Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1784 E. 2018/836 K. 09.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1784 Esas
KARAR NO : 2018/836
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/06/2017
NUMARASI : 2015/1324 Esas 2017/456 Karar
DAVA : KOOPERATİFİN FESİH VE TASFİYESİ – İHYA
KARAR TARİHİ : 09/05/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; 16/08/1995 yılında kurulan davalı kooperatifin 10/05/2012 tarihli Genel Kurulda tasfiye kararı aldığını, ancak tasfiyenin gerçekleştirilemediğini, davacı bakanlığın Kocaeli İl Müdürlüğü ile davalı kooperatif ortakları ile yapılan görüşmelerde 2010 yılından sonra ekonomik sıkıntılar nedeniyle bir faaliyette bulunulmadığını, 2012 yılındaki genel kurulda ise bundan sonra herhangi bir faaliyette bulunulmayacağına ilişkin karar alındığının belirtildiğini, 2012 yılından bu yana Genel Kurul toplantısı yapılmadığını, TTK 529 ve 530 maddeleri ile Kooperatifler Kanununun 98, 81/2, 4, 6 ve 7. fıkralarına ve ana sözleşmeye göre dağılma sebeplerinin oluştuğunu, kooperatifin kanuni organlarının teşekkül etmediğini ve artık amacına ulaşma imkanının kalmadığını belirterek davalı kooperatifin feshine ve tasfiye heyeti atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Dosyaya savunma dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2015/1324 Esas, 2017/456 Karar, sayılı kararında özetle;
Davalı S.S.Karapınar Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi aleyhine açılan davada, davalı kooperatifin sicilden terkin edilmiş olmakla tüzel kişiliği bulunmadığından pasif husumet ehliyeti bulunmamakla kooperatif aleyhine açılan davanın usul yönünden reddine,
-Davalı Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan S.S.Karapınar Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin ihyası istemli olarak açılan davanın kabulü ile;
-Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünün Karamürsel/771 sicil numarasına kayıtlı Sınırlı Sorumlu Karapınar Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin ihyasına,
-Kooperatife tasfiye memuru olarak 52903541166 TC Kimlik numaralı SMMM Nazir Esirci’nin atanmasına,
-Tasfiye memuruna aylık 750,00-TL ücret ödenmesine, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 21/07/2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Mahkemece taleplerinin kabulü ile kooperatifin ihyasına, tasfiye memuruna aylık 750.00 TL ücret takdirine karar verildiği ancak tasfiye memuruna takdir edilen ücretin hangi tarafça ödeneceği konusunda hüküm kurulmadığı, hükmün bu hali ile açık olmadığı,
2-Öte yandan müvekkili kuruma bu giderlerin de yükletilme- mesi gerektiği, usulünce tasfiye ve terkin işlemi yapmayarak davanın açılmasına sebebiyet veren Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Kooperatif yönetim kurulu ve denetleme kurulu üyelerinin yargılama giderleri ile tasfiye giderlerinden sorumlu olmaları gerektiği,
3-Tasfiye giderlerinin ve tasfiye memurunun ücretinin 1163 sayılı yasanın 81.maddesi ile 6100 sayılı HMK nın 323.maddesine göre tasfiye giderleri ve tasfiye memuru ücretinin yargılama gideri olarak sayılması gerekirken mahkemece bu konuda karar verilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğu, tasfiye giderlerinin davacı üzerinde bırakılamayacağı hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava, sicilden terkin edilen kooperatifin ihyası istemine ilişkindir.
Davacı vekili önce 17/12/2015 tarihli dava dilekçesi ile davalı kooperatif aleyhine kooperatifin feshi ve kooperatife tasfiye heyeti atanması talepli dava açmış daha sonra 11/10/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile dava sırasında, kooperatifin davadan önce Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünce, Ticaret Sicilinden resen terkin edildiğini öğrendiklerini, bu durumda kooperatifin tüzel kişiliğinin sona erdiğini fakat tasfiye işlemlerinin gerektiği gibi tamamlanmadığı, zira davalı kooperatifin … Bankası nezdinde borcu bulunduğu, buna göre kooperatifin usulsüz olarak tasfiye ve terkin edildiğini belirtilerek kooperatif ile beraber Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünü de davaya dahil ederek ıslah dilekçesi sunmuştur.
