Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2017/1231 E. 2018/214 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1231 Esas
KARAR NO : 2018/214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/03/2017
NUMARASI : 2015/199 E. 2017/226 K.
KARAR TARİHİ : 14/02/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili asıl davadaki dava dilekçesi ile; davalı …’nün davacı kooperatifin 3969 nolu üyesi olduğunu, bu üyelik nedeni ile davalıya karşı üyelik ile ilgili yükümlülükleri gereği, Bakırköy ..İcra Müdürlüğünün .. E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı yapılan icra takibine kısmi olarak itiraz ettiğini, davalının bu haksız kısmi itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenle davalı tarafından yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinde bulunma zarureti hasıl olduğunu, davalı tarafından yap ilânın haksız itirazın iptaline, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar Tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline Karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/200 E. sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde; davalının müvekkili kooperatife olan yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle hakkında icra tekibine girişildiğini,davalının icra takibine kısmi itirazda bulunduğunu,davalının itirazının haksız olduğunu,bu nedenlerle, davalının haksız ve kötü niyetli olarak Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı icra dosyasına yapıtığı borca itirazının iptali ile davalı aleyhine %20’dan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmolunmasına, mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/201 E. sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde; davalının müvekkili kooperatife olan yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle hakkında icra tekibine girişildiğini,davalının icra takibine kısmi itirazda bulunduğunu,davalının itirazının haksız olduğunu ,bu nedenlerle, davalının haksız ve kötü niyetli olarak Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyasına yapıtığı borca itirazının iptali ile davalı aleyhine %20’dan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmolunmasına, mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; kooperatiften alınan dükkan bedellerinin ödeme şekli yönünden kooperatif üyelerini bağlayıcı bir genel kurul kararı bulunmadığını, üyeler kooperatife olan borçlarını peşin olduğu gibi, 15 ay, 24 ay veya 26 aylık taksitlerle ödemekte olduğunu, ödemeye ilişkin taksit miktarları; satış yapılan dönemdeki dükkan satış hızı ve sayısı nazara alınarak yönetim kurulu tarafından belirlendiğini, kooperatif kayıtları incelendiğinde 15 ay taksitle dükkan alan üye görüleceği gibi 26 ayda ödemesini bitiren üyeler olduğu da görüleceğini, Kooperatifin 2005 yılına ait 03.06.2006 tarihli Genel Kurul Toplantısının 9. maddesinde “Tapularını almayan ortaklar için 2007 yılından itibaren Belediyeler ve resmi kuruluşlara ödenecek vergi, resim ve harçların ödeme tarihlerine göre ortakların hesabına borç kaydedilmesini ve resmi kuruluşlarca uygulanan gecikme zammı oranlarının aynen uygulanmasına oy birliği ile karar verildi” şeklinde karar alındığını, kooperatifte emlak vergileri; üyenin taksitlerini bitirdiği yılı takip eden yıldan itibaren tahakkuk ettirildiğini, bu uygulama davalı kooperatifin şu an yönetim kurulunda olan kişilerde dahil olmak üzere bütün üyelerine karşı bu şekilde uygulandığını, müvekkilinin dükkanlarının ödemesi 2009 yılında sona erdiğini, 2009 yıllarına ilişkin bir borcu bulunmadığını, bu sebeple davacı yanın bu açıdan herhangi bir alacağı bulunmadığını ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı kooperatif, işyeri bedellerini ödemiş ortaklarına 2006 yılında tapularını vermeye başladığını, ödemelerini tamamlayan ortaklar tapularını zaman içinde (genel olarak bir sene ile yedi sene içinde) almış ve tapulannı almayan ortak sayısı her yıl azalarak 213’e düşmüştür. Davacı kooperatif bu 213 kişiden kaç kişiye karşı icra takibi başlattığını açıklamalıdır. Biz biliyoruz ki davacı kooperatif sadece işten çıkardığı müvekkilim ile diğer çalışanlara