, hasarı ödeyen müvekkilinin TTK ‘nun 1472. maddesi gereğince sigortalı haklarına halef olduğunu ,ani enerji kesintisinin sorumlusu olan davalı şirkete karşı rücu şartlarının oluştuğunu iddia ederek, sigortalıya ödenen 4.681,00 € sigorta tazminatının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödeme tarihi 09.06.2015 tarihinden itibaren yabancı para cinsinden en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP:Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, mahkemenin görevli olmadığını, arızanın neden meydana geldiğine dair usulüne uygun ve davaya esas teşkil edecek rapor olmadığını, arızanın meydana geldiğini beyan ettikleri tarihten itibaren 10 gün içerisinde müvekkili şirkete hiçbir arıza ihbarında bulunulmadığını, sigortalı şirketin 25.10.2014 tarihinde müvekkili şirketten elektrik almadığını, sigortalı şirketin 25.10.2014 tarihinde … A.Ş ‘den enerji aldığının görüldüğünü, sigortalı ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşmenin çok sonra olduğunu savunarak davanın usul ve esastan reddi ile %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;Mahkemece, hasarla elektrik enerjisi arasında illiyet bağı kurulmuş olmasına rağmen, sigortalı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir abonelik ilişkisi bulunmadığı, sigortalı şirketin elektriği, ….A.Ş İle yaptığı sözleşme çerçevesinde temin ettiği, enerji davalı dağıtım hatları kullanılarak temin edilmekte ise de taraflar arasında bir akdi ilişki bulunmadığı nazara alındığında davalının taraf sıfatı bulunmadığı, davanın …A.Ş ‘ye karşı açılması gerektiği belirtilerek, davanın davalının taraf sıfatı bulunmadığından husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, sigortalının fabrika binasına abone numarası ile davalı ile yapılan 30.09.2013 tarihli bağlantı anlaşması ile elektrik hizmeti verildiğini, ilamın aksine enerji nakil hatlarının bakımı ve kaliteli enerji sağlama görevinin dağıtım şirketine ait olduğunu, raporda tazminatın dağıtım şirketi olan davalıdan tazmin edilmesi gerektiğinin açıkça belirtildiğini, elektrik piyasası lisans yönetmenliğinin 36. maddesinde, elektrik enerjisinin kalitesizliğinden ve kesintilerden kaynaklanan zarar ve hasarların lisans sahibi tüzel kişiler tarafından tazmin edileceği, elektrik dağıtım ve perakende satışına ilişkin hizmet kalitesi yönetmeliğinin 26. maddesinde, kullanıcının kendi hatasından kaynaklanmaması kaydıyla kullanıcıya ait teçhizatta ortaya çıkan dağıtım şebekesinden kaynaklanan hasara ilişkin zararın tazmini için kullanıcı tarafından dağıtım şirketine zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren 10 iş günü içinde talepte bulunabileceğinin belirtildiğini ifade ettikten sonra, olay tarihinde davalının dağıtım, dava dışı ….A.Ş ‘nin tedarik şirketi olduğunu, sigortalı ile davalı şirket arasında bağlantı anlaşması mevcut olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, “ Makina Kırılması Kombine Sigorta Poliçe “ si kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı ile dava dışı sigortalı şirket arasında, başlangıç tarihi 17.02.2014, bitiş tarihi 31.12.2014 olan, poliçenin düzenlendiği, sigortalı işyerinde, 25.10.2014 tarihinde elektrik kesintisi yaşandığı, 29.05.2015 tarihli ekspertiz raporu düzenlendiği, davacı şirketin ,dava dışı sigorta şirketine 4.681,00 € hasar bedelini ödediği ve dava dışı sigortalının, 30.12.2011-07.01.2015 tarihleri arasında yani hasar tarihini de kapsar şekilde, dava dışı …. A..Ş ile serbest tüketici kapsamında abonelik sözleşmesinin olduğu, sigortalı şirketin davalı şirkete perakende satış sözleşmesi başvuru tarihinin 20.01.2015 tarihi yani olay tarihinden sonra olduğu, davalı şirket ile dava dışı sigortalının, bağlantı anlaşması, dağıtım sistemine bağlantı anlaşmasının ( YG’den bağlantı yapan tüketiciler için ) 30.09.2013 tarihli olduğu anlaşılmıştır. 23.06.2016 tarihli keşfen yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 29.06.