Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1578 E. 2018/426 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1578 Esas
KARAR NO : 2018/426
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2016
NUMARASI : 2015/217 Esas 2016/864 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
KARAR TARİHİ : 14/03/2018
KARARIN YAZILDIĞI T : 16/03/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin davalı şirkete verdiği hizmet karşılığı tanzim ettiği toplam 10.195,20 TL’lik 4 adet fatura bedelinin tahsili için ilamsız icra yoluyla takip başlattığını, davalının takibe itiraz ederek durdurduğunu, müvekkilinin muhasebe sorumlularıyla irtibata geçerek itirazın haksız olduğunu bildirdiğini ve ilgililerin de mail yoluyla gönderdikleri ekstrede borcu kabul etmelerine rağmen dosyaya yada müvekkiline herhangi bir bedelin ödenmediğini,tarafların ticari defterleri incelendiğinde itirazın haksız ve yersiz olduğunun anlaşılacağını bildirerek itirazın iptaline, davalının takip konusu alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevabında; Müvekkili firma kayıtlarına ulaşamadıklarından aradaki cari hesabını ve borç miktarını açıkça beyan edemediklerini, şirket kayıtlarının bulunduğu bilgisayarların ve bilgi işlem sisteminin de haciz edilerek yeddiemine teslim edildiğini, İstanbul..îcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyasına müzekkere yazılarak bilgisayarlar üzerinde bilirkişi tetkikatı yaptırılmasını ve haciz ve muhafaza tarihi olan 13.01.2015 tarihi itibariyle davalı müvekkilinin cari hesap kayıtlarındaki borç miktarının tespiti ve davacının ticari kayıtlarındaki alacak miktarının belirlenmesinin gerektiğini, davacının müvekkili ile aralarında borç mutabakatı bulunduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı ile müvekkili firmada çalışan… arasında yapılan yazışmalara ilişkin dokümanların tarafların arasında borç mutabakatı bulunduğu iddiasıyla dosyaya sunulduğunu, ancak yazışmaları gerçekleştiren …’in müvekkili firma adına borç ikrarında bulunma ve müvekkili firmayı borç altına sokma yetkisinin bulunmadığını, davacı tarafın faize ilişkin taleplerinin hatalı olduğunu, davalı müvekkile tebliğ edilen ödeme emrinde asıl alacağa ek olarak faiz talebinde bulunulduğunu, ilgili mevzuat hükümlerince faiz alacağı talebinde bulunan alacaklının ödeme emrinde faiz oranını ve faiz başlangıç tarihini belirtmesinin zaruri olduğunu, alacaklı tarafından bu unsurlara yer verilmeden faiz talebinde bulunulmuş olmasının mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, davanın reddine, icra inkar talebinin reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/217 E. ve 2017/864 K. Sayılı kararı ile davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 10.195,20 TL üzerinden devamına, asıl alacak 10.195,20 TL ye takip tarihinden itibaren davacının talebini aşmamak üzere avans faizi uygulanmasına,
Kabul edilen toplam alacak üzerinden hesap edilen 2,039,00 TL % 20 tahsilatın davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili tarafından yasal süresinde sunulan 05/04/2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle; davalı firmanın, davacı dahil ticari ilişki içinde bulunduğu tüm kişi ve firmalardan arasında mevcut cari hesap ve kayıtların, davalı firmanın bilgisayar ve bilgi işlem sistem (Server) kayıtlarında yer aldığı, bu kayıtların İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında haczedilerek muhafaza altına alındığı, bu nedenle davacı yan ile olan cari hesap ve kayıtlara ulaşılamadığını, mahkemeden icra dairesine müzekkere yazılarak, bu Server üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesi yönünde talep de bulunulmasına rağmen bu talebin dikkate alınmadığı, ve ticari defter ve kayıtlar incelenmeden rapor hazırlandığı, bu rapora göre de verilen mahkeme kararının eksik ve yanlış olduğu,
Davacı tarafça sunulan e.mail yazışmalarında hesap mutabakatı belgesinde imzası olan şahsın şirketi temsil etmeye, firma adına borç ikrarında bulunma ve firmayı borç altına sokma yetkisinin bulunmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava faturaya dayalı alacak nedeni ile İİK 67. Maddesi uyarınca başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyasında, 11.195,20 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafça yapılan itiraz üzerine, takibin durduğu görülmüştür.
