Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1271 E. 2018/212 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1268 Esas
KARAR NO : 2018/207
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25/10/2016
NUMARASI : 2016/3774 D.İş 2016/3774 Karar
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararinin Tebliğe Çikarilmasi / Saklanmasi
KARAR TARİHİ : 14/02/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin K.2016/11159 karar sayılı 19.04.2016 tarihli kararına karşı davalı .. Sigorta A.Ş vekilinin itirazı üzerine verilen 22.08.2016 tarih ve 2016/İHK.2162 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti Kararına karşı, itiraz eden davalı sigorta şirketi tarafından, hakem heyeti kararının hüküm kısmında gösterilen şekilde 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/12. madddesine rağmen istinaf kanun yoluna başvurularak karar istinaf edilmiş, Dairemizin 2017/353 Esas, 2017/341 Karar ve 04.04.2017 tarihli hükmü ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/12. maddesi uyarınca hakem heyeti kararlarının temyizi kabil kararlardan olması nedeniyle istinaf dilekçesinin reddi ile Dosyanın ilgili Yargıtay Hukuk Dairesine gönderilmek üzere iadesine karar verilmiş ise de, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2017/2286 Esas, 2017/4819 Karar ve 27.04.2017 tarihli oy çokluğu ile alınan kararı üzerine , söz konusu ilamın sonuç kısmında, bölge adliye mahkemelerinin açıldığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen hakem heyeti ya da itiraz hakem kararlarının istinaf kanun yoluna tabi olduğu , incelemenin bölge adliye mahkemesince yapılacağı gerekçesi ile dosyanın ilgili bölge adliye Mahkemesine gönderilmek üzere yerel Mahkemesine iadesi sonucunda , dosya saklanmak üzere tevdi edilen İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/3774 D.İş Esas, 2016/3774 D.İş karar sayılı dosyası üzerinden Yargıtay ilamı gereğince istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiştir.
İDDİA:
Davacı vekili 27.10.2015 tarihli başvuru dilekçesinde, müvekkilinin .. İlçesi,.. konutları 19 nolu konutun maliki olduğunu, … sigorta nezdinde, poliçe başlangıç tarihi ve bitiş tarihi 28.02.2013/2014,28.92.2014/2015, 28.02.2015-28.02.2016, .. Sigorta nezdinde ise poliçe başlangıç ve bitiş tarihi 24.02.2014/2015 olan konut sigorta poliçeleri ile konutunu sigortalattığını, konutun bulunduğu sitenin Ankara ..ı mevkiinde .. ada .. nolu parsel üzerinde inşa edildiğini, … A,B,C şeklinde sıralandığını, 6’şar daireli 3 Blok ve toplam 18 konut ile bağımsız 24 adet villadan oluştuğunu, müvekkilinin satın alarak evine taşındığını, kendi ihtiyacı için satın aldığını, halen bu adreste ikamet ettiğini, kendisinin henüz sitenin B bloğunda Ağustos 2013 yılında oluştuğu söylenen oturma çatlaklarından veya başkaca herhangi bir olumsuzluktan haberdar olmadığını, müvekkilinin konutunda oturmaya başladığı yaklaşık bir yıl sonra olağanüstü toplantı çağrısı aldığını, komşuları İle birlikte Temmuz 2014 ayında site genel kurul toplantısına katıldıklarını, o dönemin site yönetim kurulu başkanı …’in 09.03.2014 tarihinde düzenlediği genel kurulda ilk sondaj İle ilgili ancak resmî olarak rapora bağlanmayan sonuçları katılan site sakinleri İle şifai olarak paylaştığını, 10-12 mt derinlikte ve ayda 1.8 cm hızında olan heyelan olduğunu, heyelan riskinin gerçekleşmesi durumunda ortaya çıkacak muhtemel maliyetten bahsettiklerini, aynı toplantıda kendisininde yaşadığı B Blok’ta ortaya çıkan hasar tespiti için bilirkişi çağrılmasına karar verildiğini ifade ettiğini, ancak toplantı tutanağının, kat mülkiyeti kanunu uyarınca maliklere yasal prosedüre uygun çağrı yapılamadığı için resmiyet kazanmadığı için karar defterinde yer almadığını, gerekirse yönetici …’in dinlenilmesini talep ettiklerini, bu esnada müvekkilinin …bankA.