Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1811 E. 2018/1115 K. 20.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1811 Esas
KARAR NO : 2018/1115
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2017
NUMARASI : 2017/2918 D.İş Esas 2017/2918 D.İş Karar
DAVANIN KONUSU : HAKEM KARARININ TEBLİĞE ÇIKARILMASI SAKLANMASI
KARAR TARİHİ : 20/06/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili davalı … şirketi ile 28/09/2013-28/09/2014 dönemine ilişkin olarak iş yeri paket sigortası düzenlendiğini, 07/08/2014 günü meydana gelen yoğun sağnak yağış nedeni ile müvekkiline ait iş yerinin sular altında kaldığını hasar gördüğünü, hasarın sigorta şirketine 08/08/2014 tarihinde ihbar edildiğini, fakat sigorta şirketinin meydana gelen hasarın teminat haricinde kaldığı gerekçesi ile hasar bedelini ödemeyi reddettiğini, bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ekspertiz raporunda tespit edilen KDV hariç 66.693,47 TL’nin 22/09/2014 tarihi itibari ile işleyecek ticari ( avans) faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, 14/12/2016 tarihli dilekçesi ile de davasını ıslah ederek talebini KDV dahil 123.538,29 TL olarak değiştirmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen hasarın poliçe teminatı dışı kaldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
HAKEM KARARI
Uyuşmazlık Hakem Heyeti, 30/12/2016 tarihli , 2016/22486 Esas,- 34511 K. Sayılı kararda özetle;
1-Başvurunun kısmen kabulü kısmen reddi ile, talep edilen 66.693,47 TL’nin 22.09/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibi şirkete verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talep edilen 56.844,82 TL yönünden başvurunun reddine,
3-Başvuru sahibi tarafından yapılan 1.853,07 TL başvuru ücreti, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 4.30 TL vekalet harcı toplamı 2.357,37 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 1.272,65 TL’sinin sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine,
4-Başvuru sahibi vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen 66.693,47 TL’lik miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T’ne göre belirlenen 7.686, 28 TL’nin Sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine,
5-Sigorta şirketi vekille temsil edildiğinden reddedilen 56.844,82 TL’lik miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen 6. 602,93 TL’ nin 5684 sayılı Kanun’ un 30/17 hükmü gereğince 1/5 i olan 1.320,58 TL’nin başvuru sahibinden alınarak sigorta şirketine ödenmesine, şeklinde karar vermiş,
İtiraz Hakem Heyeti ise, 01.06.2017- 2017/İHK-1911 sayılı kararında başvurunun reddine kararı vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 29/06/2017 harç tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Müvekkil şirketin 1994 yılından bu yana aynı adreste faaliyet gösterdiği, iş yerini muhtelif kereler sigorta teminatı ile güvence altına aldığı, bir önceki dönemde … Sigorta şirketi tarafından iş yerinin poliçe teminatı altına alındığı, davalı … şirketi tarafından müvekkiline ait iş yerinde risk analizi gerçekleştirildiği ve ” Risk Analiz Raporu” kapsamında sigorta poliçesinin tanzim edildiği geçen yıla göre müvekkilinin % 40 daha fazla primle davalı … şirketi ile poliçeyi düzenlediği, davalı şirketin risk analiz raporundaki tespitlerine rağmen poliçe düzenlediğini, poliçe yapılmasında bir sakınca görmediği, riziko gerçekleştiğinde de sigorta sözleşmesinin feshi yoluna gitmediği gibi prim farkı da talep etmediği, sigorta şirketinin basiretli bir tacir gibi davranmadığı ayrıca M.K’ nin 2. Maddesindeki iyi niyet kurallarına aykırı davrandığı,
2- İlk derece hakim heyetince verilen kesin süreye rağmen davalı şirketin süresinde bilirkişi raporuna itiraz etmediği, dosyada iki farklı bilirkişiden rapor alındığı ve her iki bilirkişi raporu arasında çelişki meydana geldiği, taleplerine rağmen çelişkinin giderilmesine yönelik yeni bir rapor alınmadığı,
