Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1799 E. 2018/1640 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1799 Esas
KARAR NO : 2018/1640
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/07/2017
NUMARASI : 2017/3009 Esas, 2017/3009 Karar
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 25/10/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Başvuru sahibi 12/10/2016 tarihli dilekçesiyle müvekkili şirketin, Beyoğlu İstanbul adresinde bulunan “…” adlı iş yerinin 12/02/2016 tarihinde meydana gelen çökme sonucunda zayi olduğunu, poliçe ile sigorta şirketine yapmış oldukları zarar taleplerinin reddedildiğini, ret gerekçesi olarak, ilgili hasarın sigortalının bitişik binasında meydana gelen çatlaklara istinaden yıkılması sonucunda sigortalı binanın da etkilenerek yıkıldığının tespit edildiğini, söz konusu hasarın geniş mekan oluşturulabilmek adına binanın taşıyıcı duvarlarının kaldırılmış olmasına istinaden ayrıca binada zamana bağlı eskime ve bakımsızlık olduğundan ve binada tüm bunlara rağmen hiç bir önlem alınmadığından ve iyileştirme yapılmadığından meydana geldiğini belirtilerek dosyanın teminat dışı olarak değerlendirildiğinin ifade edildiğini, müvekkili şirkete sigorta ödemesinin yapılmayacağının bildirildiğini, müvekkiline ait işyerinin bulunduğu binanın değil de yıkılmaya sebebiyet veren komşu binanın ihmalinden müvekkilini cezalandıran bu ret kararını kabul etmediklerini, ilgili adreste bulunan binaların halen ayakta faaliyetlerine devam ediyor iken iki binanın eskiyerek yıkıldığı iddiasının doğru olması halinde Beyoğlu semtinde tüm binaların yıkılmakta olduğu ve bu nedenle boşaltılıyor olması gerektiğini, ilk yıkılan binanın otel kısmında turistlerin ikamet etmekte olduğunu, olay mahali olan sokakta Şubat 2016 ‘dan bu yana tüm binaların günlük hayatına devam ettiğini, diğer yandan sigorta şirketinin bölgedeki binaların eski ve yıkılmaya yüz tutmuş olmasını iddia ediyor ise, TTK 1438. Maddesi çerçevesinde bu gerçeğin kendisi tarafından biliniyor olmasını beklemek gerektiğini, sigorta poliçesinde yer alan kazı sonucu yer kaymasına her bir hasar ödenecek tazminat tutarı üzerinden %10 tenzili muhafiyet uygulanacağı, karakoldaki ifade tutanaklarından bu mahalde Beyoğlu Belediyesinin yol kazı çalışmalarının olduğunu, zaten çökme esnasında sigorta eksperleri derneği çalışanlarının da ufak yaralanmalar yaşadığını, olayda ilk yıkılan komşu bina içinde ciddi inşaat işlerinin yapılmakta olduğunu, …unvanlı iş yerinden bina kolonlarını azaltan çalışmalar yapıldığı ve günler öncesinden bu restaurant binalarında çatlamalar oluştuğu bunu saklamak ve yok etmek için olay günü inşa faaliyetlerine gelen kişilerin içeri alınmayarak kapalı olduklarını belirtip faciaya yol açacak gerçek bilgilerin saklandığını basın ve medya kanalıyla teyit edildiğini, kamera kayıtları çözümlendiğinde ise olaydan iki gün öncesinden … isimli işyeri çalışanlarının işyerine inşaat malzemeleri taşıdıkları ve yoğun bir inşaatçı şahıs giriş çıkışlarının yapıldığının açık şekilde tespit edildiğini, iş yerlerinin olduğu binanın yan parselde bulunan binanın yıkılması esnasında etkilendiğini, kopan parçaların sigorta iş yeri duvarına çarpması sonrasında binanın zarar gördüğünü, belediye itfaaiye müdürlüğünce sigortalı iş yerinin bağlı bulunduğu işletmenin kullanılamaz ve tehlike arz ettiği gerekçesiyle yıkılması sonucu eşya ve dekorasyon dahil bütün teminat kapsamında olan malların yok olduğunu, poliçe niteliğine bakıldığında sadece yangın sigorta poliçesi olmadığını, geniş kapsamlı bir paket poliçesi olduğunun anlaşıldığını, poliçede