Ş den aldığı konut kredisinin halen devam ettiğini, kredi temini için .. Sigorta A.Ş den poliçeler tanzim edildiğini , müvekkilinin iyiniyetli olup kredi borcunu ödeme maksadı İle poliçeyi yenilediğinin aşikar olduğunu, müvekkilinin bu tarihte devam eden …Sigorta Poliçesi ‘de olduğunu, davalı sigorta şirketlerine TTK 1448. maddesi uyarınca hasarın doğmasını önleyici tedbirler arasında sayılan bu ödemelerin kendilerine yapılarak zararın tazmin edilmesi istenmişse de , .. Sigorta’nın 09.09.2015 tarihli cevapta, sigorta konusu binanın inşa edildiği yerin heyelan bölgesi olduğunun bilinmesine rağmen yapılan zemin etüt çalışmalarının yetersiz olması, buna bağlı olarak temel sistemlerinin uygun seçilememesi vb sebeplerle talep edilen hasarın poliçe teminat kapsamında değerlendirilemeyeceğinin belirtildiğini, .. Sigorta şirketinin ise başvuruya vermiş olduğu 08.10.2015 tarihli cevapta, Poliçede açıkça yazılı olmayan risklerin poliçe kapsamında değelendirilemeyeceği, beyana göre konutta bulunan hasarın poliçe vadesi öncesi olduğunu, herhangi bir ödeme yapılamayacağının bildirildiğini, TTK 1448. maddesinde , zararı önleme, azaltma ve sigortacının rücu haklarını koruma yükümlülüğünün düzenlendiğini, sigorta ettirenin bu yükümlülüğünün ifası için yaptığı masrafların, bu yükümlülük kapsamında alınan önlemlerin bir fayda sağlamamış bile olsa sigortacıya ait olacağını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E.2011/17-689, K.2012/65, T.15.02.2012 sayılı kararında bu şekilde zararın artmasını önleyici eylem ve masrafları PGŞ gereği sigortalının yapması gerektiğini aksi halde doğacak zarardan sorumluluğu olduğunu, müvekkilinin heyelanı önleyici ve zorunlu bu masraflara katılmasa idi bu kere alanın tümden kayması gibi kötü bir sonuç doğacağını, tam ziya olarak sigorta bedeli olarak bu taleplerinin 2 katını şirketlerden istemeleri gerekeceğini, site yönetimi tarafından müvekkili payına düşen 186.667,00 TL nin 2015 yılı 4. ayında taksitlerle tahsil olunduğunu, bunun yanısıra 2014 yılı Ağustos ayında da hasara yönelik mahkeme ve özel tespitler için yönetimce harcanan meblağdan, yine yasa gereğince müvekkili payına düşen 4.500,00 TL ninde yönetime ödendiğini, poliçe kapsamında meydana gelmiş olan ve açıklaması yapılan 191.167,00 TL toplam müvekkili zararının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketlerinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı .. Sigorta A.Ş vekili; Evim Paket Sigorta Poliçesi ile sigorta teminatı altına alınan başvuranın hasar ihbarı üzerine hasar dosyası açıldığını, , bu poliçe ile sigorta teminatı altına alınan kıymetler için yangın ve ek teminatları , hırsızlık , deprem risklerine karşı teminatlar verildiğini, sigorta teminatı verilen konutta meydana gelen olay ile ilgili 23.09.2014 tarihinde hasar ihbarında bulunulup hasar dosyası açıldığını, eksper tarafından ekspertiz çalışması yapıldığını, sigortalı konutunda bulunduğu sitenin zemin düzeyinde çatlamalar ,yarılmalar ve kırılmaların meydana gelmiş olduğunun tespit edildiğini, zararın sigortalı konutun bulunduğu sitenin zemininde yer kayması hadisesi yaşanmakta olduğu düşünülerek ayrıntılı inceleme yapıldığını, araştırmalar sonucu meydana gelen hadisenin 24.02.2014 poliçe başlangıcından önce meydana gelmiş olduğunun saptanarak meydana gelen zararın poliçe teminat kapsamı içinde olmaması nedeniyle reddedildiğini, meydana gelen olayın , poliçe başlangıç tarihinden önce meydana geldiğinin tespitiyle teminat kapsamında değerlendirilemeyeceği için oluşan hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu, olayın 2013 tarihinden yani poliçe düzenlenme tarihinden