karşı icra takibi başlattığını, kooperatif yönetim kurulunun eşit işlem yapma yükümlülüğü bulunmadığını, suç duyurusunda 200’ü aşkın üyenin aynı durumda olduğunu bildiren davacı yan, sadece kendilerine açıkça oy vermeyen kişileri işten çıkardığı gibi haksız yere suç duyurusunda bulunup icra takipleriyle intikam alma amacı güttüğünü, davanın bu yönüyle de reddedilmesi gerektiğini, davayı kabul etmemekle birlikte zamanaşımı itirazında bulunduklarını, dava dilekçesi HMK.119 aradığı şartlan taşımadığından davanın açılmamış sayılmasına, söz konusu alacakların yasal bir dayanağı olmadığından, beraat kararı, ceza dosyasındaki denetim raporu, mevcut yönetim kurulu başkanı ve üyelerinin dahi müvekkilimle aynı durumda olması, genel kurul kararı ve kooperatif teamülleri gereğince hukuka ve yasaya aykırı davanın reddine, yasaya uygun olmayan davaların açılmamış sayılmasına ve reddine, davacının kötü niyetli ve haksız icra takibi ve davası nedeniyle dava konusunun %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine hükmedilmesine, mahkeme masrafı ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf taleplerinde;
1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/199 E. sayılı dosyası ile görülen itirazın iptali davasında ise alınan bilirkişi kök raporu ve ek raporunda yapılan tespitlerin yanlış olduğunu,
2-Kooperatif uygulamasında, 2005 hesap yılı Genel Kurulundan sonra 2007 yılı itibariyle ortağın taksitlerinin bitmesi beklenmeden emlak vergisi tahakkuku gerçekleştirildiğini, üyelik kaydını yaptırıp taşınmaz bedelini ödedikten sonra tapusunu almayan üyelerin taşınmazı satmak dışında her türlü tasarrufta bulunabileceğini, böylece üyenin kendisi için külfet olarak gördüğü Emlak Vergisinden kaçınmak için bilerek ve kötü niyetli şekilde tapusunu almaktan imtina edebileceğini, kooperatifte, taşınmazın yıllar önce satın alınmasına rağmen hala tapusunu almayan birçok ortak üye bulunduğunu, tapular alınmadığı için emlak vergilerinin kooperatifçe ödendiğini ve maddi külfet oluştuğunu, kooperatifin zararına neden olunduğunu, kooperatifçe işbu bedellerin ortaklardan tahsil edilmeye çalışılmamasının yöneticilerinin yasal sorumluluğuna neden olacağını, emlak vergisi ödemelerini yapan diğer ortakların haklarına halel getireceğini, eşit işlem ilkesine ve ortakların haklarını koruma ve gözetme yükümlülüklerine aykırılık teşkil edeceğini, bilirkişi kök ve ek raporunda bu hususa hiç değinilmediğini mahkemece de davalının bu yöndeki kötü niyetinin hiç sorgulanmayarak salt bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiğini, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/199 E. 2017/226 K. Sayılı hukuka aykırı kararının bozulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş; İstinaf dilekçesi davalı vekiline 29/05/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının yani yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Birleşen 2015/201 E. 2015/195 K. Davada;
Davacı Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyası ile 14/02/2014 tarihinde 817,78.-TL asıl alacak, 339,22.-TL Gecikme Zammı olmak üzere toplam 1.157,00.-TL üzerinden icra takibi başlattıktan sonra ödeme emrinin borçlu/davalıya 25/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 28/02/2014 tarihinde borcun 497,06.-TL lik kısmını en kısa zamanda ödeyeceğini beyanla 659,94.TL lik kısmına itiraz ederek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 27/02/2015 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları halinde birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurup, her dava, ayrı ayrı hükme bağlanmalıdır. Davaların birbirlerinin içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmeleri gibi bir durum söz konusu değildir. Başka bir ifadeyle, birleştirmeye konu davalar bağımsız kimliklerini muhafaza ederler. Yargıtay 3 Hukuk Dairesinin 2006/1473 E. 2006/1718 K. İle Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 2009/2730 E. 2011/4847 K. – 2009/7062 E. 2011/6079 K. – 2011/9943 E. 2011/6498 K. İle Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2005/14985 E. 2007/3181 K. – 2006/1297 E. 2007/4248 K. İle Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 2006/9184 E. 2006/14972 K. – 2010/13982 E. 2011/2102 K. İle Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2010/6925 E. 2010/14292 K. Vb.içtihatları da bu yöndedir. Öyleyse birleşen ve asıl davalar ayrı ayrı ele alındığında;