emtia demirbaş ve dekorasyonun teminata dair edildiğini, olay tarihinden hemen öncesinde …Sokak da yol çalışması yapan Beyoğlu Belediyesinin bu olay vuku bulduktan sonra her iki binanın yağmur yağışları nedeniyle yıkıldığına ilişkin tespitlerinin bilimsellikten uzak olduğunu, söz konusu binanın ister yer kayması sonucu çöksün ister ise nedensiz şekilde çöksün teminat dışında olduğunun açıkça belirtilmediğini iddia ederek, 12/02/2016 tarihinde … Beyoğlu /İstanbul adresinde meydana gelen çökme zararı sonucunda müvekkiline ait … Restaurant ünvanlı iş yerinin tamamen zayi olması ve poliçe ile yaptıkları zarar taleplerinin red edilmesi nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 6100 Sayılı HMK 107.maddesine göre belirlenecek sigorta tazminatının sonradan artırılmak üzere, sovtaj imkanı olmadığı sigortacı tarafından da fiilen tespit edilmiş olup gerçek zarar miktarı bilirkişi incelemesi neticesinde belirleneceği için şimdilik 16.000,00 TL maddi zararın, sigortalı işletmenin yıkılması üzerine mevcut müşterilerinin kaybedilmemesi için diğer işletme olan … Restaurant ‘a yapılan ek iyileştirme / genişletme maliyeti olan şimdilik 25.000,00 TL’lik alternatif iş yeri masrafları olmak üzere toplam 41.000,00 TL ‘nin 12/02/2016 temerrüd tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesine talep etmiştir.
CEVAP :
Sigorta şirketi vekili, sigortalı şirkete ait bulunan iş yerinin müvekkili şirket nezdinde 21/05/2015 – 21/05/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Süper Kobim Paket Poliçesi ile emtia için 65.000,00 TL, demirbaş için 235.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere teminat altına alındığını, hasar ihbarı üzerine hasar dosyasının açıldığını, ekspertiz raporu doğrultusunda sigortalı iş yerinde meydana gelen hasarın genel ve özel şartlar uyarınca teminat kapsamında bulunmadığının tespit edildiğini ve başvuru sahibine yazılı olarak bildirdiğini, ekspertiz raporunda, basından ve çevreden edinilen bilgilere göre oldukça eski olan yapıların zamana bağlı eskime ve bakımsızlık sonucunda taşıyıcı sistemlerinde sıkıntılar oluştuğunu, hiç bir önlem iyileştirme yapılmadığı gözlenen binaların kendiliğinden yıkıldığını, önce yıkılan 14 nolu binanın bitişik durumda olan sigortalının bulunduğu 16 nolu binanın da yıkılmasına neden olduğunun öğrenildiği şeklinde değerlendirme yapıldığını ve meydana gelen olayın poliçe teminat kapsamı dışında olduğunun müvekkili şirkete bildirildiğini, 14 nolu binanın yıkılmasının 16 nolu sigortalının bulunduğu binanın da yıkılmasına ana etken olmadığını, yangın sigortası genel şartlarının B.2 maddesinde sigortalının yükümlülüklerinin düzenlendiğini, sigortalının sözleşme ile temin olunan rizikoların gerçekleşmesinde zararı önlemeye azaltmaya ve hafifletmeye yarayacak önlemleri almakla yükümlü olduğunu, sigortalı iş yerinin bulunduğu yerde sigortalının hiç bir şekilde önlem almadığının açık olduğunu savunarak başvuru sahibinin haksız ve mesnetsiz talebinin reddini istemiştir.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM KARARI :
Hakem heyeti 29/03/2017 tarih ve K-2017/12119 karar sayılı kararı ile; başvuru sahibinin kiracı olduğu binanın çökmesi sonucu başvuru sahibine ait iş yerinin içindeki eşyalar ile birlikte tamamen zayi olması nedeniyle başvuru sahibinin herhangi bir zararının olup olmadığı, bir zarar doğmuş ise sigorta poliçesi kapsamında teminata dahil olup olmadığı ve zararın ne kadar olduğu noktalarında uyuşmazlığın toplandığını, poliçede ek teminatlar arasında kazı sonucu yer kayması klozonun bulunduğu ve buna göre sigortalı bina çevresinde yapılan