Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1603 E. 2018/789 K. 02.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1603 Esas
KARAR NO : 2018/789
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2017
NUMARASI : 2015/1093 2017/383
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 02/05/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete verilen hizmet bedeli ödenmediğinden alacağın tahsili amacıyla davalı/borçlu hakkında Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalıların takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; müvekkili davalının işyerinde iş hekimliği hizmeti verilmek üzere taraflar arasında anlaşma bulunduğunu, 01/09/2013 – 30/08/2014 tarihleri arasında hizmet alındığını, bu tarihten sonra müvekkilinin iş yerinde davacı tarafça verilmiş bir hizmet bulunmadığını, başka bir şirket ile anlaşıldığını, 31/12/2014 tarihli hesap mutabakatına göre taraflar arasında borç alacak bulunmadığını, yapılan takibin haksız ve hukuka aykırı itirazlarının yerinde olduğunu beyanla davanın reddini, davacının % 20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; davanın kabulüne, davalı/borçlunun Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen borca vaki itirazının iptali ile takibin 19.209,54 TL (asıl) alacağa -davacının talebi aşılmamak üzere- 3095 sayılı kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın (19.209,54 TL’nin ) % 20 ‘si oranında (3.841,90 TL) icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine, yasal şartlar oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına, karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf taleplerinde;
1-Yerel Mahkemece alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, Bilirkişi raporu ekinde bulunan 08.08.2014 tarihli 8766994 numaralı İlker İşcan imzalı OSGB İSG çıktısında yani hizmet verildiği iddia edilen aya ilişkin çıktıda müvekkili şirketin imzası ve kaşesi olmadığını, yani bu hizmetin davacı tarafından verilmediğini, müvekkilin imzasını içermeyen çıktıyı imzalıymış gibi değerlendirip hizmetin verildiği sonucuna ulaşılmasının hatalı olduğunu,
2-Davaya konu 2 fatura (24.08.2015 tarih 185643 seri nolu 5668,28 TL lik ve 24.082015 tarih 185644 seri nolu 12478, 28 Tl) bulunduğunu, davaya konu fatura karşılığı yeterli OSGB İSG çıktısı bulunmadığını, başka bir deyişle verilmeyen hizmetlerin de fatura edildiğini, bilirkişi raporunda bu hususlara dikkat edilmediğini,
3-Müvekkili şirketin kayıtlarına göre davacıya borcunun olmadığını, 31.12.2014 tarihli hesap mutakabatı çerçevesinde taraflar arasında borç ve alacak bulunmadığını, müvekkili şirketin 30.08.2014 tarihinden sonra davacıdan hizmet almasının da mümkün olmadığını, zira bu tarihten sonra başka bir şirket ile sözleşme imzalandığını,
4-Alacağın likit olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 09.05.2017 tarih ve 2015/1093 E. 2017/383 K. Sayılı kararının bozulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf dilekçesi davacı vekiline 30/06/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 14/07/2017 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; davalının davaya cevap dilekçesinde 01.09.2013-30.08.2014 tarihleri arasında hizmet alındığını kabul etmesine rağmen istinaf dilekçesinde hizmet alındığı kabul edilmiş olmakla beraber herhangi bir borç olmadığının çelişkili olarak savunulduğunu, hizmetin verildiğine ilişkin tüm belgelerin dosyada bulunduğunu, tarafların 18.08.2014 tarihinde toplantı yaparak hizmet akdinin 31.08.2014 tarihinde sonlandırılmasına ve tüm hakedişlerin ödenmesine karar verilmesine rağmen Agustos 2014 dönemine ilişkin hizmet bedellerinin müvekkili şirkete ödenmediğini, Davalı vekilinin OSGB İSG çıktılarının çoğunda müvekkili şirketin imza ve kaşesinin olduğunu kabul etmiş, 08.08.2014 tarihli çıktıda müvekkili şirketinin imza ve kaşesinin olmadığını iddia ettiğini ancak OSGB İSG Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ait bir sistem olup, sistemden onaylandığını, sadece bu çıktının var olmasının bile sistemde o uzmanın atamasının yapıldığını ve görevini yaptığını gösterdiğini, diğer tüm çıktılarda davalı şirketin imza ve kaşesinin yer aldığını, davalı yanın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davalı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Davacı Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 04/09/2015 tarihinde 19.209,64.-TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattıktan sonra ödeme emrinin borçlu/davalıya 09/09/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 15/09/2015 tarihinde hiçbir borcu olmadığını belirtilerek, borcun tamamına ve faize itiraz ederek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 02/12/2015 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Dava, iş güvenliği, işyeri hekimliği sözleşmesinden kaynaklanan hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine İİK.nun 67 vd maddeleri gereğince yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Taraflar arasında İş güvenliği Uzmanlığı Hizmet sözleşmesi bulunduğu, sözleşmenin 01/0-11/2013-01/11/2014 tarihleri arasında geçerli olduğu ancak tarafların iradesi ile sözleşmenin 31/08/2014 tarihi itibariyle sonlandırıldığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sorun Ağustos/2014 döneminde hizmetin verilip verilmediği, verilmiş ise bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
Bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere ana faaliyet konusu İş Sağlığı ve Güvenliği olan hizmet tedarikçisi firmaların, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından İSG-Katip adı verilen kanunen zorunlu takip sistemine kaydolmaları zorunludur. İSG Katip bir yazılım olup Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği yasası yürürlüğe girdikten hemen sonra 2012 yılında devreye alınmıştır. İSG-Katip sistemiyle birlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın firmalarda iş sağlığı ve güvenliği konusunda ilk kontrol ettiği konu olan işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli istihdamının kontrolünü yapar. E-devlet sistemi ile entegre çalışan İSG Katip yazılımıyla, iş sağlığı ve güvenliği müfettişlerinin teftişlerine gerek kalmadan Çalışma Bakanlığı hizmet almayan tüzel kişilikleri belirleyerek cezai işlem yapabilmektedir. Alınan İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin hizmetlerinin resmi olarak başlaması için bir şirket yetkilisinin kendi e-devlet şifresiyle İSG KATİP sistemine giriş yaparak aldığı hizmeti onaylaması gerekmektedir. Bu işlemler gerçekleştikten sonra Bakanlığın veri tabanında şirketin iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulunduruyor olarak gözükecek ve resmi olarak hizmet başlamış olacaktır.
Bu sisteme göre Hizmet Alan İşyerleri (HAİ) İle OSGB arasında sözleşme yapılabilmesi için hizmet alımı yapacak olan işyerinin SGK sicil numarasını sözleşme yapacağı OSGB’ ye bildirmesi gerekmektedir. HAİ’nin sözleşme girişinin OSGB’ler tarafından yapılması gerekmektedir. OSGB’ler gerekli işlemleri tamamladıktan sonra HAİ e-bildirge kullanıcısının İSG-KATİP’e giriş yaparak sözleşmesini onaylaması yeterli olmaktadır. Bu sözleşme örneği “hizmet veren kurum” başlığı altında görüntülenebilmektedir. Bu alanda işyerinin hizmet aldığı OSGB’nin ismi yer almaktadır. Sözleşmeyi onaylanması ve iptal işlemleri buradan yapılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalardan sonra somut olaya gelince; bilirkişi incelemesinden de anlaşılacağı üzere ilgili sistemden (İSG-Katip) alınan çıktılara göre uyuşmazlık konusu döneme ait hizmetin davalı tarafından alındığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf sistemden alınan belgenin doğru olmadığına, sistemsel bir hata olduğunu söylememekte, sadece imza ve kaşelerinin olmadığını söylemektedir. İmza ve kaşe belgenin geçerliliğini sağlayan bir unsur değildir. Davalı tarafın belirtilen hizmetin kendisine verilmemesi halinde sisteme giriş yaparak sözleşmeyi iptal etme hakkını her an elinde tuttuğuna göre basiretli bir tüccar gibi davranmayarak sadece sistemden alınan çıktılarda imza ve kaşelerinin bulunmadığını savunmak hizmetin alınmadığına ilişkin savunmasını yeterli ve inandırıcı kılmamaktadır. Bu nedenle davalı tarafın istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Verilen hizmetin bedeli faturalara da yansıdığı kadarıyla önceden sözleşme ile belli olduğu, bu konuda bir tartışma olmadığı, yargılamayı gerektirmediği anlaşıldığından ilk derece mahkemesince icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu yönüyle de davalı tarafın istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcı ile 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı olmak üzere toplam 153,3 TL harcın davalı tarafça peşin olarak karşılanan harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye fazla harcın talep halinde iadesine,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.02/05/2018