Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1829 E. 2018/1850 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1829 Esas
KARAR NO : 2018/1850
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2017
NUMARASI : 2015/932 2017/142
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 08/11/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; 11/05/2014 tarihinde dava dışı sigortalıları …A.Ş.nin işyerinin üst katında bulunan davalıya ait tesisattan sızan kaçak sulardan dava dışı sigortalıya ait işyerinin zarar gördüğünü, hasar bedeli olan 3.337,46.-TL nin sigortalıya 29/08/2014 tarihinde ödendiğini, sigortalılarına TTK.nun 1472.maddesi gereğince halef olduklarını, ödenen tazminat bedelinin rücuen tahsili amacıyla davalı hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında başlattıkları icra takibine itiraz edilmesi nedeniyle, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının % 20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; zaman aşımı defiinde bulunduklarını, müvekkiline isnat edilen zararın kaynaklandığı taşınmaz ile oluşan zarar arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını, bu sebeple husumet sıfatlarının bulunduğunu, zira tek taraflı, gıyaplarında yapılan ve ücretini sigorta şirketinden alan ekspertizin düzenlediği raporun hiçbir şekilde maddi gerçeği yansıtmadığını, 3095 sayılı kanuna göre faiz istenebilmesi için temerrüt ihtarı gerektiğini, müvekkilinin eylemi ya da eylemsizliği sebebiyle diğer taşınmazın zarar gördüğü ve bunun arasındaki uygun illiyet bağının davacı tarafından ispatlanması gereken bir zorunluluk olduğunu, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğini, alacağın likit olmadığını savunarak davanın reddine, davacının % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; davalının zamanaşımı def’i ne yönelik itirazlarını reddederek, sigortalı işyerinde yapılan keşif sonucunda dava konusu hasara sebep olan su sızıntısının davalı tarafından kullanılan üst kattaki tesisat sızıntısından/patlamasından kaynaklanmayıp binanın dış cephesinden sızan yağmur sularından kaynaklanlandığını, davalıya izafe edilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı …Ş. Vekili İstinaf Taleplerinde;
1-Tamamen yoruma dayalı olarak oluşturulan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesinin mümkün olmadığını, zira sigortalı işyeri çalışanlarının tamamının, zararın dış cepheden kaynaklanmadığını, üst kattan gelen sular neticesinde oluştuğu hususunu keşif esnasında dile getirdiklerini, buna rağmen yoruma dayalı olarak rapor oluşturulduğunu ve hükme esas kabul edildiğini, davalı tarafın dahi, hasarın dış cepheden kaynaklandığına dair bir iddiası ve bu yönde bir delili bulunmadığını,
2-Dava konusu hasardan sonra yapılan ekspertiz incelemesinde, hasarın üst katın tesisatından kaynakladığının net bir şekilde tespit edildiğini, 5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 2/m maddesinde; “Sigorta Eksperi”, sigorta konusu risklerin gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını, nedenlerini ve niteliklerini belirleyen ve mutabakatlı kıymet tespiti, ön ekspertiz ve hasar gözetimi gibi işleri mutat meslek olarak yapan tarafsız ve bağımsız kişi olarak tanımlandığını, aynı Yasanın 22. maddesinde, sigorta eksperliğinin gerçek veya tüzel kişilerce yapılacağı belirlenerek, sigorta eksperliği ile ilgili ayrıntılı düzenlemelere yer verilerek, sigorta eksperi olabilme koşulları, mesleki faaliyetlerinin kapsamı, denetimi ve faaliyetin gereği gibi yerine getirilmemesi halinde uygulanacak müyyedilerin de belirlendiğini, böylece sigorta hukukunda tazminat yükümlüğünün belirlenmesi açısından sigorta ekspertiz müessesine yer verilerek sigorta ekspertizlerine hukuki bir statü kazandırıldığını, ekspertiz raporlarının delil niteliğine haiz olduğunun, Danıştay 8.Dairesinin 2011/2237 E. 2011/2623 K.sayılı kararında da kabul edildiğini belirterek İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.03.2017 tarih ve 2015/932 E. 2017/142 K. sayılı ilamının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf Dilekçesi Davalı … Vekiline tebliğ edildiğine dair bilgi ve belgeye rastlanmamış ise de, İstinaf Talebine 09/08/2017 Tarihli Dilekçesi İle Cevap Verilerek, Mahkeme heyetinin bilirkişi olarak atadığı şahsın da en az bir sigorta eksperi kadar teknik bilgiye sahip olduğunu, istinaf dilekçesinde belirtilen Danıştay kararı sigorta hukukunda ekspertizlik müessesine yer vererek bu kuruma hukuki bir statü kazandırsa da ilgili hukuk dalının bir özel hukuk dalı olduğu ve özel hukuku ilgilendiren meselelerde HMK.nun takdiri delil olarak nitelendirdiği delilleri hakimin değerlendirip takdir edeceğini, Yargıtayın sigorta hukukuyla alakalı yerleşik içtihatlarında, bilirkişiye başvurulmadan yalnızca sigorta eksperi raporlarına dayanan yerel mahkeme kararlarının eksik inceleme sebebiyle bozulduğunu, bunun altında yatan temel sebebin uygulamada, eksperlerin görev tanımlarını yapan ve keza sınırlarını belirleyen Sigorta Eksperi Yönetmeliğin’de tanımlananın aksine tarafsızlıklarını bir çok hadisede koruyamadıklarının etkili olduğunu, sigorta eksperi tarafından oluşturulan raporun yoruma dayandığını, bilirkişi raporundaki bulgular tekrar edilerek yerel mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesi kararı davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava; sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine gereğince ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472-1481.maddeleri uyarınca sorumlulardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Davacı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 27/03/2015 tarihinde 3.337,46.-TL asıl alacak, 213,99.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.551,45.-TL üzerinden icra takibi başlattıktan sonra ödeme emrinin borçlu/davalıya 03/04/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 09/04/2015 tarihinde hiçbir borcu olmadığını belirtilerek, borcun tamamına ve faize itiraz ederek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair bilgi ve belgeye rastlanmadığı, davacının da 18/09/2015 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Davacı … şirketi ile dava dışı sigortalı arasında kurulan sigorta sözleşmesinin varlığı ve uygulaması ile zarar miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sorun, sigorta eksper raporunun aksine kanaat bildiren ve hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporunun yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
25/08/2014 tarihli ekspertiz raporunda, “sigortalı ile yapılan görüşmede” denilmek suretiyle olayın 12/05/2014 günü bir üst kattaki davalıya ait işyerine ait tesisattaki kaçak nedeniyle sızan suların, alt kattaki sigortalı işyerine sirayet ederek, demirbaş ve dekorasyona zarar verdiği ve olayın bu şekilde oluştuğu belirtilmiştir. Ekspertiz bulguları başlığı altında da aynı görüşe yer verilmiştir.
Hasara neden olan olay tarihi 11/05/2014 saat 00.00, ihbar tarihi 12/05/2014, ekspertiz talep tarihi 13/05/2014 olup, ekspertiz incelemesi de aynı gün yapılmıştır. Ekspertiz, bulgularını ve hasar miktarını delillendirirken fotoğraflandırmış ancak hasar gören eşyalara ilişkin fotoğrafları raporuna alırken, hasarın kaynağına ilişkin bir fotoğraf çekerek raporuna eklememiştir. Olay gecesi yoğun yağmur olduğu gözetildiğinde bilirkişinin tavandan akan suların bir boru patlaması/sızıntısı şeklinde yüksek miktarlarda olmayıp, damlama şeklinde olduğu, ekspertiz raporuna ekli fotoğraflarda da suyun masaların üzerinde ve yerlerde büyük miktarda gözlemlenmediği tespitleri dikkate alında, hasara neden olan suların davalıya ait üst kattaki tesisattaki sızıntıdan kaynaklandığı ispatlanamamıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir,
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.08/11/2018