Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/986 E. 2023/1129 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/986 Esas
KARAR NO: 2023/1129
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2022
NUMARASI: 2020/578 Esas – 2022/811 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete davalı şirket tarafından İstanbul Anadolu …İcra Dairesi’nin … Esas numarasına kayıtlı 25.403,78-TL tutarında çekten kaynaklı borçlu olduğundan bahisle icra takibi başlatıldığını, yapılan takibin açıkça usule aykırı olduğu gibi davacının çekten kaynaklı veya bunun dışında davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı aleyhine 10.06.2019 Keşide Tarihli, 19.000,00-TL Meblağlı bir adet çekin icra takibine konulduğunu, davada yetkili mahkemenin borçlunun yerleşim yeri ve çekin keşide yeri Diyarbakır olduğundan takipte yetkili icra müdürlüğünün Diyarbakır İcra Müdürlükleri olduğunu, icra takibine konu edilen çekteki imzanın ve yazıların davacı şirket yetkilisine ait olmadığını, şirket yetkilisinin hiçbir şekilde söz konusu çeki imzalamadığını, davacının davalı takip alacaklısına borcunun bulunmaması imzanın kendisine ait olmamasından dolayı İcra dosyasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasını; imzaya, borca, belirtilen asıl alacağa, işlemiş ve işleyecek faiz miktarı ile türüne ve diğer alacak kalemlerine itiraz ettiklerini, ayrıca faiz türü ve oranı çek tazminatı da açıkça hukuka aykırı olduğunu, öncelikle işin aciliyeti ve telafisi güç veya imkansız zararların önüne geçmek maksadıyla; dosya üzerinden inceleme yapılarak takibin “ihtiyati tedbir” yoluyla teminatsız durdurulmasına, müvekkilin borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline karar verilmesini, davalının söz konusu takipten ötürü haksız ve kötü niyetli olması imzanın kendisine ait olmaması ve borcun bulunmaması söz konusu haksız ve kötü niyetli takipten ötürü % 20’den aşağı olmamak kaydıyla, “kötüniyet tazminatı”na mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyanın derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan reddinini gerektiğini, davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen dosya için öncelikle davacı tarafça itiraza uğrayarak icra hukuk mahkemesine intikal ettiğini, Anadolu … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasının kambiyo senedinden kaynaklanan alacak hakları saklı tutularak atiye bırakıldığını, davalının davacı nezdindeki alacağının genel usuller dairesinde borçludan talep edileceğinin beyan edildiğini, bu doğrultuda davalı tarafından söz konusu icra takip dosyasının atiye bırakıldığını, davalının davacı nezdindeki alacağı, … ile … arasında kambiyo senedi düzenlenmesine neden olan hukuki ilişkiye istinaden, genel usuller dairesinde borçludan talep edildiğini, borçlu … tarafından, genel usuller dairesindeki dosyanın itiraza uğradığını, davalı tarafından itirazın iptali davası açıldığını, açılan davanın derdest olduğunu ve İstanbul Anadolu 9. Asliye ticaret mahkemesinde görüldüğünü, borçlunun itirazın iptali davasında genel hükümlere göre savunma sebeplerini ileri sürdüğünü, bu menfi tespit davasının itirazın iptali davasından sonra açıldığını, her iki dosyanın temelinde aynı hukuki ilişki bulunduğundan ve açılan itirazın iptali davası derdest olduğundan, sonradan açılan davanın usulden reddinin gerektiğini, bu nedenle davanın derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2022 tarih ve 2020/578 Esas – 2022/811 Karar sayılı kararıyla; “…Her ne kadar davacı taraf dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığını iddia ederek işbu menfi tespit davasını açmış ise de, aynı çeke ilişkin olarak daha önceden İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/336 esas sayılı dosyası ile de dava açılmış olması ve aynı davanın daha önceden açılmış olup, halen görülmekte olmamasının 6100 sayılı HMK’nun 114 maddesi uyarınca dava şartlarından sayılması sebebiyle Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davalı tarafın derdestlik itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla, açılan davanın HMK’nun 114/(1)-ı maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Derdestlik gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmişse de; verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmadığını, Müvekkil aleyhine davalı tarafından İstanbul Anadolu …İcra Dairesi- … E. Sayılı dosyası ile 25.403,78 TL tutarında çekten kaynaklı borçlu olduğundan bahisle icra takibi başlatılmış, buna binaen tarafımızca menfi tespit davası davalı aleyhine açıldığını, Davalı tarafın derdestlik iddiasında bulunduğu dosya ise İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/336 Esas numarası ile açılan itirazın iptali davasının konusunu ise İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası oluşturduğunu, söz konusu davaların iki farklı takipten oluştuğunu, Yani; İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/336 Esas sayılı dosyasının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyaya ilişkin olduğunu; İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/578 Esas sayılı dosyasının ise İstanbul Anadolu …İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasına ilişkin olduğunu; bu durumdan ötürü iki farklı takip olduğundan derdestlik koşullarının oluşmadığını, Somut olayda davacı tarafından açılan ticari ilişkiden kaynaklanan menfi tespit davasında; Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi ile; müvekkile ait imzalar ile belge üzerinde yapılan incelemede belge üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığı kanaatine varıldığını, müvekkilin borçlu olmadığının bilirkişi tarafından ispatlandığını ve korunması gereken bir hukuki değer ortaya çıktığını, Davacının davasını açarken talep etmekte haklı olduğu ve yargılama sırasında hukuki yararının devam gözetilerek yargılama giderleri ile sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi yaptığı yargılama giderlerinin ve AAÜT gereğince vekalet ücretinin münhasıran davalıdan alınması gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “… aynı çeke ilişkin olarak daha önceden İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/336 Esas sayılı dosyası ile de dava açılmış olması sebebiyle Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davalı tarafın derdestlik itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla, açılan davanın HMK’nun 114/(1)-ı maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, davaya ve takibe konu çekteki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek, öncelikle aynı konuya ilişkin taraflar arasında başka bir davanın bulunduğundan bahisle derdestlik itirazında bulunnarak davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece aynı çeke ilişkin olarak daha önceden İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/336 Esas sayılı dosyası ile de dava açılmış olması sebebiyle davalı tarafın derdestlik itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı, açtıkları işbu menfi tespit davasının İstanbul Anadolu …İcra Dairesi- … Esas sayılı dosyasına ilişkin olduğunu; davalının derdestlik iddiasında bulunduğu İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/336 Esas numarası ile açılan itirazın iptali davasının konusunu ise İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası oluşturduğunu, söz konusu davaların iki farklı takipten oluştuğunu ileri sürmüştür. Alacaklının “itirazın iptali davası” açmasından sonra, borçlu tarafından “menfi tespit davası” açılamayacağı, çünkü bu davacı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerek doktrinde ve gerekse uygulamada tereddütsüz kabul edilmektedir. Ancak somut olayda, davaların ilgili icra dosyalarının, takip dayanaklarının ve takip yollarının farklı olması nedeniyle davalar arasında derdestlikten bahsedilemeyeceğinden, mahkemece davaya devam edilerek toplanacak delillere göre karar verilmesi gerekirken anılan şekilde karar verilmesi usule aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2022 tarih ve 2020/578 Esas – 2022/811 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 492,00 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 101,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 593,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/07/2023