Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1336 E. 2018/360 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1336 Esas
KARAR NO : 2018/360
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2017
NUMARASI : 2016/506 2017/101
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ (Kooperatif Üyelik Borcundan
Kaynaklanan
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili kooperatifin üyesi olan davalı hakkında 31/08/2015 tarihli olağanüstü genel kurul kararı ile üyelerden bir seferlik 13.500.-TL alınmasına karar verildiğini, davalının bu parayı ödemediğini, Kocaeli 2. İcra Dairesinin 2016/388 sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı davaya cevap vermemiş, vekili ön inceleme duruşmasında ödeme iddiasında bulunmuş dekont sunmak üzere süre vermiş ise de bu konuda herhangi bir delil sunmamıştır. Tahkikat aşamasında da üyeliği devrettiğini, genel kurula katılmadığını, iş yerini satın alan şahsın da toplantıya katılmadığını, borçtan haberdar olmadığını ve borcu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; davanın kabulü ile davalının Kocaeli .. İcra Dairesinin … sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 13.500,00 TL alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek devamına, asıl alacak likit olduğundan 13.500,00 TL üzerinden hesap edilecek % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf taleplerinde;
1-Kooperatif yönetiminin kooperatif üyelerine, vergi usul kanunu gereğince kesmesi gereken faturayı kesmemesi nedeniyle kooperatif yönetimine kesilmiş olan vergi cezasının üyelerine paylaştırılmak dava konusu takibe dayanak genel kurul toplantısında karar alındığını, müvekkilinin de bu muameleye tabi olan mağdurlardan olduğunu, icra takip dosyasından da görüleceği üzere, söz konusu tutarın aidat alacağı olmadığını, yönetimin kendi hatasından ve ihmalinden kaynaklı tahakkuk ettirilen cezanın üyelere yansıtılmak suretiyle, tahsili yoluna gidildiğini,
2-Müvekkilinin 16.09.2013 tarihinde taşınmazını …’a satmak suretiyle devrettiğini, ilgili tarihteki maliğin müvekkili olmadığından, bir an için alacağın gerçek aidat alacağı olduğu kabul edilecek olsa dahi, söz konusu borcun muhatabının müvekkili değil, yeni malik olması gerektiğini,
3-Ayrıca 24.08.2015 tarihli Olağanüstü Genel Kurulda toplantı tutanağı/toplantı karar defterindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, toplantıya katılmadığını ve alınan karara imza atmadığını, hususları sorgulanmaksızın yerel mahkemece verilen kararın hatalı olması nedeniyle kaldırılmasını talep ve istinaf etmiş;
İstinaf dilekçesi davacı vekiline 06/04/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının yani yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Davacı Kocaeli … İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyası ile 27/01/2016 tarihinde 13.500,00.-TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattıktan sonra ödeme emrinin borçlu/davalıya 20/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 26/01/2016 tarihinde hiçbir borcu olmadığını belirtilerek, borcun tamamına ve faize itiraz ederek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 07/04/2016 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Dava; Kooperatifin 31/08/2015 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında kooperatif aleyhine 3.097.460,68.-TL Vergi cezası kesilmiş olması nedeniyle vergi dairesine ödeme yapılabilmesi için ortaklardan bir sefere mahsus olmak üzere 13.500,00.-TL ek ödeme alınmasına, ödemenin 30/09/205 tarihine kadar yapılması gerektiği hususunda alınan karar sonucunda ödemenin yapılmaması nedeniyle başlatılan icra takibine davalı/borçlu tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olup, bu konularda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalının belirtilen genel kurul kararından dolayı ödeme borcu altında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İlk derece mahkemesinin kararında da işaret edildiği ve Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 30/11/2017 tarih ve 2016/3313 E. 2017/3556 K. sayılı kararı ile benzer içtihatlarda da açıklandığı üzere kooperatif üyeliği ve mülkiyetin devri hususlarının ayrı ayrı kavramlar olup, kooperatif üyeliğinin devrinin, mutlaka o üyeye ait veya tahsisi yapılmış dairenin de devrini gerektirmeyeceği gibi tam tersi durumda da bir üyeye ait veya tahsisi yapılmış dairenin de devrinin mutlaka kooperatif üyeliğinin devri anlamına gelmez veya bu tür sonuçlar çıkarılamaz. Kooperatif üyeliğinin de ayrıca devri ile devir alanın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. maddesi uyarınca ortaklığa kabul edilmesi gerekmektedir. Aksi halde üyelik devam eder.
Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen 31/08/2015 tarihli Genel Kurul Toplantı tutanakları, hazirun listesinde davalının adının yer aldığı, kooperatif üyeliğinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin müvekkili davalının kura ile kendisine isabet eden iş yerini tapu kayıtlarına göre 16.09.2013 tarihinde …’a satmış olması nedeniyle artık davaya konu genel kurulu kararına istinaden talep edilen ek ödemeden sorumlu olmadıkları yönündeki itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin 31/08/2015 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında alınan kararın usulsüzlüğü veya yanlışlığına karşı yaptığı diğer itirazlar yönünden ise bu iddiaların burada değil, Genel Kurul kararlarının iptali davasında tartışılabileceği, ortada bu yönde açılmış bir davanın bulunmadığı, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin sair itirazlarının da reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcı İle 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı olmak üzere toplam 153,3 TL harcın davalı tarafça peşin olarak karşılanan harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye fazla harcın talep halinde iadesine,
3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.28/02/2018