3-Sigortalı binanın 30 yaşında, müvekkili şirketin de 22 yıldır aynı binada faaliyet gösterdiği ve yıllardır binanın sigorta teminatı altına alındığı bu nedenle binanın çatısız olmadığı kaldı ki çatısız bir binaya sigorta şirketlerince teminat verilmesinin mümkün olmadığı, risk analiz raporunda da tespit edildiği üzere binada deprem güçlendirmesi yapıldığı ve bu çalışmalar kapsamında çatıda yenileme söz konusu olduğu,
4-TTK 1404 maddesi uyarınca kanuna, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı olmadığı sürece her riskin teminat dışı tutulabilecekken , genel şartlardaki teminat dışı kalan hallerin sigortacı tarafından bilinmesi veya bilinmesinin mümkün olduğu hallere rağmen, risk analiz raporu ile durum tespit olunmuşken, teminatın sağlandığı, bu durumda meydana gelen risklerin teminat altına alındığının kabulü gerektiği,
5-Yeni TTK 1445 maddesi kapsamında sigortacının rizikonun gerçekleşmesi veya mevcut durumun ağırlaştırılması ihtimalini, yada sözleşmede riziko ağırlaşması olarak kabul edilecek olayların varlığını öğrendiği taktirde sigortacının sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği, fakat bu hakkını kullanmadığı, primini tahsil eden sigortacının mevcut duruma göre iş yerini sigortaladıktan sonra gerçekleşen riskin teminat dışı olduğunun belirtemis kötü niyetli davranış olduğu,
6-İtiraz hakem heyetince alınan bilirkişi raporu düzenlenirken bilirkişinin mahallinde inceleme yapmadığı, bu nedenle raporun eksik araştırma sonucu düzenlendiği buna göre verilen itiraz hakem heyeti kararının kaldırılması gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava sigortalı poliçesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Taraflar arasında Ticari /Sinai İşletme Sigorta Poliçesi düzenlendiği, iş yerinde 07/08/2014 tarihinde meydana gelen sağnak yağış sonucu suların içeri dolması nedeni ile hasar meydana geldiği, davacının binada kiracı olarak bulunduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın meydana gelen hasarın teminat kapsamında kalıp kalmadığı ve hasar miktarı hususlarında olduğu, davalı tarafça iş yerinin bulunduğu iş merkezinde bina güçlendirmesi ve yeni çatı yapıldığından meydana gelen hasarın teminat kapsamı dışında kaldığı ayrıca dahili su klozu teminat dışında kalan haller bölümü ikinci madde ile ” baca deliklerinden, damda bırakılan açıklıklardan, açık bırakılan pencere ve kapılardan içeri giren suların sebep olan zararların teminat dışı bırakıldığı gerekçesi ile davacının zararının karşılanması talebinin reddedildiği, davacı tarafça tahkim komisyonuna başvurulduğu, tahkim komisyonu uyuşmazlık hakem heyeti davanın kısmen kabulüne karar verdiği, bu karara davalı tarafça yapılan itiraz üzerine, itiraz hakem heyetince, meydana gelen hasarın teminat dışı kaldığı gerekçesi ile, davalının itirazının kabulü ile davacının başvurusunun reddine karar verdiği ve iş bu karara karşı istinaf başvurusu yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı … şirketi tarafından sigortalı ile düzenlenen poliçe öncesinde risk analiz raporu hazırlandığı, risk analiz raporunda fırtına klozunda işletmenin, binanın zemin katını ve asma katını kullandığı, üst katların boş olduğunu, dahili su maddesinde, iç tesisatın durumunun iyi göründüğü, tavsiyeler kısmında bodrum katına inişi sağlayan rampanın alt kısmına 15-20 cm. genişliğinde kanal kazılarak, ızgara kapak yapılması ve premaj kanallarına bağlanması hususunun yer aldığı, yapı türünün % 100 yanıcı olmayan çatılı olarak tarif edildiği, risk analiz raporu ekindeki fotoğraflarda, deprem güçlendirmesi çalışmalarının ve çatı yenilemesi işinin halen devam ettiğinin görülmektedir.
Risk analiz raporları, sigorta sözleşmesi kurulmasından önce bir tür hazırlık niteliğinde olup, sigorta konu risklerin önceden tespiti ve tanımlanması,bu risklerin minimizasyonuna yönelik önlemlerin alınmasına yardımcı olmak gibi bir işlevi sözkonusudur. Sigortacı için sigorta poliçesin düzenlenmesinde yardımcı bir unsur olarak sayılabilecekken somut olayda poliçenin zorunlu bir şartı haline getirilmiş ve sigorta poliçesi, bu risk analiz raporundan sonra düzenlenmiştir.