öncesine dayandığını, fark edilme tarihi ve durumun sadece sonuç olduğunu, kaldı ki ilk çatlağın fark edilme tarihi esas alınmış olsa dahi poliçe başlangıcından öncesine dayandığını, zararın poliçe başlangıcından önce olduğu ve sigorta genel ve özel şartları gereği teminat dışında değerlendirildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile talep edilen bedelin fahiş olduğunu savunarak haksız talebin reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili, uyuşmazlık konusu adresin, Mortage Sigorta Poliçesi ve Konut Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, Poliçede ..bank A.Ş ( …bank A.Ş nin rehin kaydının bulunduğunun görüldüğünü, davacının ancak açık muvafakatını almak suretiyle tazminat isteme hakkına sahip olduğunu, çifte sigorta bulunduğunu , davaya konu konutun , 28.02.2014-28.02.2015 tarihli Mortage Poliçesi, 28.02.2014-28.02.2015 vade tarihli konut sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, davaya konu konutun, 24.2.2014/2015 vade tarihli Konut Sigorta Poliçesi ile… Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, TTK 1467.maddesi gereğince hukuken aynı menfaatin iki kere sigortalanmasının mümkün olmadığını, …Sigorta A.Ş nezdinde teminat altına alınan poliçenin müvekkili sigorta şirketi nezdinde teminat altına alınan poliçeden önce tanzim edildiğinden müvekkili poliçenin geçersiz olduğunu, hasarın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM KARARI:
Hakem heyeti 19.04.2016 tarih ve K.2016/11159 karar sayılı kararı ile, dosya kapsamındaki bilirkişi raporunda, tespit raporları, davacı tanığının beyanı dikkate alındığında ilk önce Ağustos 2013 ayında B Blokta çatlakların görülmeye başladığı , çatlamaların artarak ve yayılarak devam etmesi üzerine Eylül 2013 ayında yapıların müteahhitine bilgi verildiği , onun da İMO Ankara Şubesi’ne başvurarak inceleme yaptırdığı, inceleme yapan mühendislerin zeminde hareketlenme gördükleri , heyelan adı konulmasa bile kapsamlı zemin araştırılmasının önerildiği, yine 2013 yılı sonuna kadar binalardaki hasarların artması üzerine tanığın jeoloji doktoru olan kayınpederinin ve ODTÜ den haricen teknik elemanlar tarafından inceleme yapıldığı, bu kişilerin gözlemleri ve uyarıları dikkate alınarak inklimotre deneyleri ile zemin hareketliliğinin gözlemlendiği, Ağustos 2014 ayında heyelanın resmen tanımlandığının anlaşıldığı şeklinde tespit ve değerlendirme yapıldığı, TTK 1448. maddesi gereğince, sigorta ettirenin zararın önlenmesi, azaltılması, artmasına engel olunması için imkanlar ölçüsünde önlemler almakla yükümlü olduğu, kanun maddesinde sigorta ettirene yükümlülük getirildiği, bu hususun ihtiyari olmadığı, dava dışı site yönetimi tarafından da heyelanın önlenmesi ve site içindeki binaların zarar görmemesi için koruyucu tedbirler alındığı, sigortalı başvuran tarafından da site genel kurul kararına istinaden payına düşen 186.667,00 TL yi site yönetimine ödediği, ayrıca başvuran tarafından site yönetimine, site kayması – sondaj işleri için 19.04.2014 tarihinde 1.000 TL , 26.08.2014 tarihinde 1.000 TL ,21.10.2017 tarihinde 1.500TL ,27.10.2017 tarihinde 1.000 TL olmak üzere toplam 4.500 TL ödediği, yer kaymasının resmî olarak belirlendiği 15.08.2014 tarihinde her iki sigorta şirketi tarafından düzenlenen sigorta poliçelerinin vadesi kapsamında kaldığını, … Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen poliçenin başlangıç tarihinin 24.02.2014 , … Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen poliçenin başlangıcının ise 28.02.2014 olduğu, TTK nun 1467. maddesine göre her iki sigortanında onayının olduğuna dair bir beyanın olmadığı, sigorta ettirenin önceki sigortadan doğan haklarını ikinci sigortacıya devir veya feragatına ilişkin bir düzenlemenin olmadığı , sonraki sigortacının önceki sigortacının ödemediği tazminattan sorumluluğunun şart kılınmadığı gibi önceden yapılmış olan sigortanın ikinci sigorta poliçesine de yazılmadığı anlaşıldığından , birinci poliçe olan …Sigorta A.