kazılar sonucunda meydana gelecek yer kayması ve toprak çökmesinden dolayı oluşan zararların sigorta başlangıç tarihinde devam eden ya da planlanan kazılar hariç olmak üzere teminata dahil edildiği, davalı … şirketine hitaben hazırlanan ekspertiz raporunda, demirbaş için 512.395,18 TL zararın sigortalı tarafından gönderilmiş liste ve kısmen faturalar üzerinden hesaplandığını, komple yıkılmış ve enkaz altında kalmış olduğundan kontrol olanağı olmadığı ancak benzer işletmelerde bulunabilecek oranda demirbaş olduğu kabulü ile uygun bulunduğu, emtia için 165.925,45 TL zararın sigortalı tarafından gönderilmiş liste ve kısmen faturalar üzerinden hesaplandığı, komple yıkılmış ve enkaz altında kalmış olduğundan kontrol olanağı olmadığı, ancak benzer işletmelerde bulunabilecek oranda demirbaş olduğu kabülünün uygun bulunduğunun belirtildiği, tüm bu bilgiler birlikte değerlendirildiğinde bizzat davalı … şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz raporunda demirbaş, dekorasyon için sigorta bedelleri çerçevesinde tespit edilen tutarın %15 eskime düşüldükten sonra 199.750,00 TL olduğu, emtia için ise 65.000,00TL olmak üzere toplam 264.750,00 TL tespit edildiği, zarar miktarının uygun bulunduğu, poliçe bedelleri doğrultusunda davalı … şirketinin sorumlu olacağı miktarların tespit edildiği, sigorta şirketinin zarar miktarına herhangi bir itirazının bulunmadığını, binanın çökme sebebine bağlı olarak talebin teminat dışı kabul edildiğinin ekspertiz raporunda belirtildiği, başvuru sahibine ait işyerinde herhangi bir tadilatın olmadığı, davalı … şirketinin bu konuda herhangi bir iddiasının bulunmadığı göz önüne alındığında, bitişik binada yapılan tadilat sebebiyle başvuru sahibi şirketin sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olacağı bu nedenle davalı … şirketinin bu yönde savunmalarının dinlenemeyeceği kanaatine varıldığı, binanın eski olmasının ve iyileştirme yapılmamış olsa dahi bu nedenle doğabilecek bir sorumluluğun kiracı olarak bulunan başvuru sahibi şirketin yüklenemeyeceğinin açık olduğunu, kaldı ki taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesi imzalanırken davalı … şirketi tarafından binanın yaşı, fiziki durumunun bilindiği bu nedenle binanın eski olması gerekçesine dayanılarak talebin teminat dışı kabul edilmiş olmasının haklı görülmediği, poliçenin geniş kapsamlı paket poliçesi niteliğinde olduğu, poliçede emtia demirbaş, dekorasyonun teminata dahil edildiği, alternatif iş yeri masraflarının ek teminat olarak belirlendiğinin görüldüğü, aynı poliçenin ek teminatlar kısmında kazı sonucu yer kayması klozonun bulunduğu buna göre sigortalı bina çevresinde yapılan kazılar sonucunda meydana gelecek yer kayması ve toprak çökmesinden meydana gelen zararların sigorta başlangıç tarihinde devam eden ya da planlanan kazılar hariç olmak üzere teminata dahil edildiğinin anlaşıldığını ayrıca davalı … şirketinin teminat dışı olarak kabul etmiş olduğu halin poliçede açıkça teminat dışında sayıldığına ilişkin bir hükmünde bulunmadığı, söz konusu riskin teminat kapsamında olduğunun kabul edildiği, davalı … şirketi tarafından alınan ekspertiz raporunda başvuru sahibi şirketin tüm zararlarının tespit edilmiş olduğu, davalı … şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu miktarlarında açıkça belirlendiği, buna göre %15 eskime bedeli düşüldükten sonra davalı … şirketinin 199.750,00 TL tutardan sorumlu olduğu, başvuran tarafın emtia için 165.925,45TL tutarında zararının oluştuğu, poliçeye göre emtia için 65.000,00TL teminat belirlendiği ve davalı … şirketinin bu bedelden sorumlu olduğu, alternatif iş yeri masrafı için poliçe ek teminat olarak kloz düzenlendiği ve 25.000,00 TL teminat belirlendiği, davalı … şirketinin bu bedelden sorumlu olduğu gerekçesiyle talep ile bağlılık ilkesi gereğince başvuru sahibinin talebinin kabulü ile 16.000,00TL maddi zarar, 25,000.00 TL alternatif iş yeri masrafı olmak üzere toplam 41.000,00 TL bedelin 04/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte sigorta şirketinden tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiştir.
