Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1758 E. 2018/876 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1758 Esas
KARAR NO : 2018/876
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2017
NUMARASI : 2014/1552 2017/189
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT (SÖZLEŞMEDEN KAYNAKLANAN)
KARAR TARİHİ : 16/05/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili 04.12.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … şirketi arasında 11/12/2013 tarihinde “TEKEL BÜFEM PAKET SİGORTA POLİÇESİ” imzalandığını ve yürürlüğe girdiğini, 15.01.2014 tarihinde, müvekki- linin işletmekte olduğu tekel büfesinde hırsızlık olayı meydana geldiğini ve bu durumun davalı … şirketine bildirildiğini, konu ile ilgili olarak 7706384 numaralı dosya açıldığını ve davalı şirketçe araştırma yapıldığını, konu ile ile ilgili olarak acglobal ekspertiz raporu tanzim edildiğini ve 6.423,90 TL zarar tespit edilerek müvekkiline gönderildiğini, ticari defterler ve vergi usul kanuna göre ibraz edilecek tüm belgeler incelendiğinde müvekkilinin zararının bundan çok daha fazla olması nedeni ile müvekkili ile sigorta şirketinin mutabık kalamadığını, davalı … şirketinin daha sonra bu bedeli de ödemeyeceğini beyanla sigorta poliçesini feshini talep ettiğini, netice olarak müvekkilinin sigorta limitinde yazılı olmasına ve hukuka uygun bir poliçenin varlığına rağmen ödeme yapmaktan kaçındığını ve iş bu davanın açılması gerektiğini, müvekkilinin hırsızlık olayı nedeni ile uğradığı maddi zararın sigorta poliçesi var olmasına rağmen karşılanmaması neden ile şimdilik 100 TL tazminine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili 21.01.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete karşı açılmış iş bu davayı hukuksal delilleri bulunmadan açılmış olması nedeniyle kabul etmenin mümkün olmadığını, işyerine giren çıkan tüm mallara ait kanuni defterlerin, faturalar sunulmadan afaki olarak tek taraflı ve çelişkili beyanlar ile müvekkili şirkete karşı bu davanın açıldığını, davaya konu işyerinin davacı sigortalı … adına açıldığını, fakat tüm beyanlarda işyerini sigortalının abisi .. . ın işlettiğinin ileri sürüldüğünü ve olaya ilişkin bilgilerinin çoğunu da … ın verdiğini, bilgileri veren … ın ise vermiş olduğu beyanların gerçeklerle uyuşmadığını, meydana geldiği ilen sürülen hırsızlık olayının tarihi olarak 15.01.2014 tarihinin belirtildiğini, davanın açıldığı tarihin ise 04.12.2014 olduğunu, meydana geldiği ileri sürülen böyle maddi kayıplı bir olayın üzerinden neredeyse 1 yıl geçtikten sonra böyle bir davanın açılmasının bile manidar olup hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2014/1552 E. 2017/189 Karar sayılı kararında özetle; açılan davanın kabulü ile, 5.839,37 TL nin ıslah tarihi olan 20.02.2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 10/07/2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Davacı tarafın uğradığı gerçek zararın tespitine yönelik ek bilgi ve belgenin ne yargılamanın başında, ne de davacı tarafça verilen itiraz dilekçesinde sunulmadığı, Bilirkişi raporlarında da davacının talep edebileceği tazminat tutarının belirlenemediği, zira davacı tarafça talep edilen meblağın resmi ya da gayrı resmi evraklarla desteklenmediğinin bilirkişi raporlarında belirtildiği,
2-TTK ve Sigorta genel şartları gereğince, sigortalı hırsızlığa maruz kalan tüm mallarının yasal dökümünü göstermeden tek taraflı afaki beyanlarla talepte bulunamayacağı, defter kayıtlarını ve hırsızlık öncesi almış olduğu malların fatura ve belgelerini ibraz etmeden talep ettiği tazminatı kabul etmenin haksız zenginleşmeye neden olacağı, hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava iş yeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Davacı taraf 15/01/2014 tarihinde iş yerinde hırsızlık meydana geldiği, hırsızlık nedeni ile ekspertiz raporunda 6.423,90 TL zarar tespiti yapıldığı, oysa zararın çok daha fazla olduğunu, müvekkili ile sigorta şirketinin mutabık kalamadığını, davalı … şirketinin ekspertiz raporunca tespit edilen miktarı da ödemeyeceğini bildirdiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 100 TL’ lik kısmi tazminat davası açmış, davalı taraf ise davacının iddiasının ticari defter ve faturalar ile benzeri belgelerle davacının iddiasını kanıtlayamadığı bu nedenle davayı kabul etmediklerini iddia etmiş, mahkemece dosyada mevcut bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın 5.839,37 TL üzerinden davanın kabulüne karar vermiştir.
