Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1561 E. 2018/659 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1561 Esas
KARAR NO : 2018/659
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2017
NUMARASI : 2014/1183 Esas 2017/298 Karar
DAVA : Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ : 04/04/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı tarafından davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu 4. İş mahkemesinin 2013/27 esas sayılı dosyası ile feshin geçersizliği ve davacının işe iadesi talebiyle dava açıldığını, bu davada 04/06/2013 tarihinde 2013/293 karar sayılı kararı ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, davacının işe başlatılmaması halinde 4 aylık tazminat ödenmesine, çalışılmayan dönem için 4 aylık ücret ve diğer hakların davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verildiğini, mahkeme kararının temyiz incelemesi sebebiyle yargıtaya gönderildiğini, yargıtaydan yerel mahkemenin kararının onandığı ve kesinleştiğini, işverenin iflasına karar verildiğinden, iflas idaresine başvuruda bulunulduğunu, iflas idaresinin 07/04/2014 tarihli, 348 kayıt numaralı kararında yalnızca yerel mahkeme kararı uyarınca 1.320 TL avukatlık ücreti ile 72,60 TL yargılama giderinin kabul edilerek 4.sıraya kaydedildiğininin bildirildiğini, iflas idaresinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, iflas idaresinin davacıyı 1 aylık süre içerisinde işe başlatmadığını, iş kanununun 21.maddesi uyarınca işe başlatmama tazminatı ve 4 aylık ücret tutarının masaya kaydedilmesi gerektiğini, yine işe başlatmama kararına bağlı olarak oluşan hizmet süresine eklenen 4 aylık süre sebebiyle fark kıdem ve ihbar tazminatı ile 20 günlük yıllık izin alacağının da masaya kaydının gerektiğini, söz konusu alacaklarının iflas masasına kaydına karar verilmesi amacıyla dava açıldığını beyanla iflas idaresinin alacaklarının kaydının kısmen kabulü yönündeki kararının düzeltilmesini, 348 numaralı karar ile kaydedilen mahkeme vekalet ücreti ve yargılama gideri toplamı olan 1.392,60 TL alacaklarının yanı sıra müvekkilinin kesinleşen mahkeme kararı ve İş Kanunu 21.maddesi uyarınca davalı iflas idaresinden alacaklı bulunduğu, 4 aylık brüt ücret tutarlı işe başlatmama tazminatının, 4 aylık net ücreti tutarınca çalışılmayan dönem ücreti alacağının, kıdem ve ihbar tazminatı fark alacakları ve 20 günlük yıllık ücretli izin alacaklarının muacceliyet tarihlerinden itibaren faizleriyle birlikte, işçilik alacağı olarak iflas masasına kaydına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1183Esas, 2017/298 sayılı kararıyla özetle;
1-Davacının açtığı kayıt kabul davasının kabulüne,
2-İstanbul Anadolu… İflas Müdürlüğünün ( … İcra Müdürlüğünün )… iflas sayılı dosyasında müflis …A.Ş hakkındaki iflas masasına Davacının;
34.952.12 TL net 4 aylık brüt ücret tutarında işe başlatmama tazminatının 13/03/2014 tarihinden itibaren
28.673.75 TL NET 4 aylık boşta geçen süre ücretinin 13/02/2014 tarihinden itibaren
3.118.17 TL NET kıdem tazminatı fark alacağının 13/03/2014 tarihinden itibaren
17.097.04 TL NET ihbar tazminatı fark alacağının 13/03/2014 tarihinden itibaren
4.196.26 TL NET 20 günlük yıllık ücretli izin alacağının 13/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte işçilik alacağı olarak iflas masasına kayıt ve kabulüne, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin yasal süresinde sunduğu 02/06/2017 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Davacının işe iade davasını açtığı tarihte, mühfisin iflas etmemiş durumda olduğu, davacının işe iade davası devam ederken, müflis şirketin iflas ettiği ve iş yerinin kapandığı, davacının da işe başlama başvurusunu iflas idaresine yaptığı, fakat işçinin çalışacağı bir iş yerinin bulunmadığı,
2-Şirketin iflas etmesinin sözleşmeyi sona erdiren sebeplerden olduğu, iş sözleşmesinin de şirketin iflas etmesi nedeni ile ve iflas tarihi itibariyle sona erdiğinin kabulü gerektiği, böyle olunca işe başlatmama tazminatının ve 4 aylık boşta geçen süre ücretinin somut uyuşmazlıkta gerçekleşmediği,
3-Bununla birlikte davacının işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretine hak kazanacağı kabul edilse dahi yapılan hesaplamanın da hatalı olduğu, zira davacının son aldığı maaş üzerinden hiç bir arttırım yapılmadan hesaplama yapılması gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava İİK 235. Maddeye göre açılan kayıt kabul davasıdır,
Davacının daha önce müflis şirket çalışanı olduğu, müflis şirkette 14/01/2008 – 31/12/2012 tarihleri arasında aylık brüt 7.732,00 TL ücret ile çalışırken iş akdinin haksız nedenle feshedildiği, bu nedenle İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesinin 2013/27-293 sayılı, dosyasında işe iade davası açtığı, mahkemece davanın kabulüne, 4 aylık brüt ücret tutarından işe başlatmama, 4 aya kadar dolmuş bulunan boşta geçen süre ücreti ve diğer hakların davacıya ödenmesine, karar verildiği, ve kararın kesinleştiği, bu dava devam ederken işveren şirketin iflas ettiği, davacının da işe başlatma başvurusunu müflis şirket iflas idaresine yaptığı, fakat işte başlatılamaması nedeni ile iflas masasına mahkeme kararında belirtilen işçilik alacakları ve yargılama masrafları için başvuruda bulunduğu ve iflas masasınca sadece 1.392,60 TL’lik alacağın tümüyle kabul edildiği ifadesi ile 4.sıraya kaydedildiği, davacı tarafça işe başlatmama nedenini iş mahkemesince hüküm altına alınan boşta geçen süre alacağı olarak 4 aylık ücret alacağı ve diğer haklar ile 4 aylık brüt işe başlatmama ücreti, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı fark alacakları ve 20 günlük yıllık ücretli izin alacaklarının masaya kaydı talepli iş bu kayıt kabul davasını açmıştır.