UYUŞMAZLIK HAKEM KARARINA İTİRAZ: Sigorta şirketi tarafından, sigorta tahkim komisyonu uyuşmazlık hakem kararına karşı itiraz edilmiştir.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ KARARI:
İtiraz Hakem Heyetinin 11/06/2017 tarih, 2017/İHK-2046 sayılı kararı ile uyuşmazlık hakem heyeti kararında, poliçede öngörülen rizikonun poliçe teminatında olduğunu kabul etmek gerektiği aynı hukuki gerekçe ile alternatif iş yeri masrafına ilişkin davacı zararının binanın yıkılması halinde teminat dışında kaldığı poliçede açıkça belirtilmediği için bu zararında poliçe kapsamında teminat altında olduğu, aksi yöndeki davalı itirazının reddi gerektiği, davalı tarafın davacı lehine hükmedilen ücreti vekaletin sigortacılık kanunu gereğince AAÜT göre hesaplanan tutarın 1/5 olması gerektiği gerekçesiyle de karara itiraz ettiği, Avukatlık Kanunun 169.maddesi gereğince yine 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunun 30/17 maddesi gereğince talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücretinin A.A.Ü.T belirlenen vekalet ücretinin 1/5 şeklinde olduğu, hukuki yardımın sonlandığı tarihte yürürlükteki A.A.Ü.T ve 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun 30/17.maddesi dikkate alınarak talebi kabul edilen davacı yararına tam vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceğinden aynı yöndeki uyuşmazlık hakem heyeti kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle uyuşmazlık hakem heyeti tarafından verilen karara karşı davalı tarafın yapmış olduğu itirazların reddine, ilgili kararın aynen infazı temin amacıyla aynı şekilde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … şirketi vekili tarafından; sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetine karşı yasal süre içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri olarak; başvuru sahibi tarafından talep edilen hasarın poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, sigortalıya bu durumun yazıyla bildirildiğini, ekspertiz raporunda belirtildiği üzere meydana gelen hasarın geniş mekan oluşturabilmek adına binanın taşıyıcı duvarlarının kaldırılmış olmasına istinaden ve ayrıca binada zamana bağlı eskime ve bakımsızlık olduğundan tüm bunlara rağmen hiç bir önlem ve iyileştirme yapılmadığından meydana geldiğini ve binanın kendi kendine yıkılması sonucu oluştuğundan poliçe teminat kapsamı dışında olduğunun tespit edildiğini, 14 nolu binanın yıkılmasının başlı başına 16 nolu sigortalının bulunduğu binanın da yıkılmasının ana etken olmadığını, eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu, keşif, bilirkişi vb hiç bir incelemenin yapılmadığını, geçici nitelikte bir iş yeri için yapacağı makul masrafların dahil edildiğini, her bir hasarda ödenecek azami tazminatın poliçede belirtilen toplam sigorta bedelinin %10’u ve azami 25.000,00 TL ile sınırlı olacağını, avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, başvuru sahibi lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu iddia ederek kararın bozulmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, “Süper Kobim Paket Sigorta Poliçesi” kapsamında hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, başvuran şirket ile sigorta şirketi arasında, başlangıç tarihi 21/05/2015, bitiş tarihi 21/05/2016 olan Süper Kobim Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiği, poliçenin teminatları arasında yer kayması hasarının da yer aldığı, ek teminatlar arasında ise alternatif iş yeri masraflarının da yer aldığı ayrıca poliçede kazı sonucu yer kayması klozunun bulunduğu, söz konusu klozdan sigortalı bina çevresinde yapılan kazılar sonucunda meydana gelecek yer kayması veya toprak çökmesinden meydana gelen zararların sigorta başlangıç tarihinde devam eden ya da planlanan kazılar hariç olmak üzere teminata dahil edildiğinin belirtildiği, bu teminat kapsamında meydana gelebilecek her bir hasarda ödenecek tazminat tutarı üzerinden %10 tenzili muafiyet uygulanacağına yer verildiği, emtia sigorta bedelinin 65.000,00 TL, alternatif iş yeri masrafı için teminat bedelinin 25.000,00 TL olduğu, sigortalının davacı şirket olduğu, iş yerinin faaliyet konusunun restaurant, kafe, lokanta olduğu, davalı … şirketi adına düzenlenen 12/04/2016 tarihli ekspertiz raporunda hasar tarihinin 12/02/2016 tarihli olduğu, sigortalının tarafından gönderilen liste ve kısmen faturalar üzerinden sigorta değerinin hesaplandığı, binanın komple yıkılmış ve enkaz altında kalmış olduğundan kontrol olanağının olamadığının belirtildiği ancak benzer işletmelerde bulunabilecek oranda demirbaş olduğunun kabulü ile uygun bulunduğunun ifade edildiği, sonuç olarak demirbaş, dekorasyon ve diğer hasar bedellerinin toplam 512.395,18 TL olduğu, aşkın sigortanın bulunduğu sigorta değer hesabına göre emtia hasar bedelinin 165.925,45 TL olduğu, beyana göre olayın Beyoğlu İstanbul adresinde bulunan Kallavi isimli işletmenin 12/02/2016 tarihinde bitişiğindeki binanın yıkılması sonucu oluştuğu, bahse konu işletmenin 24 yıllık bir mazisinin olduğu, bu adreste 11 yıldır hizmet verdiği, işletmenin yaklaşık 3 katta hizmet vermekte olduğu, girişin restaurant olarak kullanıldığı, yıkılmadan önce halihazırda faaliyet gösteren bahse konu işletmenin faaliyeti için zorunlu olan demirbaşların yıkım ile beraber enkaz altında kalıp yok olduğu, itfaiye raporunda iki adet binanın her ikisininde üst katlarında tamamen giriş katların ise kısmen yıkılmış olduğunun görüldüğünün belirtildiği, sonuç olarak demirbaş, dekorasyon, emtia nedeniyle uğranılan zarar miktarının tespit sonucunda 264.750,00 TL olarak tespit edildiği, demirbaş ve dekorasyon bedelleri üzerinden %15 eskimenin düşüldüğünün ifade edildiğini, aynı tespitte sigortalının toplam talebinin 678.320,63 TL olarak gösterildiği, sonuç ve kanaatler bölümünde ise oldukça eski olan yapıların zamana bağlı eskime ve bakımsızlık sonucunda taşıyıcı sistemlerinde sıkıntıların oluştuğu, hiç bir önlem ve iyileştirme yapılmadığı gözlenen binaların kendiliğinden yıkıldığı, önce yıkılan 14 nolu binanın bitişik durumda olan 16 nolu sigortalının bulunduğu binanın da yıkılmasına neden olduğunun öğrenildiği, bu haliyle mevcut poliçeye konu bir hasarın tespit edilemediği belirtilerek teminat dışı olarak değerlendirildiği ve ekspertiz raporunda ise davalı … şirketinin sigortalı başvuranın talebin reddetmesi üzerine iş bu tahkim başvurusunun gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesi, meydana gelen çökme olayı ile ilgili bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık meydana gelen hasarın ve hasar bedelinin sigorta poliçesi kapsamında olup olmadığı ve tahkim heyetinin eksik inceleme yapıp yapmadığı ile başvuran lehine hükmedilen vekalet ücretinin 1/5 oranında olup olmaması gerektiğine ilişkindir.