Ş tarafından düzenlenmiş poliçenin geçerli olduğu, … Sigorta A.Ş tarafından düzenlenmiş poliçenin geçerli olmadığı, TTK 1448/3. fıkrası gereğince, sigortacının, sigorta ettirenin birinci fıkra gereğince yaptığı makul giderleri , bunlar faydasız kalmış olsalar bile sigorta tazminatından veya bedelinden ayrı olarak tazmin etmekle yükümlüdür düzenlemesi dikkate alındığında %10 muafiyet düzenlemesinin Somut olaya uygulanamayacağı, başvuranın ödeme tarihinden itibaren avans faizi talebinin , başvuran İle … Sigorta A.Ş arasındaki ilişkinin sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesi ile talebin kısmen kabulüne, 191.167,00 TL zarar önleme bedelinin 10.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte … Sigorta A.Ş den alınarak başvurana verilmesine, … Sigorta A.Ş aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.Karar oy çokluğu İle alınmış, hakem… karşı oyunda, heyelanın 2013 tarihinde başladığının belli olduğunu, davacı vekilinin 03.03.2016 tarihli dilekçesinde resmî öğrenme tarihini 11.02.2014 olduğunu açıkça ikrar ettiğini, … Sigorta Şirketi ile poliçe düzenlendiğinde riskin gerçekleştiğini talebin zamanaşımına uğradığını, … Sigorta A.Ş ye açılan davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
UYUŞMAZLIK HAKEM KARARINA İTİRAZ:
Davalı … Sigorta A.Ş tarafından, sigorta tahkim Komisyonu uyuşmazlık hakem kararına karşı itiraz edilmiştir.
SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ KARARI :22.08.2016 tarih, 2016/İHK.2162 sayılı karar ile, uyuşmazlığın, başvuran davacının talebinin poliçe kapsamında bulunup bulunmadığına, bu doğrultuda yer kayması/ heyelan maddi vakıanın ne zaman belirlendiği hususuna ilişkin olduğu, davalı sigorta şirketlerince tanzim edilen poliçelerde yer kayması teminatı bulunduğu hususunda ihtilaf olmadığı, rizikodan davalı .. Sigorta A.Ş nin sorumlu olduğunu kabul eden Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının yerinde olduğu belirtilerek davalı itirazları reddedilip aynı hüküm oluşturulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :
İtiraz hakem heyeti kararına karşı, davalı …Sigorta A.Ş vekili tarafından yasal sürede istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosyanın yukarıda yazılı gerekçelere binaen Yargıtay ilamı doğrultusunda iade edilmesi neticesinde istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize yeniden gönderilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, iddia ve olay özetlendikten sonra, çifte poliçe hususunun yanlış değerlendirildiğini, çifte sigorta nedeniyle müvekkili tarafından tanzim edilen poliçenin batıl olduğunu, batıl olduğu hususunun tespitinde hasar tarihinin değil poliçenin tanzim tarihinin dikkate alınması gerektiğini, 11/02/2014’te somut olarak heyelanın tespit edildiğini şikayetçinin ikrar ettiğini,şikayetçi tarafından dahi heyelanın 11.02.2014 tarihinde öğrenildiği ikrar edilmiş iken, hasarın 15.08.2014 tarihinde öğrenildiğinin kabulünün mümkün olmadığını, hasarın / rizikonun poliçe tanziminden önce sigortalı tarafından bilindiğine dair bir çok hususun dikkate sunulduğunu, HMK 25. madde gereğince hakimin iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları dikkate alamayacağını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, sigortalı tarafından, zararın önlenmesine, azaltılmasına ve artmasına engel olunmasına dair yapmak zorunda kalınılan masrafın, TTK hükümleri uyarınca Sigorta Poliçesi kapsamında sigorta şirketinden tahsili İstemi’ne ilişkindir.
