Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/99 E. 2023/498 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/99 Esas
KARAR NO: 2023/498
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/924
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak takip konusu senetin davalı tarafından müvekkiline silah kullanarak cebir ve tehdit yoluyla imzalatıldığını, davalı tarafından takibe konulan senedin yağma yoluyla temin edildiğini, müvekkilinin davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı, müvekkilinin eşinin kardeşi olduğunu, işbu dava konusu senedi zorla müvekkiline doldurttuğunu ve hem kendi adına hem de müvekkilinin sahibi ve imza yetkilisi olduğu şirketin adına imza attırdığını, müvekkilinin şirket kaşesinin bulunmadığını, davalı kaşeyi kendisinin basacağını söylediğini, müvekkilinin yetkili olduğu şirketin kaşesini dava konusu senede vurmadığını, senette kaşenin imzanın üzerine sonradan vurulduğunu davalının suç içeren bu eylemleri ve yağma yoluyla müvekkiline imzalattığı senedi takibe koyması akabinde suç duyurusunda bulunulduğunu ve davalı hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını, dava konusu senedin müvekkiline cebir ve tehdit kullanılarak imzalatıldığını açıkça ispat eden ses kayıtlarını dilekçe ekinde mahkemeye sunduklarını, müvekkilinin dava konusu senedi imzalamak gibi bir iradesi bulunmadığını, irade bozuklukları Türk Borçlar Kanununda (TBK) m.30- 39 hükümleri arasında tanzim edilmiş olup, korkutma haline m.37-38 hükümlerinde yer verildiğini, işbu hususta tehdit yoluyla imzalatılan senedin herhangi bir geçerliliğinin olamayacağına ilişkin Yargıtayın da içtihat oluşturduğunu, öncelikle teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise mahkemenizce belirtilen miktarda, teminat karşılığında takibin durdurulması hususunda ihtiyati tedbir talebinin bulunduğunu, müvekkillerinin davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine, davalıdan alınacak olan, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının tarafına ödetilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KISMEN KABUL KARARI: İstanbul Anadolu 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/924 Esas sayılı ve 02/10/2022 tarihli ara karar ile; “Davacı taraf icra takibinin yargılama sonuna kadar durdurulması istemiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmişse de, İİK 72/3. Madde kapsamında icra takibinden sonra açılan işbu davada ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyecektir. Bu nedenle takibin durdurulması yönündeki talebin reddi gerekmekle birlikte, dosya kapak borcunun tamamının icra veznesine ödenmesi ve alacağın takdiren %20’si oranında teminatın Mahkememiz veznesine depo edilmesi karşılığında İİK 72/3 maddesi ve yalnızca işbu davanın tarafları arasında geçerli olmak üzere “icra dosyasına borçlular tarafından yatırılacak paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine” şeklinde ihtiyati tedbir talebinin kabulü” kararı verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ: Davalı vekili 23.12.2022 tarihli ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle; tedbir talep eden tarafın HMK’nun 390/3. maddesine göre öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak yasal delillerle ispat etmek zorunda olduğunu, ancak davacı tarafça dosyaya sadece hukuka aykırı yollarla elde edilmiş ses kaydı sunulduğunu, yerleşik Yargıtay İçtihatları doğrultusunda, tesadüfi veya ani gelişmeyen bir olay nedeniyle sistematik ve planlı bir şekilde delil oluşturmak amacıyla yapılan ses, fotoğraf veya video kayıtlarının suç teşkil ettiğini, kaydı yapan kişinin, işlenen suç nedeniyle o anda kolluk güçlerine başvurma imkanından yoksun olması gerektiğinin açıkça belirtilmesi gerektiğini, ancak davacı tarafça bononun imzalandığı Haziran 2022 tarihinden icra takibine geçilen Kasım 2022 tarihine kadar geçen sürede hiçbir şikayet yoluna başvuru yapılmadığını, davacı tarafın, borcu ödemekten kaçınmak amacıyla planlı ve iyi niyet kurallarına aykırı şekilde hareket ettiğini, icra dosyasına da bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle mahkemece verilen 02.12.