Davacının işe iade davasını, 10/01/2013’te, iflas tarihinden önce açtığı, dava devam ederken iflas kararının verildiği, işe iade davasının kesinleşmesi üzerine, 4857 sayılı İş Kanununun 18/21.maddelerinde düzenlenen iş güvencesi hükümleri kapsamında, davacının gerekli başvuruları iflas idaresine yaptığı görülmektedir.
İşe iade kararı sonrası işçinin başvurusuna rağmen, işveren işe başlatmayacağını bildirirse bu tarih fesih tarihi sayılır. İşveren 1 aylık başlatma süresi sonuna kadar açıkça işe davet etmezse, fesih tarihi 1 aylık sürenin sonudur.
İşe başlatmama tazminatı, işe başlatılmamak suretiyle gerçekleşen fesih tarihindeki ücrete göre hesaplanır.
İflas tarihinden sonra oluşan alacaklar, iflas masası borcu olduğundan genel mahkemelerde açılacak davanın konusu olacaktır.
Somut olayda, davacının iş akdinin, iflas tarihinden sonra davacının iflas idaresine yaptığı işe başlatma başvurusunun, iflas idaresince 1 aylık sürenin sonuna kadar işe davet edilmemesi nedeniyle feshedilmiş sayılacağı, fesih tarihinin iflastan sonra gerçekleştiği ve bu nedenle feshe bağlı alacaklar olan işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, ihbar ve kıdem tazminat fark alacakları ile, yıllık izin alacağının, iflas tarihinden sonra oluşan alacaklar niteliğinde bulunduğu görülmektedir.
Bu durumda dava konusu olan ve iflastan sonra oluşan alacaklar iflas masası borcu olduğundan bu alacaklara ilişkin uyuşmazlığın görüleceği, mahkeme, ticaret mahkemesi değil, asliye hukuk mahkemesi olacaktır.
Nitekim, Yargıtay 23.HD’nin, 2016/2556E.- 2016/2121 K. ve 05.04.2016 tarihli kararın da açıklandığı üzere, alacak, iflastan sonra doğmuş ve masa borcu da değilse, sırasına ve esasına itiraz edilebilecek, İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan bir alacak niteliğindedir. İflas tarihinden sonra doğan böyle bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, inceleme, şikayet yolu ile icra mahkemesince değil, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. Böyle bir davada davacı, davalı müflisten alacaklı olduğunu iddia eden alacaklı olup, davalı ise iflas idaresidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır.
İİK’nun 195. maddesine göre de, İflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizlere takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Kayıt kabul davaları, iflastan önce müflisten alacaklı olanların bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nun 235. maddesinden alan davalar olup, kaynağını İİK’nun 184. maddesinden alır. Buna göre İİK’nun 184/1-c’de İflas Masasının mevcudu, masaya giren (asıl alacak ve hakların ödenmesine tahsis olunur”den maksat İflas alacağı, iflasın açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın tebliği anındaki borçları olup), iflas masasından istenebilir.
İİK’da, masa borçları ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak için, İİK’nun 235/2. Maddesinin ilk cümlesindeki kayıt kabul ve 154/3. Maddesindeki gibi, iflas davaları için ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yolunda açık düzenleme bulunmadığından, somut olayda, bu mahkemenin davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 4, 5, 16/2 ve HMK’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir.
6100 Sayılı HMK’nun 1. maddesindeki göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, davanın her aşamasında mahkemece resen ve mutlak olarak değerlendirilir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında,6102 Sayılı TTK’nun 4, 5 ve 16/2. maddesi hükümleri ile, İİK’nun 235. ve 154. maddesi hükümleri doğrultusunda, mutlak ticari dava niteliğinde bulunmayan ve kayıt kabul davası olmayan müflis şirkete karşı açılan alacak davasında, davaya bakmaya görevli ve yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, bu nedenle mahkemece HMK 114/c maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermesi gerekirken davanın esasına girip esas hakkında karar vermesi doğru olmadığından, davalının istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile, bu aşamada esasa ilişkin başkaca nedenler incelenmeksizin, HMK 353.1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın görevsizlik kararı vermesi için mahkemesine iadesine karar vermek gerekmekle aşagıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1183 Esas, 2017/298 Karar sayılı 31/03/2017 kararının HMK’nun 353/1a.3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-HMK 20. maddesine uygun şekilde görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin temini için dosyanın mahkemesine iadesine İADESİNE,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/04/2018