Birleşen 2015/201 E. 2015/195 K.sayılı dosyanın harca esas değeri 659,94.-TL’dir
6100 sayılı HMK.nun 341/2.maddesi gereğince ilk derece mahkemelerince parasal değeri 2.190.-TL’nı geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesin iken Maddede belirtilen parasal sınır 02/12/2016 Tarihinde yürürlüğe giren 24/11/2016 Tarih ve 6763 sayılı yasanın 41 maddesi ile 3.000 TL’ye çıkartılmış olup, 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Ek Madde 1 uyarınca, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılacaktır. Bu parasal sınır, 11.11.2016 gün ve 29885 sayılı Resmi Gazete’de ilân edilen Maliye Bakanlığı 474 nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde tespit edilen % 3,83 yeniden değerleme oranına göre 2017 yılı için uygulandığında 2017 yılı için istinaf parasal sınırı, 3.000 x % 3,83 = 114,9 + 3.000 = 3.114,9 TL.’dir. Ancak 6763 sayılı Kanun’la Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Ek Madde 1 uyarınca her takvim yılı başından itibaren yeniden değerleme oranı uygulanarak belirlenen bu parasal sınırın on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınamayacağından maddedeki istinaf parasal sınırı 2017 yılı için 3.110 TL olarak belirlenmiştir. Bu nedenle birleşen Birleşen 2015/201 E. 2015/195 K.sayılı dosyasında hükmün verildiği 29/03/2017 tarihi itibariyle ilk derece mahkemesinin kararı kesin olduğundan davacı tarafın bu birleşen dosya ile ilgili olarak istinaf talebinin istinaf sebepleri incelenmesizin reddine karar vermek gerekmektedir.
Asıl Davada;
Davacı Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası ile 14/02/2014 tarihinde 986,34.-TL asıl alacak, 6.740,06.-TL Gecikme Zammı olmak üzere toplam 7.727,00.-TL üzerinden icra takibi başlattıktan sonra ödeme emrinin borçlu/davalıya 25/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 28/02/2014 tarihinde borcun 757,98.-TL lik kısmını en kısa zamanda ödeyeceğini beyanla 6.969,02.TL lik kısmına itiraz ederek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 27/02/2015 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
İcra dosyasının incelenmesinde bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere takip dayanağına konu 986,34.-TL tutarındaki asıl alacağın 237,45.-TL’lik kısmının 2008 yılı emlak vergisi, 251,69.-TL’lik kısmının 2009 yılı emlak vergisi, 497,20.-TL’lik kısmının da 2013 yılı emlak vergisi olduğu, davalının da 2013 yılına ait vergileri kabullenerek icra takibine kısmi itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde tartışılması gereken temel sorun; 2013 yılından önceki (2008 ve 2009 yıllara ait) emlak vergileri yönünden davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığıdır.
Birleşen 2015/200 E. 2015/194 K. Davada;
Davacı Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 14/02/2014 tarihinde 967,30.-TL asıl alacak, 4.053,70.-TL Gecikme Zammı olmak üzere toplam 5.021,00.-TL üzerinden icra takibi başlattıktan sonra ödeme emrinin borçlu/davalıya 25/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 28/02/2014 tarihinde borcun 732,68.-TL lik kısmını en kısa zamanda ödeyeceğini beyanla 4.288,32.TL lik kısmına itiraz ederek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 27/02/2015 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
İcra dosyasının incelenmesinde bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere takip dayanağına konu 967,30.-TL tutarındaki asıl alacağın 236,75.-TL’lik kısmının 2008 yılı emlak vergisi, 250,95.-TL’lik kısmının 2009 yılı emlak vergisi, 479,60.-TL’lik kısmının da 2013 yılı emlak vergisi olduğu, davalının da 2013 yılına ait vergileri kabullenerek icra takibine kısmi itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde tartışılması gereken temel sorun; 2013 yılından önceki (2008 ve 2009 yıllara ait) emlak vergileri yönünden davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığıdır.
