Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1667 E. 2018/782 K. 02.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1667 Esas
KARAR NO : 2018/782
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2017
NUMARASI : 2015/626 2017/203
DAVANIN KONUSU : GENEL KURUL KARARININ İPTALİ (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ : 02/05/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin 24/05/2015 tarihinde yapılan genel kurulda alınan 3 ve 4 nolu kararlara muhalefet şerh ettirdiğini, Kocaeli ..Noterliğinin … yevmiye nolu talepnamesi ile bir takım hususların cevaplanmasını talep ettiklerini, ancak cevaplanmaması üzerine Gölcük… Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ederek bilançodaki fahiş gelir artışının nereden kaynaklandığının ve kooperatifin devredilen 75 bin m2 lik arsaları ile ilgili kıymet takdiri yapılıp yapılmadığının sorulduğunu ancak cevap verilmediğini, üyelere önceki faaliyet raporlarında yer verilen Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/234 E. sayılı dosyası ile ilgili de bilgi verilmediğini, oysa ki yıllık çalışma raporlarına ilişkin davaların Kooperatifler Kanunu ve Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raporlarının Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğin 4. maddesi uyarınca bilgi verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle dava konusu genel kurulda muhalif kaldıklarını ve zapta geçirdiklerini belirterek 24/05/2015 tarihli genel kurulda alınan üç ve dört numaralı kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; davacının dava dilekçesinde belirttiği yıllık çalışma raporunun üçüncü gündem maddesi ile gündeme alındığını ve onaylandığını, davacının iddia ettiği 75 bin m2 lik arsaların satışının 2014 yılından önceki yıllara ait olup, genel kurul gündeminde bulunmadığını, bu nedenle bu satışların ve işlemlerin 2014 yılı çalışma raporunda gösterilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından dava konusu yapılan 75 bin m2’lik arsalarla ilgili tüm işlemlerin önceki yılların genel kurullarında ibra edildiğini ve davacının o yıllarda bu maddelere muhalefet şerhi koymadığını ve dava açmadığını, bu nedenle iş bu davada dava konusu yapılmasının mümkün olmadığını, 2014 yılı yıllık çalışma raporunun hukuka uygun olduğunu, Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Yönetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raoprunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğin 4. maddesinin yönetim kurulu yıllık çalışma raporunun içeriğini belirlediğini, bu madde incelendiğinde kooperatifçe hazırlanan yıllık çalışma raporunun bu tebliğe uygun olduğunu, davacının bilgi alma hakkını genel kurulda kullandığını ve sorduğu sorulara ilgili kişiler tarafından cevap verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Genel kurul toplantı tutanağında muhalefet şerhi bulunmadığından davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf taleplerinde;
1-Ne davalı tarafın cevap dilekçesinde ne de bilirkişi raporunda mahkemenin red gerekçesine değinilmediğini, böyle bir itirazın da dile getirilmediğini, davalı tarafın dilekçesinde ve bilirkişi raporunda müvekkilinin muhalefetini kabul ettiğini, Kooperatifler Kanununun 53.maddesine aykırı olarak müvekkilin “muhalefet gerekçesini tutanağa geçirmediği” gerekçesi ile davanın reddine karar veren mahkemenin red gerekçesinin bu nedenle hatalı olduğunu,
2-Dosyadaki raporun son derece eksik ve hatalı olduğunu, iddialarının yeterince incelenmediğini, müvekkilinin davalı tarafça yıllarca oyalandığını, haklı ve yasal taleplerinin dahi cevaplanmayarak geçiştirildiğini, arsa satışı ile ilgili işlemlerin önceki yıllarda ibra edildiğinden bahsedilmesi de yerinde olmayıp esasen yapılan işlem kanuna ve hukuka uygun değil ise Genel Kurulda ibra edilmiş olmasının hukuksuzluğu ortadan kaldırmadığını, esasen bu Genel Kurul ile ilgili de iptal davasının halen Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/912 E. Dosyasında derdest olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf dilekçesi davalı vekiline 23/06/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, 24/05/2015 tarihinde yapılan kooperatif genel kurulunda alınan 3 ve 4 nolu kararların iptali isteminden ibarettir.