Dosya kapsamından, sigortalı başvuran davacı ile davalı … Sigorta A,.Ş arasında, başlangıç tarihi24.02.2014 bitiş tarihi 24.02.2015 olan ” Evim Paket Poliçesi ” düzenlendiği , davalı … Sigorta A.Ş ile ise, başlangıç tarihi 28.02.2013 bitiş tarihi 28.02.2014 vade tarihli Mortage Sigorta Poliçesi ile 28.02.2014 başlangıç ve bitiş 28.02.2015 olan Konut Sigorta Poliçesi düzenlendiği, davacının konutununda bulunduğu dava dışı …. Site Yönetiminin davacı ve dava dışı gerçek kişilere Ankara … Noterliğinde düzenlenen 26.03.2015 tarihli noter ihtarnamesini tebliğ ettiği, ihtarnamede , sitedeki tüm taşınmazların heyelan ve toprak kaymasına maruz olduğu belirtilerek, o güne kadar yapılan tüm çalışmalar, görüşmeler, yazışmalar, incelemeler ve araştırmalar belirtildikten sonra varılan sonucun , tüm site sakinlerinin ve maliklerinin Can mal güvenliğini korumak için sitede Kurulu bulunduğu alandaki heyelanın/ kaymanın site yönetimi tarafından durdurulması amacı ile çözüm projesinin hayata geçirilmesinin zorunluluğunun doğduğu, önceki genel kurul kararları doğrultusunda alınması gereken malzemeler ve ortak alanların / alt yapıların yeniden düzenlenmesi başlıkları adı altında yaklaşık 7.000.000 TL olarak öngörülen proje maliyetinin site sakinlerine dağılımının gösterilerek ödenmesinin talep edildiği, dava dışı site ile ilgili olarak kooperatif talebi ile 31.10.2013 tarihli dilekçe ile teknik rapor başvurusunda bulunulduğu, 13.11.2013 tarihli inşaat mühendisleri tarafından hazırlanan teknik raporda, binanın oturduğu arsanın oldukça dik bir eğime sahip olmasına rağmen yapılan sondaj derinliklerinin istenilen seviyede olmaması gibi hususlar ve bina temellerinin muhtemelen farklı zemin birimleri üzerine oturduğunun tahmin edildiği, anılan çatlakların yapıda şu an için bir tehlike arz edecek düzeyde olmadığı, ancak bu çatlakların devamı durumunda ileride yapısal hasarlara neden olacağı, mümkün olan en kısa süre içinde geoteknik konusunda deneyimli uzman kişi , firma yada üniversite gözetimi altında detaylı çalışma yapılarak, çözüm önerileri ve alınacak önlemlerin belirlenmesinin uygun olacağının belirtildiği, davalı …Sigorta A.Ş adına düzenlenen ekspertiz raporunda, hadisenin oluşumu itibarı ile yer kayması hadisesi olacağı kanaatine varıldığı, ancak bilirkişi raporunda site içerisinde yer alan B bloktaki çatlakların Ağustos 2013 tarihinde başladığının belirtildiği ve sigortalının da içerisinde bulunduğu sitedeki hasarların poliçe vadesinden önce başlamış olabileceğinin belirtilerek, poliçe risk teminatları kapsamında değerlendirilemeyeceğinin beyan edildiği, aynı gerekçe ile davacı talebinin reddedildiği, davacı tarafça gerekli ödemelerin dava dışı site yönetimine ödendikten sonra İş bu davanın açıldığı, konu ile ilgili dava dışı site yönetimi tarafından Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/130 D.İş sayılı dosyasında bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, 18.09.2014 tarihli 24 sayfa ve ekli fotoğraflı tespit rapor sonucunda, hasarların ve heyelanın giderilmesi için yapılması gereken teknik çalışma maliyetinin ,hangi meskenlerin ,ne şekilde zarar gördüğü gibi vb tespitlerin yapıldığı, dosya içerisinde çok sayıda konu ile ilgili yazışmaların olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında, sigorta poliçeleri, poliçelerin içeriği, Davacının konutunun da bulunduğu sitede meydana gelen heyelan , sitenin yapmış olduğu proje, davacının yapmak zorunda olduğu ödemeler konusunda bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, sigorta poliçesinin düzenlendiği tarihte rizikonun gerçekleşip gerçekleşmediği ve mükerrer/ çifte poliçenin hangi sigorta şirketine ait olduğudur.
