Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1416 E. 2018/157 K. 31.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1416 Esas
KARAR NO : 2018/157
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2016
NUMARASI : 2015/235 Esas 2016/956 Karar
DAVA : KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ : 31/01/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde müflis …. Şti.’nin Gebzeüğünün 2014/1 iflas dosyası ile tasfiye işlemlerine başlandığını, müvekkili bankanın İmes Sanayi Dudullu Şubesi’nden çek karnesi sebebiyle müvekkil bankaca her bir çek yaprağı için 5941 sayılı yasanın 10. Maddesi gereği ödemeyi garanti ettikleri 15/07/2014 tarihi itibariyle 13.400,00 TL bedelli alacaklarının olduğunu, iflas idaresine alacaklarının kaydı için başvuru yaptıklarını ve iflas idaresinin haksız şekilde taleplerini red ettiğini belirterek alacaklarının 11.583,73-TL’lik kısmının şarta bağlı rüçhanlı alacak olarak, bakiye 1.816,27-TL alacaklarının ise 4. sıraya kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın Gebze … İflas Dairesinin … esas sayılı dosyasına alacak kaydı yapılmasını talep ettiklerini, iflas dairesince bu talebin reddine karar verildiğini, davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, çek aslının dosya ibraz edilmesi gerektiğini, çek asıllarının hamiller tarafından muhatap bankaya ibraz edildiğinin ispatının gerekli olduğunu, bu ispat edilmedin davanın kabul edilemeyeceğin, kaldıki bu sorumluluğun bankanın şahsi sorumluluğu olduğunu, davacının davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/235 E., 2016/956 K., sayılı kararıyla özetle;
Davanın kısmen kabulü ile davacının şarta bağlı alacağı olan 8.500,00 TL’ nin davalı müflis …. LTD. ŞTİ.’ nin iflas masasına şarta bağlı alacak olarak kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, yasal süresinde sunduğu 12.05.2017 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
1-Çeklerin ileri tarihli düzenlenmesinin fiilen ve hukuken mümkün olduğu, henüz ibraz edilmeyen çeklerin, ileri bir keşide tarihi yazılarak müvekkil bankaya ibraz edildiğinde müvekkil bankanın garanti tutarını ödemesinin yasal zorunluluk olduğu, iflas tarihinden önce, müvekkili banka ile müflis firma arasında akdedilen sözleşmeler gereği teslim edilen çek yaprakları, iflas tarihinden önce ileri tarihli düzenlene- bileceğinden yine müvekkili Bankanın , müflis şirketten olan gayrinakit kredi riski devam etmekte olduğundan, gerek bilirkişi raporlarında gerekse de gerekçeli karardaki ifadelere katılmanın mümkün olmadığı,
2- Müflis firma hakkında verilen iflas kararının henüz kesinleşmediği, yalnızca iflas kararı verilmiş olmasının, müvekkili bankanın kanundan kaynaklanan ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı, kaldı ki TTK 800. md.sine göre çekin tedavüle çıkarılmasından sonra düzenleyenin iflas etmesinin, çekin geçerliliğini etkilemeyeceği,müflis firma hakkında verilen iflas kararı henüz kesinleşmediğinden, firma hakkında iflas kararı verilmiş olmasının, müvekkili bankanın garanti bedeli ödeme zorunluluğunu ortadan kaldırmadığı, bu itibarla 5 adet ibraz edilemeyen dava konusu çek ile ilgili bilirkişilerin bu haksız tespitlerine dayanarak tesis edilen gerekçeli kararın, hukuka aykırı olup bozmayı gerektirdiği, diğer taraftan çeklerin henüz müvekkili bankaya ibraz edilmemiş olmasının daha sonra ibraz edilemeyeceği anlamına da gelmediği, bankacılık uygulamalarına göre ibraz edilmeyen çeklerin açık çek statüsünde olup; her zaman ibraz edilebilecek ve müvekkili banka tarafından 5941 sayılı K.nun 3/3 md.sinde yer alan garanti tutarı ödeme yükümlülüğünün doğacağı,
3-Gerekçeli kararda rüçhan talebi konusunda herhangi bir ifadeye yer verilmediğinden bu yönüyle de kararın bozulmasını talep ettikleri,