Uyuşmazlık, Kooperatif Genel Kurul Toplantı Tutanağındaki davacının muhalefet şerhinin usule uygun olarak yapılıp yapılmadığı, diğer bir deyişle sırf muhalif olduğunun yazılmış olmasının yeterli olup olmadığı, ayrıca neden muhalif olduğuna dair kısa da olsa bir beyanının veya açıklamasının bulunması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesiyle; toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmiyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahiplerinin
kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurmak suretiyle kararın bozulması için dava açabilecekleri hükmü getirilmiştir. Belirtilen bu kanun hükmü, iptal davasının dava şartlarındandır. Tutanakta, verilen kararların nitelik ve sonuçları ile karara muhalif kalanların muhalefet sebeplerinin yazılması, muhalif kalanlar oy kullandıklarına göre zaptı imzalamaları gerekir. (Bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu Ortaklar ve Kooperatif Hukuku, 11.baskı, S. 425, 433) Mahkemece de usulüne uygun bir muhalefet şerhi bulunmadığı kabul edilerek dava usulden reddedilmiştir.
Sorunun muhalefet gerekçelerinin tutanakta bulunmamasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Dosyada mevcut ve davya konu 24/05/2015 tarihli Genel Kurul toplantısının tutanağının incelenmesinde: Muhalefet şerhinin mutlaka mahkeme ilamındaki gibi tutanağın en altına imzalardan sonra yazılması, bir kaç cümle ile muhalefet gerekçesinin açıklanması daha doğru ise de bu eksiklik davacının sorunu olmayıp tutanağı düzenleyenlerin sorumluluğundadır. Davacının muhalif olduğuna dair muhalefet şerhini tutanağa yazdırmıştır. Muhalefete ilişkin gerekçelerin de toplantıda ileri sürüldüğü ve bir takım cevaplar verilerek tartışıldığı ancak tutanağı düzenleyenler tarafından birkaç cümle ile açık ve anlaşılır olarak tutanağa geçirilmediği anlaşılmaktadır. Bu konu ile ilgili olarak benzer bir olayda Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 28/09/1992 tarih ve 2698/9295 E.K. Sayılı bir kararında; Genel kurulda açıkça bir muhalefet şerhi yoksa da, genel kurulda yapılan görüşmelerde açıklanan eleştiri ve düşünceler muhalefet şerhi niteliği kazanmış ise, bu görüşleri açıklayanın dava hakkının bulunduğuna karar vermiştir. Yine 2009/3730 E. 2010/9963 K. sayılı kararında da; Genel kurul tutanağına muhalefet şerhi yazdırılırken ayrıca imza atılması zorunluluğu bulunmadığını, oylama sırasında ret oyu kullanılarak muhalefetin tutanağa geçirildiğinin genel kurul tutanağı içeriğinden anlaşılması halinde, davacının genel kurul tutanağına muhalefet şerhi yazdırmadığı ve imzalamadığı bu nedenle de dava açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilemeyeceğini kabul etmiştir.
Açıklanan nedenlerle, toplantı gündemine ait 3 ve 4. Maddelerde davacının söz alarak, denetim ve yönetim kuruluna içeriği tutanağa yansıtılmadığı için belli olmayan sorular sorduğu, bu soruların cevaplandığı, davacının da muhalefet şerhi koyduğunun tutanağa geçirilmiş olması karşısında yasanın aradığı anlamda bir muhalefet şerhinin bulunduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin yazılı şekilde karar vermesi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin istinaf taleplerinin yukarıdaki gerekçelerle kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, esas hakkında verilmiş, denetlenebilir bir karar bulunmadığından esas hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1a,6 maddesi gereğince yukarıda açıklandığı üzere gereği için dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/626 E. 2017/203K. 05/04/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/05/2018