Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1694 E. 2018/719 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1694 Esas
KARAR NO : 2018/719
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2017
NUMARASI : 2016/243 Esas 2017/378 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/04/2018
KARARIN YAZILDIĞI T : 20/04/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekilinin Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 16/03/2016 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; davacı kooperatifin .. Sitesinde bulunan işyerlerinden ortak giderlerin karşılanması amacıyla aidat alındığını, geciken her ay için Genel Kurul Kararları doğrultusunda aylık %4 gecikme zammı uygulandığını, davalının …lu dükkan ile ilgili olarak Haziran 2007- Aralık /2015 tarihleri arasında aidat, mahkeme masrafları ve sermaye artırımı olan toplam:¨22.971,00’yi ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine Bakırköy ..İcra Müdürlüğü nezdinde… E. no lu dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalının kötü niyetli itirazı sonucu icra takibinin durduğunu, defter, kayıt ve belgelere göre; ödenmeyen aidat tutarının ¨8.521,10 olduğu, bu alacak tutarına Genel Kurulca belirlenen aylık %4 gecikme zammı uygulanarak ve %10 nispetindeki iskontonun da düşülerek toplam: ¨13.342,90 tutarında gecikme zammı (faizi) hesaplandığını, kooperatifin sermaye artışı nedeniyle tahakkuk ettirilen meblağ ile mahkeme masrafları için tahakkuk ettirilen meblağın bu borca ilave edilmesi sonucunda takibe alınan asıl alacak tutarının ¨9.628,10 gecikme zammının ise yukarıda belirtildiği gibi ¨13.342,90 olmak üzere, davalının toplam borcunun ¨22.971,00 olduğunu, takibe konu edilen alacağın tamamı Kooperatif Genel Kurulu tarafından belirlenen aidat, gecikme zammı, mahkeme masrafları fonu ve sermaye artırımı alacaklarından meydana geldiğini, ayrıca sözkonusu alacaklarda zaman aşımının olmayacağını, zira ara ara yapılan tahsilatların söz konusu olduğu, bu nedenle davalı tarafından yapılan zaman aşımı itirazının dikkate alınmayacağını, alacağın likit olduğu, davalının haksız itirazı ile davacı kooperatifin zarara uğradığını, aidat bedellerinin belirlenebilir nitelikte olduğundan, davalının icra takibine yönelik haksız ve kötü niyetli itirazinin iptaline, alacağın %20 sinden az olmamak üzere İİK. 67/2 maddesi gereği kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 28/03/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde; davacının, davalı aleyhine açılan icra takibinde Haziran/2007- Aralık /2015 arası döneme ait kooperatif aidat alacağı talep edilmiş ise de, 6098 s.TBK nun 147. Maddesi uyarınca dönemsel alacaklarda 5.yıllık zaman aşımı süresinin uygulandığını, takibe konu aidat alacaklarının davacı kooperatif Genel Kurullarında belirlenen ödeme sürelerinin sonunda muaccel olacağını, aidat alacaklarının muaccel olduğu tarihten itibaren 5 yıl geçmesi ile o alacağın zaman aşımına uğrayacağı, bu nedenle; davacı tarafından açılan icra takip tarihi olan 12/02/2016 tarihinden geriye doğru 5 yıl gelindiğinde 12/02/2011 tarihinden itibaren önceki döneme ait aidat alacaklarının zaman aşımına uğrayacağından önceki döneme ait alacakların zamanaşımı nedeniyle red edilmesi gerektiğini, takipten önce temerrüt gerçekleşmediğinden gecikme zammı talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde ödenmeyen aidat alacağının ¨8.521,00 olduğu, bu alacağa toplam ¨13,342,90 aylık %4 gecikme zammı hesap edildiği, takipten önce davalı tarafa ihtarat yapılmadığından takipten önceki döneme ilişkin olarak gecikme zammının talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ,zira temerrüdün gerçekleşmediğini, talep edilen 2011 yılı aylarına ait alacakların ise tamamının ödendiğini, bu döneme ait aidat ve gecikme zamlarının tümden red edilmesi gerektiğini, davacı kooperatifin Genel Kurul Kararlarının davalıya tebliğ edilmediğini bu nedenle Genel Kurul Kararlarının hukuksuz olduğunu, davacının Haziran/2007-Aralık/2015 tarihleri arasındaki döneme ait site aldat alacağı talep edilmiş ise de bu dönemdeki aidatların tamamının mı, yoksa bir kısmının mı talep edilmiş olduğunun tam olarak belli olmadığını, bunun davacı tarafından açıklanması gerektiğini, davalının 2011 yılı aidatlarının ödendiğine dair makbuzların davalı elinde bulunduğunu, davacı tarafın ödemesi yapılmış bu aylara ait aidat alacaklarını, mükerrer olarak bir kez daha istediğinden davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, mahkeme masrafları ve sermaye artırımı alacağı olarak talep edilen alacağa, aylık % 4 gecikme zammının hesap ve talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, aylık % 4 gecikme zammının aidat alacakları için istenebileceği, bu tür alacaklar için talep edilemeyeceğini, takipten önce temerrüt durumu gerçekleşmediğinden önceki döneme ait faiz ve gecikme zammı talep edilmesinin hukuka aykırı olduğu ,bu nedenle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, zaman aşımına uğramış alacağın, tekrar icra takibine konu edildiğinden, davacının kötü niyetli olduğuna ve asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama, harç ve giderleri, ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bakirköy (1) No’lu Asliye Ticaret Mahkemesi, 2016/243 Esas, 2017/378 Karar sayılı 24/05/2017 tarihli kararında özetle;
