Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1705 E. 2018/837 K. 09.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1705 Esas
KARAR NO : 2018/837
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2017
NUMARASI : 2014/227 2017/204
DAVA : KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN İHRAÇ KARARININ
İPTALİ
KARAR TARİHİ: 09/05/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili davalı kooperatifin üyesi iken; ortaklığına isabet eden bağımsız bölümün kendisine teslim edilmemesi üzerine, davalı aleyhine 07.02.2008 tarihinde tapu iptal ve tescil davası açıldığını bu davanın halen Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/475 E. Sayılı dosyasında derdest olduğunu, davalı tarafından yukarıda belirtilen dava dosyasında sunulan beyanlardan müvekkilinin üyelikten ihraç edildiğinin iddia edildiğini, usule uygun bir ihraç kararı ile yönteme uygun bir tebliğ bulunmadığını, usulsuz ve yasal dayanaktan yoksun ihraç işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili 9/12/2014 havaleli yanıt dilekçesinde; davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, davacının ihracı değişik zamanlarda öğrendiğini, ihtarnamelerin hukuka uygun tebliğ edildiğini, birinci ihtarın 10/10/2004 tarihinde iadeli taahhütlü , ikinci ihtarın 5/11/2004 de ve ihraç kararının da 20/12/2004 de tebliğ edildiğini, 3 ayrı hak düşürücü sürede açılmayan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2014/227 Esas, 2017/204 K. sayılı kararında, davanın hak düşürücü sürede açılmadığı sabit olmakla dava şartı yokluğundan reddine, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 23/06/2017 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Davalı kooperatifin mahkemeye ibraz ettiği 10/04/2004 ve 05/11/2004 tarihli ihbarnamelerde aidat kalanı olarak gösterilen 1.040.00 TL”lik miktarın hangi aylara ait bakiyeler olduğunun belirtilmediği, faiz hesaplarının doğru olmadığı bu nedenle ihtarnamelerin geçersiz olduğu, davalı kooperatifin bu geçersiz ihtarnamelere dayanarak ihraç kararı aldığı, müvekkilinin davanın ileri sürdüğü ihraç kararına ilişkin hiçbir tebligat almadığı, 2008 yılında açtıkları tapu tescil davasında ihraç kararının varlığından haberdar olduklarını, ihraç kararının noter kanalı ile değil iadeli taahhütlü mektupla gönderildiği, ne ihtarname, ne ihraç kararı bildirimlerinde müvekkiline ilişkin hiçbir adresin yer almadığı,gönderilerin kime yapıldığının belli olmadığı, mektupları alan kişinin müvekkili ile alakasız oldukları ortaya çıkınca, postayı alan kişinin müvekkilinin eşi olduğu iddiasının ortaya atıldığı, fakat o tarihlerde müvekkilinin bekar olduğu, sonuçta kooperatif yönetim kurulunca alınan ihraç kararının, kooperatifler kanunun 16. ve ana sözleşmenin 14/2, maddesine aykırı olduğu, kaldı ki ihraç kararının noter aracılığı ile tebliğinin zorunlu olduğu, son alarak davanın dosyaya sunduğu belgeler arasında,ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının da bulunmadığı, bu nedenle ihraç kararı da hukuken yok hükmünde olup, bu ihraç kararına karşı dava açma süresinin işlemeyeceği,
2-Kendilerinin açtıkları Bakırköy 1. Asliye Hukuk Ticaret Mahkemesinin 2008/475 Esas sayılı dosyasında bu dosyaya da rapor sunan bilirkişi … in hazırlamış olduğu, 16/12/2008 tarihli raporunda müvekkilinin ihracının geçerli olmadığı tespiti yapılmışken bu dosyada aynı bilirkişi tarafından hazırlanan 10/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda davanın 3 aylık hak düşürücü süreden sonra açıldığını ve davacının 10 yıl gibi uzun süre boyunca kooperatif ile ortaklık ilişkisi kurmadığından ihraç kararının iptali talebinde haksız olduğunu ileri sürdüğü ve her iki rapor arasında bariz çelişki ortaya çıktığı,
3-Kaldı ki, dosyada mevcut 19/02/2016 tarihli ilk bilirkişi raporunda, müvekkilinin davalı kooperatif tarafından ihracının yasal koşulları taşımadığı, bu sebeple ihracın iptaline karar verilmesi gerektiği şeklinde görüş bildirdiği ve dosyada ayrıca iki ayrı bilirkişi raporu arasında da çelişki oluştuğu,
4-Mahkeme kararının diğer gerekçesinde, 2004′ de alınan ihraç kararı üzerinden 10 yıl geçtikten sonra, 2014 de açılan iş bu davaya kadar, kooperatifle ilişki kurulmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının kooperatife olan aidat yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesinin de yerinde olmadığı, zira Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/475 E.sayılı dosyasında görülmekte olan tapu iptal ve tescil davasını 2008’de açtıkları, kooperatif üyesi olarak müvekkilinin üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirmesine rağmen tescilin gerçekleşmemesi üzereine 2007’de ihtarname çekildiği, 2008’den, 2014 yılına kadar süre tapu tescil davasında verilen ara karar gereği, ihraç kararının iptali davasının 2014’de açıldığı, ilk açılan davanın üyelikten kaynaklanan tapu iptal ve tescil davası olduğu,
5-Yargıtayın yerleşik içtihatlarında benimsenen ” Çoğu isteyen azı da istemiştir” genel hukuk prensibinin göz ardı edilerek 2014 de açılan ihraç kararının iptali davasının hayatın olağan akışına aykırı olduğundan bahisle reddedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu, bu kararın, müvekkilinin 2007 de ihtarname ile başlattığı ve 2008 den beri süren dava sürecini yok saymak anlamına geldiği, tapu tescilini isteyen müvekkilinin elbette ki davayı açarken bilmediği ihraç kararının iptalini de istediği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline ilişkin olup davacının daha önce açtığı ve halen Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/475 E. sayılı dosyasında derdest, tapu iptal ve tescil ya da tazminat talepli davadaki verilen ara karar uyarınca iş bu davanın açıldığı , davacı tarafça kooperatifçe müvekkilinin üyelikten ihracına ilişkin kararın usule ve yasaya uygun olmadığı, bu nedenle iptali gerektiğinin ileri sürüldüğü, davalı taraf ise ihraç kararının yasaya ve hukuka uygun olduğunu savunduğu, mahkemece davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesi ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, kooperatifin davacının üyelikten ihracına ilişkin kararının, Kooperatifler Kanunu 16. ve Kooperatif Ana sözleşmesinin 14/2. maddesine uygun olup olmadığı ile, davacının ihraç kararından öncesi ve sonrasında kooperatifle üyelik ilişkisinin devam edip etmediği, TMK/2 çerçevesinde, davacının ihraç kararının iptalini talep etmekte iyi niyetli olup olmadığı hususlarında toplandığı görülmektedir.
