Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1756 E. 2018/1112 K. 20.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1756 Esas
KARAR NO : 2018/1112
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2016
NUMARASI : 2014/344 Esas 2016/1158 Karar
DAVANIN KONUSU : TAPU İPTALİ VE TESCİl
KARAR TARİHİ : 20/06/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrar ile, müvekkilinin kocası … ve kız kardeşi …’nun davalı kooperatife üye oldukları ve …nolu daireyi almayı kabul ettiklerini, daha sonra müvekkilinin kocası … ile kız kardeşinin iki ayrı olan üyeliklerinin birleştirilmek suretiyle bir üyeliğe dönüştürüldüğünü ve üyeliğin müvekkili …’a devredildiğini ve müvekkilinin davalı kooperatifte… nolu daireyi beğenerek seçtiğini, ancak daha sonra taşınmazdaki daire numaralarının değiştiğini ve müvekkiline zemin katta 5 nolu daireyi verdiklerini, müvekkilinin beğendiği daireyi de davalı …’a tahsis ettiklerini, yapılan bu değişiklilerin kötü niyetli olduğunu, bu nedenle dava konusu taşınmazda bulunan F/1 blok 8 nolu meskeninin müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacının, tapu kaydının iptalini talep ettiği, …’ın maliki olduğu, …nolu bağımsız bölüm, Karamürsel Tapu Sicil Müdürlüğünün 29/06/2009 tarih ve… yevmiyeli işlemi ile 3. Kişi…’a devredildiğinden dolayı, davacı vekili, 06/03/2012 tarihli dilekçesi ile, tapu iptal ve tescil davasını ıslah ederek, 115.000,00 TLnin tahsilini talep etmiş, ıslah harcını da yatırmıştır.
SAVUNMA
Davalı vekili 18/03/2009 tarihli cevap dilekçesinde özetle : Görev itirazında bulunduktan sonra eksik harcın tamamlanmasını, dava dilekçesindeki ilk 3 bendindeki açıklamalara bir diyeceği olmadığını, ancak diğer beyanlarınını maddi olaylara ve resmi belgelere aykırı olduğunu, davacının üyelik aidatı ve ara ödemelerden dolayı borcu olduğunu, borcunu ödemediğinden dolayı tapu kaydının, adına tahsis işleminden sora tescil edilemediğini, 31/10/1996 tarih …. yevmiye numaralı taahhütnamede belirlendiği şekilde … numaralı daire, davacı tarafından beğenildiğini ve bu dairenin kendisine tahsis edildiğini, daha sonra bu yerde tapu tek bir parsel haline getirilip, blok halinde inşaatların yapımına başlandığını, yeni oluşan imar durumuna göre E ve F blokların projelerinde tadilatına gidildiğini, bu iki blokun su basman seviyesinin üstünden zemin kat olarak adlandırılan kısmın, bodrum kat olarak değiştirilerek, inşa edilen bağımsız bölümlere yine aynı şekilde arsa payı ve bağımsız bölüm numaraları verilerek kat irtifakı kurulduğunu, davacı adına tahsis yapıldığı ve o tarihteki projeye göre davacıya tahsisi yapılan bağımsız bölümün 1. 5 numaralı olduğunu, su basman seviyesinden itibaren 2. Kat olduğunu, kat artışından sonra da yine su basman seviyesinden itibaren 2. Kat bağımsız bölüm sıra numaralarının zemin kattan değil de bodrum kattan verilmiş olmasından kaynaklandığını, arsa paylarında da bir eksilme olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2014/344 Esas, 2016/1158 Karar sayılı kararında özetle;
Davacı tarafından açılan davada tapu iptali ve tescil talep edildiği, yargılama sırasında davacının alacağının bedele dönüştürdüğü nazara alınarak yapılan incelemede;
