Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1452 E. 2018/225 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1452 Esas
KARAR NO : 2018/225
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2017
NUMARASI : 2015/450 Esas 2017/179 Karar
DAVA : KOOPERATİF (GENEL KURULUN YENİLENMESİ TALEPLİ)
KARAR TARİHİ : 14/02/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, ortaklıktan kaynaklanan borçlarını ödediğini, diğer ortakların kat irtakat tapusu verilmesine karşın müvekkilinin verilmediğini, dairenin kooperatif adına kayıtlı göründüğünü, kooperatifin 06/11/1995 tarihinde tasfiye kararı aldığını, tasfiye konumuna ., … ve …’in seçildiklerini, tasfiye kurulunun ortakların tapu tescil işlemlerini yaptığını ancak müvekkilininkini yapmadığını, tasfiye görevlilerine ulaşılamadığını, kooperatifin yapması gereken tasfiye işlemlerinin yapılamaz hale geldiğini, dava konusu daireyi müvekkilinin kullandığını, tapu tescil işlemi yapılmadığından mağdur olduğunu belirterek davalı kooperatifin müvekkiline ait tapu işlemlerini yapmakla ve diğer tasfiye ile ilgili işlemleri de gerçekleştirmek üzere tasfiye memuru atanmasını talep etmiştir.
SAVUNMA:
Tasfiye memuru … vekili duruşmaya katılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/450 Esas, 2017/179 Karar sayılı 01/03/2017 tarihli kararı ile davacının davasının reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili süresinde vermiş olduğu 15/06/2017 tarihli İstinaf dilekçesi ile;
1-Davadaki taleplerini, işlevini yapmayan kooperatife tasfiye memuru atanması İstemi olduğu, Ticaret Sicilinde, kooperatifin 1996 yılından beri tasfiye halinde olduğunun gözüktüğü, tasfiye görevlilerinin, kooperatifin tasfiye ile ilgili işlemlerini sonuçlandırmadıkları, Kanunen yapılması gereken toplantı ve işlerin yapılmadığı, diğer ortakların ev tapuları teslim edildiği halde müvekkilinin tapu işinin yapılmadığı, Kooperatifin adresinin belirsiz hale geldiği, kaybolduğu, tasfiye görevlilerinden ….i’nin öldüğü, diğerlerinin de yaşlanmış hasta ve hiçbir iş yapamaz hale düştükleri, Kooperatifin yönetim merkezinin dağıldığı, adressiz kaldığı, Kooperatife gönderilen tebligatların geri iadesi ile durum açıkça belirlendiği, tasfiye memuru olarak gözüken kişilerin adreslerinin de mahkemece uzun araştırmadan sonra belirlenen kendi ikamet adresleri olduğu,
2-Mahkemece, sağ oldukları tespit edilen yaşlı ve görevini yapamaz halde bulunan kişilerden, son faaliyetleri hakkında bilgiler alınarak, tasfiyeyi yürütebilecek yeni tasfiye memuru atanması gerekirken, Mahkemenin, kanuni yükümlülüğünü yerine getirmeyerek davayı haksiz olarak reddettiği,
3-Davadaki taleplerinin, görevini yapmayan ve yapamaz hale düşen tasfiye memurları yerine, yeni tasfiye memuru (Kayyım) atanması, atanacak kayyımun da, müvekkilimin oturduğu konutu ile ilgili tapu işlemini, Kooperatifler Kanunu ve Kooperatif Tüzüğüne göre sonuçlandırması olduğu, taleplrinin vc kooperatifin işlerinin yerine getirilmesi için mahkemece tasfiye memuru atanmasının zorunlu olduğu,
5-… lehine verilen vekalet ücreti kararıınn da haksız olup bozulması gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, tasfiye işlemlerini yapmak üzere kooperatife tasfiye memuru atanması talebine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre, davacının, kooperatif üyesi olduğu, ancak tapu kaydının tahsis edilmediği, davalı kooperatifin 04.11.1995 tarihli genel kurul kararıyla tasfiyeye karar verildiği, halen tasfiye halinde olduğu, mevcut yönetim kurulu üyelerinin tasfiye memuru olarak atandıkları, tasfiye memurlarından…’nin öldüğü, diğer tasfiye memurları … ve …’in hayatta olduğu, görevlerine devam ettikleri, Kooperatifin son tescilini 23.05.1996 tarihinde yaptığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan somut olayda, davacının da kabulünde olduğu üzere, mevcut durumda, kooperatifçe usulüne uygun olarak atanmış tasfiye memurları bulunmasına rağmen, davacının görevi devam eden tasfiye memurlarının azlini istemeden doğrudan tasfiye memuru atanmasını talep ettiği görülmektedir.
