Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1441 E. 2018/194 K. 07.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1441 Esas
KARAR NO : 2018/194
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2017
NUMARASI : 2014/595 E. 2017/158 K.

DAVA : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 07/02/2018
KARARIN YAZILDIĞI T : 12/02/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; sigortalı ….’ya ait 3 adet enjeksiyon makinesi için yangın sigortası yapıldığını, bu makinelerin davalı ….’a kiralandığını, … İlaç fabrikasında 20/03/2012 günü çıkan yangın sonucu söz konusu makinelerin iki tanesinin tamamen yandığını ve birinin de hasarlanığını, eksper tarafından zararın 800.00 USD olarak belirlendiğini, bu tutarın 06/07/2012 tarihinde sigortalıya ödendiğini, kira sözleşmesine göre makineleri… İlaç’ın sigorta ettirmesi gerektiğini, … İlaç’ın ….Sigorta’ya yaptırdığı poliçeye göre de yanan makinelerin %10 poliçe limiti üzerinden sigortalı olduğunu, …. İlaç’ın 22/03/2012 tarihli yazısında zararın bu poliçe kapsamında ödeneceğini aksi halde kendilerinin ödeyeceğini bildirdiğini, fakat 17/07/2012 ve 27/07/2012 tarihli talep yazılarına rağmen ödeme yapılmadığını bildirmiş, 800.000 USD tazminatın 06/07/2012 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine göre devlet bankalarının USD mevduatıran uyguladığı 1 yıllık vadeli ve değişken mevduat faizi, yargılama giderleri ve ücreti vekalet ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevabında; kendilerinin bir sorumluluk sigortası değil mal sigortası yaptıklarını ve bu itibarla davacının talep hakkına ve aktif dava ehliyetine sahip olmadığını, davacının poliçesi ile kendi poliçelerinin aynı malı aynı süre ve değerinin tamamı için aynı risklere karşı sigorta ettiği için çifte sigorta bulunduğunu, her iki sigortayı farklı kişilerin akdetmesinin çifte sigorta nitelemesi için engel sayılamayacağını, kendilerinin ikinci sigortacı olduğu için kendi poliçedeki teminatın geçersiz olduğunu, ayrıca malik … Kablo ile poliçe altında tüm zararını aldığı için tazmin edilmeyen bir kısım da bulunmadığını, yanan fabrikada … İlaç’ın malik değil kiracı olması ve yangının …İlaç’a ait olan cihaz ve elktrik kaynaklarından çıkmadığı yönündeki teknik görüşler karşısında davacının yangının sebebini ve bilhassa dava konusu makinelerden çıkmadığının ispat etmesi gerektiğini, diğer davalı … İlaç davacıya sorumlu olsa bile bu kira sözleşmesine dayalı olduğu ve kendilerinin sorumluluğu ancak poliçe uyarınca olduğunu ve sorumluluk sigortası yapmadıkları için kendilerinin otomatik olarak sorumlu tutulamayacaklarını, faiz başlangıç tarihin de yanlış belirlendiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2014/595 E- 2017/158 K. sayılı kararı ile; Davanın davalılardan .. Sigorta A.Ş. yönünden reddine,
Davanın davalı … İlaç ve Sağlık Malzemeleri Pazarlama Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi yönünden kabulü ile 800.000 USD nin 06/07/2012 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre işletilecek faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili süresinde sunmuş olduğu 29/05/2017 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Dava konusu olayda çifte sigortadan bahsedilemeyeceği zira her iki poliçede de mal menfaattarının farklı olduğu, davalılar arasındaki poliçe tanziminin, hasarlı makinaların diğer davalı … A.Ş ye daha kiralanmadığı, kira sözleşmesinin poliçe tanziminden sonra olduğu,
2-Çifte sigortadan bahsedebilmek için davaya konu 3 adet enjeksiyon makinasının değerinin tamamının sigorta edilmiş olması gerektiği, oysa davalı sigorta şirketinin poliçesindeki toplam sigorta bedelinin makinalarının değerinden çok daha düşük olduğu bi nedenle çifte sigortadan bahsedilemeyeceği,
3- Müvekkili şirket lehine hesaplanan vekalet ücretinin de asgari ücret tarifesi kapsamında eksik hesaplandığı hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME :
