Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1788 E. 2018/885 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1788 Esas
KARAR NO : 2018/885
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2017
NUMARASI : 2015/881 2017/549
DAVANIN KONUSU : KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN İHRAÇ KARARININ
İPTALİ
KARAR TARİHİ : 23/05/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı Kooperatif Yönetim Kurulunun 23.07.2011/271 sayılı kararı ile davalı Kooperatife ortak olduğunu, aynı Yönetim Kurulu Kararı ile müvekkiline kooperatifçe İstanbul Arnavutköy .. parselde kain ..:5 dairenin tamamının 24.07.2010 tarihli ortaklık senedi ile toplam 40.000,00 TL sabit bedelle tahsis edildiğini, davalı kooperatif vekilinin Eyüp (.. Noterliği kanalıyla gönderdiği, 07.07.2015 tarihli ve .. ycv. nolu ihtarnamesinde, 31.03.2015 tarihi itibariyle 1.800,00-TL tutarındaki borcunu ödememiş olması gerekçesiyle alınan 02.07.2015/741 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile kooperatif ortaklığından çıkarılmış olduğunun bildirildiğini, davalı Kooperatif Yönetim Kurulu davalı kooperatifi temsil ve ilzama yetkili olmadığından 02.07.2015/741 nolu Yönetim Kurulu Kararının batıl olduğunu, kooperatif yönetiminin 1081 adet konut yapması gerekirken ortak yerleri meskene çevirdiğini, bu şekilde meskene çevrilen yerlerin ortak kaydı yapılmaksızın 600 adedinin vatandaşa satıldığını, 14.06.2015 tarihli genel kurul toplantısında üretilecek konut sayısı, ortak sayısı, mevcut ortak sayısı, toplantı nisabı ve karar nisabının toplantı tutanağında belirtilmediğini, 14.06.2015 tarihli genel kurul Hazirun cetvelinde bulunan ortak sayısının (380) gerçeği yansıtmadığını, davalı kooperatifin tarafına gönderdiği 07.07.2015 tarihli ve 10271 yevmiye nolu ihtarnamede “sabit fiyatla bağımsız bölüm satın aldığından, satış bedelinden ve sözleşmenin feshinden” söz edildiğini, davalı kooperatifte 24.07.2010 tarihinden bu yana ortak olduğundan, davalı kooperatif yönetim kurulu kararında belirtilen mezkur gerekçenin yasa, sözleşme ve objektif iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını, 14.06.2015 tarihli genel kurul kararlarının iptali konusunda açtığı İstanbul 14. ATM’nin 2015/744 E.sayılı dava sonucunun beklenmesi gerektiğini, 14.06.2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptali halinde, kanunen yetkisiz olacak yönetim kurulu üyeleri tarafından alınan 02.07.2015/741 sayılı ortaklıktan çıkartıldığıma dair kararın da otomatikman yok sayılacağını, 14.06.2015 tarihli genel kurul kararının iptali için dava açmış olması sebebiyle kooperatif yönetim kurulu üyeleri ile aralarında husumet bulunduğunu, davalı kooperatifçe üretilen konutlara iskan alınmasının mümkün olmadığını, imar hukukuna, ruhsata, onaylı projesine, imar durumuna aykırı imalatlar nedeniyle Yapı Denetim firmasının bile istifa ettiğini, davalı kooperatifin, kendisiyle benzer durumdaki ortaklar hakkında borçlu ve borçlarını ödemediği gerekçesiyle ortaklıktan çıkarma kararı almadığını, davalı kooperatif vekili tarafından kendisine Eyüp (…). Noterliği kanalı ile 13.04.2015 tarihli ve …yevmiye sayılı, 22.05.2015 tarihli ve … yevmiye sayılı, 07.07.2015 tarihli ve … yevmiye sayılı (3) adet ihtarname keşide edildiğini, 13.04.2015 ve 22.05.2015 tarihli İhtarnamelerde; “sözleşmenin feshi” ifadesinin; 07.07.2015 tarihli ihtarnamede ise: “sözleşmenin feshi ve ortaklıktan çıkarma” ifadesinin kullanılmış olduğunu, bu ihtarnamelerde “sözleşmenin feshinden” bahisle, ihtarnamede “ortaklıktan çıkarma” kararının verildiği şeklindeki kooperatif yönetiminin ortaklıktan çıkarıldığına dair irade beyanının kooperatifler hukukuna tamamen aykırı olduğunu, Usul ve Esas hükümlere uygun ihtarname keşide edilmemiş olmakla İrade bütünlüğü bulunmadığını, İhtarnamelerin metin kısmında da sözleşmeden bahsedildiğini, Kooperatif üyeliğinden