Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1874 E. 2019/275 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1874 Esas
KARAR NO : 2019/275
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2016
NUMARASI : 2015/1316 Esas, 2016/1279 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 21/02/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 28.08.2015 tarihli dava dilekçesinde, Merkez/ Kocaeli adresinde bulunan otelin, …… Poliçesi ile ……. A.Ş adına müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, sigortalı otelin 13.05.2014 tarihinde çıkan yangın neticesinde zarar gördüğünü, yangın raporunda çıkış nedeninin, yüksel hızlı enerji nakil hattının üzerinden geçen, …. ait iletişim kablosunun Devlet Demiryolları üzerindeki hızlı tren yüksek voltaj enerji kablosu üzerinden endüksiyon etkisi ile akım transferi yapması sonucu çıktığı kanaatine varıldığının belirtildiğini, dava konusu hasara yol açan yangının davalı ve dava dışı T.C Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü kusuru neticesi çıktığının ortaya konduğunu, hasar mahallinde ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, tespit edilen toplam 45.000,00 TL hasar tazminatının sigortalı hesabına 29.09.2014 tarihinde ibraname karşılığında ödendiğini, müvekkili şirketin TTK 1472. maddesi gereğince sigortalının haklarına halef olduğunu, davalının, kendisine ait iletişim kablolarının demiryoluna ait enerji nakil hattının üzerinden geçmesinin ortaya çıkaracağı risklerin açık olmasına rağmen, gerekli planlama bakım ve onarımları yapmaması nedeniyle TBK ve ilgili mevzuat gereği sorumlu olduğunu iddia ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, müşterek ve müteselsil sorumluluğu bulunan TCDD’dan olan alacakları ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı İle 45.000,00 TL maddi zararın ödeme tarihi olan 29.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/856 Esas sayılı dosyasında, müvekkili şirket aleyhine, sigortalı şirketin, 13.05.2014 tarihinde çıkan yangın neticesinde işletmesinde 107.734,56 TL zarar meydana geldiğini iddia ederek sigorta firmasından iş bu davanın davacısı tarafından karşılanmayan 62.734,56 TL nin T .C.D.D ve müvekkili şirketten tahsilini talep ettiğini, davanın derdest olduğunu , davaların birleştirilmesi talebinde bulunduklarını, müvekkili müdürlüğün hizmet sahasında bulunan …. ve diğer restaurant ve çay bahçelerinin haberleşme ve internet alt yapılarını sağlayan kablolarının yüksek hızlı tren çalışmaları başlamadan önce mevcut tren yolu ile güzergahı altında bulunan menfezden yani yeraltından geçerek …. alanına hizmet vermekte iken, Ankara – İstanbul yüksek hızlı tren çalışmalarının başlaması ile birlikte tren yolu ve yol güzergahındaki menfezde çalışma yapılacağından dava dışı TCDD ( ve/ veya yüklenici firma ……A.Ş ) nin deplase talebi üzerine, söz konusu menfezden geçen ve bizzat davacının sigortalısı olan … Otelin haberleşmesini sağlayan haberleşme kablosunun iletişimin kesilmemesi için havai tesisat olacak şekilde geçici olarak 02.04.2013 tarihinde deplase edildiğini, bu deplase yapılırken, yüklenici firma yetkilileri ile yıkılan menfezin bulunduğu bölgede yüklenici firma tarafından yeni bir alt yapı yapılması ve müvekkili şirkete teslimini müteakip tekrar menfeze, yer altına alınmasına karar alındığını, tren yolu yapımı çalışması esnasında talep üzerine geçici olarak hatları havai şekilde deplase ettikleri dönemde belirtilen lokasyon üzerinde hiçbir enerji hattının bulunmadığını, zaten enerji hattı varken mevcut lokasyonda havai hat kablo çekiminin mümkün olmadığını, enerji