Davacının, taşınmazın adına tescili isteyebilmesi için, kooperatife olan borçlarını ödemiş olması gerektiği, alınan raporlara göre davacının ödemelerinin, diğer üyelerden az olduğu, tanık beyanlarına göre de aidat borcu bulunduğu, dava tarihi itibarı ile tapu iptal ve tescil şartlarının bulunmadığı, davacının tazminat talep edebilmesi için de, kendisine teslim edilecek hiç bir daire bulunmaması gerektiği, mevcut durum itibarı ile halen kooperatif adına kayıtlı davacıya verilebilecek daire bulunduğundan, davacının halen kooperatif üyesi olduğu nazara alınarak tazminat talebinin de yasal şartları oluşmadığından TALEBİN REDDİNE, İhtiyati tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 27/03/2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Dosyada, mahkemece alınan çok sayıda bilirkişi raporu bulunduğu, bilirkişi raporlarından ilk dördüncü ve altıncı raporlarda müvekkilinin kooperatife olan herhangi bir borcunun olmadığı, 8 nolu dairenin …’ a tahsis edilmesi gerektiği, dairenin dava tarihindeki değerinin 115.000,00 TL olduğunu tespit ettiği, diger raporlarda ise bilirkişilerin, müvekkilinin eksik ödeme yaptıklarını belirttikleri ve iş bu ödemelere göre kendilerince güncelleme yaptıkları, ancak her seferinde müvekkilinin yapmış olduğu ödemeleri eksik hesapladıkları, hatta müvekkiline, 16/06/2007 tarihinde” son ödemesi sözleşme geregi borcu yoktur ” yazısını hiç dikkate almadıkları,
2-Son bilirkişi raporunda davacının 1999 yılı sonuna kadar 807.00 TL ödediğinin tesypit edildiği, oysa ekte sundukları başkan, ikinci başkan ve muhasibin imzasını taşıyan belgede ., … hakkında yazılı 05/05/1999 tarihli yönetim kurulu toplantısına göre hazırlanan belgede ( 2 üyelik birleşmiş … kooperatife devam etmiştir) ” ödemiş olduğumuz iki milyar üç yüz on milyon türk lirasından sonra, altı yüz milyon lira daha ödemeniz halinde dairenizin tüm aidatları ödenmiş sayılacakdır. Yanlız daire teslimatında iskan, elektrik, su, tapu ve çevre tanzim ücreti sizlere aittir” şeklinde ibare bulunduğu, buna rağmen son bilirkişi raporunda hangi ölçüde göer 1999 yılı sonuna kadar, müvekkilinin davalı kooperatife yaptığı ödemenin yanlızca 807,00 TL olarak hesaplandığının anlaşılamadığı, oysa müvekkilinin 1999 yılından sonra kooperatife birçok aidat daha ödediği, bilirkişi raporlarındaki eksik hesaplamalara çok defa itiraz ettikleri fakat mahkemece itirazların değerlendirilmediği,
3-Son bilirkişi raporunda haksız ve mesnetsiz olarak davacının ödemesinin diğer kooperatif ödemelerine göre % 31.63 olduğunun tespit edildiği, fakat bu raporda birçok hesaplanmayan ödenek olduğu, bu raporda da son ödemesi sözleşme gereği borcu yoktur” yazısı yine değerlendirilmediği gibi, ilgili yazının …’un kooperatife bir borcu olmadığı şekilde yorumlanması gerektiği şeklinde bir değerlendirme yapıldığını, bu durumun dahi bilirkişi heyetinin dava konusu olaydan ne kadar kopuk olduğunun göstergesi olduğunu, oysa ….. davacının eşi olup, doğaldır ki eşinin işlerini kooperatifte takip edebileceği,
4-Sonuçta ödemelerin tam olduğu buna rağmen mahkemece eksik inceleme sonucu alınan bilirkişi raporlarına göre karar verdiği, ayrıca her ne kadar davacıya kooperatifçe daire tahsis edilebileceği bu nedenle tazminat talebinin reddine dair mahkeme kararının da yanlış olduğu, zira kooperatif tarafından davacıya tahsil edilecek bir dairenin de kalmadığı, bütün dairelerin satıldığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre, kooperatif üyesi tarafından kooperatife ve dava tarihindeki 8 nolu bağımsız bölüm malikine karşı açılan, terditli olarak önce dairenin adına tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde daire değerine tekabül eden tazminat talebine ilişkindir.