.5-Gerek dava dilekçesinde, gerekse cevap dilekçesinde ve raporlara beyan dilekçelerinde de beyan ettikleri gibi, müvekkili Banka ile, müflis şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmeleri çerçevesinde, müvekkili Bankanın müflis şirket hesapları üzerinde rehin, takas mahsup hakkı bulunduğu, nitekim 22.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda da yer verildiği üzere, müflis şirketin, Üsküdar .. Noterliği’nin 19.04.2000 tarih ve…..yev. Nolu Mevduat Rehni ve Alacak Temliki kararı gereği, müvekkili banka tarafından, merkez ve tüm şubelerinde açılmış veya açılacak nakit ve gayrinakit TL ve döviz her türlü krediler nedeniyle doğmuş ve doğacak borçları ile sebep ve ciheti ne olursa olsun müflis şirketin müvekkil bankaya karşı doğmuş veya doğacak her türlü borçlarının teminatı olmak üzere, müvekkili bankanın İmes Sanayi Sitesi Şubesi nezdindeki 1002344 nolu ticari mevduat hesabında bulunan 11.583,73-TL üzerinde, müvekkili banka lehine rehin tesis edildiğinin belirtilmesine rağmen, mahkeme tarafından rüçhan talepleri konusunda herhangi bir karar verilmemiş olup, kararın bu yönüyle de bozulmasını talep ettikleri,
6- Müvekkili Bankanın, müflis şirket nezdindeki alacağının, genel kredi sözleşmesi hükümlerine göre rehin ile güvence altına alındığı, bu nedenle müvekkili Bankanın, müflis şirket hesabı üzerinde genel kredi sözleşmesi hükümleri kapsamında rehin hakkı bulunduğu ve bu durumun taraflarca sözleşme serbestisi çerçevesinde kararlaştırılmış olduğu, müvekkili Bankanın, rehin hakkına sahip olması nedeniyle rüçhan hakkı bulunduğu, Yargıtay içtihatlarının da bu doğrultuda olduğu, hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava, İİK 235.maddesine göre açılan iflas masasına kayıt kabul davasıdır.
Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 15/07/2014 tarihli ve 2011/106 Esas sayılı dosyada, davalı müflis Kahveci … Ltd. Şti’nin 12.03.2010 tarihinde iflas ertelemesi davası açtığı, 15.07.2014 tarihli, 2014/379 sayılı kararı ile davalının iflasına karar verildiği ve kararın kesinleşmemiş olduğu, Gebze.. İcra Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyasına davacının yaptığı başvurunun, talep edilen alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden tamamının reddine karar verildiği, ret kararının davacıya 06.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf, müflis şirkete verdiği çek karnesinden dolayı, 5491 sayılı yasanın 10.maddesi gereğince her çek yaprağı için ödemeyi garanti ettiği toplam 13.120,00 TL için iflas masasına kayıt kabul talebinde bulunmuş, davalı iflas idaresi vekilleri, davacının Mülga 3167 sayılı yasanın 10.maddesi kapsamında sorumluluk bedelinin kayıt ve kabulünü talep edebilmesi için çek asıllarının hamiller tarafından muhatap bankaya teslim edildiğini kanıtlaması gerektiğini ileri sürmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, ibraz edilmiş çekler bakımından zamanaşımı süresi geçtiğinden bankanın talep konusu sorumluluğu bulunup bulunmadığı, henüz ibraz edilmeyen çeklerin, ileri bir keşide tarihi yazılarak, bankaya ibraz edildiğinde, bankanın garanti tutarını ödemesinin yasal zorunluluk olup olmadığı, bu nedenle mahkemece reddedilen talebinde davacının haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamına göre, davacı banka ile müflis şirket arasında, 18.04.2000 tarihinde 50.000,00 TL, 17.11.2009 tarihinde 125.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı, banka tarafından bu sözleşmelerin imzalanmasından sonra 17.11.2009 tarihinde çek karnesi verildiği, bu çek karnesinden 17 adet çekin karşılıksız, arkası yazılmış ve düzeltme hakkı kullanılmamış çek ile, 5 adet bankaya ibraz edilmemiş çek ve 2 adet iptal edilmiş çek bulunduğu görülmektedir.
