Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1489 E. 2018/220 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1489 Esas
KARAR NO : 2018/220
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2017
NUMARASI : 2014/449 Esas 2017/14 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
KARAR TARİHİ : 14/02/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirket ile müvekkili arasında, müvekkili tarafından davalıya insan hakları istihdam hizmeti sağlanması konusunda anlaşarak ticari ilişkiye girdiklerini, müvekkili tarafından 29/07/2013 tarihli e-mail gönderildiği, gönderilen e-mail de sunulan teklifin taraflar arasında davalı tarafından istihdam edilecek personel ile ilgili yapılacak araştırma ve işe yerleştirme hizmetine karşılık, işe yerleştirilen personel sayısına bakılmaksızın davalıya 2013 yılında 11.000,00 TL, 10.750,00 TL ve 10.000,00 TL tutarlarında hizmet bedeli fatura edilmesinde mutabık kalındığını, ve müvekkili tarafından hizmete başlanıldığını, müvekkilinin davalı tarafın kendisinden 15 adet işe yerleştirme talep etmiş olması nedeni ile anılan hizmetin verilebilmesi için davalının projesine münhasıran kendi nezdinde özel bir ekip oluşturulduğunu, ancak davalının hizmete başlamış olmasına rağmen, kabul ettiği teklifi imzalayarak müvekkile göndermediğini ve müvekkilinin teklif uyarınca keşide ettiği 2 adet faturayı da ödemediğini, davalının faturaları kabul etmediği gibi, faturalara itirazdan sonra dahi müvekkili şirketten hizmet almasına ve istihdam yapılmasına rağmen hiçbir ödeme yapmadığından fatura tutarlarının icraya konulduğunu ve davalı kendi aleyhine yapılan icra takibine de kötüniyetli olarak itiraz ettiğini bu nedenle icra takibine haksız itirazın iptali ile icranın devamına ve haksız itiraza mütevellit %20 icra inkar tazminatının davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevabında; müvekkili şirketin bilgisayar yazılımları üreten, tüketicilerle bu kapsamda gerekli desteği sağlayan ve bilgisayar yazılım donanım konusunda esas sözleşmesi kapsamında hizmet verin bir ticari şirket olduğunu, davacının yaptığı teklife istinaden karşılıklı görüşmelerin başlandığını, aralarında bir hizmet sözleşmesinin imzalandığını, iş bu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin davacı şirket tarafından gereği gibi yerine getirilmediğini ve bu sebeple iddia ettiği alacak miktarına da hak kazanmadığını beyan ederek iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, 24/01/2017 tarih, 2014/449 E.- 2017/14 K. nolu karar ile;
Davanın kabulüne,
İstanbul .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki borçlu itirazının iptaline, takibin devamına,
Alacağın %20’si olan 5.192,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilince süresinde sunulan 24.04.2017 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Mevcut davada, uyuşmazlık konusunun, davacı yanın sözleşemeye uygun olarak aranan nitelikte ve sayıda personel temin edip etmediği ve dolayısı ile davacının sözleşmede belirlenen alacağa hak kazanıp kazanmadığı hususu olduğu,
2-Dosya kapsamında, yerel mahkemenin, 24.01.2017 tarihinde eksik inceleme neticesinde, iki fatura içeriğindeki borcun halen cari olduğunun davalı müvekkili şirket tarafından zımmen kabul edildiğini,
3Davacı’nın istenen niteliklere uygun birden fazla sayıda personeli işe yerleştirdiğini ispat edememesine rağmen; bir personel yerleştirildiğinin davalı tarafından kabul edildiği şeklindeki değerlendirme ile, davacı’mn talebi doğrultusunda davanın kabulüne hükmettiği,
4-Yerel mahkeme tarafından hüküm tesis edilirken bilirkişi raporunun göz ardı edildiği, dosyada yer alan bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere, davacı’nın herhangi bir alacağının mevcut olmadığı,
5-İş bu davada. hizmetin verilip verilmediği. taahüt edilen vasıflara haiz istihdamın gerçekleşip gerçekleşmediğinin ibraz edilen bilirkişi raporuna göre tespit edilmesi, akabinde ilgili raporun esas alınarak hükmün tesis edilmesi gerekmekte iken: söz konusu raporun yerel mahkeme tarafından göz ardı edilmesinin, eksik inceleme neticesinde hatalı hüküm kurulmasına neden olduğu
6-Davacının, sözleşmede taahhüt edilen nitliklere haiz personel istihdamı sağlamadığı,
7-Davacının müvekkili şirketle yapmış olduğu sözleşmeye davet niteliğindeki teklife istinaden, karşılıklı olarak mutabakata varılarak 26.09.2013 tarihli hizmet sözleşmesi tanzim ve imza edildiği, ancak davacı şirketin, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmediği gibi, müvekkili şirketin taleplerine uygun vaziyette istihdam sağlayamadığı halde, kötü niyetli olarak ücret talebinde bulunduğu,