hatlarının çekilme işleminin tamamlanmasına müteakip tren yolu hattına enerji verileceği bilgisinin müvekkili şirkete iletilmeden T.C.D.D tarafından yüksek voltaj verildiğini ve bu durumun kablolar arası enerji atlamasına neden olduğundan havai hat güzergahının yüksek gerilim nedeniyle yanmasına ve müvekkili şirkete ait cihazlarında zarar görmesine neden olduğunu, müvekkili şirketin hatlarının, geçici olarak havai şekilde geçtiğinin T.C.D.D ve / veya yüklenici firma tarafından bilinmekte olduğunu, hatta yukarıda açıklandığı üzere yapacakları hızlı tren projesi çalışması için bizzat kendileri tarafından talep edildiğini, TCDD tarafından toplumun emniyet ve sağlığı da gözetilmeden yapılmış olan çalışmalar sonucu meydana gelen zarardan müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, husumet itirazında bulunduklarını savunarak davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
KOCAELİ 4.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 2015/365 Esas, 2015/462 Karar ve 15.10.2015 tarihli kararı ile, dava dilekçesinin mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davalı şirketin TCDD sorumluluğunda olan demiryolu altından geçen menfezden geçen iletişim kablosunu, demiryolu yenileme işini yapan … konsorsiyumun sözlü talebi üzerine demir yolunun 7 metre üzerinden deplase ettiği, ancak demiryolu yapımını tamamlayan … konsorsiyumu tarafından gerekli ve yeterli kontrolleri yapmadan davalı firmaya ait iletişim kablosunun tehlike arz ettiği ve deplase edilmesi gerektiği yönünde davalı firmadan herhangi bir talep ve uyarı yapılmadan test işlemlerine başlandığı, bu nedenle söz konusu havai hatların etkileşmesi sonunda meydana gelen yangın olayında davalı firmanın herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığı, olayın ….. Konsorsiyumun İş Kanunun 77. yapı işlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün 3,4 ve 20 mad. gereği işleri fenni yeterliliği olan bir kişinin gözetiminde yaptırmadığı, kataner sistemine yüksek enerji verilmeden hat yakınında bulunan tesislerinin deplasesisini sağlamadığı veya sağlanmadığı için olayda %100 oranında asli kusurlu olduğu, davalı şirketin kusurunun bulunmadığı, kusurun demiryolu yenileme işini yapan iş ortaklığında olduğu, davacının rücu talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, ekspertiz raporu ile bilirkişi raporu arasında ki çelişkiler giderilmeden hüküm kurulmasının istinaf nedeni olduğunu, yangın raporunda yangının çıkış nedeninin belirtildiğini, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 22. maddesi gereğince bağımsız ve uzman ekspertiz tarafından düzenlenen raporda tespitlerin yapıldığını, tespitlere göre, yangına, davalıya ait kablonun sıcaklığın etkisi ile yüksek hızlı tren hattına salınım yaparak hızlı tren enerji nakil hattına temas etmesi, bu temas neticesinde iletişim kablosunun enerji nakil hattı üzerinden endüksiyon etkisi ile akım transferi yapması sonucu meydana gelen kısa devre nedeniyle yangın çıktığını, çelişkinin giderilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı ve çelişkili olduğunu, raporda beyanlar doğrultusunda hareket edildiğini, davalı İle konsorsiyum arasında sözleşme olup olmadığına bakılmadığını, hatalı görüşe katılmadıklarını, davalının hasardan sorumlu olduğunu, cevap dilekçesinde, geçiş sürecinde deplase ettiğini belirttiğini, davalı ile konsorsiyum arasındaki ilişkinin iç ilişki olduğunu, davalı tarafından kabloların yönetmelikte belirtilen şekilde, belirlenen gereçlerden yapılmadığının izahtan vareste olduğunu, davalının, kendisine ait kabloların demiryoluna ait enerji nakil hattının üzerinden geçmesinin ortaya çıkaracağı risklerin açık olmasına rağmen, gerekli planlama bakım ve onarımları yapmaması ve gerekli tedbirleri almaması nedeniyle açıkça kusurlu ve zarardan sorumlu olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını, yeniden inceleme ve yargılama yapılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, “ …. Poliçesi “ kapsamında, yangın nedeniyle ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı….. A.