Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1809 E. 2018/904 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1809 Esas
KARAR NO : 2018/904
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2017
NUMARASI : 2015/522 Esas 2017/680 Karar
DAVA: TAZMİNAT (RÜCUEN TAZMİNAT)
KARAR TARİHİ: 23/05/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete 522926312 numaralı yangın sigorta poliçesi ile sigortalı …. A.Ş. nin … Köyü …. Mevkii …. Mah. …. Cad. No:…. .. adresinde faaliyet gösteren deposunda 19/05/2013 tarihinde yangın söndürme tesisasındaki springlerin patlaması sonucu dahili su hasarı gerçekleştiğini ve sigortalının raflarında bulunan emtiaların vs. unsurları ıslanmak suretiyle hasarlandığını, 2 numaralı davalının kiraya veren bina maliki tarafından yaptırılan yangın söndürme tesisatındaki sprinlerin patlamasına neden olduğunu, 2 nolu davalı tarafından üretilmiş ve ithal edilmiş olması nedeniyle de 1 numaralı davalıda müvekkili şirkete sözleşmeye aykırılık ve haksız fiil hükümleri gereğince sorumlu olduğundan bahisle toplam 86.999,00 TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 08/10/2013 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA Davalı … Merkezi …. İstanbul Merkez Şubesi vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak davalı şirketin 24/03/2014 günü kurulduğunu, bu tarihten önce meydana gelen davaya konu hasar ile davalı arasında bir bağ kurulmasının mümkün olmadığını, haksız fiil koşullarının oluşmadığını, yangının meydana geldiği iddia olunan springlerle müvekkilinin bir ilgisinin bulunmadığını beyan etmiş, usul ve esas yönündne davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. Ticaret A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu deponun kiracı … A.Ş.’e tesliminden yaklaşık 12 yıl sonra 19/05/2013 tarihinde tavan kısmından yangın söndürme tesisatından aktığı tahmin edilen su sonucu kiracının bir takım malları hasara uğradığını, kiracının zarar gördüğünü, tavandan akan su sonucu hasarın meydana geldiğine ilişkin herhangi bir şüphenin olmadığını ancak tavandan akan suyun yangın söndürme sistemindeki bir springlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda kesin bir açıklığa kavuşmadığını, zira davacının sunduğu uzman raporuna göre uzman incelemesi hasarın meydana geldiği günden üç gün sonra yapıldığını, davacının haksız ve geçersiz davasının zamanaşımı ve esasa dair nedenle davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2015/522 Esas, 2017/680 Karar sayılı ilamında özetle, davanın reddine, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 08.08.2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete sigortalı … mağazasında yangın söndürme sisteminin patladığı, davalı …. maliki ve diğer davaılı …. A.Ş nin yangın sisteminin imalatçısı olduğu, TBK 301 maddesi gereğince malikin kiralananı kullanıma uygun bir halde bulundurmakla yükümlü olduğu, TBK 69.maddesinde de yapı malikinin, binanın fena yapımı ve kötü muhafazası sonucu oluşan zarardan kusursuz olarak sorumlu olduğu, bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu hususu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, TTK nın 1472 maddesi uyarınca davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet verdiği iddia edilen davalılardan rücuen tahsiline ilişkindir. Davacı sigorta şirketi, meydana gelen hasar nedeniyle sigortalısına ödemiş olduğu hasar bedelini, malik olması sıfatı ile davalı …, patlayan yangın sisteminin imalatçısı sıfatı ile de, diger davalı …. A.Ş’den, hasarın meydana gelmesinde kusurlu ve sorumlu oldukları iddiasıyla rücuan tahsilini talep etmektedir. Dosya kapsamına göre, davalının sigortalısı ile davalılardan …. arasında kira sözleşmesi bulunduğu, sigortalının kiracı olarak bulunduğu binada, yangın sisteminin patlaması sonucu sızan sulardan dolayı sigortalının hasara uğradığı, hasar bedelinin davacı tarafça sigortalıya ödendiği ve davacı tarafından bina maliki … TBK 301 maddesi uyarınca kiralananı kullanıma uygun bir şekilde teslim etmediği, diğer davalı …. A.