Dosyada bulunan iki ekspertiz raporundan, 24/09/2014 tarihli ekspertiz raporuna göre hasar nedeninin izolasyon yetersizliği olduğu, deprem güçlendirmesi ve çelik çatı yenilemesinin tüm binanın ait olduğu kooperatif yönetimince dava dışı bir firmaya yaptırıldığı, bölgede meydana gelen sağanak yağışlar neticesinde üst katlarda deprem güçlendirmesi ve yeni çatı imalatı süren ve bu nedenle tamamen boş olan iş merkezi bi- nasının zemin kat döşemesinde biriken yağmur sularının, döşemeden, dilatasyon aralıkların- dan ve yangın merdivenlerinden, sigortanın bodrum ve asma katında faaliyet gösteren iş yerine girmesi sonucu emtialarda, sıvalarda, badanalarda ve laminant parkelerde hasara neden olduğu, hasar miktarının ise teminat dışı hasarlar listesi başlığında 66.693,47 TL olarak tespit edildiği, 01/12/2014 tarihli ekspertiz raporunda da ilk ekspertiz raporuna paralel olarak aynı tespitlerin yapıldığı görülmektedir.
Uyuşmazlık hakem heyetince bilirkişi raporu alınmış olup, 09/10/2016 tarihli bu bilirkişi raporunda, binada yapılan deprem güçlendirme ve çatı yeni- leme çalışmalarına, davacının kiracı olması nedeni ile müdahale etmesinin mümkün olmadığı, sigorta şirketinin riziko sonucu ortaya çıkan zarar bedelini ödeyerek 3. Şahıslara rücu etmesi gerektiği, diğer bir itiraz konusu olan döşemedeki izolasyon eksikliğinin ise hasarın ödenmemesi için sebep olmayıp, zaten bina döşemelerinde su izolasyonunun beklenen bir durum olmadığı, su izolasyonlarının, çatı bodrum kat zemin döşemesi, duvarları ve bina dahilinde ıslak hacimlerde yapılması zorunlu bir imalat olduğu, kaldı ki sigorta yapan şirket için, döşemedeki izolasyon eksikliği, dilatasyon derzleri ve açık kapı altı gibi sebeplerin sigorta aşamasında da mevcut olduğu, yani çatı açılması ve güçlendirme yapılması gibi sonradan ortaya çıkan bir durum olmadığı, poliçenin sel su baskınını teminat altına aldığı bu nedenle hasarın teminat kapsamında kaldığı, zarar miktarının da 104.693,47 TL + KDV olduğu tespitleri yapılmıştır.
İtiraz hakem heyetince alınan 27/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda ise özetle; binanın kat ayrımlarını oluşturan döşeme betonlarının su izolasyonunun olmayışının normal olduğu, iklim şartlarına açık olmayan bu kısımlarda izolasyon olmasının beklenemeyeceği, sigorta şirketinin ret gerekçesi olarak gösterilen izolasyon eksikliği iddiasının geçerliliği olmadığı, fakat yağışlar nedeni ile gelen sel ve su baskını teminat kapsamında olsa da, klozun teminat dışında kalan haller dışında 4.maddede kalorifer tesisatının patlaması, dahili su, yağmur derelerinin ve oluklarının taşması sonucu meydana gelen zararların belirtildiği, dahili su klozuna bakıldığında ise teminat kapsamında ikinci maddede ” yağmur sularının, kar veya buzların erimesi sonucu meydana gelen suların, çatı veya saçaktan sızması; su olukları veya yağmur derelerinin tıkanması veya taşması sonucunda binanın içine giren suların doğrudan sebep olacağı zararlar” ın sayıldığı, ama teminat dışında kalan haller kısmının ikinci maddesinde “baca deliklerinden, damda bırakılan açıklıklardan , açık bırakılan pencere ve kapılardan içeri giren suların sebep olacağı zararlar” ın teminat dışında bırakıldığı, sonuç olarak dahili su klozuna uyan hasar türünün ilgili klozun teminat dışında kalan haller kısmının ikinci maddesine göre poliçe kapsamına göre değerlendirilemez olduğu kanaatine varıldığı ve bu rapor baz alınarak itiraz hakem heyetince başvurunun reddine karar verildiği görülmüştür.