Mahkemece, Ticaret Sicil Müdürlüğünden kayıt ve belgeler getirtilmiş, kooperatife ilişkin kayıtlar getirtilmiş, ve kayıt ve belgelere göre tasfiyesi istenen kooperatifin kredi borçlarının bulunduğu, kooperatifin usulünce tasfiye edilmeden, sicilden terkin edildiği, dosya kapsamına göre davacı Bakanlığın bütçesine konan ödenekten tahsis edilen kredinin kooperatifi hesabına açılan hesaba gönderildiği görülmektedir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 98. Maddesi delaletiyle TTK’ya uygun tasfiyenin yapılmaması nedeniyle, tüzel kişilik, ticaret sicilinden silinse dahi, kooperatifin tüzel kişiliği sona ermemektedir, zira tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlanması gerekmekte olup, kooperatifin tüzel kişiliğinin yeniden ihyası amacı ile kooperatif tasfiye kurulu ile ticaret siciline karşı dava açılmalıdır.
Somut olayda dava konusu kooperatif, resen terkin edildiğinden, tasfiye memuru atanmadığı ve tasfiyenin yapılmadığı, öte yandan halen davalı kooperatif hakkında … Bankasına olan borçlarından dolayı derdest icra takibi bulunduğu ve bu nedenle kooperatifin ihyası gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda mahkemece, davalı kooperatif hakkında açılan davanın usul yönünden reddine, davalı Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan S.S. Karapınar Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin ihyası istemli olarak açılan davanın kabulüne, kooperatifin ihyasına, kooperatife tasfiye memuru atanmasına, ve tasfiye memuruna aylık 750.00 TL ücret verilmesine şeklinde verdiği karar doğrudur.
Dava, sicilden terkin edilen kooperatifin ihyası istemine ilişkin olup, bu tür davalarda, Ticaret Sicil Memurluğu yasal hasım konumunda olup, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden, davalılardan Ticaret Sicil Memurluğu’nun yargılama gideri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacaktır.
Öte yandan, kooperatifin ihyasına yönelik davanın açılmasına davacı tarafça sebebiyet verilmediğinden, tasfiye masrafı niteliğindeki tasfiye memuru ücretide davacıya yükletilemeyecektir.
Bu yönden dosya incelendiğinde, davalı kooperatifin, TTK geçici 7.1.d maddesi gereğince, sebebi ne olursa olsun, aralıksız son beş yıla ait genel kurul toplantıları yapılamayan anonim şirketle ve kooperatifler kapsamında olması nedeniyle sicilden resen terkin edildiği, kredi borcu olmasına rağmen, son 5 yıla ait genel kurulları yapmamakla resen sicilden terkine ve sonuçta bu davanın açılmasına davalı kooperatifin sebebiyet verdiğinin kabulü gerektiği, kaldı ki, tasfiye ücreti, tasfiye masrafı olarak tasfiye sırasında davalı kooperatifin malvarlığından karşılanacağı, mevzuatın ve uygulamanın bu yönde olduğu, somut olayda, mahkemece hüküm altına alınan tasfiye memuru ücretininde, diğer tasfiye masrafları gibi tasfiyesi yapılacak kooperatiften karşılanacağının açık olduğu, bu konuda ayrıca bir belirleme yapılmasına gerek bulunmadığı, bu bağlamda mahkeme kararında bir eksikliğin söz konusu olmadığı, sonuçta davacı vekilinin istinaf başvurusu yapmakta hukuki yararından söz edilemeyeceği anlaşıldığından, davacı vekilinin hukuki yararı bulunmadığının istinaf başvurusunun HMK 353.1.a.4 ve 114.1.h maddesi gereğince kesin olarak reddine karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 2015/1324 Esas 2017/456 Karar ve 13/06/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.4 ve 114.1.h bendi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına ,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.4 maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 09/05/2018