Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1751 E. 2018/874 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1751 Esas
KARAR NO : 2018/874
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2017
NUMARASI : 2016/1240 Esas 2017/675 Karar
DAVANIN KONUSU : GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
KARAR TARİHİ : 16/05/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile, 10/06/2012 tarihinde gerçekleşen …ı Kooperatifi Genel Kurulu’nun toplantı tutanaklarının usul ve yasaya aykırı şekilde tanzim edildiğini, genel kurul tutanaklarının, genel kurul toplantısının yapıldığı sırada her gündem maddesinin görüşüyüp karar bağlandıkça yazılıp imzalanması gerektiği tutanakların hemen imzalanması gerektiğini, tutanağın yazılması ve imzalanmasının başka bir ana ve güne bırakılamayacağını, ancak dava konusu genel kurul toplantısı esnasında, bilgisayarda yazıldığını ve tüm maddeler görüşüldükten sonra toplantı bitmesinin akabinde, bilgisayar ile üzerinde değişiklikler yapılarak tutanaktan çıktı alındığını ve imzalandığını, oysaki her gündem maddesinin ayrı ayrı görüşülüp karara bağlanmasının akabinde ortaklar tarafından imzalanması gerektiğini, toplantı tutanağına bakıldığında tüm maddelerin birden görüşülüp tutanağa imza atıldığının açıkça anlaşıldığını, kaldı ki tutanak üzerinde bir takım değişikliklerde yapıldığı için genel kurul toplantı tutanağının tam anlamıyla gerçeği yansıtmadığını davalı kooperatifin 10/06/2012 tarihinde yapılan genel kurulun gündeme bağlılık ilkesine aykırı bir şekilde gerçekleştirildiğini, zira genel kurul kararlarının Kooperatif Kanunun 43.maddesine ihlal etmek suretiyle genel kurul gündeminde mevcut olmayan maddelerin görüşülüp karara bağlandığını, huzurdaki davada gündeme eklenecek maddeler yada değişiklik hususunda davacılara hiçbi yazılı bildirimin yapılmadığını, usule aykırı olarak önerge ile eklenen gündem maddelerinin anılan maddede sayılan tahdidi durumlardan olmadığını, usule aykırı önerge ile gündeme eklenen maddede şerfiye bedellerinin toplanması ve kimlerden isteneceğine ilişkin kararlar alındığını, oysaki bu konu ile ilgili kararların örenge ile gündeme eklenilmesinin hukuken imkansız olduğunu, bu halde gündeme bağlılık ilkesinin açıkça ihlal edildiğini beyanla, davalı kooperatifin 10/06/2012 tarihli genel kurul kararlarının iptalini, genel kurul kararlarının iptali talebinin kabul edilmediği takdirde davalı tarafça gündeme bağlılık ilkesinin açıkça ihlal edilmesi nedeniyle 10/06/2012 tarihli genel kurul kararlarının 12.maddesinin iptalini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacıların genel kurul kararlarının iptalini talep edebilmesi için iptalini istediği karara muhalefet etmesi ve keyfiyeti tutanağa yazdırması gerekmekte olduğunu, yani karara muhalefet ve keyfiyetin tutanağa geçirilmesi hususlarının Yargıtay kararlarından da görüleceği üzere yasa gereği şart olduğunu, davacının hiçbir kararda red oyu kullanmadığını, üstelik hiçbir kararın sonunda tutanağa muhalefet şerhini geçirmediğini, bu nedenle genel kurul kararlarının iptalini talep etme hakkı olmadığını, davacının iddialarının tamamen hayali ve kötü niyetli olduğunu, davacının genel kurul tutanağının 12.maddesinin gündemde yer almadığını iddia ettiğini, oysaki 12.maddedeki tüm kararların 10 gündem maddesinde geçen davalı kooperatifin 2012 yılı bütçesinde öngörülen gelirle ilgili olduğunu, yasal olarak bu gelirin sadece üyelerden tahsili mümkün olduğunu, bu maddedeki tüm kararların da üyelerden tahsil edilecek bedellere ilişkin olup, bu kararların doğrudan doğruya 10.maddede geçen bütçe ile ilgili olduğunun mutlak olduğunu, genel kurulun 12 nolu kararı ile sadece bu gelirin ne koşullarda ve ne miktarlarda üyelerden tahsil edileceğinin belirlendiğini, bütçede kabul edilen gelirlerin, hayali kaynaklardan davalı kooperatife gelemeyeceğine göre, bu öngörülen gelir için tek hukuki kaynağın da üye ödemeleri olduğuna göre, parasal bu yükümlülükler için gündem dışı iddiasının hiçbir yasal dayanağı ve mantığı olmadığını beyanla, öncelikle; davacının açmış olduğu genel kurul kararının iptali davası sebebiyle, davacılara kesin süre vererek, davalının muhtemel zararlarını karşılamak amacıyla davalı üyelerin uğrayacağı 3 aylık kira kaybı tutarı olan 300.000TLden aşağı kalmayacak bir teminatın davacılarca sunulmasının istenilmesine, davacıların genel kurul kararlarına red oyu vermemiş ve muhalefetlerinin sebeplerini açıklayan şerhler vermemiş olmaları sebebiyle davacıların davasının reddine, davanın esasına girilmesi ihtimalinde de davalı genel kurul kararlarının yasa ve ana sözleşmede öngörülen usul ve hükümlere uygun olması sebebiyle davacıların davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2016/1240 Esas, 2017/675 Karar sayılı kararında özetle;
Davacının davasının Kismen Kabul – Kismen Reddi ile, davalı …Kooperatifinin 10/06/2012 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 12 nolu gündem maddesinde alınan ortaklardan şerefiye bedelinin tahsiline yönelik ve diğer bir kısım ortaklardan alınan ince işler bedeline yönelik alınacak olan aidatlara yönelik alınan 12. Maddenin İPTALİNE, diğer maddeler yönünden açılan davanın REDDİNE, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 26/07/2017 harç tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Davalı kooperatifin 10/06/2012 tarihli genel kurul toplantısının kooperatifler kanunun 45. Maddesine aykırı olarak belirtilen adresten farklı bir adresten yapıldığı,
2- Kooperatifler Kanunun 45/3 maddesine aykırı olarak genel kurulda ortakların en az 1/4 ünün hazır bulunması şartının gerçekleşmediği, ortakların vermiş oldukları yetki belgelerinin usule uygun olmadığı,
3-Genel kurul toplantı tutanaklarının usul ve yasaya aykırı şekilde tanzim edildiği, her gündem maddesinin ayrı ayrı görüşülüp karara bağlandıktan sonra imzalanması gerekirken, tüm maddelerin birden görüşülüp tutanağa imza atıldığı, bu suretle genel kurul toplantı tutanağı, üzerinde bir takım değişiklikler yapıldığı için tam anlamı ile gerçeği yansıtmadığı,
4-Dosyada mevcut 08/04/2016 tarihli bilirkişi raporu ile dava kanıtlanmış olduğundan, davanın kabulüne karar verilmiş olması gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği, hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava, kooperatif genel kurul kararınını iptali davasıdır.