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, sigortalı şirkete ait fabrikaya gidilerek, davaya konu zararın görüldüğü, enjeksiyon makinasının yerinde incelenerek fotoğrafların çekildiği, fabrika binasında 25.10.2014 tarihinde yaşanan ani elektrik kesintileri sonucu makinanın programını tamamlayamadan durması nedeniyle oluşan frenleme ve kızak etkisi sonucunda hasar oluştuğu, davalı cevabı yazılarında, 25.10.2014 tarihinde söz konusu adres ve civarında herhangi bir arızanın gerçekleşmediği, bölgedeki diğer müşterilerden benzer şikayetler alınmadığının yazılı olduğu, elektrik piyasası mevzuatı yönünden değerlendirilerek, davacı şirket sigortalısının ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisini, dava tarihinde abonelik ilişkisi Bis Enerji ile olmasına rağmen, davalıya ait dağıtım sistemi üzerinden karşılandığını, konuyla ilgili yönetmelik ve mevzuat hükümlerinin kullanıcıya ödenen tazminatların kullanıcının kendi hatasından kaynaklanmaması kaydı ile kullanıcıya ait teçhizatta ortaya çıkan zararın talep edilmesi yönündeki haklarını ortadan kaldırmayacağı, zarar gören teçhizatın tamir masrafını belgeleyen faturanın ibraz edilmesi, zararın elektrik kesintisi veya dalgalanmalarından kaynaklandığının belgelenmesi ve bu durumun dağıtım şirketinin kesinti yer ve zamana ilişkin tuttuğu kayıtlarla uyuşması halinde zararın dağıtım şirketi tarafından tazmin edileceği doğrultusunda olduğunu, makinedeki arızanın elektrik kesinti anında makinenin PLC programının tamamlanamadan devreden çıkmak zorunda kalması ve hareket halindeki kızağın ani frenleme etkisi ile durmasından dolayı bilyelerin dağılmasından kaynaklandığının taraflarınca kabul edildiğini, davalı kuruma yeniden müzekkere yazılarak 25.10.2014 tarihli arıza ihbar ve kayıtlarının, arıza var ise yapılan işlem föylerinin getirtilmesi ve gelecek evraklara göre kesin kanaatin ek raporda belirtileceği ifade edilmiştir.Davalı vekili, rapora beyan dilekçesinde, meydana gelen zarar ile müvekkilinin eylemi arasında illiyet bağı olmadığını, bir arıza ihbarı olmadığını, dağıtım şebekesinden kaynaklanan bir problem bulunmadığı için hasarın kullanıcının iç tesisatından kaynaklanmış olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili, kayıtların istenerek ek rapor alınmasını talep etmiştir.01.12.2016 tarihli ek bilirkişi raporunda, müzekkere cevap ekindeki arıza föyünün okunamayacak kadar küçük bir çıktısının alındığı ve gönderildiği, ancak mercekle yapılan okumada 25.10.2014 tarihinde saat 00;00 da çevrede elektrik kesintisinin olduğu, arızanın aşırı akım nedeniyle topraktan açtığı, arızanın giderildiğinin bildirildiği, elektrik kesintisinin davalının sorumluluğu altındaki şebekede meydana gelen arızadan kaynaklandığı belirtilmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK ‘nun 1472.maddede halefiyet düzenlenmiştir. Yasal düzenleme de, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Dava dışı sigortalı şirket ile davalı şirket arasında olay tarihinde de geçerli olduğu anlaşılan bağlantı anlaşması mevcuttur. Davacı dava dilekçesinde, yalnızca abonelik sözleşmesini belirtmemiş aksine, dilekçe içerisinde, dava dışı sigortalı ile davalı şirket arasında ki elektrik dağıtım hizmetinin mevzuat ve sözleşme gereği olarak gerektiği gibi verilmediğini zararın bu sebepten olduğunu iddia ederek rücuen tazminat talebinde bulunmuştur.Keşif sonucu alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında, arıza sonucu oluşan hasarın, elektrik kesintisi sonucunda, makinenin PLC programını tamamlamadan devreden çıkmak zorunda kalması ve hareket halindeki kızağın ani frenleme etkisi ile durmasından dolayı bilyelerinin dağılmasından kaynaklandığı, davacı şirket sigortalısına ait üretim tesislerinde kullanılan elektrik sisteminin keşif tarihi itibarı ile teknik olarak yönetmeliklerde öngörülen gerekli koruyucu güvenlik ( kaçak akım korumalı termik magnetik şalter, faz koruma rölesi gibi ) önlemlerin mevcut olduğunun görüldüğü, elektrik kesintisinin davalı sorumluluğu altındaki şebekede meydana gelen arızadan kaynaklandığı belirtilerek, olayda uygulanması gereken, elektrik piyasası mevzuatı yönünden,”Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği”, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği”,nin ilgili maddeleri belirtildikten sonra ” Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği” ‘nin “ Kullanıcı Zararının Tazmini “ başlıklı bölüm olan “26”.maddede, kullanıcının kendi hatasından kaynaklanmaması kaydıyla, kullanıcıya ait teçhizatta ortaya çıkan ve dağıtım şebekesinden kaynaklanan hasara ilişkin zararın tazmini için kullanıcı tarafından dağıtım şirketine zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren 10 iş günü içerisinde talepte