Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1469 E. 2018/457 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1469 Esas
KARAR NO : 2018/457
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2017
NUMARASI : 2015/1134 Esas, 2017/133 Karar
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 21/03/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili 27/11/2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin yatırım danışmanlığı, proje geliştirme ve denetim alanında faaliyet gösterdiğini ve bu kapsamda çok sayıda firmaya danışmanlık hizmeti verdiğini, müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki gereğince müvekkilinin davalı borçlunun muhtelif projelerinde proje yönetim ve proje danışmanlığı hizmeti verdiğini, bu ticari ilişki kapsamında davalı borçluya hizmet verilen işlerin olduğunu, hizmetler karşılığı olarak 02/09/2014 tarihli 47.200,00 TL bedelli, 26/02/2014 tarihli 133.104,00 TL bedelli iki adet fatura kesildiğini, fatura tarihlerinde davalı tarafa imza karşılığında teslim edildiğini, davalı tarafça bu faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, gerek fatura tarihlerinden önce gerekse fatura tarihlerinden sonra kısmi ödemeler yapıldığını, müvekkili ile davalı arasında cari hesabın 27/08/2015 tarihi itibariyle 10.000,00 TL borç bakiyesi verdiğinden davalı tarafa mutabakatname gönderilerek bakiyeye herhangi bir itirazları mevcutsa 7 gün içinde bildirmelerinin talep edilğini, davalı tarafın 27/08/2015 tarihli mutabakata herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi müvekkili şirkete 10.000,00 TL borcu bulunduğunu ifade eden mutabakatnameyi şirket kaşeli ve imzalı olarak müvekkili şirkete gönderdiğini ancak bir çok kez talep edilmesine rağmen davalının ödemeden imtina ettiğini, davalı borçlu hakkında İstanbul 20.İcra Müdürlüğünün 2015/27195 dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına davalı borçlunun takibe haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesine talep ve iddia edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının müvekkili şirket adına yaptığını iddia ettiği, .. Eskişehir … AVM’de işlerin müvekkili şirket adına değil … … A.Ş adına yapıldığını, her iki şirketin birbirinden ayrı tüzel kişiliklere sahip olduğunu, öncelikle davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, .. tarafından AVM içerisinde …isimli eğlence merkezi için ..’ın kiracısı olduğu alanda gerekli tadilat işlemlerinin yapılması için davacı ile anlaşıldığını, davacının daha sonra uygulama işlerini taşere ederek … Mühendislik … LTD. ŞTİ ile anlaştığını, davacı tarafından uygulamaların ise … Mühendislik ve .. Yapı tarafından gerçekleştirildiğini, hatalı ve eksik işler nedeniyle işletmenin olağan şekilde çalıştırılmadığını, davacıların bu görüşmelere katılarak işlerin düzeltilmesi için yeterli çabayı sarf etmediğini, üzerine düşün yükümlülükleri yerine getirmediğini, davacı tarafın gerekli özen ve çabayı sarf etmediğini, müvekkilinin açıkça zarara uğradığını savunarak davanın öncelikle husumetten ve esastan reddi ile %20 ‘den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, davacı şirket ile davalı borçlu arasındaki ticari ilişki gereğince davacı şirketin muhtelif projelerinde, proje yönetim ve proje danışmanlığı hizmeti verdiğinin sabit olduğunu, bu ticari ilişki kapsamında davalı borçluya .. Avm’de çeşitli yenileme ilave işleri vs. hizmetlerin verildiğinin anlaşıldığını, ticari ilişki gereği davalı borçluya verilen hizmetlerin karşılığı olarak 02/09/2014 tarihli 47.200,00TL bedelli, 26/02/2014 tarihli 133.104,00TL bedelli iki adet faturanın düzenlendiğini, davalı tarafça bu faturalara herhangi bir şekilde itirazda bulunulmadığını belirterek davanın kısmen kabulü ile İstanbul 20.İcra Dairesinin 2015/27195 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 10.000,00TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, icra inkar tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın %20 ‘si olan 2.000,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, kararın hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun yargılama açısından yetersiz olduğunu, davacının davasını s … A.Ş ‘ye yöneltmesi gerektiğinden müvekkiline karşı açılan davanın reddi gerektiğini, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Eskişehir 3.Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde 2015/48 d.iş dosyasında yapılan işlerin ve ısınamama problemlerine ilişkin tespit davası açıldığını, olumsuz sonuçların giderilmesi adına yapılan fiyat araştırmalarında çok büyük maliyetler çıktığı için Ekim 2016 başında iki katın tamamen boşaltıldığını, üst katta ilave ısıtma sistemi ile müvekkilinin faaliyetini sürdürmeye çalıştığını, davacı şirketin ücrete hak kazanmadığını, bilirkişi tarafından yapılan tespitlere katılmalarının mümkün olmadığını, proje yöneticisi olarak davacı tarafından işlemlerin eksik ve kötü olarak teslim edilmek istendiğini ancak …A.Ş’ tarafından işlemler tamamlanmadığından işin teslim alınmadığını, davacı tarafından daha önceden müvekkili şirket için yapılan işlemlerde de gerekli özenin gösterilmediğini, davacının yönetimindeki şirketlerin eksik ve kötü uygulama yaptığını, müvekkili şirketin ayıp ihbarı neticesinde borçlu olmadığının tespiti gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte işlemiş faizin yersiz olduğunu belirterek kararın ortadan kaldırılmasını itirazları doğrultusunda dosyanın tekrar bilirkişiye gönderilmesini, davanın reddi yönünde yeniden karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hizmet bedelinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.
