Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1764 E. 2018/877 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1764 Esas
KARAR NO : 2018/877
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2017
NUMARASI : 2016/740 Esas 2017/381 Karar
DAVANIN KONUSU : KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN İHRAÇ KARARININ
İPTALİ
KARAR TARİHİ : 16/05/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı kooperatifin genel kurulca tasfiye ve ferdileşme kararı alınmadan dağıtılma yoluna gidildiğini, bir kısım üyelerin çıkartılarak onlar çağrılmadan yapılan hesaplama ile genel kurul yapıldığını, bu durumun toplantı nisabına aykırı olduğunu, ferdileşme sözleşmesini imzalayıp aldığı krediyi kooperatife veren, böylece kendisine konu tahsis edilen üyelerin kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olarak üyelikten çıkartılmaları sebebiyle kalan ortak mevcudunun, kooperatifin tüm üye sayısıymış gibi esas alınarak üye ve toplantı sayısının belirlenmesinin ana sözleşme, kanun ve hukuka aykırı ve batıl olduğunu ve alınacak tüm kararlar ile oluşturacağı kurulların geçersiz olduğunu, müvekkilinin eşine kura sonucu konutunun verildiğini, ancak üyeler arasındaki anlaşma ve kooperatif oluru ile dairelerin değiştiğini, ancak kasıtlı olarak müvekkilinin tapusunun verilmediğini, müvekkilince ödenen aidat toplamının 43.267,00-TL olduğunu, dairenin değerinin 83.603,00-TL olarak güncelleştirildiğini ve müvekkiline ihtar çekilmeden 40.337,00-TL fark istendiğini, müvekkilince ödenmeyip 300,00-TL aidat ödenmeye devam edildiğini, kooperatif tarafından yazı ile müvekkilinden 53.451,00-TL istenildiğini belirterek ihraç kararının ve güncelleştirme, ferdileştirme kararları ile günümüze kadar yapılmış ve yapılacak genel kurul kararlarının, yönetim ve denetim kurulu kararlarının iptaline karar verilmesini, 2011 yılına ait 26/06/2011 günlü genel kurul toplantı tutanağının ve alınan kararların ve ona göre teşekkül olunan kurulların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın süresinde açılmadığı, olağan genel kurulda alınan kararların yasa ve ana sözleşmeye uygun olduğu, davacının mali yükümlülüklerini yerine getirmediği, ihtar tarihi itibariyle borcunun 53.451,22-TL olduğu, iki ihtarname gönderilmesine rağmen mali yükümlülüğünü yerine getirmeyen üyenin, 21/02/2013 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyelikten ihraç edildiği savunmaları ile davanın reddi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2016/740 Esas, 2017/381 Karar sayılı kararında özetle;
1-Davacı tarafından 26/06/2011 tarihli genel kurul kararının iptaline yönelik olarak açılan davanın, dava konusu edilen genel kurulun Kocaeli 2. Ticaret Mahkemesinin 2011/2 esas – 2013/338 karar sayı ve 24/12/2013 tarihli karar ile yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmiş olduğu, bu kararın 17/12/2015 tarihinde kesinleştiği görüldüğünden belirtilen genel kurul kararının iptaline yönelik davanın konusu kalmadığından genel kurul kararının iptali yönünden açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının davalı kooperatif ortaklığından ihraç edilmesine ilişkin 21/02/2013 tarihli yönetim kurulu kararında kanun ve ana sözleşmeye aykırılık bulunmadığından ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının iptaline ilişkin davanın reddine, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 28/06/2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Usulüne uygun teşekkül etmediğini, kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olan yönetim kurulunun ihraç kararı tesis edemeyeceği, yönetim kurulunun davaya konu ihraç karar tarihinin 21/02/2013 tarihli olduğu, bu kararı alan yönetim kurulunun 26/06/2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında seçildiği, 26/06/2011 tarihli genel kurulda alınan kararların ( dolayısı ile yönetim kurulu oluşturulması/seçilmesi kararının ) yoklukla malul olduğu hususunun aşamalardan geçerek kesinleşen mahkemenin 2011/2 sayılı dosyası ile sabit olduğu,