Ş arasında, başlangıç tarihi, 07.07.2013, bitiş tarihi, 07.07.2014 olan sigorta poliçesinin düzenlendiği, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı, İzmit İtfaiye Grubunun düzenlemiş olduğu 16.05.2014 tarihli yangın raporunda, 13.05.2014 tarihinde, olay mahalline varıldığında, yüksek hızlı tren enerji nakil hattının üzerinden geçen …. ait iletişim kablosunun enerji nakil hattına teması sonucunda ….. bilgi işlem ofisinin, ofis terasındaki sigorta kutusunun ve 2 katın kare buatının yanarak yoğun duman oluşturduğu, yangının, yüksek hızlı tren nakil hattının üzerinden geçen, ….. ait iletişim kablosunun hızlı tren yüksek voltaj enerji kablosu üzerinden endüksiyon etkisi ile akım transferi yapması sonucu çıktığı kanaatine varıldığının bildirildiği, 13.05.2014 tarihli, davalı, dava dışı sigortalı şirket, dava dışı TCDD yetkilisi ve itfaiye yetkilisi imzalarını taşıyan tutanak düzenlendiği, tutanakta, yüksek hızlı tren enerji nakil hattının üzerinden geçen …. ait iletişim kablosunun enerji nakil hattına teması neticesinde hatta arıza vererek oluşan tehlikeli durumun giderilmesi için söz konusu telekom hattının kesilerek enerji nakil hattı üzerinden alınması gerektiği, söz konusu işlemin …….. yetkilisi gözetim ve yetkisi dahilinde yapıldığının belirtildiği, 19.08.2014 tarihli ekspertiz neticesinde düzenlenen 16.09.2014 tarihli ekspertiz raporunda, 15.08.2014 tarihinde sigortalı ile temasa geçildiği , çıkan yangının söndürüldüğü, temizlik, kurtarma ve onarım çalışmalarının yapıldığı bilgisinin temin edildiği, 19.08.2014 tarihinde olay mahallinde yapılan ekspertizde, sigortalı tesisin yakınından TCDD ‘ye ait İstanbul- Ankara yüksek hızlı tren demiryolunun bulunduğu, bu demiryoluna ait enerji nakil hattının üzerinden …. ait iletişim hattının geçtiği, … ait iletişim hattının sıcaklığın etkisi ile salınım yaparak yüksek hızlı tren enerji nakil hattına temas ettiği, bu temas neticesinde iletişim kablosunun enerji nakil hattı üzerinden endüksiyon etkisi ile akım transferi yapması sonucunda meydana gelen kısa devre nedeni ile çıkan yangın neticesinde sigortalı tesisin sistem odasında bulunan muhtelif elektronik cihazların ve bu cihazların muhtelif aksanının hasar gördüğü, hasarlı elektronik cihazların ve bu cihazların aksamının onarımın mümkün olmadığı, yenileri ile değişmesi gerektiği, itfaiyenin yangının söndürülmesine müteakip yaptığı inceleme ve araştırma neticesinde yüksek hızlı tren enerji nakil hattının üzerinden geçen, …ait iletişim kablosunun hızlı tren yüksek voltaj enerji kablosu üzerinden endüksiyon etkisi ile akım transferi yapması sonucunda yanma olayının başlayıp geliştiğini tespit ettiğini, ödenebilir tazminatın, 45.000,00 TL olduğu, hasarın, …A.Ş ye ait iletişim kablosunun TCDD yüksek hızlı tren demiryolunun enerji nakil hattına teması sonucu meydana geldiği, sigorta şirketinin …. A.