Sigorta Tahkim Komisyonu davalı … şirketi adına düzenlenen ve davalı … şirketi tarafından hasar bedeli talebine ret gerekçesi olarak gösterilen ekspertiz raporundaki tespit ve belirlemelere göre hüküm tesis etmiştir. Karar verilirken ekspertiz raporundaki başvuran sigortalının beyan ettiği, demirbaş, emtia ve diğer hasar miktarları esas alınmamış aksine sigorta şirketinin kendi tespit etmiş olduğu hasar miktarları esas alınmıştır. Davalı … şirketi tarafından tahkim yargılaması aşamasında ekspertiz raporuna karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığı gibi ayrıca keşfen inceleme sonucu bilirkişi raporu alınması da talep edilmemiştir. 6100 Sayılı HMK.nın 357/1. Sonuncu cümlesinde ilk dereceli mahkemede ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği yeni delillere dayanılamayacağı, Bölge Adliye Mahkemesinde yapılamayacak işlemler arasında sayılmıştır. Bu nedenle davalı … şirketinin özellikle hakem heyetinin karara esas aldığı tespitler sigorta ekspertiz raporundaki tespitler olduğundan eksik incelemeye dayalı olarak iddia ettiği istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Başvuru ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK.nın 1409.maddesinde, sigortacının sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatının dışında kaldığının ispat yükünün sigortacıya ait olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda, sigortacı meydana gelen çökme olayının ve meydana gelen hasarın sigorta poliçesi kapsamı dışında olduğunu iddia etmiş ise de, ekspertiz raporu ve tüm dosya kapsamındaki delil ve bilgiler ile poliçe kapsamı itibariyle meydana gelen hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu ispatlayamamıştır. Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklanan hakem kararlarında da söz konusu rizikonun teminat kapsamı dahilinde olduğu gerekçeleriyle ifade edilmiştir.
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Kanununda yer alan A.A.Ü.T genel hükümlerinin 17. Maddesinde, tahkimde ve sigorta tahkim komisyonunda ücret düzenlenmiş ikinci fıkrada sigorta tahkim komisyonlarının tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin esas alınmak ve 03/06/2007 tarihli ve 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunundaki 1/5 orana uyulmak kaydıyla tarifenin 3. Kısmına göre Avukatlık ücretine hükmedileceği ancak hükmedilen ücretin kabul ve red edilen miktarı geçemeyeceği düzenlenmiştir. 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunun 30/17. Fıkrasında, talebi kısmen ya da tamamen red edilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücretinin A.A.Ü.T belirlenen vekalet ücretinin 1/5 olacağı belirtilmiştir. Sigortacılıkta tahkime ilişkin yönetmeliğin 16/13. Fıkrasında ise 19/01/2016 tarihli resmi gazetede yayımlanan düzenleme ile tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekalet ücretinin her iki taraf içinde A.A.Ü.T ‘de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekalet ücretinin 1/5 olduğu ifade edilmiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2016/64 Esas, 2016/1453 Karar ve 15/02/2016 tarihli emsal ilamında, 6327 Sayılı kanunla sigortacılık Kanununa eklenen 30/17 fıkrası uyarınca talebi kısmen ya da tamamen red edilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücretinin A.A.