Dava sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat talebine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketi, dava dışı sigortalı Telesan tabloya ait 3 adet enjeksiyon makinası için yangın sigortası yapıldığını, bu makinaların davalılardan … ilaca kiralandığını, … ilaç fabrikasında çıkan yangın sonucu 2 makinanın tamamen yandığını birisinin hasarlandığını bu nedenle davalı sigortalıya 800 USD ödeme yapıldığını, …. ilacın da makinaları diğer davalıya sigorta ettirdiği, makinaların yanmasında davalı …’ ın kusurlu olduğu bu nedenle yaptığı ödemenin davalılardan tahsilini talep ettiği, davalı sigorta şirketinin savunmasında, dava konusu olayda çifte sigorta bulunduğunu, kendilerinin yapmış olduğu sigorta poliçesinin geçersiz olduğu, bu nedenle kendilerine rücu edilemeyeceğini, ayrıca söz konusu yangının diğer davalının kusurundan kaynaklandığının davacı tarafça kanıtlanması gerektiğini ileri sürmüş, mahkemece söz konusu olayda çifte sigorta bulunması nedeniyle davalı sigorta şirketi yönünden davanın reddine, diğer davalı …s ilaç yönünden davanın kabulüne karar verdiği görülmüştür.
Davalı … ilaç, davaya cevap vermediği gibi istinaf başvurusunda da bulunmamıştır.
Davacı sigorta şirketi istinaf başvurusunda olayda çifte sigortanın bulunmadığını, davalı sigorta şirketinin de zarardan sorumlu olduğunu ileri sürmüş, istinaf başvurusuna cevap veren davalı sigorta şirketi cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar etmiş, ve olayda çifte sigorta bulunduğunu yerel mahkeme kararının doğru olduğunu belirtmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava konusu olayda çifte sigorta bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin olmakla birlikte, davacının sigortalısı ile, davalılardan … İlaç arasında, dava konusu makinaların kiralanmasına yönelik 13.02.2012 tarihli kira sözleşmesi düzenlendiği görülmektedir. Davalı …. İlaç’ın, diğer davalı sigorta şirketi ile bu makine konulu sigorta sözleşmesi de, kira sözleşmesindeki 3.madde hükmü gereği düzenlenmiştir. Görüleceği üzere, dava konusu uyuşmazlık, temelde bu kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. Maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da, görevli mahkeme, sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 Tarihli E.37, K.9 sayılı kararı, ” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklindedir.Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. Maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da, , görevli mahkeme, sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 Tarihli E.37, K.9 sayılı kararı, ” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü uyarınca, Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın, Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara bakmakla görevlidir.
Sonuç olarak yukarıda açıklandığı üzere, sigortalı ile davalılar arasındaki uyuşmazlık, sigorta poliçesinden değil de, aralarındaki kira sözleşmesinden kaynakladığı, davacı sigortacının da, halefiyet ilkesince dava dışı sigortalısı yarine geçerek bu davayı açtığına göre, bu durumda bu davanın HMK 4.maddesi gereğince Sulh Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekirken, mahkemece görevsizlik kararı verilmeyerek, davaya bakılmış olması doğru olmadığından, istinaf başvurusunun bu nedenle kabulüyle, bu aşamada esâsa ilişkin başvuru sebepleri incelenmeksizin, HMK 355.1 son cümle ve 353.1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, mahkemesince HMK 20. maddesine uygun şekilde görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili Sulh Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/595 Esas, 2017/158 Karar sayılı 15/02/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, dairemiz kararına uygun olarak görevsizlik kararı verilerek, görevli ve yetkili Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere gerekli işlemlerin tamamlanması için mahalli Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3. Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/02/2018