Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1606 E. 2018/661 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1606 Esas
KARAR NO : 2018/661
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2017
NUMARASI : 2016/893 Esas 2017/141 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 04/04/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde;borçlu …. Tic.Ltd.Şti.’nin müvekkil bankaya başvurusu üzerine müvekkil banka ile ….. Tic. Ltd.Şti. Arasında genel kredi sözleşmesi ve çek taahhütnamesi imzalandığı, iş bu davanın konusunun davalı tarafın müvekkil bankaya iade edilmeyen çek yapraklarından kaynaklandığını, borçlunun tüm uyarılara rağmen çek yapraklarını müvekkil bankaya iade etmemesi ve çek sorumluluk bedellerini depo etmememsi üzerine Sultanbeyli …. Noterliğinden 25/06/2012 tarihli …. yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiği, davalının kendisine tebliğ edilen hesap kat ihtarnamesine rağmen çek yapraklarını müvekkil bankaya iade etmemesi ve çek sorumluluk bedellerini depo etmemesi üzerine İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalı borçlunun Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/106 Esas sayılı dosyası ile ikame ettiği iflas erteleme davasının 15/07/2014 tarihinde açıldığı, icra müdürlüğünün derkenar ve kapak hesabı ile müvekkili bankanın iflas tarihi itibari ile müflisten 106.200,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, bu derkenar ve kapak hesabı ve takip talebi örneği ile birlikte alacaklarının iflas masasına kaydedilmesi için 08/07/2015 tarihli dilekçeleri ile iflas müdürlüğüne başvurdukları, iflas dairesi tarafından ” talep edilen 106.200,00 L alacağın varlığına delalet edecek yeteri kadar belgenin dosyaya ibraz edilmemiş olduğu, ibraz edilen belgelerde ise boş ve kullanılmamış çeklerin bulunduğu, kullanılan çeklerin de banka sorumluluk miktarlarının hangi çek için ne kadar olduğunun hangi yıla ait olduğunu belirtilmemiş olduğu, icra takip tarihi dikkate alındığında bu tarih itibariyle müflis şirketin iflas erteleme davasından verilen ihtiyati tedbir kararı bulunduğu hususları gözetilerek bu haliyle alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle talep edilen alacağın tamamının reddine” şeklinde haksız ve mensnetsiz gerekçe ile alacaklarının reddine karar verildiğini, bu nedenle müflis ….. Ltd.Şti.den olan 106.200,00 TL alacaklarının kabulü ile iflas masasının bbu alacağı ödemeye mahkum edilmesine ve yeni sıra cetvelinin buna göre düzenlenmesini talep etmiştir.
SAVUNMA Davalı iflas idaresi cevap dilekcesinde özetle ; Davanın öncelikle hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı, davacı taleplerinin mükerrer olup olmadığı, hususunun araştırılması gerektiği, dava konusu çek yapraklarının Mülga 3167 sayılı kanun döneminde verildiği, davanın ise 5941 sayılı kanunun yürürlükte olduğu dönemde açıldığı, 5491 sayılı çek kanununun geçici 1-3 maddesinin ” bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleri ile ilgili olarak, 3167 sayılı kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. ” hükmünü içerdiği, bu hüküm ile bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleri ile ilgili olarak, 3167 kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağını bu durumda karşılıksız çıkan ve düzeltme hakkı kullanıldığı iddia edilen çeklerden muhatap bankaya ibraz edilmeyen, takas odasına ibraz edilen dava konusu çek yaprakları için Mülga 3167 sayılı kanunun 10. Maddesinde düzenlenen sorumluluk miktarını ödeme yükümlülüğü bulunmadığından talebin haklı olmadığı, davacının 10.madde kapsamında sorumluluk bedelinin kayıt ve kabulünü talep edebilmesi için çek asıllarının imarler tarafından muhatap bankaya teslim edildiğini kanıtlaması gerektiği, söz konusu sorumluluğun bankanın şahsi sorumluluğu niteliğinde olduğu, ibraz edilmiş çeklerin zaman aşımına uğraması halinde bankanın talep konusu sorumluluğu olmadığı gibi geçerli şekilde tanzim edilmeyen çeklerde de bu sorumluluğun oluşmayacağı, davacı ile dava dilekçesinde bahsedilen banka ve müflis arasındaki sözleşmenin iflas nedeni ile bozulmuş olması itibariyle de davacı talebinin haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunduğu, 05/06/2017 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davanın yasal süresi içinde açıldığı, ancak yerel mahkemenin, olaya ilişkin hatalı tespit ve değerlendirmelerde bulunduğu, 2-Müvekkili şirketin 08/07/2015 tarihinde iflas masasına alacak kaydı talebinde bulunduğu ve aynı tarihte gerekli masrafların da ibraz edildiği, halbuki Gebze …. İcra Müdürlügünün …. İflas sayılı dosyası ile verilen 02/06/2016 tarihli cevabi yazıda da alacaklı tarafından 27,00 TL lik posta pulu ibraz edilmek suretiyle, tebligat giderleri masrafının yatırıldığının belirtildiği, 3-Huzurdaki dava konusu kararın 01/04/2016 tarihli ek karar olduğu, kararın kendilerine 18/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın da 15 günlük yasal süresi içinde 02/05/2016 tarihinde ikame edildiği bu nedenle mahkeme kararının hatalı olduğu hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME Dava İİK 235.maddesi gereğince açılan kayıt kabul davasıdır.