Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1837 E. 2018/1899 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1837 Esas
KARAR NO : 2018/1899
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2017
NUMARASI : 2015/876 Esas, 2017/554 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/11/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili 27.04.2015 tarihli dava dilekçesinde, davacı kooperatifin, 77 nolu ortağı olan davalının, genel kurul kararları doğrultusunda ödenmesi gereken parasal ödemeleri yapmaması nedeniyle, İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, takibe kötü niyetli ve haksız itiraz ettiğini, davacı kooperatifin ana sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirerek konutu davalıya teslim edip tapusunu adına tescil ettirdiğini, buna rağmen davalının kooperatif ortaklığından kaynaklanan genel kurul kararları ile saptanmış parasal ödemeleri yerine getirmediğini iddia ederek, icra takibine karşı yapılan İtirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, raporda yer verilen bütün genel kurul kararları tetkik edildiğinde, davacı kooperatifin müvekkilinden 69.440,00 TL alacağı bulunduğunu, bu alacağın tahsiline dair bir kararın bulunmadığını, ticari defterlerinde müvekkilinden alacağı bulunduğu kaydının olmadığını, kabullerinde olmamakla birlikte, davacının beyan ve itirazlarının yerinde olduğu kabul edilecek olsa dahi müvekkilinin ödemesi gereken borcun 197.182,00 TL olduğunu, müvekkilinin ise toplam 218.727,74 TL ödediğini, esasen müvekkilinin 21.545,74 TL fazla ödeme yaptığını belirterek davacının ek rapor alınması talebinin reddi ile %40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, davacı kooperatifin ortağı olan davalının, rapora göre takip tarihi itibarı ile 21.542,74 TL fazla ödemesi olduğu, davacının alacaklı olmadığı, bunun yanında davacı takibinde haksız ise de kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili kararı yasal süre içerisinde istinaf etmiştir. İstinaf nedenleri olarak, kararı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, sadece kök ve ek raporlar doğrultusunda karar verildiğini, itirazların yeterince değerlendirilmediğini, 10.08.2008 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan kararın dikkate alınmadığını, davalının kredi kullanan ortaklardan olduğunu, 72.000 TL kredi sözleşmesini banka ile imzaladığını, banka masrafları düşünce geriye kalan 69.440 TL kredi tutarının kooperatif ile yapılan anlaşma gereğince davalıya bizzat teslim edilmeyip kooperatif hesabına 14.08.2008 tarihli havale işlemi ile geçirildiğini, raporda ödenmesi gereken borç hanesinde bu yazılmadığından fazla ödemiş gibi sonuca varıldığını, banka aracılığı ile genel kurul kararına dayalı belgeli meblağın ödenmiş gibi değerlendirilip kusurlu rapor düzenlendiğini, hatalı rapor ile davanın reddedildiğini iddia ederek kararın kaldırılmasını ve davanın esastan kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif ortağından alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında, davalının kooperatif ortağı olduğu konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacı kooperatifin, davalı kooperatif ortağından takip konusu alacağının olup olmadığı, bilirkişi raporunun usülüne uygun olup olmadığıdır.
Öncelikle icra takip dosyasının incelenmesi ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesi gerekmiştir. Dava konusu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı kooperatifin vekili aracılığı ile davalı borçlu hakkında 14.01.2015 tarihinde 6.020,00 TL asıl alacak, 293,16 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.313,16 TL alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalıya 06.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının takibe karşı, 06.03.2015 tarihinde yasal sürede itiraz ettiği, davacı alacaklının ise, İİK 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde İtirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Davacı alacaklı tarafından, kooperatifin 29.06.2014 tarihli genel kurulun 6 nolu gündem kararı gereğince, kararlaştırılan faiz oranına göre dönemlere ait alacaklar takip konusu edilmiştir. Takibe ekli, genel kurul ve üye ödeme tablosu incelenmiş ve davacı kooperatifin 29.06.2014 tarihli genel kurul toplantısının, 2013 hesap yılı olağan genel kurul toplantısı olduğu, icra takibinde esas gösterilen gündemin “6”.maddesinde, 02.11.2013 tarihli olağan genel kurulda alınan kararlar uyarınca yönetim kurulunca yapılan ve yaptırılan inceleme sonucu tespit edilen 01.11.2011 – 30.04.2012 tarihleri arasındaki 6 aylık döneme ilişkin ortakların ödemekle yükümlü olduğu zorunlu aylık ödenti miktarının ve yine 01.05.2012 – 30.04.2013 tarihleri arasında ki 12 aylık döneme ilişkin ortakların ödemekle yükümlü olduğu aylık ödenti miktarlarının genel kurulun onayına sunularak bu ödentileri ödemeyen ortaklardan alınması usul ve esasını belirleyen gündem maddesi olduğu, buna ilişkin söz konusu yıllar bazında, ayların ve ödenmesi gereken miktarların gösterildiği tablonun oluşturulduğu, tabloda hiçbir üyenin adı veya soyadının olmadığı, liste şeklinde düzenlendiği tespit edilmiştir.