Kapatılan İstanbul 32.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/163 esas 2013/9 karar sayılı 07/02/2013 tarihli kararı ile davanın, yine Kapatılan İstanbul 32.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/161 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş ve yargılamaya 2012/161 esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmuş, mahkemelerin birleşmesi sonucu Kapatılan İstanbul 32.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/161 esas sayılı dosyası mahkememize aktarılarak, mahkememizin 2014/853 esas numarasını almış, mahkememizin 2014/853 esas 14/12/2016 tarihli celse ara kararı gereğince de birleşen işbu dosyanın tefrikine karar verilerek, dosya mahkememizin 2016/1240 esas sırasına kaydı yapılmış ve yargılamaya bu dosya üzerinden devam edilmiştir.
Davacı taraf davalı kooperatifin 10/06/2012 tarihli genel kurulda alınan tüm kararların yasaya ve kooperatif ana sözleşmesine aykırı olduğu bu nedenle kararların iptali gerektiğini iddia etmiş, davalı taraf, genel kurulda alınan kararların yasa ve ana sözleşmeye uygun olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalı kooperatifin 10/06/2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan 12 nolu gündem maddesinin iptaline, diğer maddeler yönünden açılan davalar yönünden reddine karar vermiştir.
Mahkemece 04/04/2014 tarihli kök ve 17/09/2014 tarihli ek rapor alınmış, taraf itirazları üzerine farklı bir heyetten 08/04/2016 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
… ve SMMM … tarafından tanzim olunan 04/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dosyasında söz konusu genel kurul kararının iptalini gerektirecek somut bilgi ve belge bulunmadığını, ancak 12.maddesinde daha önce yapılan kura çekilişinin mahkeme kararıyla iptaline karar verildiği halde, tekrar kura çekilişi yapılmadan şerefiye bedeli ödemesi için alınan kararın yersiz olduğu, ek raporda vardıkları sonuçta bir değişikliğe gidilmesine gerek olmayacağı tespiti yapılmıştır.
Bilirkişiler Kooperatif Hukuku Uzmanı Av…., Hesap Uzmanı … ve Hukukçu Öğr Grv….tarafından tanzim olunan 08/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda ise özetle; genel kurul iptali yönünden toplantı mahallinin, yönetim kurulu kararında ve çağrı mektubunda belirtilen adresten başka adreste yapıldığı mahkeme nezdinde hasıl olduysa tüm toplantının yasaya aykırılık nedeni ile iptali, ancak a bendi için toplantı adresinde yapıldığı kanaati hasıl olmuş ise, sadece 12.maddenin iptali gerekeceği hususu tespit edilmiş olup, her iki bilirkişi raporu da, dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Dosya kapsamına göre, genel kurulun, belirtilen adres dışında farklı bir adreste yapıldığı iddia olunmuşsa da, 10/06/2012 tarihinde yapılan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcisinininde bulunduğu ve imzaladığı genel kurul toplantı tutanağına göre, genel kurulun kooperatif merkezinde yapıldığı, davacıların toplantıya katıldıkları, bu yönden genel kurulda herhangi bir itirazda bulunmadıkları, diğer iptal sebeplerine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı gerekçesinin ayrıntılı ve yeterli açıklamaya sahip olduğu, 12.madde haricindeki maddelerin iptalini gerektirir şartların bulunmadığı, ancak şerefiye bedeli alınmasına yönelik 12.maddenin gündemde olmamasına, verilen önerge ile gündeme alınması ve gündeme alınma sonucunda, daha önce mahkeme tarafından şerefiye bedeli alınmasına yönelik iptal kararı olmasına rağmen, genel kurulca yeniden karar alınmasının kanuna ve esas sözleşmeye aykırı olması nedeniyle, 12.maddenin iptali gerektiği, ilk derece mahkemesi kararının da bu yönde olduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353.1.b.1 madesi gereğince esastan, reddine karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1240 Esas, 2017/675 Karar sayılı 10/05/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi ile aynı yasanın 361.1 maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/05/2018