Mahkemece davacı ticari defterleri yönünden inceleme yapılarak bila tarihli bilirkişi raporu alınmış ve bu rapora göre sadece davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında inceleme yapılamadığı, davacı taraf kayıtlarına göre, davalının davacıya 10.195,20 TL tutarında borçlu olduğu tespiti yapıldığı ve mahkemece bu rapor hükme esas alınarak davanın kabülüne karar verildiği görülmektedir.
Dosya kapsamına göre davalı vekili 17/06/2015 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde, şirket kayıtlarının bulunduğu bilgisayarlar ve bilgi işlem sisteminin haciz edilerek yediemine teslim edildiği belirtilerek, İstanbul … İcra Müdürlüğünün 2015/171 E. Sayılı dosyasına müzekkere yazılarak, bilgisayarlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması talep edilmiş, bu talep 09/11/2015 tarihli ilk duruşmada, davalı vekilince ” Önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz ” bayanıyla tekrar edilmiş ve mahkemece bu celsede tarafların ticari defter ve kayıtları ile sundukları deliller incelenerek rapor alınmak üzere, dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, gerektiğinde bilirkişiye HMK 218. maddesi gereğince yerinde inceleme yetkisi verilmiş, taraflara da, inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtları temin etmesi, temin etmemesi halinde, bu delillerden vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiştir.
Görüleceği üzere davalı vekilinin fiili imkansızlık nedeni ile ticari defter ve kayıtlarını belirtilen gün ve saatte hazır edemeyeceğini, bu nedenle, mahkemece, bu kayıtların bulunduğu İstanbul … İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılmasını talep etmesine rağmen, mahkemece dava defter ve kayıtlarının bulunduğu icra mahkemesine müzekkere yazılmadığı gibi, bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmesine rağmen, bilirkişi tarafından, davalı ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yerde inceleme yapılmadan raporun hazırlandığı ve bu suretle davalı tarafın savunma hakkının kısıtlandığı, davanın aydınlanmasına yönelik gerekli delillerin toplanmadan karar verildiği anlaşılmaktadır.
HMK 189/1.maddesine göre taraflar kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.
HMK 195. Maddesinde de ” (1) tarafların ellerinde bulunmayan ve incelenmesine karar verilen delillerin getirtilmesi için, mahkemece ilgili resmi makam ve mercilerle 3.kişilere bu husus bildirilir. Mahkemeye getirtilmesi mümkün olmayan deliller, bulunduğu yerde incelenebilir veya dinlenebilir.” düzenlemesi yapılmıştır.
HMK’da yapılan bu düzenlemelere rağmen, davalı tarafından usulüne uygun şekilde, delil olarak göstermesine rağmen ticari defter ve kayıtları incelenmeden rapor alınması hatalı olmuştur.
Öte yandan davalı tarafça, davacının sunduğu yazışmalarda hesap mutabakatı altında imzası bulunan …’ in davalı firmayı borçlandırıcı muamele yetkisinin bulunmadığı savunması değerlendirilmemiş, bu e.mail yazışmaları gerekçede tartışılmamıştır.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davalı tarafça usulüne uygun şekilde gösterilmesine rağmen,HMK 189/1 maddesinde belirtilen ispat hakkını kısıtlayacak şekilde ve HMK 195.maddesine aykırı olarak getirtilmeyen davalı delilinin getirtilmesi veya incelenmesi sağlandıktan sonra, bilirkişi raporu alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve esas yönünden hukuka uygun olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle kabulü ile, HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalıya ait ticari defter ve kayıtların, yukarıda açıklanan şekilde incelemesi sağlanarak, bilirkişi raporu alındıktan sonra, diğer delillerle birlikte değerlendirilerek karar verilmek üzere, dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/217 Esas, 2016/864 Karar sayılı 24/10/2016 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/03/2018