2-2007 yılından sonra yapılan genel kurul toplantılarının bila istisna tamamının mahkeme kararları ile iptal edilmesine rağmen, kooperatifi eline geçiren bir zümrenin aynı şekilde, toplantı yeter sayısı sağlamadan toplantılar yaptığı, ve usulsüz bir şekilde karar yeter sayısı olmadan kendilerini yönetici seçtirerek kooperatifi usulsüz şekilde yönettikleri, bu bağlamda 2007 yılı genel kuru, 2008 yılı genel kurulu 26/06/2011 tarihinde yapılan 2009-2010 yılı genel kurulu kararlarının mahkemece iptal edildiği, 22/06/2014 tarihinde yapılan 2011-2012-2013 yılı genel kurul kararında alınan kararların iptali için Kocaeli 1. ATM’nin 2014/1202 E. Sayılı dosyasında kararların yoklukla malul olduğunun tespiti yapıldığı gerekçeli kararın henüz yazılmadığı,
3-Yerel mahkemenin gerekçesinde herhangi hukuki bir izahın bulunmadığı, müvekkili davacıya toplamda 4 kez, birinci ihtar ve 4 kez ikinci ihtarın tebliğ edildiği, 31/10/2011 tarihli son ihtarnameden yaklaşık 17 ay sonra 21/02/2013 tarihinde ihraç kararı verildiği, kararın bu yönden de usulüne uygun olmadığı, müvekkili davacının ihtarnamelerde gösterildiği kadar borcu bulunmadığı, davacıdan talep ve tahsil edilmek istenen gecikme cezasının kaynağının ne olduğu, hangi oranlar üzerinden ve hangi vadelerden ibaret talep edildiğinin belli olmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali ile kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemlerinden ibarettir.
Yönetim Kurulunun 21.02.2013 tarih ve 1024 sayılı kararı ile, davacının da içinde bulunduğu 7 (yedi) kooperatif üyesi, kooperatife olan borçlarını ödememeleri gerekçesi ile üyelikten çıkarılmalarına karar verildiği, ihraç kararının davacıya Noter vasıtasıyla tebliğ edildiği, davacının kanunda belirtilen 3 aylık süre içinde ihraç kararının iptali için bu davayı açtığı, davalı kooperatif tarafından davacıya iki ayrı ihtar gönderildiği ve her bir ihtarda borcun 1 ay içinde ödenmesinin istendiği görülmektedir.
Davacının, ihraç kararına gerekçe olan Genel Kurul Kararının toplantı ve karar sayısı sağlanmadan yapılması nedeniyle alınan kararların batıl olduğunu, alınacak tüm kararlar ile oluşturacağı kurulların alacağı kararlarında geçersiz olduğunu ileri sürdüğü, davalının, davanın süresinde açılmadığı, olağan genel kurulda alınan kararların yasa ve ana sözleşmeye uygun olduğu, davanın reddi gerektiğini savunduğu, mahkemece, davacı tarafından 26/06/2011 tarihli genel kurul kararının iptaline yönelik olarak açılan davanın, dava konusu edilen genel kurulun Kocaeli 2. Ticaret Mahkemesinin 2011/2 esas – 2013/338 karar sayı ve 24/12/2013 tarihli karar ile yoklukla malul olduğunun tespitine karar verildiği, bu kararın 17/12/2015 tarihinde kesinleştiği, belirtilen genel kurul kararının iptaline yönelik davanın konusu kalmadığından genel kurul kararının iptali yönünden açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının davalı kooperatif ortaklığından ihraç edilmesine ilişkin 21/02/2013 tarihli yönetim kurulu kararında, kanun ve ana sözleşmeye aykırılık bulunmadığından ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre davalı kooperatifin 26/06/2011 tarihli Kooperatif Genel Kurulu Kararlarının Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/2 Esas – 2013/338 sayılı kararı ile iptal edildiği, kararın 01/12/2014 tarihinde Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiği, aynı mahkeme kararında ” davacının bu genel kurul toplantı tutanağının ve genel kurulda alınan kararların ve buna göre kuruşmuş yönetim, denetim vs. kurullarında iptaline karar verilmesini istemiş ise de, iptal edilen genel kurulda alınan kararlar yoklukla malul olduğundan bu konuda iptal kararının verilmesine yer olmadığına” dair karar verildiği, bu karara göre bu mahkemece iptal edilen ve dava konusu ihraç kararını veren yönetim kurulunun teşkiline dair kararın yoklukla malul olduğu tespitinin yapıldığı görülmektedir,
Dosya kapsamına göre davacının üyelikten ihracına ilişkin yönetim kurulu kararının 21/02/2013 tarihli olduğu, bu kararı veren yönetim kurulunun iptal edilen ve kararları yoklukla malul olan 26/06/2011 tarihli genel kurul kararı ile seçildiği anlaşılmaktadır.