Ş nin de imalatçısı olduğu yangın sisteminin ayıplı olduğu ve bu nedenle her ikisinin de hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduklarını idda ederek, hasarın davalılardan tazminini talep ettiği, her iki davalının da hasarın meydana gelmesinde kendilerine yüklenecek bir kusurun bulunmadığını ileri sürdükleri, mahkemece davalılara izafe edilecek kusur bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık sigortalının uğradığı hasarın meydana gelmesinde …. bina maliki ve kiralayan olarak, … A.Ş’ nin patlayan yangın sisteminin imalatçısı olarak kusurlu olup olmadıkları hususundadır. Mahkemece 22/11/2016 tarihli rapor alınmış raporda özetle; sigortalı …. A.Ş ‘ nin depo olarak kullandığı davalı …. ait taşınmazda mevcut yangın sistemi olan …. başlıklarından birinin patlaması sonrucu taşan suların depodaki mallara hasar verdiği, …. başlıklarının standart aktivasyonlu olduğu ve ömrünün NFPA 25 standardına göre en az 50 yıl olması gerektiği, binanın 2000 yılında inşa edildiği ve sigortalı … 2001 yılından beri burayı kullandığı, dosyadaki bulgulara göre dava dışı … Tic .Ltd. Şti’ nin, … mağaza ve depolarında oluşan arızalara teknik destik hizmeti sağladığının anlaşıldığı, bu firmanın arızanın meydana geldiği yangın sistemi için gerekli bakım onarım ve test faaliyetlerine ait belgeleri sunmadığı ve bu nedenle hasarın meydana gelmesinde birinci sorumlunun ….. olduğu, ikincil sebebin ise gerekli bakım onarım ve test faaliyetlerinin yaptırılması ve denetiminden sorumlu, kiracı …. sorumlu olduğu, yürürlükteki yangın yönetmeliği uyarınca …ve … % 50′ şer oranda kusurlu, sigorta mevzuatı açısından da olayın sigorta poliçesi kapsamında olduğu, bina malikine sorumluluk yüklenebilmesi için zarar ile yapı eserindeki bozukluk ya da, bakımındaki eksiklik arasında uygun bir illiyet bağı gerektiği, zarara, yapım bozukluğu ve yapım eksikliği dışında ve bunların bir katkısı olmaksızın mücbir bir sebep veya 3.bir kişinin kusurundan kaynaklanan bir fiilin sebep olması halinde ise, illiyet bağı kesileceğinden malikin sorumluluğu da ortadan kalkacağı, oysa taknik incelemeye göre hasarın kiracının sorumluğunda olan kullanım esnasında tesisin bakımsızlığından kaynaklandığı, kusurun kiracı durumundaki sigortalıya ait olduğunun tespit edildiği, zararın mey- dana gelmesinde zarar ile yapı eserin arasında herhangi bir illiyet bağının bulunmadığı, yine yangın sistemi imalatçısı olan diğer davalı yönünde de sistemin yapımındaki bir eksiklik veya hatadan dolayı hasarın meydana geldiğinin de kanıtlanamadığı, yangın sisteminin imalatın- daki eksiklik ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı ve bu nedenle her iki davalıya da kusur izafe etmenin mümkün olamayacağı tespitleri yapılmıştır. İtiraz üzerine, mahkemece bu sefer makina mühendisi …. 24/03/2017 tarihli teknik bir bilirkişi raporu almış ve bu raporda kendisinden talep edilen su basması hadisesinin yangın sisteminden çıkıp çıkamayacağına dair tespite ilişkin olduğu, önceki heyet raporunda bahsi geçen hatalı imalat ya da springlerin hasar almış olduğu görüşleri doğrultusunda, en kuvvetli ihtimalin hatalı imalat ya da raporda belirtilme- miş olan elektro korozyon kimyasal hadisesini akla getirdiği ve sonuçta, su basmasının yangın sistemine ait olan springler başlığı tabir edilen mekanik parçanın fonksiyon kaybına uğraması neticesinde oluştuğu ihtimalinin kuvvetli olduğu kanaatine varıldığını belirttiği, ikinci raporda her ne kadar imalat hatası olduğu ve bu ihtimalin ilk heyet raporunda da belirtildiğinden bahsedilmiş ise de, heyet raporunda imalat hatasına ilişkin bir açıklamanın bulunmadığı, İkinci raporda bu imalat hatasından ihtimal olarak bahsedildiği ve hasar ile uygun illiyet bağının da kurulmadığı görülmüştür. Dosyada mevcut bilirkişi raporları incelendiğinde, dosya kapsamına uygun teknik olarak yeterli ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, hasar ile davalıların eylemi arasında uygun illiyet bağı kurulamadığı, bu nedenle zararın meydana gelmesinde davalılara izafe edilecek bir kusurun varlığının tespit edilemediği, bu nedenle davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan, reddine karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/522 Esas, 2017/680 Karar sayılı 11/07/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi ile aynı yasanın 361/1.a maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/05/2018