ve üyelikten Çıkarmadan bahsedilmemiş olduğunu, tarafına Keşide edilen 13.04.2015 tarihli İhtarnamede Kooperatifler yasasında yer almayan (10) gün süre verildiğini, 22.05.2015 tarihli İhtarname İle (30) gün süre verilmiş ve bu iki ihtarnamede de Kooperatif üyeliğinden çıkarma ihtar vc ikazindan bahsedilmediğini, davalı kooperatifçe gönderilen 07.07.2015 tarihli ihtarnamede ise; sözleşmenin feshedildiği ve Kooperatif Üyeliğinden Çıkarma Kararı verildiğinin belirtilmiş bulunduğunu, çekilen ihtarnamelerin usul hükümlerine ve şeklî şartlara uygun olmadığını, önceden Üyelikten Çıkarma ihtimaline ilişkin usulüne uygun ihtar ve ikaz yapılmadığını, Üyelikten Çıkarma kararının Kanuna aykırı olduğunu, İhtarname ekinde bulunan Vekaletnameye göre; Kooperatif Vekili olarak görev yapan ve ihtarnamelere imza attığı beyan edilen Av. …’nın Yönetim Kurulunun vekili olmadığını; İhtarnamenin keşide edildiği tarihlerde görevli olan Yönetim Kurulundan vekaletname alınmadığını; görev süresi sona ermiş bulunan yani uzun süre önce görev yapmış bulunan … ve … tarafından Kooperatif adına vekaletname verilmiş olduğunu, Av. …’nın Kooperatif Vekili olmadığını, çok önceye ait olan vekaletnamenin geçersiz olduğunu ve bu nedenle de ihtarnamelerin, Kooperatif Tüzel Kişiliğinin iradesini yansıtmadığını keşide edilen ihtarnamelerin hükümsüz olduğunu, davalı kooperatife sabit bedel esasına göre 24.07.2010 tarihinde ortak kaydı yapıldığından İhtarnamelerde belirtilen 1.300,00-TL borçlu bulunduğuna ilişkin Kooperatif Hesaplaması vc İradesinin gerçeği yansıtmadığını, her türlü tazminat ve dava hakkı ile Savcılık Şikayet hakkının saklı kalmak kaydı ile Davalı Kooperatif Yönetim Kurulunun 02.07.2015/741 sayılı Kooperatif ortaklığından çıkarılması hakkındaki kararının iptaline, ortak kaydının yeniden yapılmasına yada var ise ortaklık kaydının geçerliliğinin devamına, dava masraflarının davalı tarafa viikletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; Davacı …’un, 24.07.2010 tarihinde Müvekkili kooperatife ortak olduğunu, Ortak olduğu sırada kooperatifçe 24.07.2010 tarihli ortaklık Senedi düzenlenerek kendisine verildiğini, davacı, kooperatife ortak olduktan bir süre sonra Kooperatif genel kurulunun almış olduğu karar doğrultusunda Kooperatif adına kayıtlı, İstanbul, …numaralı bağımsız bölümün 56.500,00 TL sabit fiyatla kendisine satılmasını, 24.07.2010 ve 25.12.2011 arasında yaptığı ödemelerin (30.700,00-TL) peşinata sayılmasını istediğini, bahsi geçen bağımsız bölümün 30.700 TL. si peşinat, kalan 25.800,00-TL. ise 2012 Şubatından başlamak üzere aylık 600,00-TL. sabit taksitle ve toplam 56.500,00-TL. sabit fiyatla 25.12.2011 tarihinde davacıya tahsis ve teslim edildiğini, tarihten beri taşınmaz davacı tarafından kullanıldığını, davacı …, 2014 yılı sonuna kadar ödemelerini yapmış olduğu tarihten sonra ödemelerini yapmamaya başladığını, 2015 yılı Ocak ayı için 600,00-TL. Şubat ayı için 600,00-TL. ve Mart ayı için ödemesi gereken 600,00-TL. olmak üzere 31.03.2015 tarihi itibari ile birikmiş 1.800.TL borcunu ödemediğini, borçlunun ödemelerini yapmamakta ısrar etmesi karşısında kooperatifler kanunu ve ana sözleşme doğrultusunda işlem tesis edilmesi zorunluluğu doğduğunu, Kooperatif yönetim kurulunun 10.04.2015/721 sayılı kararı ile birikmiş borçlarını (1.800,00 TL) 10 gün içinde ödenmesi için ihtarname keşide edilmesine karar verildiğini, Karar doğrultusunda Eyüp (…). Noterliğinden 13.03.2015/..yevmiyeli (1). İhtarname keşide edilerek 31.03.2015 tarihi itibari ile birikmiş 1.800 TL borcun 10 gün içinde ödenmesinin istendiğini, İhtarname 17.04.