Davacı tarafça önce kendisine davalı kooperatifçe .olu daire, tahsis edrilmişken taşınmazdaki daire numaralarının değiştirilmesi sonucu müvekkiline ve kendisine zemin katta 5 nolu daireyi verdikleri, tahsis edilen F Blok 1. kat 5 nolu dairenin de diğer davalı …’ a tahsis edildiği, bu değişikliğin haksız olduğu bu nedenle davalı … adına tapuya kayıtlı F 1. Blok 8 Nolu meskenin müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiş fakat daha sonra bu dairenin 3. kişiye devredilmesi nedeni ile tapu iptal ve tescil davasını ıslah ederek 115.000,00 TL nin tahsilini talep edilmiştir.
Davalı kooperatifçe, davacının üyelik aidatı ve ara ödemelerden dolayı borcu olduğu, borç ödenmediğinden dolayı kaydının tahsisten sonra tescil edileme- diği, F Blok 1. kat 5 nolu dairenin daha önce davacıya tahsis edildiği, fakat daha sonraki imar değişikliği nedeni ile kooperatif projesinde değişiklik yapılmak zorunda kalındığını, E ve F blok projelerindeki yapılan tadilat sonucu, bu iki blokun su basman seviyesinin üstünden zemin kat olarak adlandırılan kısmın bodrum kat olarak değiştirilerek daire numaralandır- masınında bodrum kattan itibaren başlatıldığı ve buna göre davacıya tahsis edilen daire birinci katta iken, bu sefer zemin kattaki 5 nolu daire olduğu, fakat arsa paylarında bir eksilme bulunmadığı, bu nedenle de davanın reddi talep edilmiştir.
Mahkemece özetle; davacının, taşınmazın adına tescili isteye- bilmesi için, kooperatife olan borçlarını ödemiş olması gerektiği, alınan raporlara göre davacının ödemelerinin, diğer üyelerden az olduğu, tanık beyanlarına göre de aidat borcu bulunduğu, dava tarihi itibarı ile tapu iptal ve tescil şartlarının bulunmadığı, davacının tazminat talep edebilmesi için de, kendisine teslim edilecek hiç bir daire bulunmaması gerektiği, mevcut durum itibarı ile halen kooperatif adına kayıtlı davacıya verilebilecek daire bulunduğundan, davacının halen kooperatif üyesi olduğu nazara alınarak tazminat talebinin de yasal şartları oluşmadığından talebin reddine, İhtiyati tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, şeklinde karar verilmiştir.
Davacının kooperatife yaptığı ödemelerin eksik olup olmadığı, davacıya kooperatifçe tahsis edilebilecek daire bulunup bulunmadığı ve bu nedenle davacını tazminat talebine ilişkin yasal şartların oluşup oluşmadığı, oluşması halinde davacıya ödenmesi gereken tazminat bulunup bulunmadığı ve miktarı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu, davacının kooperatif üyesi olduğu, daha önce kendisine tahsis edilen F Blok 1. kat 5 nolu dairenin başka bir üyeye tahsis edildiği, davacıya onun yerine başka bir daire tahsis edildiği, davacının, davayı islahtan önce kendisine tahsis edilen ve adına tescilini istediği daireninde. daha sonra adına tescil edilen diğer davalı …’ ın 3. kişiye daireyi satarak tapuda devrettiği hususlarının ise uyuşmazlık konusu olmadığı görülmektedir.