27.06.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, kooperatif merkezinde kayıtların incelenmesinde, davalının, davacının yönetim kurulunun 30.08.2005 tarih 15 sayılı kararı ile ortaklığa kabul edildiği, kendisine, D-Blok 29 nolu dairenin tahsis edildiği, aidat kararlarının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 42.maddesi uyarınca genel kurulun terk edemeyeceği yetkisi altında bulunduğu, genel kurulda alınan aidat kararlarının sözleşme niteliğinde olup, iptal edilmediği sürece tüm ortakların ödeme yükümlülüğünün olduğu, davacı kooperatifin ticari defterlerinde, takip tarihi itibarı ile davalıdan 6.020 TL alacağının bulunduğunun tespit edildiği, davacının, kooperatif kayıtlarında, davalı için tuttuğu cari hesap dökün kayıtlarına göre, davacının 01.11.2011 öncesinde davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı, 13.11.2011 – 31.12.2014 arasında tahakkuk ettirilen 10.670 TL aidat borcuna karşılık davalıdan 4.650 TL tahsil edildiği, davacı kooperatifin davalıdan (10.670-4.650)=6.020 TL alacağının bulunduğu, bu tutarın ticari defter kaydını teyit ettiğini, ancak davalının borcunun olmadığını, tüm ödemeleri yaptığını iddia ettiğine göre, davalının kooperatif üyeliğine girdiği tarihten takip tarihine kadar ne kadar ödeme yaptığı, bu sonuca göre davacının davalıdan bir alacağının bulunup bulunmadığının saptanmasından ibaret olduğu, verilere göre, davalının üyelik giriş tarihinden, dava tarihine kadar , davalının sahip olduğu normal tip 1 adet daire üyeliği için ödemesi gereken aidat bedelinin toplam 127.742,00 TL olduğu, davacı kooperatifin tuttuğu kayıtların incelenmesinden davalının toplam 218.724,74 TL ödeme yaptığının görüldüğü, bu durumda davalının ödemesi gereken aidatın 127.742,00 TL olduğu, davalının yaptığı ödemenin 218.727,74 TL olduğu, 90.985,74 TL davalının yaptığı fazla ödeme nedeniyle, davacının davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili, rapora itiraz ederek, 14.08.2008 tarihli olağan genel kurul tutanağı İle, 10.08.2008 tarihli olağanüstü toplantı genel kurul toplantı tutanaklarından anlaşılacağı üzere, kooperatif ortaklarının bankalardan alacakları kredi miktarlarının tespiti için komite oluşturulmasına karar verildiğini, davalının kredi kullanan ortaklar arasında bulunduğunu ve normal daire sahibi olması nedeniyle 72.000 TL kredi için … Bankası Çekmeköy Şubesine başvurduğunu, adına çıkarılan kredinin dosya masrafları düşüldükten sonra geri kalan 69.440 TL kredi tutarının kooperatif ile yapılan anlaşma gereğince davalıya bizzat teslim edilmeyip doğrudan kooperatif hesabına 14.04.2008 tarihli have işleminin gerçekleştirildiğini, bu ödemenin davalının cari hesabına işlendiğini ancak raporda ödenmesi gereken borç hanesinde bu meblağ yazılmadığından doğal olarak 69.440 TL fazla ödemiş gibi sonuca varıldığını iddia ederek bilirkişilerden hataların düzeltilmesi için ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili ise, raporu kabul ettiklerini müvekkilinin borcu bulunmadığını belirtmiştir.