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, Davacı ihtarnameye karşı Gaziosmanpaşa (8), Noterliğinden 24.04.2015/11162 yevmiye ile vermiş olduğu cevapta ihtarname gereklerine uymayacağını bildirdiğini, Davacının birikmiş borçlarını ödememekte direnmesi üzerine Kooperatif yönetim kurulunca 21.05.2015/730 sayılı kararı ile 31.03.2015 tarihi itibari ile birikmiş 1.800.TL borcun ödenmesi için 30 gün ödeme süreli 2. İhtarname tebliğine karar verildiğini, Karar doğrultusunda 31.03.2015 tarihi itibari ile birikmiş 1.800.TL borcun 30 gün içinde ödenmesi Eyüp (..). Noterliğinden keşide edilen 22.05.2015… yevmiyeli ihtarname ile davacıya bildirildiğini, 30 gün ödeme süreli ihtarname 29.05.2015 tarihinde bizzat davacıya tebliğ edildiğini, İhtarname ile verilen 30 günlük süre içinde davacı yine birikmiş borçlarını 1.800,00 TL ödemediğini, Gaziosmanpaşa (..). Noterliğinden 03.06.2015/.. yevmiye ile vermiş olduğu cevapta ödemeye yanaşmayacağını bildirdiğini, davacının birikmiş borçlarını verilen süre içinde Ödememekte direnmesi karşısında kooperatif yönetim kurulunun 02.07.2015/741 sayılı kararı ile … ile kooperatif arasındaki sözleşmenin feshine ve ödemelerini yapmayan …’un Kooperatif ortaklığından çıkarılmasına karar verildiğini, Karar Eyüp (..). Noterliğinin 07.07.2015/10271 yevmiyeli ihtarnamesi ekinde davacıya tebliğ edildiğini, Davacının ödemeyi taahhüt ettiği 56.500,00-TL tutarındaki borcunun 31.12,2014 tarihi itibariyle 51.700,00-TL lık kısmını ödediği, 31.03.2015 tarihi itibariyle anapara borç bakiyesinin (56.700,00-51.700,00=) 4.800,00-TL olduğunu, bu borcun 1.800,00-TL lık kısmının 31.03.2015 tarihi itibariyle muaccel hale geldiğini, konutunu 15.12.2011 tarihinde teslim alan ve konutunda oturmaya başlayan davacının muaccel hale gelmiş 1.800,00-TL. tutarındaki borcunu ödememiş olduğunu, borcunu gününde ödemeyen kooperatif ortağı hakkında ihraç kararı verilmesinin yasa ve sözleşme gereği olduğunu, 1,800,00-TL tutarındaki borcunu kooperatife ödemeyen davacının iyiniyetli sayılamayacağını, davacının kooperatif ortaklığından çıkarılmasına dair 02.07.2015/741 sayılı Yönetim Kurulu Kararının yasa, sözleşme ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olmadığını, kararda imzası bulunan Yönetim Kurulu Üyelerinin kooperatifi temsil ve ilzama yetkili olmadıklarına dair davacı iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, öne sürerek hukuki mesnedi bulunmayan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; davanın kabulüne, davalı kooperatifin 02/07/2015 tarih, 741 sayılı davacının kooperatif üyeliğinden çıkarılmasına dair yönetim kurulu kararının iptaline,
karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf taleplerinde;
1-Münhasıran mahkemeye ait bulunan hukuki değerlendirme yetkisinin bilirkişi heyetine tevdi edilerek adeta yargılama yetkisinin bilirkişilere devredildiğini, raporda tarafların iddia ve savunmalarında yer almayan değerlendirmeler yapıldığını,
2-Mahkemece kalan borç miktarının cüzi bir miktar olması ve davalı kooperatifin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemiş olması sebebiyle davacının iyi niyetli sayılamayacağının iddia edemeyeceği şeklindeki gerekçenin de gerçeklerden uzak olduğunu, davacının kalan borcunun da 1.800.-TL değil, 5.050.-TL olduğunu, davalının ticaret şirketi değil, kooperatif olduğunu, yükümlülüklerini yerine getirebilmesinin ortakların ödemelerini eksiksiz yapmalarına bağlı olduğunu,
3-Mahkemece davacının ortaklıktan çıkarılması kararının ana sözleşmenin 14/5.maddesine aykırı olduğu gerekçe gösterilerek ortaklıktan çıkarma kararırın iptaline karar verildiğini, oysa bahsi geçen maddenin konu ile hiçbir ilgisi olmadığını,
4-Mahkemece 31.03.2015 tarihi itibari ile bakiye borcun 1.800.-TL olduğu, aradan geçen 4-5 yıl sonra konutun davacının elinden alınmak istenmesinin yasa, ana sözleşme ve iyi niyet kurarlarına aykırı olduğu şeklindeki bilirkişi görüşü esas alınarak hüküm kurulduğunu, ödeme yapmayan ortağın ortaklıktan çıkarılmasına karar verilebilmesi için bir alt limit söz konusu olmadığını, ayrıca davacının bakiye borcunun da 1.800.-TL değil 5.050.TL olduğunu.