İİK 235 maddesine göre sıra cetveline itiraz edenler cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesinde dava açmaları gerekmektedir.Dosya kapsamına göre, davacının önce 48.524,35 TL alacak için iflas masasına başvurduğu, iflas idaresince 13/02/2015 tarihli karar ile, davacının kayıt talebinin reddine karar verildiği, davacı tarafça daha sonra, iflas masasına 08/07/2015 tarihinde, bu sefer 106.200,00 TL gayrinakdi alacağı için kayıt başvurusu yapıldığı, bu başvurunun da yine iflas idaresinin 12/04/2016 tarihli ek sıra cetveli ilanı başlıklı yazıda belirtildiği üzere talebinin tamamının reddedildiğinin bildirildiği, iş bu davanın, davacının 106.200,00 TL’lik alacak talebinin iflas masasınca reddi üzerine açıldığı, hak düşürücü süre yönünden incelemenin de, bu başvuru yönünden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan değerlendirmede davacının kayıt kabul talebi hakkında 20/02/2015 tarihinde ret kararı verildiği, ret kararından önce veya sonra davacının masraf vermediği, masraf olmamasına rağmen iflas idaresinin 14/04/2015 tarihinde red kararını davacıya tebliğ ettiği, sıra cetvelinin 12/03/2015 tarihinde ilan edildiği, davanın da 21/04/2015 tarihinde süresinden sonra açıldığı gerekçesi ile hak düşürücü süre yönünden davanın usulden reddine karar verildiği görülmektedir. Oysa mahkemenin, kararına dayanak yaptığı Gebze …. İflas müdürlüğünden gelen 02/06/2016 tarihli müzekkere cevabı ve ekleri incelendiğinde, iflas masası ret kararının 13/02/2015 tarihli, ilan tarihinin ise 05/03/2015 tarihi olduğu, bu yazıya göre davacı vekilinin 27,00 TL lik posta pulu masrafı yatırdığı ve davacıya ret kararının, 03 Mart 2015 tarihinde tebliğ edildiği, bu işlemlerin 48.524,35 TL alacak için yapılan başvuruyla ilgili olduğu ,mahkemenin bu yazıya göre tarihleri ve hak düşürücü süreyi hatalı bir şekilde değerlendirerek karar verdiği anlaşılmaktadır. Öte yandan yukarıda açıklandığı üzere iş bu dava, davacının 106.200,00 TL’lik alacağına ilişkin yaptığı kayıt başvurusu için olup, davacının sunduğu delil listesinden anlaşıldığına göre, Gebze ….. İcra Dairesinin ….. İflas dosyası, 12/04/2016 tarihli 12/04/2016 tarihli ek sıra cetveli ilanı başlıklı yazıda, davacının 106.200,00 TL alacak için 08/07/2015 tarihli ve …. kayıt nolu başvuruda bulunduğu, talep edilen alacağın tamamın reddedildiğinin bildirildiği, fakat iflas idaresinden, bu başvuru için davacının alacak kaydı başvurusu, sırı cetveli ilan tarihi, ilanın yapıldığı gazete isimleri, masanın red kararı, davacıya tebligatın yapılıp yapılmadığı bilgilerinin gönderilmediği ve buna göre davacının bu başvurusuna ilişkin açtığı davanın, hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı da anlaşılamamaktadır. Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davanın, davacı tarafından 08/07/2015 tarihli 106.200,00 TL gayrinakdi alacağı için yaptığı kayıt kabul başvurusunun reddi nedeniyle açılmasına rağmen, mahkemece, iflas masasından bu başvuruya ilişkin kayıtların, iflas idaresi kararının, sıra cetveli ilanının ve ret kararının davacıya tebliğine ilişkin bilgilerin getirtilmeyerek, yanlış değerlendirme ile davacının daha önce yapmış olduğu 48.000,00 TL’lik alacakla ilgili ilk başvurusuna ilişkin gönderilen belgeler çerçevesinde karar verilmesi hatalı olduğundan , davacı vekilin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile, HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava konusu 106.200,00 TL’lik alacak kaydı için yapılan başvuruya ilişkin tüm kayıt ve belgeler ile, ek sıra cetveli ilan ve tebliğe ilişkin kayıtların getirtilerek buna göre hak düşürücü süre içinde başvuru yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi, süresi içinde başvuru yapıldığının anlaşılması halinde, davanın esasına girilerek karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmekle aşagıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/893 Esas, 2017/141 Karar sayılı 27/02/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6. Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/04/2018