Sonuç Olarak ;
Her iki dava dosyasının da aynı nedene dayandığı göz önüne alındığında; öncelikle davalının, davacı kooperatifin üyesi olduğu, bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere tapu kayıtlarına göre davalının, davacı kooperatif nezdinde .. C tipi 1 adet işyerine ait ödemelerin 17/08/2009 tarihinde sona erdiği, ferdileştirme işlemleri neticesinde 04/07/2013 tarihinde tapuda davalı adına kayıt ve tescil edildiği,… tipi 1 adet işyerine ait ödemelerin 30/10/2009 tarihinde sona erdiği, ferdileştirme işlemleri neticesinde 04/07/2013 tarihinde tapuda davalı adına kayıt ve tescil edildiği, … tipi 1 adet işyerinin 29/05/2009 tarihinde …’dan devir yoluyla aldığı, ödemelerin 22/11/2011 tarihinde sona erdiği, ferdileştirme işlemleri neticesinde 04/07/2013 tarihinde tapuda davalı adına kayıt ve tescil edildiği, hususlarında tartışma bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere kooperatif üyelerine getirilecek maddi yükümlülüklerin talep edilebilmesi için öncelikle Genel Kurul Kararına ihtiyaç bulunmaktadır. 03/06/2016 tarihinde yapılan 2005 yılına ait Genel Kurul Toplantısının 9.maddesinde tapularını almayan ortaklar için 2007 yılından itibaren belediyeler ve diğer resmi kuruluşlara ödenecek vergi/resim/harçların ödeme tarihlerine göre ortaklara yansıtılmasına karar verildiği, bu üyelerin taksitlerinin bitiminden itibaren emlak vergisinin uygulanacağının kararlaştırıldığı, bu karara dayanılarak (tartışma konusu olan) 2008 ve 2009 yıllarına ilişkin emlak vergilerinin davalıdan istendiği anlaşılmaktadır.
Ne var ki bilirkişi incelemesi sonucunda yapılan tespitlere göre Üyeler…), .., …’un durumlarının da davalı ile benzer olduğu tapu tescil tarihinden önceki dönemlere ait emlak vergilerinin istenmediği, davalı kooperatifin eşit işlem ilkesine aykırı davrandığı, bilirkişi incelemesi sonunda davalının 2009 yılı sonu itibariyle üyelikten doğan borcunun kalmadığı, 03/06/2016 tarihinde yapılan 2005 yılına ait Genel Kurul Toplantısının 9.maddesinde tapularını almayan ortaklar için 2007 yılından itibaren belediyeler ve diğer resmi kuruluşlara ödenecek vergi/resim/harçların ödeme tarihlerine göre ortaklara yansıtılmasına karar verildiği, üyelerin taksitlerinin bitiminden itibaren emlak vergisinin uygulanacağının kararlaştırıldığı, davalının tapu tescilinin 04/07/2013 tarihinde yapıldığı, bu tarihten önceki dönemlere (dava konusu 2008 ve 2009 yıllarına) ait emlak vergilerinin talep edilemeyeceği sonucuna varıldığından ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf taleplerinin usulden reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-İlk derece mahkemesinin kararının birleşen 2015/201 E. 2015/195 K. Dava ile ilgili hükmün HMK.nun 341/2.maddesi gereğince kesin olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun sair yönler incelenmeksizin usulden REDDİNE,
2-Asıl dava ile birleşen 2015/200 E. 2015/194 K.sayılı dava bakımından ise usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nın 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 352. maddesi gereğince REDDİNE,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, fazla alınan harcın talep halinde yatıran tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına;
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan ön inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/02/2018