8- Davacı tarafından müvekkili şirkete halihazırda 1 aday yerleştirilmiş olup; bu adayın muhasebe bölümünde istihdam edildiği, açıkça anlaşılacağı üzere, davacı akdedilen sözleşme kapsamında ve müvekkil şirketin talebi doğrultusunda yazılım geliştirici ve analist konumlarında istihdam sağlayamadığı, işbu tespitin bilirkişi raporunda da açıkça yer aldığı, ancak yerel mahkemenin bu hususu açıkça göz ardı ettiği,
9-Müvekkili şirket tarafından, düzenlenen faturalara yasal süre içerisinde itiraz edildiği,
10-Müvekkili şirketin, sözleşme ile taahhüt edilen pozisyonlara yeterli sayıda istihdam sağlanamadığı gerekçesiyle, davacı tarafından gönderilen faturalara 8 günlük yasal süre içerisinde Noter vasıtasıyla itirazda bulunduğu, TTK m. 21/2 kapsamında: bir faturayı alan kimsenin, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa içeriğini kabul etmiş sayılacağı, müvekkil şirketin yapmış olduğu itiraz göz önüne alındığında, TTK’ nınn ilgili hükmü çerçevesinde bahse konu faturaların kabul edilmediği, yerel mahkemece tesis edilen gerekçeli kararda bulunan “faturaların zımnen kabul edildiği hükmünün anılan nedenle yerinde olmadığı,
11.Yerel mahkemenin, bilirkişi raporundaki değerlendirmeleri dikkate almadığı,
Hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava faturaya dayalı alacak nedeniyle İİK 67. Maddesi gereğince başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça, davalı aleyhine, aralarında yapmış oldukları 26/09/2013 tarihli hizmet sözleşmesine istinaden düzenlediği, 16/08/2013 tarihli ve 23/09/2013 tarihli faturalara dayalı olarak İstanbul .. İcra Dairesinin ….sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, davalının takibe süresinde itiraz ederek takibin durduğu ve davacı tarafça işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı taraf, söz konusu fatura içeriklerine ilişkin hizmetin, sözleşmeye uygun olarak verilmediği savunmasında bulunmuş, davacı taraf, sözleşmenin 6. maddesi gereğince, bu iki fatura konusunda davalı ile mütabık olunduğu ve faturaların verilen hizmetin bedeli olduğu ileri sürülmüş, mahkemece bilirkişi heyetinden rapor alınmış, 11/07/2016 tarihli raporda, davacının fatura içeriği hizmetin verildiğinin kanıtlanamadığı tespiti yapılmış, fakat mahkemece, sözleşmenin feshedilmediği, halen ayakta olduğu, altıncı maddesinde kademeli olarak sayılan istihdamı kabul edilen personel sayısına göre ücretlendirme tartışmaları bir yana, maddenin devamındaki ” iki adet faturalardan başka bir fatura keşide edilemeyeceği” kararlaştırılarak, bu iki fatura içeriğindeki borcun halen cari olduğunun zımmen kabul edildiği gerekçesi ile, bilirkişi raporunda varılan sonuçtan farklı olarak, davacının alacağını kanıtladığı varsayılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir
Dosya kapsamı itibariyle sözleşme kapsamında, davalı şirkette sadece bir personelin istihdam edildiği görülmektedir. Dosyaya sunulan e-maillerde, 16 Ağustos 2013 tarihinden itibaren taraflar arasında, daha sonra imzalanan ve yukarıda bahsi geçen sözleşme konusu işle ilgili görüşmelerin başladığı ve davacı tarafça personel temini yönünde çalışma başlatıldığı, bu süreçte istihdam edilen bir personel dışında, ayrıca iki adet personelin davalı şirketle görüşmelerinin sağlandığı, dava konusu faturanın bu süreçte düzenlendiği ve davalı tarafa tebliğ edildiği, dosyaya sunulan e-maillerin 30 Ekim 2013 tarihinde sona erdiği görülmektedir.
Dosyada mevcut 11/07/2016 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre, davacı yanın ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre gerekli onaya sahip olduğu, sahibi lehine delil teşkil edeceği, takip tarihi itibariyle takip konusu her iki faturanın defterlerde kayıtlı olduğu ve davacının, kaydi olarak davalıdan 25,960,00 TL alacaklı göründüğü, davalı yanın ise ticari defterlerini ibraz etmediği, ayrıca davalı tarafın söz konusu faturaları TTK 21/2 maddesinde verilen sekiz günlük süre geçtikten sonra 04/10/2013 tarihinde iade faturası düzenlemek suretiyle iade ettiği, yani davalı tarafın sözleşmede kayıtlı bulunan ve varlığını bildiği faturaları önce kayıtlarına intikal ettirdiği ve sonra iade faturası düzenlemek suretiyle iade ettiği tespiti yapılmıştır. Yine raporda, davacının hangi hizmeti verdiğini, kaç kişinin istihdamını sağladığını, dava konusu ettiği alacağın, hangi edimi yerine getirerek hak kazandığını açıklayamadığı, insan kaynakları hizmeti vermenin tamamen muğlak bir ifade olduğu, fatura düzenlemesi ve bunu deftere işlemesinin, davalının faturalara itiraz etmemesinin, davacıyı, edimini ifa ettiği konusunda ispat külfetinden kurtaramayacağı şeklinde tespitler mevcuttur.