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİ KARARI: İstanbul Anadolu 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/924 Esas ve 26/01/2023 tarihli ara karar ile; “Dosyada mahkememizce İİK’nun 72/3. Maddesi uyarınca verilen ihtiyati tedbir kararının verilmesine neden olan şartlarda herhangi bir değişiklik bulunmadığı, davalı vekilinin verilen tedbirin kısmen kabulüne ilişkin itirazlarının tedbirin tamamen kaldırılmasını gerektirir nitelikte bulunmadığı, tedbirin kaldırılmasını gerektirecek mahiyette delil de sunulmadığı görüldüğünden, alacaklı muteriz vekilinin itirazının reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; “Takip konusu senedin davalı tarafından müvekkile silah kullanarak cebir ve tehdit yoluyla imzalatıldığını, müvekkilin davalı ile herhangi bir ticari ilişkisi veyahut alacak ilişkisi bulunmadığını, davalı tarafından takibe konulan senedin yağma yoluyla temin edildiğini, müvekkilimizin davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, Tarafımızca İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına 2022/266301 Soruşturma numaralı dosya kapsamında suç duyurusunda bulunulduğunu, yine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … E sayılı dosya ile başlatılan takibe ilişkin tarafımızca İstanbul Anadolu 18. İcra Hukuk Mahkemesinde 2022/887 E. Sayılı dosya ile senet takibine ilişkin şikayet yoluna başvurulduğunu,Dava kapsamında mahkemeye sunmuş olduğumuz beyanlarda da açıkça belirtmiş olduğumuz üzere; davalı yan müvekkilimize tehdit ve hakaret yoluyla zorla senet imzalatmış ve imzalattığı senedi yağma yoluyla müvekkilden edindiğini, işbu hususun dava kapsamında sunmuş olduğumuz delillerle de açıkça ispat olunduğunu, müvekkil haksız ve hukuka aykırı şekilde elde edilerek kendisine karşı başlatılan takip ile ağır haczi tehdidi altında bırakıldığını.” beyanla takibin durdurulması talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise, davacıların takibin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir isteminin reddi kararının istinafıdır. Davacılar, takibe konu bononun davalı tarafından silahla cebir ve tehdit yoluyla imzalatıldığı ve davalıya borçlarının bulunmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunarak, başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulması talebinde bulunmuş; davalı taraf iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından; “İİK 72/3. kapsamında icra takibinden sonra açılan işbu davada ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, bu nedenle takibin durdurulması yönündeki talebin reddine; dosya kapak borcunun tamamının icra veznesine ödenmesi ve alacağın takdiren %20’si oranında teminatın Mahkememiz veznesine depo edilmesi karşılığında İİK 72/3 maddesi ve yalnızca işbu davanın tarafları arasında geçerli olmak üzere ‘icra dosyasına borçlular tarafından yatırılacak paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine’ şeklinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne” karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacılar, icra takibine konu edilen 20.06.2022 tanzim – 0.092022 vade tarihli ve 4.000.000,00 TL bedelli bononun silahlı cebir ve tehdit yoluyla imzalatıldığı, davalıya borçlarının bulunmadığı gerekçesiyle menfi tespit ve ihtiyati tedbir isteminde bulunmuşlardır. Davacılar tarafından davalının eylemleriyle ilgili suç duyurusunda bulundukları, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/266301 Soruşturma numaralı dosyası ile soruşturmanın devam ettiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça somut olayda bononun davalı tarafından zorla alınması sebebine dayalı olarak icra takibinin durdurulması gerektiği ileri sürülmüş ise de; böyle bir iddiada bulunulmuş olması takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Somut olay ve dosya kapsamına göre, davacı tarafın iddialarını en azından yaklaşık ispat düzeyinde haklı gösterecek bir delilin bulunmadığı dikkate alındığında; mevcut delil durumuna göre ilk derece mahkemesinin icra takibinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararı yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.22/03/2023