Öte yandan taraflar arasında düzenlenen poliçede, risk analiz şartı bulunduğu, bu şarta göre risk analizi sırasında tespit edilen eksiklik ve aksaklıkların belirlenen süre içinde giderilmesi ve tüm sigorta dönemi içinde raporda belirtilen tavsiyelere uyulmasının sigorta teminatının devamı için ön koşul olarak belirlendiği, poliçe özel şartlarının üçüncü maddesinde sel veya su baskının da sayıldığı ve diğer sayılan teminatların isteğe bağlı olup sadece karşısında sigorta bedeli veya primi yazılı olanların sigorta kapsamına dahil olduğunun belirtildiği, sel veya su baskınınında bu bağlamda prim gösterilmek şartı ile sigorta poliçe kıymet kapsamına dahil edildiği, ikinci maddede sigorta teminatı olarak verilen kıymetler içerisinde, dahili su ve fırtınanın da sayıldığı, Yangın Sigortası Genel Şartları dahilinde bulunan , dahili su klozunun ikinci maddesinde belirtilen yağmur sularının, kar ve buzların erimesi sonucu meydana gelen suların, çatı veya saçaktan sızması, su olukları ve yağmur derelerinin tıkanması veya taşması sonucunda bina içine giren suların doğrudan sebep olacağı zararların teminat kapsamında olacağı, teminat dışında kalan haller başlığı altında ikinci maddede ise baca deliklerinden damda bırakılan açıklıklardan, açık bırakılan pencere ve kapılardan içeri giren suların sebep olacağı zararların ise teminat dışında kalacağının düzenlendiği görülmektedir.
Davalı vekili de cevap dilekçesinde, hasar bedeli ödeme başvurusunun reddine gerekçe olarak, olarak meydana gelen hasarın izolasyon eksikliğinden kaynaklandığı, ayrıca dahili su klozunun teminat dışında kalan haller başlığı altındaki yukarıda belirtilen ikinci maddesinde açıklanan bacadan suların sızması şeklinde hasarın meydana geldiği ve bu nedenle hasarın teminat dışında kaldığı gerekçesine dayanmaktadır.
Öncelikle dahili suyun teminat kapsamında olduğu hususu uyuşmazlık konusu değildir. Ekspertiz raporlarına göre zararın olay günü aşırı yağan yağmur sularının zeminde birikerek sigortalı iş yerine çatıdan sızması sonucu meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Risk analiz raporunda ve Ekspertiz raporunda sigortalı iş yerinin kendisinden kaynaklanan bir izolasyon eksikliğine yer verilmediği gibi iş yerinin tavanında herhangi bir eksiklik veya bir açıklık bulunduğu yönünde de bir açıklama yapılmamıştır. Sigortalanan bina ise, iş yerinin bulunduğu bütün bina değil, sadece iş yerinin kendisi olup, davalının bahsettiği çatı açıklığının da, iş yeri tavanında değil, işyerinin içinde bulunduğu binanın çatısıdır.
Sigorta poliçesi düzenlenirken binanın çatısının deprem güçlendirmesi nedeni ile tadilat gördüğü ve bina katların da kolonlarının güçlendirmesi faaliyetlerinin devam ettiği, risk analiz raporunda bunların belirtildiği ve sigorta poliçesinin de sigortacı tarafından sigortalıya bu şartlar bilinerek sunulduğu, sigortalının da bu şartlar altında poliçeyi kabul ettiği, sigortacı tarafından binadaki açıklığın ve yapılan tadilatlar nedeni ile meydana gelecek hasarların teminat kapsamı dışında kalacağının TTK 1423. maddesine aykırı olarak bildirilmediği, poliçe özel şartlarının iki ve üçüncü maddelerinde dahili su ve sel baskınının teminat kapsamına alındığı görülmektedir.
Bilindiği üzere hasarın teminat dışında kaldığının ispat yükü TTK 1409/2 maddesi gereğince davalı … şirketine aittir. İkinci bilirkişi raporunda yapılan tespitte de görüldüğü üzere binanın kat ayrımlarını oluşturan döşeme betonlarının su izolasyonu olmayışının normal olduğu, iklim şartlarına açık olmayan bu kısımlarda izolasyonun beklenemeyeceği, bu çerçevede izolasyon eksikliğinin gerekçesinin yerinde olmadığı, yangın sigortası genel şartları dahili su klozu teminat dışı haller ikinci maddesinde belirtildiği şekilde suyun binanın bacasından veya damdaki açıklık nedeni ile sızdığının da davalı tarafça kanıtlanamadığı, zira yukarıda açıklandığı üzere damdaki açıklık iş yerinin tavanındaki bir durum olmayıp, iş yerinin içinde bulunduğu büyük binanın tavanın has bir özellik olduğu, bunda da sigortalının herhangi bir kusurunun bulunmadığının anlaşılması karşısında, bu yönlerden hasarın teminat dışında kaldığının ispatlanamadığının kabulü gerekmektedir.