Davacı ile davalı arasında 11/12/2013 -11/12/2014 vadeli Tekel Büfem paket sigorta poliçesi düzenlendiği, davacıya ait iş yerinde 15/01/2014 tarihinde hırsızlık meydana geldiği, davacının hırsızlığı hemen polise bildirdiği, iş yerinin fiili işleteni … ın 15/01/2015 tarihinde polise verdiği ifadesinde, değişik markalarda çok sayıda sigara paketinin çalındığı, tasniflerini henüz yapamadığı tahmini zararının 18.000,00 TL 20.000,00 TL arasında olduğunu beyan ettiği görülmektedir.
Sigorta poliçesine göre, hırsızlığın teminat kapsamında olduğu, sigorta poliçesinin hırsızlık kloz başlıklı bölümündü ” sigortalı yerde ekli tüm hırsızlık sigortası genel şartları hükümlerinde tanımlanmış şekilde icra olmuş hırsızlıklar ve hırsızlar tarafından verilecek tahribatlar teminata dahildir. Çalınan malların değer ve miktarlarının tespitinde, sigortalı beyanının ve sigortalının TTK ve Vergi Usul Kanunun hükümleri çerçevesinde tutmakla yükümlü olduğu her türlü ticari defter ve mali kayıtları ile şirket giriş çıkış kayıtlarının, stok kayıtlarının, KDV beyannameleri, faturaların belgelenmesi, birbiri ile ve talep tutarı ile uyumlu olması esastır” hükmünün yer aldığı, mahkememce alınan 16/03/2016 heyet bilirkişi raporunda özetle; davalı … şirketince dava konusu hırsızlık hadisesinin gerçekleşmemiş olduğu somut delillerle ispatlanmamış olduğundan, rizikonun sigorta güvencesi altında olduğu, iş yeri sahibi davacı sigortalı …ın talep ettiği tazminat tutarının mal alış ve satış faturaları ile yasal defter kayıtlarının ispat edici mahiyette olmadığı ve talep yasal kayıtlarla desteklenemediğinden, 15/01/2014 tarihinde davacının uğradığı gerçek zararın ( çalınan sigorta ve alkol tutarının ) tam ve doğru olarak tespit edilemediği, fakat davalı … şirketi tarafından düzenlettiriline 14/04/2014 tarihli hasar dosyası araştırma raporunda, sigortalının ekspertize verilen beyanları, alış faturaları, satış faturaları ve yasal defter kayıtları dikkate alınarak çalınabilecek mal değerinin tespiti için kullanılan yöntemler sonucu tespit edilen maksimum mal miktarının 6.488,18 TL olarak tespit edildiği, bu miktarın dikkate alınabileceği ve davacı tarafın poliçede kararlaştırılan muafiyetin mahsubu ile, 5.839,37 TL tazminat talep hakkının bulunduğu tespiti yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan ACGlobal tarafından düzenlenen ve yukarıda bahsi geçen14/04/2014 tarihli ekspertiz raporunda özetle; hasarın hırsızlıktan kaynaklandığı, rizikonun poliçe teminat kapsamında bulunduğu, olayın hemen ertesinde polis tarafından çekilen fotoğraflar ile iş yerindeki fiili durum incelenmesi sonucu, davacının hasarının en fazla 6.488,18 TL olabileceğini tespiti yapıldığı, bu tespitin ticari defter, fatura ya da benzeri kayıtlara göre değil, davacının beyanı, yakın bir tarihte gerçekleşen önceki hırsızlık sonucu polis tarafından çekilen fotoğraflar ile somut olaydaki hırsızlık soruşturmasında, polis tarafından çekilmiş fotoğraflar, büfenin mevcut durumu, fiziki olarak iş yerinde raflarda bulunması muhtemel içki ve sigara paketleri üzerinden, tahmini hesabına göre yapıldığının belirlendiği görülmektedir.
6098 sayılı TBK’nın 50/2 maddesinde, “….uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa, hakim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler” denmektedir.
Dosya kapsamına göre, 6100 sayılı TTK 1409. Maddesi uyarınca, meydana gelen zararın poliçe teminatı kapsamında olmadığına yönelik iddianın sigorta şirketince ispatlanamadığı, hırsızlığın taraflar arasında düzenlenen poliçe teminatı kapsamında bulunduğu, iş yerinde meydana gelen hasarın ticari defter, fatura , vergi kaydı yada benzeri resmi belgelere göre tespit edilemediği, fakat ekspertiz raporu ile meydana gelen hasarın. 6.488,18 TL olarak tespit edilebileceğinin belirtildiği, sigorta poliçesinde belirlenen muafiyet oranının uygulanması ile davacının zararının 5.839,37 TL olarak kabulü gerektiği, davacının talep miktarını 20.02.2017 tarihli dilekçesiyle ıslah ettiği, mahkemece TBK 50/2..maddesine uygun şekilde, bilirkişi raporu, ekspertiz raporu da dikkate alınarak bu yönde davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, bu nedenle davalının istinaf başvurusunun reddi gerektiği anlaşılmakla, HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan, reddine karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1552 Esas, 2017/189 Karar sayılı 30/03/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. bendi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcı ile 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı olmak üzere toplam 153,3 TL harcın davalı tarafça peşin olarak karşılanan harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye fazla harcın talep halinde iadesine,
3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. bendi ile aynı kanunun 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/05/2018