Bu kapsamda, taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmenin 6.maddesiyle yapılan düzenleme çerçevesinde, davacının takip dayanağı iki fatura alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
26/09/2013 tarihli hizmet sözleşmesinin 6. Maddesi şöyledir;
“… ‘in Dijital Planet bünyemde istihdam edeceği adaylar için ücretlendireceği hizmet bedeli şu şekilde olacaktır:
-İşe yerleştirilen aday sayısı i ile 5 arasında ise; işeyerleştime başına 3.500.-TL -İşe yerleştirilen aday sayısı 5 ile 10 arasında ise; işe yerleştime başına 3.600.-TL -İşe yerleştirilen aday sayısı 10 ile 15 arasında ise; işe yerleştime başına 3.650.-TL -İşe yerleştirilen aday sayısı 15 ve üzerinde ise; işe yerleştime başına 4.000.-TL
Runmate ’in Dijital Planet ’e, 16 Ağustos 2013 tarihinde faturalandırdığı 11.000 TL(+KDV) ve 23 Eylül 2013 tarihinde faturalandırdığı 11.000 TL (+KDV) tutarlarına istinaden, Runmate 6 Aday işe yerleştirene kadar bu 2 fatura dışında bir faturalandırma yapmayacaktır.
….”
Öte yandan Sözleşmenin süresi, ikinci maddede bir yıl olarak kararlaştırılmış, dördüncü maddede belirlenen hizmet içeriklerinin ifa edilmesi ile, altıncı maddede belirlenen adayların işe yerleştirilmesi konusunda ayrıca özel bir süre belirlenmemiştir. Sözleşmeye göre, adayın işe yerleştirilmesine kadar geçen süre zarfında, davacı tarafça dördüncü madde de belirtilen hizmetlerin verilmesi gerekmektedir. Kaldı ki, işin doğası gereği bu hizmetler, zaten sözleşme maddesi olmasa bile herhangi bir işe başlatma sürecinde yapılması gereken işlerdir.
Bu çerçevede, dosyaya sunulan, e-mail yazışmaları incelendi- ğinde, sözleşme tarihinden önce tarafların görüşmelere başladıkları ve bu görüşmelere paralel olarak, davacının da, sözleşmenin 4. ve 6. maddesinde belirtilen hizmetlere yönelik çalışmaları başlattığı, takip tarihine kadar, bir adayında işe yerleştirildiği, başka iki adayla görüşmelerin sağlandığı, takip konusu iki faturanın sözleşme tarihi itibariyle düzenlenmiş olduğu ve davalının ticari defterlerine kaydedildiği, sözleşme tarihine kadar da herhangi bir itirazın yapılmadığı, takip ve dava tarihi itibariyle sözleşmenin feshedilmediği, halen ayakta olduğu anlaşılmaktadır.
Altıncı madde gereği, faturaların, 6 adayın işe yerleştirilmesi hizmetine karşılık olarak düzenlendiği kabul edilse bile, 6 adayın hangi tarihe kadar yerleştirilmesi gerektiği konusunda sözleşmede bir tarih belirlenmemesi ve sözleşmenin de bir yıllık olması karşısında, davacının, 6 adayı yerleştirmesi için sözleşme bitimine kadar süresinin var olduğunun kabulü gerekir.
Ayrıca, fatura bedellerinin, altıncı aday işe yerleştikten sonra ödeneceği konusunda da sözleşmede bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6. Maddenin son cümlesinde, ” faturalar Dijital Planete yollanacaktır ve …fatura tarihinden itibaren 14 gün içinde tarafına ödenmesini talep etmektedir. Tüm ücretlere KDV eklenecektir.” şeklinde düzenleme bulunduğu, buna göre davalı tarafça kabul edilen, süresinde itiraz edilmeyen ve takip tarihi itibariyle düzenleme tarihinden itibaren, 14 gün geçen fatura içeriklerinin davalı tarafça ödenmesi gerekecektir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davacı tarafın, takip konusu yaptığı faturalara ilişkin olarak sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirdiği ve takip konusu alacağını kanıtladığı, bu doğrultudaki ilk derece mahkemesi kararının usül ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/449 Esas, 2017/14 Karar sayılı 24/01/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL olmak üzere toplam 153,03 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, fazla yatırılan nisbi istinaf harcının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verilmiştir.14/02/2018