Kaldı ki dosyaya sunulan mahkeme kararlarına göre, aynı kooperatif hakkında, 29/06/2008 tarihinden sonra yapılan bütün genel kurul toplantılarının iptali yönünde dava açıldığı ve tüm genel kurul toplantılarının iptaline karar verildiği, bu kararların bir kısmının, Yargıtay’da halen temyiz incelemesinde olduğu, bir kısım iptal davasının derdest olduğu, incelemesi yapılan bu dosya konusu ihraç kararını veren yönetim kurulunun seçildiği genel kurul iptaline ilişkin mahkeme kararın ise kesinleştiği görülmek- tedir.
Bu durumda 26/06/2011 tarihli genel kurul toplantısının 7.maddesi ile oluşturulan yönetim kurulunun oluşumunun hukuksal temelinin ortadan kalktığı, zira bu yönetim kurulunun oluşumuna ilişkin genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğu, yok hükmündeki bir yönetim kurulunun üyelikten ihraç gibi bir karar vermesinin yasal olmadığı açıktır. Bu bağlamda ilk derece mahkemesinin, genel kurul seçimi sonucu göreve gelen yönetim kurulu kararlarının da hukuken geçersiz sayılamayacağı, kanunda da belirtildiği üzere, yönetim kurulunun seçimle göreve başladıktan sonra yaptıkları tüm işlemlerin, verilen tüm kararlar iptal edilinceye kadar geçerli olduğu gerekçesininde, yukarıdaki açıklamalar ışığında hukuksal bir dayanağı bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında,mahkemece hükmün birinci fıkrasında 26/06/2011 tarihli genel kurul kararının iptaline yönelik dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karara ilişkin istinaf bulunmadığından, kararın bu kısmının kesinleştiği, ihraç kararının iptaline ilişkin davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesince verilen kararın ise, esas ve usul yönünden hukuka uygun olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davacının kooperatif ortaklığından ihracına ilişkin 21/02/2013 tarihli yönetim kurulu kararının iptaline, karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/740 Esas, 2017/381 Karar sayılı ve 24/05/2017 tarihli kararının açıklanan sebeplerle HMK’nun 353.1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davacı tarafından 26/06/2011 tarihli genel kurul kararının iptaline yönelik olarak açılan davanın, dava konusu edilen genel kurulun Kocaeli 2. Ticaret Mahkemesinin 2011/2 esas – 2013/338 karar sayı ve 24/12/2013 tarihli karar ile yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmiş olduğu, bu kararın 17/12/2015 tarihinde kesinleştiği görüldüğünden belirtilen genel kurul kararının iptaline yönelik davanın konusu kalmadığından genel kurul kararının iptali yönünden açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davanın ortaklıktan ihraç kararının iptaline ilişkin talebinin kabulu ile davacının davalı kooperatif ortaklığından ihracına ilişkin 21/02/2013 tarihli yönetim kurulu kararının, butlanla batıl olduğundan iptaline,
5- Davanın niteliği itibariyle alınması gereken 35,90 TL maktu harçtan, dava açılırken peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile kalan 11.60 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 48,60 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti 205.60 TL ve bilirkişi ücreti 842,00 TL olmak üzere toplam 1.047,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
11-İstinaf incelemesi sırasında davacının yapmış olduğu 34,40 TL tebligat ve posta gideri ile 117,10 TL İstinaf karar harcı ve İstinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 151.50 TL’ nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde ,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay Nezdinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi . 16/05/2018