Öte yandan TTK 1423 maddesinde, sigortacının sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce gerekli inceleme süresi de tanınmak şartı ile kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkate etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerine, sigorta ettirene yazılı olarak bildireceğinin hüküm altına alındığı, bu çerçevede yukarıda açıklanan risk analiz raporunda deprem güçlendirme çalışmaları ve çatı tadilatının sigorta sözleşmesinin kuruluş aşamasında mevcut olduğu ve sigortacı tarafından bilindiği, buna rağmen bu çalışmalar nedeni ile ne tür teminatların poliçe kapsamında kalıp kalmayacağı konusunda, sigortacının sigortalıya aydınlatma yükümlülüğü çerçevesinde bilgi verdiğini sigortacının kanıtlayamadığı görülmektedir.
TTK’nın 1445 maddesinde, sigortacıya sözleşme süresi içinde rizikonun gerçekleşmesi veya mevcut durumun ağırlaşması ihtimalinin, ya da sözleşmede riziko ağırlaşması olarak kabul edilebilecek olayların varlığını öğrendiği takdirde, bu tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeyi feshedebileceği veya prim farkı isteyebileceği düzenlemesi yapıldığı, risk analiz raporu düzenlenirken binadaki deprem güçlendirme çalışmaları ve çatıdaki tadilat nedeni ile riskin gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu, bunun da sigortacı tarafından basiretli bir tacir olarak bilinmesi gerektiği ve poliçenin de bu şartlara uygun olarak düzenlenmesinin bekleneceği, kaldı ki davacı tarafça bir önceki yıla göre % 40 oranında fazla bir primle sigorta poliçesinin düzenlendiği, bunun nedeninin de sigortacı tarafından bilindiği üzere riskin fazla olmasından kaynaklandığı iddiasının sigortacı tarafından aksinin kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında taraflar arasında yapılan poliçenin özel şartlar ikinci maddesinde dahili su ile, üçüncü maddesinde bulunan sel ve su baskınının teminat kapsamında olduğu, risk analiz raporunun gösterdiği üzere binadaki deprem güçlendirme çalışmaları ve çatı tadilat faaliyetinin devam ettiği sırada sigorta sözleşmesinin düzenlendiği, sigortacı tarafından bu şartlar bilinerek sigorta poliçesinin yapıldığı, deprem güçlendirme faaliyetleri veya binadaki çatı tadilatından kaynaklanacak hasarların teminat kapsamında olmayacağın ilişkin bilginin aydınlatma yükümlülüğüne aykırı olacak şekilde sigortalıya bildirilmediği, iş yerine sızan suların yangın sigortası genel şartlar dahili su klozu teminat dışındaki haller ikinci maddesinde belirtilen durumda meydana geldiğinin davalı … tarafından kanıtlanamadığı, davacının binada kiracı olarak, bina maliki tarafından yaptırılan inşaat ve çatı çalışmalarına müdahale etmesinin somut olayda mümkün olmadığı, ıslah dilekçesindeki talebin zaman aşımına uğradığı, ekspertiz raporunda belirtilen hasar bedelinin talep edilebilir nitelikte bulunduğu anlaşılmakla, tahkim komisyonu itiraz hakem heyetinin bu hususlara aykırı olarak sigortalının başvurusunun reddine dair kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmadığı ve başvurunun kabulü gerektiği anlaşıldığından, istinaf başvurusunun bu nedenlerle kabulü ile 353/1.b.2 maddesi uyarınca itiraz hakem heyeti kararının kaldırılmasına, dosyanın gereği için mahkemesine iadesine, karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜNE,
2- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/2918 D.İş Esas, 2017/2918 D.İş Karar sayılı dosyasında saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince verilen 01.06.2017- 2017/İHK-1911 sayılı İtiraz Hakem Heyeti kararının 6100 sayılı HMK.nun 353/1b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, dosyanın gereği için Mahkemesine iadesine,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 bendi ile aynı yasanın 361/a maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/06/2018