Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1411 E. 2018/445 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1411 Esas
KARAR NO : 2018/445
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2016
NUMARASI : 2014/486 2016/749
DAVANIN KONUSU : ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/03/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Avcılarda bulunan iş yerini davalı … şirketine 17/08/2012 tarihinde sigortalattığını ve bir yıllık prim bedeli olan 310,43 TL’yi peşin olarak ödediğini ve 27/09/2012 tarihinde çıkan yangında sigorta şirketine haber vermesine karşın eksperin gelmediğini ve poliçesinin 20/09/2012 tarihinde iptal edildiğini söylediklerini, 118.000 TL hasar bedelinin tarafına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; davacının dayandığı iş yeri sigortası poliçesinin primlerini acente olarak görülen … sigorta aracılık hizmetleri tarafından tahsil edilmediği gibi müvekkiline de herhangi bir prim ödemesinin intikal etmediğini ve bu poliçenin müvekkili şirket tarafından 20/09/2012 tarihinde iptal edildiğini, primi ödenmeyen poliçenin iptali sebebiyle müvekkilinin tazminat ödeme sorumluluğu olmadığını, müvekkil şirkete veya yetkili acentesine yapılan bir prim ödemesi olmadığı için davacı tarafın aksini ispatla yükümlü olduğunu TTK md.1401 ve sorumluluğun başlangıcına ilişkin TTK md.1421 gereğince davanın reddinin gerektiğini ayrıca davaya konu poliçe için prim tahsilat makbuzu veren dava dışı Vira Sigorta aracılık hizmetleri için müvekkilinin acentesi olmadığından ancak buna rağmen tahsilat makbuzu verdiğinden savcılığına suç duyurusunda bulundukları anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf taleplerinde; Dava konusu sözleşmenin davalı … tarafından düzenlendiğini yetkili imza ile sigorta poliçesini onaylayarak sorumluluğu üstlendiğini, TTK.nun 1405. maddesi gereğince otuz gün içinde reddedilmediğinden poliçenin düzenlendiği 17/08/2012 tarihinde kurulmuş sayılacağını, poliçenin iptal edildiği tarihin ise 20.09.2012 olduğunu, davalı tarafın da aksine bir iddiada bulunmadığını, sözleşmenin kurulduğu konusunda tereddüt olmadığını, ödemenin aracı temsilciye 6 aylık taksitle yapılacağı konusunda anlaşılmış olmasına karşılık, 12/09/2012 tarihinde peşin ödendiğini, mahkemenin, “dava dışı … Sigortanın ..müvekkilin acentesi olmadığından ancak buna rağmen tahsilat makbuzu vermediğinden savcılığa suc duyurusunda bulunulması” söyleminin mantıklı bir yanı olmadığını, davalı şirket ile satış yapan, parasını tahsil eden …Sigorta (…ı) ile kendisine sigorta poliçesini düzenleyen … arasında ticari bir ilişki olmasaydı bu poliçenin düzenlenemeyeceğini, poliçenin kendisine gönderilemeyeceğini, dolandırıcılık dilekçesini savcıya sunması gereken kişinin kendisi değil, …olduğunu, sigorta şirketinin bu tür sözleşmenin kurulmasınu nasıl izin verdi ise sorumluluğu da yüklenmesi gerektiğini, eksik bilirkişi tespitiyle hüküm kurulmasının yanlış ve kabul edilemez olduğunu, tahsil edilen para makbuzunda adı geçen tali acenta veya temsilcisi …Sigorta Aracılık Hizmetlerti-… adına düzenlenmiş tahsilat makbuzunun dikkate alınmadığını, makbuzun dosyada mevcut olduğunu, ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf dilekçesi davalı vekiline 15/06/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf dilekçesine 28/06/2017 tarihinde cevap verilerek: Davacının iddiasının aksine müvekkil Şirkete ve müvekkil şirketin yetkili acentesine yapılmış bir prim ödemesinin olmadığını davacının prim borcunu ödediğini iddia