Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1529 E. 2018/1155 K. 27.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1529 Esas
KARAR NO : 2018/1155
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2016
NUMARASI : 2014/1024 2016/949
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (HİZMET SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
KARAR TARİHİ: 27/06/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin davalıların sağlık hizmetleri işini gerçekleştirdiğini, tarafların ticari ilişkisi kapsamında müvekkilinin kasım 2012 ile Aralık 2013 tarihleri arasındaki 14 aylık hizmetlerine binaen davalılara fatura tanzim ettiğini,davalı şirkete müvekkili tarafından düzenlenen iş bu fatura 07/03/2014 tarihinde borçlu şirketler daimi çalışanı muhasebe sorumlusu … tarafından imzalanarak teslim alındığını,TTK kapsamında herhangi bir itiraza uğramayarak kesinleştiğini,müvekkili şirket tarafından tanzime edilen fatura bedelinin borçlular tarafından ödenmediğini, uyarılara cevap verilmemesi üzerine Beyoğlu …. Noterliğinin 07/04/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile fatura bedelinin ödenmesi talep edildiğini,ancak davalının herhangi bir ödemede bulunmadığını bu sebeple İstanbul .. İcra Müdürlüğünün … e sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ,ancak davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu,ve bu itiraz iptali gerektiğini beyanla neticeden ,itirazın iptaline,takibin devamını,alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili 04/07/2014 tarihli cevap dilekçesine özetle;İstanbul … İcra Müdürlüğünün … e sayılı dosyasında borca itirazların yerinde olduğunu,davacı şirket ile müvekkili arasında cari hesap mutabakatı bulunmadığını,iddia edilen alacakların müvekkili şirket defterlerinde yer almadığını,icra takibine konu edilen faturaların usulüne uygun tebliğ edilmediğini bildirmekle ,davanın reddi ile davacı aleyhine %20 den azolmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2014/1024 Esas 2016/949 sayılı kararıyla özetle;
1-a)Davanın İstanbul … A.Ş yönünden kısmen kabulüne,
b)İstanbul … .İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyası ile yürütülen takipte 291.458,35 TL asıl alacak 93.83 TL işlemiş faiz toplam 291.552,18 TL üzerinden takip tarihinden itibaren değişken oranda avans faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, itirazın bu suret ile iptaline,
c)Asıl alacağın %20 si oranında hesaplanan 58.291,67 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-… Limited Şirketi aleyhine açılan davanın reddine, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili yasal süresinde sunmuş olduğu 17/02/2017 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Her iki davalının da borçtan sorumlu olup davanın …. LTD. ŞTİ. Yönünden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, zira davaya konu fatura üzerinde … Hiz. AŞ.nin kaşelerinin birlikte olduğu,
2-Her ne kadar mahkemece her iki davalı şirketin farklı adreslerde olduğu ve faturanın diğer davalı … A.Ş’ ye gönderildiği bu nedenle her iki şirketin farklı olduğu gerekçesi ile davayı reddetmişse de, hem icra takibine ödeme emrinin hem de dava dilekçesinin her iki şirketin farklı olan adreslerine gönderilmesine rağmen dilekçenin ve ödeme emrinin aynı gün ve saatte aynı kişi tarafından tebliğ edildiği, bunun da her iki şirket arasında organik bağ bulunduğunu gösterdiği,
3-Yine faturayı imzalayan …’ nin hem … Şti. adlı Group şirketinin ortakları arasında yer alan … A.Ş ‘nin çalışanı olduğu, hem de 8003 sayılı 10 Şubat 2012 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre …nin 3.derecede imza yetkilisi olduğu, bununda davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu bu nedenle her iki davalı hakkında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava faturaya dayalı alacak nedeniyle davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali davasıdır.
Davacı taraf, davalıların sağlık hizmetleri işini gerçekleştirdiğini, aradaki ticari ilişki kapsamında Kasım 2012- Aralık 2013 tarihi arasındaki 14 aylık hizmet karşılığı davalılara 28/02/2014 tarihli 291.458, 35 TL bedelli fatura düzenlediği ve faturayı 07/03/2014 tarihinde borçlu şirketler çalışanı muhasebe sorumlusu … ye tebliğ edildiği, ardından borçların ödenmemesi üzerine ihtarname düzenlenerek … isimli çalışana tebliğ edildiği, yine borcun ödenmemesi nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçtiklerini, takibi yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu ve iş bu davayı açtıklarını belirterek itirazın iptalini talep etmiş, davalılarca davacıya herhangi bir borçlarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece davalı İstanbul …A.Ş yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalı yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı İstanbul …. A.Ş tarafından karar istinaf edilmeyerek bu davalı yönünden karar kesinleşmiş, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunda da diğer davalı … yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, zira her iki davalı arasında organik bağ bulunduğu ileri sürülmüştür.