1-Davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddine, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 7.434,49 asıl alacak yönünden iptali ile ,takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi uyarınca değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına,
2-Alacak belirlenebilir ve likit olduğundan asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 1.486,89 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili yasal süresinde sunduğu 24.07.2017 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, davalı-borçlu tarafından ödenmiş olan 8000 TL ve 9.189,41 TL’nin, takip konusu olan dönemden önceki döneme ait alacağa mahsuben ödenmiş olmasına rağmen ve bu husus borçlu tarafından da ikrar edilmiş iken, takip konusu edilen döneme ilişkin alacak kaleminden bu meblağların mahsubu suretiyle alacak hesabının yapılmasının hatalı olduğu,
2-Haziran 2007-Şubat 2011 arasındaki döneme ilişkin alacağın zamanaşımına uğradığı yolundaki değerlendirmenin hatalı olduğu,
3-Ayrıca, Şubat-2011 ayından sonraki alacak rakamının da eksik belirlendiği, takip tarihine kadar işleyen gecikme faizi alacağının ayrıca belirtilmediği, farklı alacak kalemlerine uygulanacak faiz oranları farklı iken bu hususların kararda belirtilmemiş olması nedeniyle kararın hatalı olduğu hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME :
Dava, kooperatif aidat ve sermaye katılım alacağı ile, mahkeme masrafları katılım fonu alacağının tahsili amacına yönelik başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın, İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında, davalı aleyine, 8521,10 TL aidat alacağı, 13.342,90 TL gecikme zammı, 10.48,00 TL mahkeme masrafları katılım fonu ve 99,00 TL sermaye artımı toplamı 22.971,00 Tl asıl alacağa icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren işleyecek (21.864,00 TL aylık %4, 1107,00 TL yıllık %9) faiz ile birlikte tahsiline yönelik icra takibinde bulunduğu, süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu ve iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalının davacı kooperatife aidat ve sermaye katılım borcu ile mahkeme masrafları katılım fonu borcunun bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu, davacı alacağının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, uğramış ise zaman aşımına uğrayan alacak miktarın ne olduğu, gecikme zammı adı altında istenen işlemiş faiz miktarının doğru olup olmadığı, davalının yaptığı kısmi ödeme savunmasının yerinde olup olmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi … tarafından düzenlenen 07/09/2016 ve 08/02/2017 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporları dosyaya sunulmuştur.
Sunulan raporlarda özetle; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu çerçevesinde, kooperatif ile ortağı arasındaki parasal yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklarda 818 sayılı BK’nın 126/4 maddesi gereğince zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu, buna göre, 2011 öncesi dönemin zamanaşımına uğradığı, davacı ticari defterleri ve genel kurul kararlarına göre, 2011 den itibaren zamanaşımına uğramamış alacaklar olarak, davacının davalıdan talep edebileceği alacakların 5.951,10 +¨1.008,00 + sermaye payı ¨98,00) asıl alacak toplamı 7.057,10 + 2.335,74 gecikme faizi =9.392,84 olduğu, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranınında, TBK’nın 88.maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120.maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkin olduğu, gecikme faizi hesabınında buna göre yapıldığı belirtilmiş olup, bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu görülmüştür.
Bu çerçevede, davacı vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü zamanaşımı uygulanması itirazının, 1163 sy. çerçevesinde kooperatif ve ortakları arasındaki parasal yükümlülüklerde 818 sy.nın 126/4 maddesi uyarınca 5 yıllık süreye tabi olduğu düzenlemesi karşısında geçerli olmadığı, 8000,00 TL’lik ödemenin 2007 öncesi döneme ait olduğu itirazının, ne dava ve replik dilekçelerinde, nede bilirkişi raporlarına karşı beyanlarda ileri sürülmediği, bu nedenle dava aşamasında ileri sürülmeyen iddia ve delillerin istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceği, bilirkişi raporunda ve mahkeme kararında yapılan faiz hesabında da doğru olduğu anlaşılmakla istinaf başvurusunda belirtilen sebepler yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, ilk derece mahkemesi kararının esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353 1.b.1 maddesi gereğince, HMK 362.1.a maddesi uyarınca kesin olarak reddine karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/243 Esas, 2017/378 K. sayılı 24/05/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1. bendi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. bendi ile aynı kanunun 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/04/2018