Dosya kapsamına göre proje değişikliği nedeniyle, daha önce üyelere yapılan tahsislerde de değişiklik meydana geldiği, proje değişikliğinden sonra bodrum kat ile en üst katın kazanılarak inşa edildiği, önceki projeye göre 1,2,3 nolu daireler zeminde, 4,5,6 nolu daireler 1. Katta iken, 1,2,3 nolu daireler bodrum kat, 4,5,6 nolu daireler ise zemin kat olarak değiştiği, davacının dairesinin de 5 no.lu daire olarak zemin üstü 1.katta iken, proje değişikliğinden sonra bodrum üstü zemin kat olarak değiştiği anlaşılmaktadır.
Öncelikle, kooperatiflerde, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23.madde hükmünde belirtilen, ortakların hak ve yükümlülüklerde hak ve vecibelerde eşitlik ilkesi gereğince, yapılan tahsislerde kat ve numara değişikliğinin projeye uygun olarak yapılması gerekmektedir. Mahkemece bu yönden araştırma yapılarak tüm üyelerin proje değişikliği öncesi yapılan tahsislerin, proje değişikliğine uygun ve davacı ile aynı koşullarda değişip değişmediğinin ve bu açıdan hak ve vecibelerde eşitlik prensibine uygun davranılıp davranılmadığının saptanması, sonrasında da davacıya tahsis edilen önceki ve sonraki daire arasında değer farkı oluşup oluşmadığına ilişkin bilirkişi raporlarında yapılan tespitlerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Her ne kadar mahkemece, kooperatifçe davalıya tahsis edilebilecek daire bulunduğu, bu nedenle davacının tazminat talebinde bulunamayacağı ve bu nedeenle de tazminat talebinin reddine karar verilmise de istinaf dilekçesine göre, davacıya tahsis edilebilecek bir daire kalmadığı, bütün dairelerin satıldığının ileri sürüldüğü, dosya kapsamına göre davacıya karar tarihi itibariyle tahsis edilebilecek daire bulunup bulunmadığı yönünde gerekli araştırmanın yapılmadığı görülmektedir.
Buna bağlı olarak, dosya da davacının kooperatife yapmış olduğu ödemelere ilişkin çok sayıda bilirkişi raporu alındığı, bu raporların çoğunda davacının ödemelerin tam olmadığının tespit edildiği, ayrıca 2007 yılından sonraki diğer üyeler tarafından 400 TL’şer ödeme ve aralarda toplu ödeme yapıldığı, fakat davacının bu ödemeleri yapmadığı, bu nedenle tapu iptal ve tescil talebinde bulunamayacağı sonucuna varılmış ise de, davacı tarafın davayı ıslah ederek, daire değeri olarak 115.000,00 TL’nin tahsilini talep ettiği, davacıya tahsis edilecek bir dairenin kalmamış olması halinde, davacının daire bedelini isteyebileceği, fakat, dosyada mevcut hangi bilirkişi raporuna itibar edildiğinin mahkeme kararında belirtilmediği, yine hangi hesaplamanın kabul edildiği belli olmadığı, davacının varsa eğer, kooperatife ne kadar borcu bulunduğu yönünde mahkemece bir tespitte de bulunulmadığı ve sonuçta davacının borcu tespit edilmediğinden, şartları oluşması halinde kooperatiften talep edebileceği miktarında belirlenmediği görülmektedir.
Sonuç olarak, mahkemece, öncelikle, proje değişikliğinin tüm üyelere hak ve vecibelerde eşitlik ilkesine uygun olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, davacının, değişiklik sonrası hak kaybına uğrayıp uğramadığı, davacıya eşit şartlarda eşdeğer bir daire tahsisinin mümkün olup olmadığı, kooperatife yaptığı ödeme miktarı ve kalan borcu, bunların sonucunda yargıtay uygulamasına göre talep edebileceği tazminat miktarının saptanması ve buna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK 353.1.a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıdaki eksiklikler giderildikten sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2014/344 Esas, 2016/1158 Karar sayılı 25/11/2016 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/06/2018