Ü.T ‘de belirlenen vekalet ücretinin 1/5 olacağının öngörüldüğü, madde hükmünde söz konusu olan talebin tahkim yargılamasında karşılıklı yer alan uyuşmazlık taraflarının talepleri olduğu, uyuşmazlığın dolayısıyla maddedeki “talebi red olunanlar” ifadesinin hem sigorta sözleşmesinde menfaat sağlayanların hem de risk üstlenen kuruluş ve güvence hesabını ifade ettiği, tahkimle uyuşmazlığın taraflarından her birinin hakemden kendi lehine hüküm kurulmasını istedikleri, diğer bir ifadeyle sigorta sözleşmesiyle menfaat sağlayanların kendi lehine ancak risk üstlenen kuruluş ve güvence hesabına hüküm kurulmasını talep ederken risk üstlenen kuruluş ve güvence hesabının da haksız olduğu iddiasıyla karşı tarafın talebin red edilerek kendi lehine hüküm kurulmasını talep ettiği, bu noktada maddede geçen red edilen kavramının sadece davacı konumundaki sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayanlara yönelik olmadığı, diğer taraftan A.A.Ü.T’de belirlenen vekalet ücretinin 1/5 olması ve hükmedilecek vekalet ücretinin her iki yan bakımından göz önüne alınması gereken bir ücret olduğu, bu nedenle karşı yan lehine belirlenen avukatlık ücretinin 1/5 ‘ine hükmedilmesi gerekirken tamamına hükmedilmesinin doğru olmadığı belirtilerek karar bozulmuştur.
Davalı … şirketinin bir diğer istinaf talebi başvuran yararına fazla vekalet ücreti takdir edildiğine ilişkindir. Somut olayda başvuranın talebi tamamen hüküm altına alınmıştır. Hakem heyeti tarafından hakem kararının 5/3. Bendinde başvuru sahibi lehine A.A.Ü.T uyarınca hesap ve takdir edilen vekalet ücretinin sigorta şirketinden tahsili ile başvuran şirkete ödenmesine şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Bu kabul şekline göre özellikle itiraz hakem heyeti kararında ayrıntılı şekilde belirtilen A.A.Ü.T ve Sigortacılık Kanunu ile Yargıtay İçtihatları itibariyle istemin tamamen kabul edilmiş olması da gözetilerek hükmedilen vekalet ücreti yerinde olup buna ilişkin istinaf başvurusu yerinde kabul edilmemiştir.
6102 Sayılı TTK.nın 3.maddesinde ticari işler tarif edilmiş ve maddede, bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu ifade edilmiştir. Sigorta hukuku ise TTK.da düzenlenmiştir. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun ve diğer düzenlenmeler kapsamında her iki tarafında tacir olduğu işlerde hakem heyeti tarafından kabul edilen tazminata avans faizi işletilmesinde herhangi bir kanuna aykırılık görülmemiş ve davalı sigortalı şirketinin buna ilişkin istinaf başvurusu yerinde kabul edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu meydana gelen hasara neden olan olayın sigorta poliçesi kapsamında olduğunu kabul ederek, hasar bedelini davalı … şirketi adına düzenlenen ekspertiz raporuna göre belirleyen ve mevcut kanunlara göre hüküm tesis eden hakem heyeti kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı … şirketinin istinaf nedenlerinin ise yukarıda gerekçelendirilen hususlar ve özellikle sigorta poliçesi kapsamında yerinde olmadığı kanaatine varılarak davalının istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/3009 D.İş Esas, 2017/3009 D.İş Karar ve 07/07/2017 tarihli kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 11/06/2017 tarih ve 2017/İHK-2046 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunması nedeniyle davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b -1 bendi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcı ile 98,10 TL istinaf yolu başvuru harcı olmak üzere toplam 153,30 TL harcın davalı tarafından dosyaya yatırılan harçtan mahsubuna, bakiye harcın talebi halinde ve karar kesinleştiğinde davalı tarafa iadesine,
3- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunun 30/12. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25