Davacı tarafça, daha önce Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahke- mesinin 2008/475 E. Sayılı dosyasında, edimlerin yerine getirilmesine rağmen kooperatifçe kendisine konut teslimi yapılmadığından,Kat.11 D.no:1’deki taşınmazın kendi adına tesciline, olmadığı takdirde emsal bedelin faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ettiği, davalı kooperatifçe davacının üyelikten ihraç edildiğinin cevap dilekçesinde ileri sürüldüğü, davalının ise üyelikten ihraç kararının bu cevap dilekçesi ile öğrendiğini iddia ettiği, dosyanın halen derdest olduğu ve üyelikten ihraç kararının iptaline ilişkin dava açması için, davacıya süre verildiği, davacının bunun üzerine incelemesi yapılan iş bu davayı açtığı ve Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin, incelemesi yapılan bu dosyayı bekletici mesele yaptığı anlaşılmaktadır.
Davada çözülmesi gereken iki hukuki ihtilaf bulunmaktadır. Birincisi, davacının üyelikten ihracına ilişkin yönetim kurulu kararının usulüne uygun olup olmadığı ve buna bağlı olarak davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığına ilişkindir. Dosyaya, davalı kooperatifçe sunulan 21/05/2014 havale tarihli dilekçeye ekli belgelere göre, davacıya birikmiş borçların ödenmesi konusunda 10 Ekim 2004 tarihli birinci ihtarın iadeli taahhütlü mektupla gönderildiği ve 21/10/2004 tarihinde …isimli bir kişiye, … Mecidiyeköy/İst. adresinde tebligatın yapıldığı, ikinci ihtarın aynı meblağın ödenmesine ilişkin olduğu ve aynı adreste, aynı kişiye 11/11/2004 tarihinde yapıldığı, daha sonrada 20 Aralık 2004 tarihli ihraç başlıklı yazı ile 120.000,000 TL aidat ve 2.625.000,000 TL 6,7,8,9 aylara ait borcunuzu zamanında ödenmemesi üzerine, 19/10/2004 tarihinde birinci ihtar, 08/11/2004 tarihinde ikinci ihtarın gönderildiği, gerekli sürelerin verildiği, buna rağmen borcun ödenmemesi nedeni ile yönetim kurulunun 22/12/2004 tarih ve 125 sayılı kararı ile kooperatif ortaklığından çıkarıldığına dair bildirimin davacıya aynı adreste 07/12/2004 tarihinde soyadı yazılmayan …. isimli şahsa tebliğ edildiği görülmektedir.
Bu belgeler incelendiğinde, ihraç kararının üzerindeki kaşenin 20 Aralık 2004 olmasına rağmen yönetim kurulu kararının 22/12/2004 tarihinde, yani iki gün sonra alındığı, bu yönden tarihler arasında bir çelişkinin bulunduğu, ne dosyada, ne ihraç bildirim belgelerinde bahsedilen yönetim kurulunun 22/12/2014 tarih ve 125 sayılı kararının mevcut olmadığı görülmektedir.
Oysa Kooperatifler Kanununun 16/3 maddesinde, çıkarılma kararının gerekçeli olarak tutanağa geçirilmesi gerektiği gibi, ortaklar defterine de yazılacağı, kararın onaylı örneğinin, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere 10 gün içinde notere tebliğ edileceği ve ortağın bu tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içinde itiraz davası açabileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda yönetim kurulunun ihraç kararının notere tebliğ edilip edilmediği ve usulüne uygun şekilde alınmış bir yönetim kurulu kararı olup olmadığı dosya kapsamın- dan anlaşılamamış, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı bu nedenle tespit edilememiş, mahkeme kararının da denetimi bu açıdan yapılamamıştır.
Öte yandan tarafların birbirlerine karşı yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, üyelik ilişkisinin TMK 2.maddesinde belirtilen iyi niyet kuralı uyarınca değerlendirilmesi açısından, bu dosyayı bekletici mesele yapan Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/475 E.sayılı dosyasınında bu dosyanın içine alınması gerekmektedir.
Bu nedenle, yukarıda açıklandığı üzere, davalı kooperatifin davacı hakkındaki ihraç kararı ile Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/475 E. sayılı dosyasının, bu dosyaya getirtildikten sonra yeniden inceleme üzere dairemize gönderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan eksikliklerin ikmali amacıyla Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE,
2-Eksiklikler ikmal edildikten sonra istinafen incelenmesi için tekrar dairemize gönderilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda oybirliği ile karar verildi. 09/05/2018