Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/956 E. 2023/1762 K. 27.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/956 Esas
KARAR NO: 2023/1762
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2023
NUMARASI: 2020/920 E, 2023/254K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 27/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARINDA ÖZETLE:Davacı dava dilekçesinde; Davacı, davalıya olan borcuna istinaden 30.09.2015 Vade Tarihli ve 200.000,00 TL Bedelli bir adet bono keşide ederek davalıya teslim ettiğini, işbu bono bedelinin, davalı ile davacı aralarındaki şifahi anlaşma neticesinde 20.05.2016 tarihinden itibaren parça parça davalının/vekilinin banka hesabına ödenmeye başladığı, davacının davalıya olan borcunu ödemeye devam etmesine rağmen davalının; 08/08/2017 – tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibi ile müvekkili aleyhine icra takibine başladığı, Takip tarihi itibarı(İcra Takibinden Önce) ile davacı 84.000,00 TL ödediği ve bono borcunun 116.000,00 TL kaldığı, Buna rağmen davalı 14.000,00 TL fazla alacak gösterdiğini, icra takibinin 130.000,00 TL bedel üzerinden başlatıldığı, işbu takipten sonra, davacı sağlık sonunları nedeniyle takip hakkında yeterli bilgi sahibi olamamışsa da bu sırada davalı asile ve davalı vekillerine banka yolu ile bono bedeli ödemelerini yapmaya devam ettiği, davacının icra takibinden sonra 135.000,00 TL haricen ödeme yaptığı, davacının, takipten önce ve takipten sonra toplamda 219.000,00 TL haricen ödeme yaptığı fakat davalının, işbu ödemeleri icra dosyasına bildirmediği, icra dosyası takip çıkışı üzerinden hiç bir tahsilat yapılmamış gibi devam edildiği, nihayetinde davacının taşınmazı satışa çıkararak alacağa mahsuben taşınmazın alacaklı tarafa ihale edildiği, taşınmazın ihale tarihi itibarı ile; davacının aşamalarda yaptığı ödemelerin icra dosyasına yansıtılması halinde icra dosyasında davacının 50.000,00 TL borcu bulunması gerekirken, alacaklı taraf işbu ödemeleri bildirmediği için bütün alacak üzerinden taşınmazın ihale edildiği, taşınmaz ihalesi sonrasında 196.080,00 TL bedel, icra dosyası borcundan mahsup edildiği, yani alacaklı, işbu taşınmaz satışı ile 196.080,00 TL tahsilat yaptığı, oysa ihale tarihi itibarı ile davacının bakiye borcunun 50.090,00 TL olup davalı alacaklının 146.080,00 TL fazla tahsilat yaptığı, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerden ötürü; taşınmaz satış tarihi olan 24.07.2018 tarihi itibarı ile davacının 50.000,00 TL bakiye borcu olduğunun tespiti ile davalı tarafa işbu tarih itibarı ile borcu aşan 146.080,00 TL ödemenin cebri icra tehdidi altında yapıldığı gerekçesi ile işbu bedel üzerinden istirdat davanın kabulüne ve ödeme tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde; Davalı ile davacı ticari işler yaptığını, bu işler, borç para vermeler sonunda davacının 200.000,00 TL borcunun doğduğunu, bu borcu ödemek için davacının 03.03.2015 düzenleme tarihli ve 30.09.2015 vadeli 200.000,00 TL bedelli bonoyu davalıya verdiği, iş bu bono borcu için davacı tarafından icra takibinin başlatıldığı 08.08.2017 tarihine kadar 70.000,00 TL ödeme yapıldığı, ödemeler davalının … Bankasındaki hesabına havale yoluyla yapıldığı, davalının bono bedelini tam olarak ödememesi üzerine tarafından Bakırköy … İcra müdürlüğü … E sayılı icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından takip kesinleştikten sonra ödeme yapılmaması üzerine haciz işlemieri yapıldığı, bu kapsamda davacı-borçlunun … ilçesi, … Mah. … ada … parselde kayıtlı taşınmazdaki bağımsız bölümü haciz edildiği ve satış işlemlerinin başlatıldığı, davacının taşınmazı 24.07.2018 tarihinde Bakırköy … İcra dairesi … E sayılı satış dosyası ile satışa çıkarıldığı, 24.07.2018 tarihli ihalede davacı …’in de hazır bulunduğu, Bu ihale aşamasında davalı alacaklı, satışa konu daire üzerindeki ipotek bedeli dahil olmak üzere tüm masrafların kendisi karşıladığı, taşınmazın – satışıyla birlikte dosya borcu hesaplanarak satış – işleminin tamamlandığı, davacının evinin satış geliriyle dosya borcunun tahsil edildiği, davalı bakiye kalan kısmı için alacaktan da feragat ettiği, davacı tarafın, icra dosyası için takipten sonra 135.000,00 TL ödeme yaptığını iddia ettiği ancak bunları dava dilekçesinde açıklamadığı, keyfi ödeme iddiasını dayandırdığı banka dekontları irdelendiğinde davalı hesabına yatırdığı paralar yanınıda 3.kişi …’ya gönderdiği havaleyi de davalıdan alacak olarak talep ettiği, bu nedenle … yapılan ödemeler davalı …’e yapılmadığı, davalı …’in … alacaklı olduğu, bunun tahsili için tarafından Bakırköy … icra müdürlüğü … E sayılı takip yapıldığı, bu nedenle davacının 3.kişiye yaptığı bir ödemeyi davalıya yaptığını kabul etmesi hiçbir şekilde hukuki olmayıp kabul edilemeyeceği, öyle ki