16.12.2016 tarihli ek bilirkişi raporunda, kredinin kredi borçlusu olarak davalı adına tahsis edildiği ve davalı adına kooperatif hesaplarına gönderildiğinin anlaşıldığı, kredi borçlusunun doğrudan davalı olduğu, kredi borcu varsa doğrudan bankaya ödeme yapması gerektiği, somut olayda, davalının kullandığı kredi borcunun davacının borç hesabına yansıtılmadığı, ancak banka hesabına ödediği 69.400 TL nin davalının ödemesi olarak kabul edildiği bu durumda ödenmesi gereken 218.724,74 TL den tenzili gereken 69.440 TL nin mahsubu sonucu 149.284,74 TL nin ödeme kabul edilebileceği, genel kurul kararına göre yapılması gereken ödemenin 127.742,00 TL olup, ödenen 149.284,74 TL nin mahsubu sonucunda 21.542,74 TL davalının fazla ödemesi bulunduğu belirtilmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporlarına göre davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı kooperatif yapı kooperatifidir. Yapı kooperatifi ortaklığı , taşınmaz mal edinmeye yönelik bir yatırımdır. Yani kooperatife, taşınmaz (Konut veya işyeri) edinmek amacı ile ortak olunur. Doğaldır ki ortak, sahip olacağı taşınmaz karşılığı bazı ödemeler yapacaktır. Genel olarak, kooperatif ortaklarının, konut veya işyeri edinmek amacı ile kooperatife yaptıkları ödemeler konut veya işyerinin maliyetini oluşturmaktadır. Uygulamada kooperatif ile ortaklar arasındaki anlaşmazlıkların çoğunun ödemelere ilişkin olduğu görülmektedir. Bilindiği ve bilirkişi raporunda da ifade edildiği üzere, ortaklardan tahsil edilecek miktar, zaman ve ödeme koşullarının belirlenmesi genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkileri arasında sayılmıştır. (K.K 42, Anasözleşme 23/6.madde). Konut Yapı Kooperatifi Anasözleşmesi’nin 23.maddesi, genel kurulun görev ve Yetkileri olup, 23/6.bentte, ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek sayılmıştır. Ortağın kooperatife olan borcu, genel kurul kararına göre saptanmaktadır. Bu nedenle kararın çok açık ve anlaşılabilir mahiyette olması gerekmektedir. Somut olayda, bilirkişiler davacı kooperatifin merkezinde tüm kayıtlar üzerinde inceleme yapmışlar, kooperatif defter ve kayıtları ile birlikte , davalının ortak olduğu tarihten itibaren, kooperatifin genel kurul kararları ile ödemesi gerektiği borçları ve ödemeleri mahsup edildikten sonra davalının borçlu olmadığı, aksine fazla ödemede bulunduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı defter ve cari hesabına göre davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş olsa dahi, ticari defter kayıtlarının birçoğunun kapanış tasdiki mevcut değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 222.maddesinde, ticari defterlerin ibrazı ve delil olması düzenlenmiştir. 222/2.fıkrada, ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için , kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış, defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu ifade edilmiştir. Somut olayda, kapanış onayları bulunmayan defter kayıtlarının sahibi lehine delil olarak kabulü mümkün değildir. Diğer yandan, davacı vekili davalının bankadan çekmiş olduğu kredinin anlaşma gereğince kooperatif hesabına aktarıldığını bu ödemenin cari hesaba işlendiğini belirtse dahi, yukarıda ifade edildiği üzere ,defter kayıtları lehe delil vasfı taşımadığı gibi zaten davalı otağın genel kurul kararı İle ödemesi gereken bedelden söz konusu kredi miktarının mahsubu neticesinde yine davalının kooperatife borçlu olmayıp alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davacının istinaf iddiaları ek raporda irdelenmiştir. Bilirkişi raporu ve ek rapor, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Çünkü rapor yasal düzenlemelere uygun düzenlenmiştir.
Açıklanan nedenlerle ve özellikle Kooperatif Kanunu ve kooperatif ana sözleşmesinin ilgili maddeleri gereğince, davalı borçlunun kooperatif genel kurulu kararlarında alınmış olan ödemeleri yerine getirdiği, kooperatife takip tarihinde borçlu olmadığı ve davacının alacak iddiasını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1- İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/876 Esas, 2017/554 Karar ve 30.05.2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1.bendi gereğince esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,80 TL başvuru harcı İle yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,40 TL olmak üzere toplam 36,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
15/11/2018