5-TMK.nun 2.maddesi kapsamında iyi niyet değerlendirmesine gelince, davacı ve arkadaşlarının kooperatifi durmadan şikayet ettiklerini, tüm genel kurulların iptali için davalar açtıklarını, yöneticiler hata yapsa bile kooperatifin iyi niyetli olmadığını ileri sürmenin yanlış olduğunu, huzurdaki olayda davacının kendisine tahsisli yerin enkaz olduğunu ileri sürmekle beraber kooperatifte ortak olarak kalmakta ısrar ettiğini, belediye ile sorun olduğu gerekçesiyle hiç bir ortağın ödeme yapmaması halinde kooperatifin dağılacağını, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf dilekçesi davacı vekiline 14/08/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 21/08/2017 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; davalı kooperatifin inşası kısmen tamamlanan ancak baştan itibaren inşaat projesine aykırılık teşkil eden inşaatın bir kısım eksikliklerle teslim ettiğini fakat imar izni alamadığını, inşaatı tamamlanan konutların imara aykırılığının giderilmesinin de hukuken mümkün olmadığını, davalının ayıplı ifası ve taahhütlerinin yerine getirmemesine rağmen ciddi miktarlarda ödeme yapıldığını, davalı kooperatif ticari defterleri ile borç/alacak ilişkisini izlemesi gereken muavin defter kayıtlarını ibraz etmediğini, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere Yönetim Kurulunun davaya konu çıkarma kararı kooperatif hukuku mevzuatına ve Kooperatif Ana Sözleşmesinin 14. Maddesinin 2. Fıkrasına aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının yerinde olduğundan istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davalı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, Kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğu, 25/12/2011 tarihli taahhütnameye (sözleşmeye) göre …5 nolu konutu 30.700,00.-TL peşin, 25.800,00.-TL Şubat-2012 ödemeli ve kalanı aylık 600,00.-TL eşit taksitler halinde ödenmesi hususunda anlaşıldığı, davacının Ocak-Şubat-Mart/2015 taksitlerinin toplam tutarı olan 1.800,00.-TL’yi ödemediği zira dava dilekçesinde ödeme yapıldığı konusunda bir iddiasının olmadığı, bunun üzerine davalı kooperatifçe 13/04/2015 ve 31/03/2015 tarihinde yasaya uygun iki ihtarname düzenlenerek tebliğ edildiği, borcun yine ödenmemesi üzerine kooperatif yönetim kurulunun 02/07/2015 Tarih ve 741 sayılı kararı ile davacı üyenin ihracına karar verildiği ve kararın 07/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, huzurdaki davanın da 3 aylık hak düşürücü sere dolmadan 07/09/2015 tarihinde açıldığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sorun; kooperatifin (imar sorunlarını halen çözememiş olmasından kaynaklı) kat mülkiyetine geçilememesi nedeniyle davacının 25/12/2011 tarihinden beri oturduğu ancak halen taksitleri devam eden konuta ilişkin kalan borcunu ifa etmekten imtina edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Kooperatif üyelerinin hak ve sorumlulukları 1163 sayılı Kooperatifler kanununun 18.ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, kooperatif üyesi davacının 25/12/2011 tarihli taahhütnameye (sözleşmeye) göre yüklendiği sorumlulukları yerine getirmek zorundadır. Davalı kooperatifin bir takım imar sorunları nedeniyle kat mülkiyetine geçememiş olması bu sorumlulukların yerine getirilmesine engel teşkil etmeyeceği gibi neden olarak da ileri sürülemez. Davalı Kooperatif alacağını icra yoluyla her zaman tahsil edebilme imkanına sahiptir. Ödenmeyen aidat, borç vb.sebeplerle kooperatif üyesinin ortaklıktan çıkarılması da başka bir yol olmakla beraber, ilk derece mahkemesince; hüküm vermeye elverişli, denetime açık kabul edilen bilirkişi raporuna dayanılarak, 24/10/2010 tarihli ortaklık senedi ile davacıya tahsis edilerek 25/12/2011 tarihinde teslim edilen 56.500 TL sabit bedelli konuta karşılık davacıdan 31/03/2015 tarihi itibariyle toplam borcun %96’sına tekabül eden 51.700,00.-TL tahsil edildiği, en son konut bedelinden bakiye 1.800,00 TL borçlu olduğu gerekçesiyle alınan yönetim kurulu kararının konutun tahsis tarihinden itibaren 5 ve teslim tarihinden itibaren 4 yıl geçtikten sonra davacının elinden geri alınmasına yönelik bir kararın yasa, sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/05/2018