3167 sayılı kanuna dayanılarak bastırılan çeklerle ilgili olarak, TCMB’nin 2010/2 tebliğin geçici 2.maddesi uyarınca, bankanın, süresinde ibraz edilen çekin karşılıksız çıkması halinde her çek yaprağı için beş yüz lirasına kadar ödeme yapma yükümlülüğü bulunmaktadır. Zira 3167 sayılı Çek Kanunu’nun 10.maddesine göre, bankanın sorumlu olduğu miktara ilişkin bu yükümlülüğü, çek defteri tesliminden doğan ve geri dönülemeyecek nitelikli bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir.
Öte yandan TTK’nın 712. (6102 sayılı TTK’nın 800/1) maddesine göre, çekin tedavüle çıkarılmasından sonra keşidecinin ölümü veya medeni haklarını kullanma ehliyetini kaybetmesi yahut iflası çekin muteberliğine halel getirmez. Çek tedavüle konulduktan -lehtara veya hamile verildikten- sonra, keşidecinin durumunda meydana gelen değişikliklerin çekin geçerliliğini etkilememesi doğaldır. Burada aranan tek şart çekin tedavüle çıkarılmasıdır. Hamile yazılı çekin lehtarın veya hamilin elinde bulunması, emre yazılı çekte lehtarın cirosu ve çekin teslimi tedavüle çıkarıldığının kanıtıdır. Çek ileriki tarihli olarak düzenlenebileceğinden (TTK md.707), çekin kcşidecinin ölümünden, ehliyetini kaybetmesinden veya iflasından sonraki bir keşide tarihini taşıması tek başına -aksi ispat edilmediği sürece- geçerliliğini etkilemeyecektir. (Seza Reisoğlu, Çek Hukuku, Ankara, 2011 s.167).
Netice itibariyle bankanın kanunî garanti miktarını hamile ödemesi zorunluluğu tüm bu şartların (çeki ibraz edenin meşru hamil olması, herhangi bir ödeme engelinin bulunmaması, bankaca basılmış veya bastırılmış geçerli bir çekin bulunması, çekin bankaya süresinde ibraz edilmesi ve karşılığının mevcut olmaması) birlikte gerçekleşmesine bağlıdır. Koşulların birlikte gerçekleşmemesi, muhataba çek bedelinin karşılığı yanında kanunî garanti miktarını da ödememe hakkı verecek ve hatta duruma göre ödememe görevini yükleyecektir. (Çetin Arslan-Murat Kayançiçek, 5941 sayılı Çek Kanunu Şerhi, Ankara, 2010 s.265). (Yargıtay 23.HD 2014/3183 E, 2015/559 K.04.02.2015 T.)
Bu durumda, davacının 15.07.2014 iflas tarihi itibariyle müflis … Tic. Ltd. Şti.’ne verdiği çeklerden dolayı, karşılıksız, arkası yazılmış ve düzeltme hakkı kullanılmamış 17 adet çek yaprağı yönünden, yukarıda belirtilen şartların birlikte bulunması sebebiyle, garanti bedellerinden kaynaklanan risk için, 8.500,TL iflas masasına alacak kaydı talebinde bulunabileceği açıktır.
Fakat, bankaya ibraz edilmemiş 5 çek yaprağından dolayı, davacının her hangi bir riski henüz doğmamıştır. Zira çekler bankaya ibraz edilmemiştir. İbraz söz konusu olmadığı için, bankanın kanuni garanti miktarını hamile ödemesi zorunluluğuna ilişkin şartların bulunup bulunmadığı değerlendirilememektedir. Davacı banka, bu nedenlerle 5 çek yaprağı için alacak talebinde bulunamayacaktır.
Yine dava konusu … ve…. nolu çekler iptal edilerek bankaya iade edilmekle, bu çeklerden dolayı risk bulunmadığından davacının bu çeklere ilişkin talebi yerinde değildir
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davacının ibraz edilen ve karşılıksız çıkan 17 adet çek için talepte haklı olduğu, 5 adet çek için risk gerçekleşmediği, 2 adet çek iptal edildiği için, bu çeklere ilişkin talebinin yerinde olmadığı, bu doğrultuda ilk derece mahkemesince verilen kararın esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan, reddine karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/235 Esas, 2016/956 Karar sayılı 16/12/2016 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına ,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi ile aynı yasanın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 31/01/2018