davacı ayrı zaman sürecinde devam eden ticari ilişki kapsamında farklı tarihlerde farklı borçları için ödeme yaptığı, kendisinin dekontlara açıklama yazması ödemelerin icra takibine yaptığı anlamına gelmediği, çünkü icra dosyasına konu borç için ödeme yapmış olsaydı bunu açıkça yazabileceğini ya da doğrudan dosyaya yatırabileceği, davacı bir tacir olup, basiretli tacir gibi hareket etmesi, buna göre işlemlerini yürütmesi gerektiği, davacının müvekkili adına kayıtlı … hesabına 23.10.2018 tarihinde 15.000,00 TL havalesinin nedeni “davalı …’in yönlendirmesiyle başkaca borcunu alacaklı vekili olarak tarafına ödemesi olduğu, bu ödeme de icra takibine konu borç için ödenmediği, bu itibarla davacının davaya konu ettiği ödemelerin başkaca borçlar için ödenmiş olduğu, davalının haksız bir kazanç sağlamasının sözkonusu olmadığı, Asıl Dava yönünden ise; Anılan icra dosyası ile davacının maliki olduğu taşınmazın 24.07.2018 tarihinde satılarak dosya borcuna tahsil edildiği, nedenle davacı tarafça 16.12.2020 tarihinde dava açıldığı için dava İİK 72.md gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı usulen reddi gerektiği, esasa dair olarak ise davacının, icra takibinin satış aşaması dahil hiçbir aşamasında icra dosyasına mahsuben ödeme iddiası ortaya atılmadığı, sunulan banka dekontların 3.kişilere yapılan havalelere ilişkin olduğu, bir kısmının taşınmaz satış tarihinden önce ve sonra başkaca ticari ilişkilere ait olmasından dolayı davacının icra dosyasına fazladan ödeme iddiasının kabul edilemez olduğu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını, Karşı Dava Açısından İse;Davacı … tarafından karşı davalı …’ye “araç satışında yardımcı olması amacıyla maliki olduğu … (halen … ) plakalı aracın satışı için Bakırköy ….Noterliği 17.04.2019 tarih ve … yevmiye sayılı vekalet verdiği, ancak vekalet tarihinde rayiç 120.000 TL olan aracın 3.kişiye satılmasına rağmen bedelin karşı davacıya ödenmediği, bu ödeme talebi üzerine borcu ödememek amacıyla, haksız taleplerle asıl davanın açıldığı, bu karşı dava ile aracın satış bedelini talep edildiği, bu nedenle karşı dava konusu aracın 3.kişiye satış tarihindeki değeri tam bilinmediği için fazlaya dair talep hakkımız saklı kalmak üzere aracın satış değerinin şimdilik 120.000 TL sinin satış tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı-davalı taraf üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.Mahkemenin ara kararı ile karşı dava asıl davadan tefrik edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:”…Alınan bilirkişi raporu ile davalının usulüne uygun tutar ile takip başlattığı davacının ödemelerini ispat edemediği anlaşılmış ise de; raporda sıra numarası ile yapılan ödemeler incelendiğinde dava dışı …’ya yapıldığı ileri sürülen ödemelerin davalının yeminini ifa ile davacı tarafça ispat edilmediği bu hali ile yapılan son ödemenin 14/11/2018 tarihinde davacı tarafça yapıldığı iş bu ödeme ile istirdat talep edilmesi gereken sürenin 14/11/2019 tarihinde dolduğu, İİK’nun 72.maddesi uyarınca istirdat davası borcun tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde açılabileceğinden arabulucuya başvuru tarihi 19/11/2020 ve dava tarihi 16/12/2020 itibari ile dolduğu anlaşılmakla davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine …” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF:Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Dava dosyası içerisinde yer alan icra dosyasında yer alan sıra cetveline bakıldığında 14.11.2018 tarihi itibarı ile 13.060,21 TL bakiye alacak kaldığını, 14.11.2018 tarihi itibarı ile dosyada halen bakiye borç bulunduğunu, istirdat davaları için hak düşürücü sürenin dosya borcunun tamamen ödendiği tarihten itibaren başlayacağını, davalının icra dosyasından feragat etmiş olmasının bakiye alacağını daha sonra işbu takipte yahut başka takipler aracılığı ile talep edemeyeceği anlamına gelmediğini, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan istirdat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Uyuşmazlığa konu icra dosyasında taşınmazın ihale yolu ile satışının yapıldığı, ihalenin kesinleştiği, 14.11.2018 tarihi itibarı ile sıra cetveli düzenlendiği, davalı yanca takibin bakiye kısmından feragat edildiği görülmekle İİK 72/7 maddesi gereğince takibe itiraz edilmemesi nedeni ile borçlu olunmayan paranın ödenmesi halinde ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde dava açılması gerektiği dikkate alındığında mahkemece davacının ödemelerinin ispat edilemediği ve 14.11.2018 Tarihinden itibaren bir yıl içinde dava açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermesi yerinde görülmüş, davacının istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85-TL harçtan, peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.27/11/2023