Sigorta Tahkim Heyeti tarafından … tanık olarak dinlenmiştir, tanık 21.01.2016 tarihli yeminli beyanında, kendisinin Haziran 2013 tarihinde siteye taşındığını, B blok 4 numaralı daireye taşındığını, Ağustos 2013 tarihinde , kendi evindeki duvarlarda kılcal damar şeklinde sıva çatlakları görmeye başladığını, 8 Eylül günü siteye yönetim kurulu başkanı olduğunu, ekim ayında çatlakların büyümeye başlaması İle müteahhit ile görüştüğünü, aynı şekilde komşuların evinde de çatlaklar oluştuğunu gördüğünü, Ekim 2013 sonu gelerek inceleme yapıldığını, araştırma yaptıklarını, projeyi değerlendirdiklerini Aralık 2013 tarihinde zeminle ilgili sorun olduğunu tespit ettiklerini, bu arada 2013 yılında 4-5-6 numaralı villaların önünde ama sitenin dışında yer kayması olduğunu, ODTÜ inşaat bölümü uzmanlarının inceleme yaptığını, sitenin içinde heyelan belirtileri olduğunu, teknik inceleme yapılması gerektiğini söylediklerini 09.03.2014 tarihinde sitede yapılan olağan genel kurulda bu soruna ilişkin olarak kat maliklerine sözlü ve yazılı bilgi verildiğini , kendisinin jeoloji doktoru olan kayınpederinin uyarması ile Nisan 2014 tarihli bildiri ile bu işin masrafının ciddi olabileceğini kat maliklerine bildirdiğini, kat malikleri Kurulu kararı ile belirlenen oranlarda paylaştırıldığını beyan etmiştir.
Sigorta Hakem Heyeti tarafından, içerisinde inşaat ve jeoloji mühendisi bilirkişilerininde yer aldığı bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.15.02.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, tarafların iddia ve savunmaları, beyan ve cevapları, sigorta poliçeleri, konu ile ilgili olarak alınan raporlar, ekspertiz raporu, sair tüm belgeler yazılıp, özetlendikten sonra, site ve binadaki hasarın bölgedeki yer kayması / heyalandan kaynaklandığının belirlendiği, zemin kaymasının çok önceden başladığı, ancak oluşturduğu hasarların Ağustos 2013 ayından itibaren çıplak gözle görülerek fark edildiği, çatlakların zemin oturmasından mı yoksa heyelandan mı meydana geldiğinin o dönemde netleştirilemediği, ancak kat maliklerinin zemin hareketlerinden rahatsız olmaları üzerine araştırma ve incelemelerin sıklaştırıldığının belirlendiğini, 15 Ağustos 2014 tarihinde yapılan mahkeme tespiti ile heyelanın resmen tanımlandığının anlaşıldığı, binanın onaylı projeye uygun yapıldığı , zemin hareketinin önce belirli bir bölgede özellikle B blok ve 21 nolu villa arasındaki alanda başladığı , hareketin genişleyerek devam ettiği, önlem alınmaması halinde Almila sitesinin tamamının yanı sıra bitişik parsellerde konuşlanan diğer siteleri de etkileyebileceğinin belirlendiği, heyelanın resmî olarak tanımlanma tarihinin Ağustos 2014 tarihi olduğunun anlaşıldığı ,dosyada 15 Ağustos 2014 tarihini kapsayan iki poliçenin bulunduğu, bunlardan birincisinin 24.02.2014/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere .. Sigorta A.Ş tarafından düzenlenmiş bulunan Evim Paket Poliçesi olduğu, bu poliçe ile 324.170,00 TL bina yangın teminatının verilmiş olduğu, 15.08.2014 tarihini kapsayan diğer bir poliçenin ise, 28.02.2014/28.02. 2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … Sigorta A.Ş tarafından düzenlenmiş bulunan Konut Sigorta Poliçesi olduğu, bu poliçe ile de 336.800,00 TL ile bina teminatının verilmiş olduğu, TTK 1467. Maddede çifte sigortanın düzenlendiği, uygulamada bu durumun çifte sigorta yasağı olarak adlandırıldığı, dava konusu hadisenin resmî olarak belirlendiği 15.08.2014 tarihini kapsayan iki poliçenin mevcut olduğu, bu poliçelerden sonraki tarihli olanın geçersiz olacağını ,… Sigorta A.Ş poliçesinin başlangıç tarihinin 24.02.2014, … Sigorta A.Ş poliçesinin başlangıç tarihinin ise 28.02.2014 olmakla , … Sigorta A.Ş nin TTK 1448 maddesi gereğince , başvuru sahibinin konutunun payına düştüğü hesaplanan Ve başvuru sahibince de ödendiği anlaşılan 186.667,00 TL ve sondaj çalışmalarına ilişkin olarak yapılan 4.500,00 TL ödemenin makul bulunduğu, … Sigorta A.Ş nin başvuru sahibince zararın önlenmesi , azaltılması , artmasının engellenmesi amacıyla alınan önlemler kapsamında yaptığı 191.167,00 TL ödemeyi , hasarı ret tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tazmin etmesi gerektiği, Sompo Japan A.Ş ne yönelik talebin yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Hakem heyeti, bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamı sonucunda, başvuruyu rapordaki gerekçeyi esas alarak davalı … Sigorta A.Ş yönünden kabul etmiştir.