Ş ve TCDD karşı rücu hakkının bulunduğunun belirtildiği, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı şirkete 45.000,00 TL hasar bedelinin 23.09.2014 tarihinde ödendiği, ödemeye dair ibraname düzenlediği, dava dışı sigortalı şirket tarafından, davalı şirket ile birlikte dava dışı TCDD aleyhine, sigorta şirketi tarafından ödenmeyen bakiye 62.734,56 TL hasar bedelinin tahsili amacı ile, 27.10.2014 tarihinde, Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/856 Esas sayılı dosyada dava açtığı, derdest dava dosyasında ,tanıklar dinlendiği, 01.12.2015 tarihli duruşmada dinlenen davalı tanığı …. zapta geçen beyanında, davalı işletme müdürlüğünde teknisyen olduğunu, hızlı tren çalışması yapılırken, yer altından geçen hatların çalışmalarına engel teşkil ettiği ve onların zarar görmemesi için önlem alınmasının istendiğini, bunun üzerine yeraltı kablolarının havadan belirli bir yükseklikten geçirildiğini, hat çalışması tamamlanınca durumu kendilerine bildireceklerini, kendilerinin de yeniden menfeze hattı geçireceklerini, ancak demiryolu idaresinin herhangi bir bildirimde bulunmadığını, kendi hatlarına elektrik yüklemeleri, yüksek akım içeren bu hatlara kablolarının temas etmesi neticesinde kabloların yandığını ve yangın meydana geldiğini, yazılı işlem yapılmadığını, sözlü istekleri nedeniyle havaya hat döşediklerini belirttiği , diğer tanığında benzer ifadede bulunduğu, söz konusu dosyada düzenlenen 27.02.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, Ankara – İstanbul Yüksek Hızlı Tren Projesinin yapımının 15.12.2011 tarihinde yüklenici SKG konsorsiyumuna devredilerek yer teslimi yapıldığı, tren işletmeciliğine başlayınca 18.07.2014 tarihinde tekrar TCDD ‘nin sorumluluğuna geçtiği, davaya konu olayın 13.05.2014 tarihinde meydana geldiği, olay tarihinde yüksek hızlı tren projesinin son aşamasına gelindiği, halen konsorsiyumun sorumluluğu olduğu, dava dışı yüklenicinin kendi sorumluluğu altında tesis edilmiş Yüksek Hızlı ……. ait iletişim hattının güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almak, aldırmak veya alınmasını sağlamak için ….bilgi vermek gibi sorumluluğunun olduğu, olayda %90 oranında asli kusurlu olduğu, … ise deplase etmiş hat üzerinde başka bir kurumun çalışmalarının devam ettiğini bildiği halde hat güzergahında rutin şekilde gerekli olan kontrol ve denetimi yapmadan yeterli önemi göstermediği için %10 oranında tali kusurlu olduğunun belirtildiği, davalı ….A.Ş vekilinin söz konusu rapora itiraz ettiği, davada henüz bir karar verilmediği, tarafların bu konuda bir iddia ve talebinin olmadığı, davacı sigorta şirketinin ödeme yaptıktan sonra iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.Taraflar arasında, yüksek hızlı trene ait enerji nakil hattının üzerinden geçen davalı …. A.Ş ‘ye ait iletişim kablosunun enerji nakil hattına teması sonucunda meydana gelen yangın nedeniyle dava dışı sigortalı işyerinin hasara uğradığı konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davalının olayda kusurunun ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ile raporun çelişkili ve yeterli olup olmadığıdır.26.10.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davalı şirketinin TCDD sorumluluğunda olan demir yolu hattından geçen menfezden ( yaya geçidi ) geçen iletişim kablosunu, demir yolu yenileme işini yapan …. konsorsiyumun sözlü talebi üzerine demir yolunun 7 metre üzerinden deplase ettiğinin anlaşıldığı, ancak demir yolu yapımını tamamlayan … konsorsiyumu tarafından gerekli ve yeterli kontroller yapılmadan, …. firmasına ait iletişim kablosunun tehlike arz ettiği ve deplase edilmesi gerektiği yönünde …… firmasından herhangi bir talep ve uyarı yapmadan test işlemlerine başladığı, iş bu nedenle söz konusu havai hatların etkileşmesi sonucunda meydana gelen yangın olayı hususunda …. ‘un bir kusuru ve sorumluluğu olmadığı, SGK Konsorsiyumun İş Kanunun 