Dosya kapsamından, davacının davalı şirkete proje yönetim ve proje danışmanlığı hizmeti verdiği, hizmet sonrasında faturalar düzenlediği, davalı şirket tarafından bir kısım faturaların ödendiği takip konusu 10.000,00 TL’lik tutarlı alacakla ilgili olarak davacı şirketin 27/08/2015 tarihi itibariyle cari hesabın 10.000,00 TL borç bakiyesi verdiğine dair faksına istinaden davalı şirket tarafından 10.000,00 TL alacağın bakiye verdiği şeklinde mutabakatını belirttiği, söz konusu metinde davalı şirketin kaşe ve imzasının mevcut olduğu ancak davalı şirket tarafından söz konusu mutabakata rağmen 10.000,00 TL borcun ödenmemesi üzerine davacı şirketin yaklaşık bir ay sonra davalı şirket hakkında 29/09/2015 tarihinde 10.000,00TL asıl alacak ile 92,05 TL işlemiş faiz olmak üzere 10.092,95 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçlunun ise borca ve takibe itiraz ettiği, davacının ise İİK.67.maddesi uyarınca bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında, ticari ilişkinin mevcut olduğu, davalı tarafın davacıya hizmet verdiği, davacının vermiş olduğu hizmetler karşılığında bir kısım ödemeler yaptığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.
Uyuşmazlık, davacının vermiş olduğu hizmetlerin eksik ve ayıplı olup olmadığı ve davacının takip konusu alacağa hak kazanıp kazanmadığıdır.
12/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda, tarafların iddia ve savunmaları icra takip dosyasının özeti yazıldıktan sonra dava dosyasına ibraz edilen ticari defter ve kayıtlar ile dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacı şirket tarafından ibraz edilen 2015 yılına ait ticari defterlerin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin zamanında ve eksiksiz yapıldığının tespit edildiğini, davalı şirket tarafından ibraz edilen 2015 yılına ait ticari defterlerin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin zamanında ve eksiksiz yapıldığının tespit edildiğini, davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirketin takip tarihi itibariyle 10.000,00TL borçlu olduğunu, davacının takibe dayanak faturasının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, davalının ticari defterlerinde ise davacı şirketin 29/09/2015 takip tarihi itibariyle 10.000,00TL davalı şirketten alacaklı olduğunu, davacının takibe dayanak faturasının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, sonuç olarak tarafların 2015 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin tam olduğu, ticari defterlerin düzenli, usulüne ve yasaya uygun tutulduğu, ticari defterlerin sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı, her iki tarafın ticari defterlerine göre davacının takip tarihine göre 10.000,00 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanında istinaf dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hususları tekrar ederek, yeniden rapor alınmasını talep etmiş, davacı vekili ise, rapora karşı yazılı beyanında bilirkişi raporundaki yer alan tespitlerin ve varılan sonucun huzurdaki davanın haklılığını ortaya koyduğunu, davanın sübut bulduğunu kabulüne karar verilmesini istemiş, davacı vekili ayrıca cevaba cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin proje yönetim ve danışmanlık firması olarak hizmet verdiğini, davalı firmaya yönelik verilen tüm hizmetlerin de bu sıfatla verildiğini, müvekkili şirketin davalı borçlu arasındaki ticari ilişki gereği müvekkilinin davalı borçlunun muhtelif projelerinde proje yönetimi ve proje danışmanlığı hizmeti verdiğini, cevap dilekçesinde sözü edilen … mühendislik ve …yapı gibi firmaların müvekkili şirketin taşeronu olmayıp davalı firmanın sözleşme imzaladığını ifade edildiği üzere müvekkili ile davalı arasındaki ilişkinin danışmanlık ve projenin yürütülmesi kapsamında olduğunu, davalı ile sözleşme imzalayan diğer firmalarca yapılan işin herhangi bir kısmında bir kusur yada eksiklik var ise o firmaya ceza kesileceğini ya da firmanın hakkedişinden kesileceğini belirtilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 Sayılı HMK.nın 222.maddesinde ticari defterlerin ibrazı ve delil olması düzenlenmiştir. Maddenin 2.fıkrasında, ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış ve açılış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğu ifade edilmiş, 3.fıkrada ise 2.fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili husustan hiç bir kayıt içermemesi veya defter kayıtlarının aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtların birbirinden ayrılamayacağına yer verilmiştir. Somut olayda, her iki tarafın dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yıla dair ibraz etmiş oldukları ticari defterlerin usulüne uygun şekilde tutulduğu, takibe konu edilen cari hesap alacağına ilişkin faturanın usulüne uygun şekilde tutulan davalı ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu, ayrıca tarafların icra takip tarihinden önce davacının 10.000,00TL bakiye alacağının olduğu konusunda mutabakatta bulundukları bir gerçektir. Bu durumda, davalı tarafın dava dışı firmaların yapmış olduğu hizmetlerin ayıplı veya eksik olduğuna dair iddia ve savunmaların iş bu davada davacı şirkete karşı yönetmesi doğru kabul edilemeyecektir.
Açıklanan nedenlerle ve özellikle tarafların usulüne uygun olarak tutulmuş bulunan ticari defter ve kayıtları ile taraflar arasındaki gerçekleştirilen mutabakat neticesinde davalı tarafın istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1- İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1134 Esas, 2017/133 Karar ve 02/03/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcı ile 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı olmak üzere toplam 153,30 TL’nin davalının peşin olarak yatırmış olduğu 290,70 TL harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye 137,40 TL fazla harcın talep halinde davalı tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi ile aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/03/2018