ettiği …Sigorta Aracılık Hizmetlerinin yetkili acentaları …Sigorta Aracılık Hizmetleri’nin tali acentesi olmadığı gibi müvekkili şirkete ya da … Sigorta Aracılık Hizmetleri’ne intikal ettirdiği bir poliçe primi de olmadığını, davacı tarafın aksini ispatlamakla mükellef olup davasını kanıtlayamadığını, bilirkişi raporunda bu hususta müvekkil şirketin ticari kayıtlarında inceleme yapılmış olup eksik inceleme söz konusu olmadığını, davacı tarafından Yargıtay kararı emsal olarak gösterilmiş ise de dava konusu olay ile ilgisi bulunmadığını, talep edilen zarar miktarının da davacı tarafından ispat edilemediğini, mahkeme hükmünün doğru olduğunu belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacı tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, davacının işyerinde çıkan yangın nedeniyle uğradığı zararın taraflar arasında imzalandığı iddia edilen işyeri paket Sigorta Sözleşmesi uyarınca davalı … şirketinden tahsili talebine ilişkin tazminat davası olup, uyuşmazlık, söz konusu sigorta poliçesinin taraflar arasında imzalanarak sigorta primlerinin yatırılmış olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı taraf, uğradığı zararın tazmini istemekte, delil olarak da sigorta poliçesini göstermekte, davalı … şirketi ise bu poliçeyi kendilerinin, yetkili acentalarının veya alt temsilcilerin düzenlemediğini, dolayısıyla poliçeye ilişkin prim de almadıklarını savunmaktadır. Mahkemece de davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından istinaf konusu yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde Davacı ile davalı arasında 16/08/2012 tarihinde 1 yıl geçerli sigorta poliçesi tanzim edildiği, bir gün sonra 17/08/2012 tarihinde davacının iş yerinde yangın çıktığı, yangının sebebinin bilinemediği, Sigorta poliçesinin davalının yetkili acentaları olan… Sigorta Aracılık Hizmetleri tarafından düzenlendiği, prim bedelinin 310,43.-TL olduğu ve 7 taksite bölündüğü, anlaşıldığı kadarıyla sigorta prim borcunun yatırılmamış olması nedeniyle poliçenin davalı … şirketi tarafından 20/09/2012 tarihinde iptal edildiği, davacınında sigorta pirimini yatırdığına dair …Sigorta Aracılık Hizmetleri(…ı) tarafından düzenlenmiş 12/09/2012 tarih ve 2 nolu ve hangi sigorta poliçesi için tahsil edildiği belli olmayan makbuzu dava dilekçesine ekli olarak ibraz ettiği, …Sigorta Aracılık Hizmetleri (…)’nın davalı … şirketinin acentası olmadığı gibi, yetkili acenta olduğu anlaşılan …Sigorta Aracılık Hizmetleri’nin alt acentası/temsilcisi de olmadığı anlaşılmaktadır.
TTK.nun 1430.maddesi gereğince Sigorta ettiren, sözleşmeyle kararlaştırılan primi ödemekle yükümlüdür. Aksine sözleşme yoksa sigorta primi peşin ödenir. Özel kanunlardaki hükümler saklıdır. Sigorta primi nakden ödenir. İlk taksidin nakden ödenmesi şartıyla, sonraki primler için kambiyo senedi verilebilir; bu hâlde, ödeme kambiyo senedinin tahsili ile gerçekleşir. Sigorta ettiren, sigortacının sorumluluğu başlamadan önce, kararlaştırılmış primin yarısını ödeyerek sözleşmeden cayabilir. Sözleşmeden kısmi cayma hâlinde, sigorta ettirenin ödemekle yükümlü olduğu prim, cayılan kısma ilişkin primin yarısıdır.
Somut olaya gelince; davacı her ne kadar davalı … şirketinin yetkili acentası olan .. Sigorta Aracılık Hizmetleri aracılığı ile söz konusu poliçeyi imzalamış ise de sigorta primini ilgisiz başka birine (…Sigorta Aracılık Hizmetleri (…’ya) ödediği, bu hatanın davalı … şirketini ilgilendirmediği gibi sorumluluğuna da gidilemeyeceği anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/03/2018