bulunulabileceğinin düzenlendiği ve elektrik kesintisinin davalı sorumluluğu altındaki şebekede meydana gelen arızadan kaynaklandığı belirtilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının talebinin, sigortalı ve davalı arasında mevcut olan, bağlantı anlaşması kapsamıda değerlendirilerek, uyuşmazlıkta uygulanması gereken ve yukarıda ayrı ayrı belirtilen yönetmelik hükümleri göz önünde bulundurarak karar verilmesi gerekirken, abonelik anlaşmasının dava dışı sigortalı ile dava dışı şirket arasında olduğu, taraflar arasında akdi bir ilişki bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğundan reddi yerinde görülmemiştir. Kaldı ki taraflar arasında bağlantı anlaşması da mevcuttur.Ekspertiz raporunda, hasarlı makinenin, SIPA marka, PPS 96 model, 1897 seri numaralı, 2009 model enjeksiyon makinesi olduğu, yeni ikame bedelinin 1.225.000,00 €, hasar tutarının 5.350,00 €, sigorta bedelinin 1.225.000,00 €, kısmi hasar olduğu, makinenin poliçe kapsamında teminat altında bulunduğu, poliçede, hasar bedelinin %12,5’ u asgari 500,00 € tenzili muafiyet uygulanacaktır ibaresinin bulunduğu, 5.350,00€ *%12,5=668,75 € olduğu için hasar toplamından 668,75 € tenzili muafiyet uygulanacağı, buna göre toplam tazminat tutarının 4.681,25 € olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir. Rapor ayrıntılı ve gerekçeli olup, takdiri ekspertiz raporu da ekli ve fotoğraflıdır. Davacı sigorta şirketi, 4.681,00 € sigorta hasar bedelini, dekont örneğinden anlaşıldığı üzere 09.06.2015 tarihinde ödemiştir. Sigorta rücu davasını açma hak ve yetkisi, somut olayda olduğu üzere, sigortalısına ödemede bulunan sigorta şirketine aittir. Gerek doktrin ve gerekse de uygulamada, sigortacının ancak sigorta tazminatını sigortalısına ödediği tarihten itibaren temerrüt faizi isteyebileceği kabul edilmektedir. Diğer yandan, sigortacı sigorta tazminatını kendi sigortalısına döviz cinsinden ödemişse, selefinin hakları gereğince zarar sorumlusuna döviz cinsinden dava açabilecektir.Açıklanan nedenlerle, mahkemece, dava dışı sigortalı ve davalı şirket arasındaki bağlantı anlaşması, ilgili yönetmelik hükümleri, elektrik kesintisine dair belge, bilirkişi raporu, ekspertiz raporu ve tüm dosya kapsamı göz önünde bulundurarak davanın sübuta erdiğinin kabulü gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen gerekçe ile husumet yokluğundan ret kararı yerinde görülmemiştir. Ancak söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve HMK ‘nun 30. maddesinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek, davanın kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1457 Esas, 2017/203 Karar ve 01.03.2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,3-a)Davanın kabulü ile, 4.681,00 € tazminatın ,ödeme tarihi 09/06/2015 tarihinden itibaren, 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi hükmüne göre devlet bankalarında Euro cinsinden açılmış vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranı işletilerek davalıdan tahsiline,b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken ( 4.681,00 € * 14.02.2019 tarihli Euro’nun Merkez Bankası Efektif Satış Kuru 5.9788 =27.987 TL üzerinden hesaplanan ) 1.911,80 TL harçtan peşin olarak yatırılan 256,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.655,36 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,c)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.358,44 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,d)Davacının yapmış olduğu, 256,44 TL peşin harç + İlk Derece Mahkemesi Yargılama gideri 2,331,70 TL ile toplam 2588,14 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e)Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,f)HMK 333. madde gereğince, hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan harcın kullanılmayan kısmının, kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra yatıran tarafa iadesine,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacının peşin olarak yatırdığı, ( 31,40 TL +85,70 TL )=117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 72,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,5-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu, 30,80 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere, aynı yasanın 353/1-b/2.bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında oybirliği ile karar verildi.