Oysa,1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81/3. maddesi, “Mahkemece veya genel kurulca tasfiye memurları seçilmediği takdirde tasfiye işlerini yönetim kurulu yapar.” hükmünü haiz olup, tasfiye memurlarının genel kurulca seçileceği, tasfiye memuru seçilmese bile tasfiye işlerini yönetim kurulunun yapacağını düzenlemiştir. Somut olayda da durum tam olarak budur.
Davacı vekilinin, dava dilekçesinde, tasfiye memurlarının görevlerini ifa konusunda olumsuz iddiaları mevcutsa da, azil talebinde bulunmadığı görülmektedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 05/03/2012 tarih, 2011/2569 Esas, 2012/1627 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, yeni tasfiye memuru atanması, öncekilerin azline bağlı bir husus olup, önceki tasfiye memuru görevine devam ederken yeni bir tasfiye memurunun atanması genel olarak mümkün değildir.
Genel kural, tasfiye memurlarının seçimi ve azlinin genel kurulun yetkisinde olduğu, istisnaen mahkemece, genel kurulca seçilen tasfiye kurulu üyeleri hakkında, daha önceki genel kurulun bilgisi haricinde olan hususlara ilişkin olmasının gerekmesi yanında, yeni ortaya çıkan ve azle dayanak yapılan hususların önemi nedeniyle, ortaklardan bir sonraki genel kurula kadar beklenmesi objektif olarak beklenemeyecek ve hakli sebep olarak nitelendirilebilecek durumların varlığı halinde, tasfiye memurlarının azli ve yenisinin atanması söz konusu olabilmektedir.
Sonuç olarak, kooperatifin tasfiye halinde olup, tasfiye memurlarından ikisinin görevine devam etmesi, davacının, bu tasfiye memurlarının azlini de talep etmeden, genel kurula ait olan bir yetkinin mahkeme tarafından kullanılarak, yeni tasfiye memuru veya memurları atanmasını talep etmesi, tasfiye memurlarının genel kural olarak genel kurulca atanmasının gerekmesi, ancak istisnai durumlarda ve genel kurulun toplanmasının objektif olarak imkansız olduğu durumlarda, mevcut tasfiye memurlarının azli ile yerlerine yenilerinin genel kurula kadar atanmasının söz konusu olabilmesi, tasfiye memurlarının azli talep edilmeden ve görevleri devam etmekteyken yeni tasfiye memurlarının atanamaması, nihayet tasfiye memurlarının azlinin talep edilmesi halinde ise, husumetin kooperatif tüzel kişiliğine değil, azli istenen tasfiye memurlarına yöneltilmesi zorunluluğu karşısında, mahkemece davanın doğru gerekçelerle reddine dair kararının esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu görülmüştür.
Fakat mahkemece hükümde, davada davalı olarak gösterilmeyen, mahkemece usule uygun şekilde, davaya davalı olarak kabul edidiğine dair bir karar bulunmadığından, davalı sıfatına haiz bulunmayan … lehine, vekille temsil edildiği gerekçesiyle vekalet ücreti takdiri edilmesi, usule uygun olmadığından, davacı tarafın bu nedenle istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK 353.1.b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hükümdeki davalı lehine vekalet ücreti takdir edilen kısmın çıkartılarak, davanın reddine, karar vermek gerekmekle aşagıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/450 Esas, 2017/179 Karar sayılı 01/03/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-Davacının davasının REDDİNE,
4-Alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile 8,20 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- HMK 333 maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
7-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Takdiren taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
9- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.2 ve 361/1 Maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi .14/02/2018