Dosya kapsamına göre davacı tarafından icra takibine ve davaya dayanak yapılan 28/02/2014 tarihli 291.458,35 TL bedelli fatura üzerindeki tek kaşede … Hiz. A.ş. …Beyoğlu /İst. yazılı bulunduğu, … tarafından imzalandığı ve faturanın dava dışı …A.ş. Çalışanı… ye tebliğ edildiği, icra takip ödeme emirlerinin her iki davalının adreslerine çıkarıldığı, ve her iki ödeme emrinin de aynı tarihte ve aynı saatte …isimli bir çalışana tebliğ edildiği, yine ödenmeyen faturaya ilişkin gönderilen ihtarnamenin de … isimli çalışana … /İst. Adresine tebliğ edildiği, dava dilekçesinin ise her iki davalı adresine ayrı ayrı gönderildiği, her iki dava dilekçesinin de aynı tarih ve saatte … isimli çalışan tarafından tebliğ edildiği, faturayı imzalayan …nin SGK kayıtlarına göre …nin 3.derecede imza yetkilisi olduğu, faturaya itirazın yapılmadığı görülmektedir.
Mahkemece alınan 21/03/2016 tarihli mali müşavir bilirkişi raporuna göre tüm tarafların ticari defterlerinin incelendiği, bu incelemeye göre davacı ticari defterlerinde davacının davalılardan İ… A.ş. Nin 291.458,35 TL alacaklı göründüğü, davalılardan İ…i A.Ş nin ticari defterlerinde ise takibe ve davaya konu faturanın bu davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, faturadan sonra davalı tarafından davacıya bir kısım ödemeler yapılmış olduğu, defter kayıtlarına göre davalının davacıya 262. 214, 08 TL borçlu gözüktüğü, diğer davalı …. Ltd. Şti. Defterlerinde ise herhangi bir kayda rastlanmadığı tespitlerinin yapıldığı görülmüştür.
İlk derece mahkemesince, davalı İstanbul … yönünden verilen karar istinaf edilmediğinden, bu davalı yönünden istinaf incelemesi yapılmamıştır.
Diğer davalı yönünden ise davacının, davalılar arasında organik bağ bulunduğu şeklindeki istinaf başvurusu yönünden dosya incelendiğinde, alacak dayanağı fatura üzerindeki kaşede .. A.Ş ile …group yazısının bulunduğu, … ve San. Ltd. Şti isminin bulunmadığı ve faturadaki kaşede de davalı .l … Ltd. Şti.’nin varlığının bu kaşeden anlaşılamayacağı, her iki davalı şirket tüzel kişiliklerinin ayrı ve adreslerinin farklı olduğu, her iki şirketin de ticari defterlerinin usulüne uygun olarak kendi bünyelerinde tutulduğu, incelenen davalı ticari defterlerine göre davacı ile davalılardan …A.Ş arasında ticari ilişkinin bulunduğu, alacağa dayalı faturanın bu davalı şirket ile davacı şirket ticari defterlerine kayıtlı olduğu, davalı … Şti ile davacı şirket arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, bu iki şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu gösterir başka bir kayıt ve belgenin de dosyaya sunulmadığı, fatura üzerindeki imzanın ait olduğu dava dışı ..’ nin 10 Şubat 2012 tarihli Türkiye Ticari Sicil Gazetesi kayıtlarına göre grup şirketlerinden … A.Ş’de üçüncü derece imza yetkilisi olduğu, taraflar arasında organik bağın bulunup bulunmasının bu aşamada davaya veya alacağa herhangi bir etkisinin bulunmadığı, davalı şirketlerin alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik davranışlarının bulunduğuna dair dosyada delil bulunmadığı gibi, davacının da bu yönde bir iddiasının bulunmadığı, sonuç olarak dava konusu borç ilişkisinin kurulmuş olduğu ve borçtan sorumlu şirketin dosya kapsamına göre sabit olduğu, organik bağın varlığı gerekçesiyle davalı….. Ltd. Şti’nin dava konusu borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı ve reddi gerektiği anlaşılmakla, HMK 353/1.b.1 gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1024 Esas, 2016/949 Karar sayılı 14/02/2016 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi ile aynı yasanın 361 maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/06/2018