Sözleşme ve olay tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK ‘nun 1409. maddesinde, sigortanın kapsamı, sigortacının rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükünün sigortacıya ait olduğu , TTK 1467. maddede ise çifte sigorta düzenlenmiş ” Değerinin tamamı sigorta olunan bir menfaat, sonradan veya farklı kişiler tarafından , aynı rizikolara karşı aynı süreler için sigorta ettirilemez; sigorta ettirilmişse , sigorta ancak aşağıdaki hal ve şartlarda geçerli sayılır;
a)Sonraki ve önceki sigortacılar onay verirlerse ; bu takdirde ,sigorta sözleşmeleri aynı zamanda yapılmış sayılarak riziko gerçekleştiğinde sigorta bedeli, 1466’ncı maddede gösterilen oranda sigortacılar tarafından ödenir.
b)Sigorta ettiren, önceki sigortadan doğan haklarını ikinci sigortacıya devir ve ya o haklardan feragat etmişse; bu takdirde, devir veya feragatın ikinci sigorta poliçesine yazılması şarttır; bu takdirde, yazılmazsa ikinci sigorta sözleşmesi geçersiz sayılır.
c)Sonraki sigortacının, ancak önceki sigortacının ödemediği tazminattan sorumluluğu şart kılınmışsa; bu halde önceden yapılmış olan sigortanın ikinci sigorta poliçesine yazılması gerekir; yazılmazsa, ikinci sigorta sözleşmesi geçersiz sayılır.” İfadelerine yer verilmiştir. Somut olayda, hakem heyeti kararında gerekçelendirildiği gibi rizikonun gerçekleştiğinin resmen belirlendiği tarihte yani 15.08.2014 tarihini kapsayan iki ayrı poliçe mevcuttur, .. Sigorta Poliçesinin başlangıç tarihi 24.02.2014,… Sigorta A.Ş poliçesinin başlangıç tarihi ise daha sonraki tarih olan 28.02.2014 tarihlidir, yasal düzenleme ve içtihatlar kapsamında sonraki tarihli olan … Sigorta A.Ş nin düzenlemiş olduğu sigorta Poliçesi batıl duruma düştüğünden hasardan sorumlu olmayacaktır. … Sigorta A.Ş vekilinin sigorta Tahkim Komisyonunda ki muhalif üyenin karşı görüşünü işaret ederek, başvuran vekilinin öğrenme tarihini ikrar ettiğine yönelik istinaf nedenleri özellikle Somut olayın özelliği ve riskin öğrenme tarihi dikkate alındığında yerinde görülmemiştir. TTK 1458. cü madde hükmüne göre riziko, kural olarak sigorta sözleşmesinin gerçekleşmesi ve yine aynı yasanın 1431. maddesi hükmü uyarınca sigortacının sorumluluğunun başlamasından sonra oluşması halinde sigorta teminatı içinde kabul edilir. Aksi halde sigorta hükümsüz hale gelir. Somut olayda, sözleşmenin yapıldığı tarihte sigorta ettirenin rizikonun gerçekleştiğini bilmesi mümkün olmadığı gibi henüz rizikoda gerçekleşmemiştir.
Açıklanan tüm nedenlerle, davalı sigorta şirket vekilinin istinaf başvurularının yerinde olmadığı kanaatine varılarak istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/3774 D.İş Esas, 2016/3774 D.İş Karar ve 25.10.2016 tarihli kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 22.08.2016 tarih ve 2016/İHK -2162 sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,00 TL başvuru harcı İle yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 79,70 harcın mahsubu ile bakiye 18,4 TL olmak üzere toplam 44,4 TL harcın .. Sigorta A.Ş den tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı başvuran yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/02/2018