77. maddesi yapı işlerinde yapı işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün 3,4 ve 20. maddeleri gereği işleri fenni yeterliliği olan bir kişinin gözetiminde yaptırmadığı, kataner sistemine yüksek enerji verilmeden hat yakınında bulunan tesislerinin deplasesini sağlamadığı veya sağlanmadığı için olayda %100 oranında asli kusurlu olduğu, davacı şirketin tazminat talep hakkının bulunmadığı belirtilmiştir.Davacı vekili rapora itiraz etmiş, davalı vekili rapora bir diyeceğinin olmadığını rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiştir.Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun yeterli ve gerekçelidir .6102 sayılı TTK ‘nun 1472. maddesinde halefiyet düzenlenmiştir.Maddede, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Sigortalının tazminat alacağının hukuki temelinin haksız eylemden, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanmış olması arasında hiçbir fark yoktur. TTK 1472. ‘nci maddeden kaynaklanan halefiyet hakkı sigortacıya , zarar sorumlusundan, sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar talep hakkı ve bunun doğal sonucu olarak da zarar sorumlusuna karşı dava hakkını sağlamaktadır. Bu dava türüne doktrin ve uygulamada sigortacının rücu davası adı verilmektedir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında sigortacı halefiyet hukuki ilişkisi sebebiyle ancak selefinin sahip olduğu haklara sahip olur. Sigortacı halefiyete dayanarak rücu davasını zarar sorumlusu aleyhine yönelttiğine göre, sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı tazminat davasında sigortalı neyi ispat etmesi gerekiyorsa, sigortacıda bu davada onu ispat etmekle yükümlüdür. Somut olayda, davacı sigorta şirketi, davalının kendisine ait enerji nakil hattının, planlama, bakım ve onarımlarını yapmaması ve gerekli tedbirleri almaması nedeniyle sorumlu olduğunu iddia etmiştir. Yukarıda ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere, davalıya ait iletim şebeke hattının yer altında menfezde olduğu, hızlı tren çalışması sırasında, dava dışı yüklenicinin çalışmaların aksamasının önlenmesine ilişkin talebi doğrultusunda, iletim hattının demir yolunun 7 metre üzerine alındığı, hızlı tren çalışmaları için yüksek geriliminin verilmesinden önce, dava dışı yüklenicinin yüksek gerilim hattı yakınındaki tesisin yerini değiştirmediği veya değiştirilmesini sağlamadığı, uyarı yapmadan test işlemlerine başlaması ve söz konusu havai hatların etkileşmesi sonucunda yangın çıktığı, davalı kurumun herhangi bir kusurunun olmadığı, davalıya ait menfezden geçen hatların, yalnızca dava dışı yüklenici talebi üzerine, demir yolunun 7 metre üzerine, yüksek enerji verilmeden önce geri alınmak üzere ve iletişiminin kesilmemesi için geçici olarak yükseltildiği bunun aksini ispatlar nitelikte geçerli bir delilin bulunmadığı, yangın raporunun kanaate dayanarak hazırlandığı, ekspertiz raporunun ise olaydan yaklaşık 3 ay sonra ve yangın raporu verileri esas alınarak düzenlendiği, bu durumda söz konusu raporlar ile mahkemece alınan raporlar arasında bir çelişkinin olduğunun kabulünün mümkün olmayacağı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun dosya kapsamına göre yerinde olmadığı kanaatine varılarak istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1316 Esas, 2016/1279 Karar ve 19.12.2016 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harcın, davacının peşin olarak yatırdığı 854,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 664,70 TL harcın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,3-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/02/2019